Dünya Gönüllü Kan Bağışçıları Günü nasıl ortaya çıktı? Karl Landsteiner kimdir?

Dünya Gönüllü Kan Bağışçıları Günü’nde kamuoyunda gönüllü kan bağışının öneminin pekiştirilmesi ve yaygınlaştırılmasına ilişkin bilgilendirme yapılarak, kan bağışı konusunda davranış değişikliği ve kalıcı bilinç yaratılması amaçlanmaktadır. Peki, Dünya Gönüllü Kan Bağışçıları Günü nasıl ortaya çıktı?

Dünya Gönüllü Kan Bağışçıları Günü nasıl ortaya çıktı? Karl Landsteiner kimdir?

Geçmişten günümüze sağlık ve yaşamın temeli olan ve modern tıpta tek kaynağı insan olan yaşamsal bir ilaç olarak kabul gören kan, yaralanma, salgın, kaza ve çeşitli hastalıklar nedeniyle sağlık alanında en önemli ihtiyaçlar listesinde yer alıyor. Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) ihtiyaç sahipleri için kan veren gönüllü kan bağışçılarını kutlamak ve gönüllü güvenli kan ihtiyacına toplumun dikkatini çekmek amacıyla 2005 yılında, A,B,0 kan grubu sistemini bulan Nobel ödüllü bilim insanı Karl Landsteiner'in doğum günü olan 14 Haziran'ı, "Dünya Gönüllü Kan Bağışçılar Günü" olarak ilan etti. 

Amacı, ihtiyaç sahipleri için kan veren gönüllü kan bağışçılarını kutlamak ve gönüllü güvenli kan ihtiyacına toplumun dikkatini çekmektir.

Dünya Gönüllü Kan Bağışçıları Günü nasıl ortaya çıktı? Karl Landsteiner kimdir? - 1

KARL LANDSTEİNER KİMDİR?

Karl Landsteiner, 14 Haziran 1868 yılında Viyana da doğdu. Bir hukuk doktoru ve tanınmış bir gazeteci olan babası Leopold Landsteiner Karl 6 yaşındayken vefat etti. Karl, annesi Fanny Hess tarafından yetiştirildi. Yaşıtlarına göre erken yaşlarda okul hayatına başlayan Karl, her zaman başarılı ve parlak bir öğrenci oldu.

1885 yılında Viyana Üniversitesinde tıp alanında eğitim almaya başladı. Henüz öğrenciyken biyokimyasal araştırmalar yaparak kan bileşenlerine diyetlerin etkisi üzerine bir makale yazdı.

1891 yılında tıp fakültesinden mezun olduktan sonra 5 yıl Münih’te çeşitli laboratuarlarda çalışmalar yaptı.

1896 yılında Viyana’da Hijyen Enstitüsünde Max Von Gruber‘in asistanı oldu.

1898-1908 yılları arasında Viyana Üniversitenin Patolojik Anatomi bölümünde asistan oldu. Burada morbid fizyolojisi ve anatomisi üzerine çalışmalara başladı. Menenjitin bakteriyel nedenini bulan profesör A. Weichselbaum ve pnömokokları keşfeden Fraenckel ile birlikte çalışmaları oldu.

Landsteiner, kan grupları ve bağışıklık alanındaki öncü çalışmalarıyla tanındı. 17. yy’dan beri bilinen insandan insana kan nakli uygulaması, çoğu kez ölümle sonuçlandığından 19. yy sonlarında pek çok ülkede yasaklanmıştı. Kan naklindeki ölüm nedenlerini araştırmaya başlayan Landsteiner, tüm ilgisini alyuvarlar ile kan serumu arasındaki antijen-antikor tepkimelerine yöneltti. Uzun laboratuar çalışmaları sonucunda 1901'de, alyuvarlarda A ve B adını verdiği iki tür antijen (aglütinojen) bulunduğunu gösterdi. Kan serumunda bulunan ve her biri bu antijenlerin yalnızca birine özgü olan antikorları da (aglütinin) anti A ve anti B olarak adlandırdı. Daha sonra, bu antijenlerin ve antikorların varlığına ya da yokluğuna göre insanda en az üç kan grubu olduğunu gösterdi; bu grupları A, B ve O olarak adlandırdı. Bir yıl sonra, A ve B antijenlerinin ikisini birden taşıyan ve AB antikorları içermeyen AB grubunu buldu. Kan nakli sırasında farklı kan gruplarının kullanılması ile ortaya çıkabilecek aglütinasyon reaksiyonlarına dikkat çekerek; kan naklini sıradan bir uygulama haline dönüştürmüş ve bağışıklık kimyasının doğuşunu da hazırlamıştır.

1908’de Viyana’daki Wilhelm Kraliyet Hastanesinde görev aldı.

1908 yılından itibaren yaklaşık on yılını çocuk felci (Poliomyelit) çalışmalarına adadı. Bu hastalıktan ölmüş bir çocuğun beyin omurilik sıvısını maymunlara enjekte ederek hastalık yapıcı etkenin bir virüs olduğunu ilk kez Landsteiner açıkladı. Böylece Poliomyelitin immünolojisi ve sebepleriyle ilgili bugünkü bilgilerimizin temelleri atıldı.

1911 yılında, Viyana Üniversitesinde Patolojik Anatomi Profesörü oldu. 1919 yılına kadar burada morbid anatomi ve immünoloji üzerine çeşitli çalışmalar yapıp makaleler yayınladı. Haptenleri keşfederek Wasserman reaksiyonuna yeni bilgiler ekledi ve frengi immünolojisi hakkında yeni bilgiler ortaya çıkardı. Paroksismal Hemoglobinüri ile ilgili bilgilere katkıda bulundu. 1916 yılında Helen Wlasto ile evlendi ve bu evlilikten bir oğlu oldu.

Birinci dünya savaşından sonra 1919 yılında ülkesinden ayrılıp Hollanda ya gitti. Üç yıl La Haye’deki bir hastanede çalışmalarını sürdürdü. Burada farklı hayvan türlerinin hemoglobinlerinin serolojik özgüllüğü, anafilaksiyi uyaran protein ile konjugatları ve yeni bulduğu haptenler ile ilgili 12 makale yayınladı.

1922 yılında, Newyork’taki Rockefeller Tıbbi Araştırma Enstitüsünde çalışmaya başladı. 1929 yılında bu ülkenin uyruğuna geçti. 1939’da emekliye ayrılmasına rağmen ölene kadar bu enstitüde araştırmalarını sürdürdü.

1930 yılında, kan gruplarına ilişkin çalışmaları nedeniyle Nobel Fizyoloji ve Tıp ödülünü aldı.

1940’da Wiener ile birlikte adını deneylerde kullanılan rhesus maymunundan alan Rh faktörünü buldu. Rh aglütinojeninin varlığına göre pozitif ya da negatif olarak adlandırdı. Yeni doğanlarda ölümle sonuçlanan sarılıkların sebebininde anne ile bebeğin Rh uyuşmazlığı olduğunu gösterdi. Landsteiner’in çalışmaları adli tıbbın gelişmesine de katkıda bulundu. Babalık ve cinayet davalarında kan gruplarının birebir kanıt olmasını sağladı.

24 Haziran 1943 yılında laboratuarda kalp krizi geçirdiğinde elinde pipeti vardı. İki gün sonra vefat etti.

Sayfa Yükleniyor...