Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan enflasyon ve döviz kuru mesajı

AK Parti Genişletilmiş İl Başkanları Toplantısı'nda konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan, 2023 seçimlerine vurgu yaptı. Erdoğan, bu seçimin AK Parti ile Cumhur İttifakı'nın geleceğinin ötesinde Türkiye'nin ve milletin kaderi bakımından gerçek anlamda bir yol ayrımını ifade edeceğini söyledi. Ekonomideki gelişmelere de değinen Cumhurbaşkanı, ''Döviz kurundaki, faizlerdeki, enflasyondaki dalgalanmalar yaşadığımız geçiş sürecinin bedelleridir'' dedi. Erdoğan, AK Parti ve MHP'nin ortak imzası ile Meclis'e sunulan Seçim Kanunu teklifine yönelik eleştirilere de yanıt verdi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan enflasyon ve döviz kuru mesajı

Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı , AK Parti Genişletilmiş İl Başkanları Toplantısı'nda konuştu.

''2023 SEÇİMLERİ ÜLKEMİZİN KADERİ BAKIMINDAN YOL AYRIMINI İFADE EDECEK''

2023 seçimlerine dair önemli mesajlar veren Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları söyledi:

''Yeni bir imtihanın, 2023 seçimlerinin arifesindeyiz. Bir kez daha milletimizin huzuruna çıkacak, geçmişin hesabını verecek, gelecekte yapacaklarımızı ortaya koyacak, sonraki 5 yıl için seçmenden ruhsat isteyeceğiz. Şüphesiz her seçim önemlidir, her seçim hayatidir, her seçim belirleyicidir ama 2023 seçimleri, AK Parti'nin, bunun yanında Cumhur İttifakı'nın geleceğinin ötesinde ülkemizin ve milletimizin kaderi bakımından gerçek anlamda bir yol ayrımını ifade edecektir. Biz bu seçimde, öncelikle 'yi, Cumhuriyetimizin kuruluşunun 100'üncü yılına atfettiğimiz büyük hedeflerine ulaştırarak ülkemizin demokrasi ve kalkınma kazanımlarını korumanın peşindeyiz.''

Cumhurbaşkanı Erdoğan, özellikle son 10 yılda terörden darbeye, ekonomik tuzaklardan siyasi çelmelere kadar maruz kaldıkları her saldırının Türkiye'yi yeniden istikrarsızlığa, güvensizliğe ve kaosa sürükleyerek, hedeflerinden uzaklaştırma amacı taşıdığını söyledi.

''Başaramadılar, başaramayacaklar" diyen Erdoğan, milletin hem elindekilerin kıymetini bildiğini hem oynanan oyunu gördüğünü ve hem de verdikleri mücadelenin gayesini kabul ve tasdik ettiğini belirtti.

''RİZE-ARTVİN HAVALİMANIMIZ BİTİYOR, ÖNÜMÜZDEKİ AY AÇILIŞINI YAPACAĞIZ''

Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü:

"İşte, Yavuz Selim Köprüsü'nü yaptık ona takıldılar, Osmangazi'yi yaptık ona takıldılar, Nissibi Köprüsü'nü, Şanlıurfa'dan Adıyaman'ı birbirine bağladık ona takıldılar. Çünkü akılları bu tür şeyleri kabullenemiyor, almıyor. Bütün bunlarla beraber İstanbul-İzmir arası 7-7,5 saatken onu 3 saat 15 dakikaya indirdik, havsalaları almadı, almaz. Biz bunlarla kalmadık Samsun, sınır kapısına varıncaya kadar o bölgeyi elhamdülillah, öyle tek gidiş tek geliş değil, otoyol haline getirdik ve onu da havsalaları almadı, almaz. Şimdi buradan sesleniyorum, ey ana muhalefet bak Ordu-Giresun'da denizin üzerinde bir havalimanı yaptık, haberiniz var mı? Şimdi Rize-Artvin, orada da havalimanımız bitiyor, inşallah önümüzdeki ay onun da açılışını yapacağız, haberiniz var mı?"

"GEÇİŞ SÜRECİNİN BEDELLERİ"

Türkiye'deki havalimanı sayısını 25'ten 56'ya çıkardıklarını, bunun vatandaşların uçakla Türkiye'nin istedikleri yerine kısa sürede gidebilme imkanı sağladığını belirten Erdoğan, "Bugünlere bizleri kavuşturan Rabb'ime sonsuz hamdüsenalar olsun. kurundaki, faizlerdeki, enflasyondaki dalgalanmalar yaşadığımız geçiş sürecinin bedelleridir. Biz durmadık, çalışıyoruz. 'Efendim, işte fiyatlar, şunlar, bunlar...' Sevgili vatandaşlarım, ekranları başında bizi izleyen vatandaşlarıma sesleniyorum, bakın durmuyoruz" dedi.

Bu yatırımları yaparken zaman zaman "yap-işlet-devret" ile adım attıklarına dikkat çeken Erdoğan, "Ama bunu da akılları almıyor, 'ne demek o' diyor 'bunu bize bir açıklayın.' Öğren de gel. Bu yüklenici firmaların kendi imkanlarıyla, yurt dışından veya kendi imkanlarıyla bütün bu yatırımı yapıp ondan sonra da yaptığımız ihaleyle ama 10 senede ama 15 senede ama 20 senede bunun bedelini devlet olarak biz kendilerine ne yapıyoruz, ödüyoruz. Devletin kasasından bir kuruş çıkmıyor. Burada yüklenici firma bunu yapıyor ve belli bir ücretle ama köprüden ama otobanlardan geçen vatandaş bedelini ödüyor. Açık mı var? Bu açığı da devlet o yüklenici firmaya ödüyor" diye konuştu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, süratle bu yatırımları yaparak Türkiye'yi ayağa kaldırdıklarını belirterek, bunu sadece otobanlarda, otoyollarda yapmadıklarını, 19 şehir hastanesinin bulunduğunu ve bu hastaneleri de aynı anlayışla yaptıklarını söyledi.

"ŞEHİR HASTANELERİMİZE KULP TAKMAYA BAŞLADILAR"

Şehir hastaneleriyle iftihar ettiklerini vurgulayan Erdoğan, "Şimdi onların üzerine gelmeye başladılar, şehir hastanelerimize kulp takmaya başladılar. Boşuna uğraşmayın, bak sizin de eliniz ayağınız oralara düşer. Bak, şu corona virüste işte bu şehir hastanelerimiz, bu eğitim araştırma hastanelerimiz olmamış olsaydı biz bu süreci öyle kolay kolay atlatamazdık ama bu hastanelerle biz bu süreci başarıyla atlattık" dedi.

MECLİS'E SUNULAN SEÇİM KANUNU TEKLİFİ

Erdoğan, Cumhur İttifakı olarak uzunca bir süredir hazırlıklarını yürüttükleri Seçim Kanunu'ndaki değişikliklere ilişkin çalışmayı, geçtiğimiz günlerde Meclis'in takdirine sunduklarını hatırlattı.

Seçim barajının yüzde 7'ye düşürülmesinden, ittifakların milletvekili çıkarma hesabının yeniden yapılmasına, seçmen kütüklerinin tanziminden yeni yönetim sistemiyle ilgili uyum hükümlerine kadar pek çok düzenlemeyi içeren bu teklifin Türkiye'ye hayırlı olmasını dileyen Erdoğan, şu açıklamalarda bulundu:

"Bu teklifle ilgili detaylı açıklamaları arkadaşlarımız zaten kamuoyuyla paylaştılar. Burada sadece bir hususun altını çizmek istiyorum. Seçim Kanunu'nda yapılacak bu düzenlemeler, en çok CHP milletvekillerini rahatlatacaktır diye düşünüyorum çünkü biliyorsunuz bu partinin milletvekilleri seçimler öncesi gruplar halinde, gözleri yaşlı, boyunları bükük, bu şekilde başka partilere altın tepside ikram ediliyordu.

''CHP MİLLETVEKİLLERİNİN TUZLUK GİBİ MASASINDA DOLAŞTIĞI TABLOLARLA BİR DAHA KARŞILAŞMAYACAĞIZ''

Yeni düzenleme ile seçimlere katılmak için Meclis'te grup kurmak tek başına yeterli olamayacağı için siyasi mühendislik gayretlerinin ürünü bu tür taşınmalara artık ihtiyaç kalmayacak. Böylece CHP milletvekillerinin tuzluk gibi siyaset masasında elden ele dolaştığı, milli irade adına utanç verici, yüz kızartıcı tablolarla inşallah bir daha karşılaşmayacağız. Yine bu düzenlemeyle ittifaklar içinde yer alan partilerin, sahip oldukları oy potansiyelinin çok üzerinde güç ve milletvekili elde edebilmelerini sağlayan sistemi de değiştiriyoruz. Böylece hem milli iradenin tecellisinde adaleti sağlamayı hem de tabela partilerinin siyaseti manipüle etmelerinin önüne geçmeyi hedefliyoruz.

Bu düzenleme de en çok CHP milletvekillerinin işine yarayacaktır. Çünkü CHP ittifakını geniş tabanlı göstermek için kendi mensuplarının seçilmesi gereken yerlerin bir kısmını diğer partilerin adaylarına peşkeş çekiyordu. Meclis'e verilen teklifle bu garabetin de önüne geçilmekte, CHP'lilerin kendi listelerine sahip çıkabilmelerine imkan sağlanmaktadır. Sorsanız AK Parti'yi demokrat olmamakla, sadece kendi çıkarını düşünmekle suçlayacaklarını ama gördüğünüz gibi biz seçim kanunundaki değişikliği çalışırken bile CHP'li milletvekillerinin yaşadığı sıkıntıları da dikkate aldık, düşüncelerini, onların da endişelerini giderecek şekilde yaptık."

"BUNCA YILDIR HİÇBİR SEÇİM KAZANAMADAN DURMAYI BAŞARABİLEN KILIÇDAROĞLU'DUR"

Bunun için Komisyon ve Genel Kurul görüşmelerinde CHP'li milletvekillerinin sunulan teklifi, "alenen yapamasalar bile kalben destekleyeceklerine" inandığını ifade eden Erdoğan, "Aslında siyasette elini en çok rahatlattığımız kişi de CHP'nin başında. Bunca yıldır hiçbir iş yapmadan, hiçbir seçim kazanamadan durmayı başarabilen Kılıçdaroğlu'dur. Öyle Ahlatlıbel'de yuvarlak masanın etrafında toplanmayla siyaset olmuyor" açıklamasını yaptı.

"KILIÇDAROĞLU, AK PARTİ'NİN YAPTIKLARINI SANKİ AKIL ETMİŞ GİBİ ANLATIYOR"

Erdoğan, Kılıçdaroğlu'nun önce AK Parti'nin yaptıklarına ve yapmakta olduklarına bakıp sonra kürsüde bunların bir kısmını iftiraya varan yalan yanlış bilgilerle eleştirdiğini, bir kısmını da sanki kendi akıl etmiş ve kendi söylemiş gibi anlattığını ifade ederek şöyle konuştu:

"Bir gün bakıyorsunuz, terörle mücadele için yaptığımız sınır ötesi harekatlarına... Herhalde PKK'ya göbekten bağlı olduklarını gücendirmemek için zırva bahanelerle karşı çıkıyor. Sonra bir başka gün bu harekatları kendisinin önerdiğini söylüyor. Bir gün bakıyorsunuz, ülkemizin dünyadaki en önemli markalarından biri haline gelen insansız hava araçları başta olmak üzere savunma sanayisi ürünlerimizi yerden yere vuruyor. Sonra bir başka gün bu projelerin kendisine ait olduğunu ifade ediyor. Hatta hatta o fabrikayı benden önce gidip gezmiş, görmüş. Böyle yalan olur mu? Böyle pespayelik olur mu? Anlamak mümkün değil. Bir gün bakıyorsunuz, Türkiye'nin onurlu dış politika duruşlarına en ağır, en galiz ifadelerle saldırıyor, sonra bir başka gün kendinden gayet emin şekilde bu duruşun patentine talip oluyor. Patent bize ait. Bir gün bakıyorsunuz, Türkiye'nin enerji alanında yaptığı yatırımları çetecilikten kaynak israfına, iş bilmezlikten çevreciliğe kadar bir sürü bühtanla 'tukaka' ilan ediyor. Sonra bir başka gün hesaba kitaba gelmez yöntemlerle de aynı işleri kendisi proje olarak anlatıyor."

"MASADA NASIL OTURACAKLARINA KARAR VERMEYİ BECEREMEYENLERİN MİLLETİ İKNA ETMELERİ MÜMKÜN DEĞİLDİR"

Kılıçdaroğlu'nun, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'ne "canhıraş" bir şekilde karşı çıkmasına rağmen ortaya yurt dışında hazırlanıp eline tutuşturulan bir rapor dışında hiçbir teklif koyamadığını da unutmadıklarının altını çizen Erdoğan, şunları kaydetti:

"Daha masada nasıl oturacaklarına, koridorda nasıl yürüyeceklerine bile karar vermeyi beceremeyenlerin böylesine köklü bir reformu düşünmeleri, hazırlamaları, milleti ikna etmeleri, uygulamaya geçirmeleri elbette mümkün değildir. Allah muhafaza aynı ekibin bölgemizde yaşanan güvenlik krizleri, salgın gibi bir felaket, siyasi ve ekonomik fay hatları gibi hususlarda ülkemizin kaderini ellerinde tuttuğunu bir düşünün. Onlar bir araya gelen, oturma düzenine ve söz sırasına karar verene, yemek menüsünde anlaşana, koridorda yürüme hizasını tutturana kadar zaten iş işten geçer.

Böylesi bir karmaşadan ülkenin ve milletin hayrına bir kararın çıkması, hadi çıktı diyelim, hızla ve sağlıklı şekilde uygulanması mümkün mü? Bu tablonun sadece düşüncesi bile kabus gibi. Milletimize teklif edilen sistem işte budur. Gerçi Kılıçdaroğlu'nun bu tutarsızlıklarına, bu hezeyanlarına rüzgar gülü misali esintiye göre sürekli yön değiştirmelerine artık alıştık. Biz belki mecburen alıştık ama milletimiz kendisinden inanıyorum ki bıktı. İnşallah 2023 seçimleri diğer birçok hayırlı neticesinin yanında ülkemiz siyasetini bu karikatür tipten de kurtaracak bir vesile olacaktır."

Sayfa Yükleniyor...