Erdoğan: CHP Ergenekon'un irtibat ofisi

Milletvekili adaylarını tanıtan Başbakan, "Ergenekon'un üye kayıt ofisini bulamayanlar, şimdi parti çatıları altında Ergenekon'un irtibat ofisini açmaya karar verdiler. Şu anda bir bedel, bir fatura ödeniyor" dedi.

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, AK Parti'nin 12 Haziran seçimlerinde aday gösterdiği isimleri Ankara'da tanıttı.

Ankara Arena Spor Salonu'nda milletvekili adaylarına seslenen Erdoğan'ın hedefinde CHP ve MHP vardı: ''Bizim kadrolarımız, icazetli, vesayetli, güdümlü, ısmarlama kadrolar değildir. Bizim kadrolarımız, çeteleri, mafyayı, hukuk dışı suç örgütlerini temsil eden, onlardan beslenen, onlarla yol arkadaşlığı yapan değil, milletle gönül birliği yapan, kader birliği yapan bir kadrodur. Bu kadronun özü, milletin özüdür, milletin ak ve aydınlık yüzüdür. Bu kadro, bizim diğerlerinden farkımızı ortaya koyan bir kadrodur.

İşte görüyorsunuz... Önce çetelerin avukatı olduklarını söylediler. Ardından, çetelerin operasyonuyla birbirlerine girdiler. Yetmedi, kürsüye çıktılar, Sayın Genel Başkan, Anamuhalefetin, 'Nerede bu Ergenekon örgütü, gidip üye olacağım' dedi... Silivri'de.. Eğer üye kayıt defterini aldıysan gider üye olursun. Ergenekon'un üye kayıt ofisini bulamayanlar, şimdi kendi parti çatıları altında, Ergenekon'un irtibat ofisini açmaya karar verdiler.

Dışardan aday bulamadılar, içerden, Silivri'den aday transfer ettiler. Buradan, MHP'ye, CHP'ye soruyorum; siz milletin iradesini mi temsil ediyorsunuz, Silivri'nin iradesini mi? Siz, milletin iradesini mi temsil ediyorsunuz, yoksa çetelerin, mafyanın, cuntanın iradesini mi? Siz gücünüzü milletten mi alıyorsunuz, yoksa çetelerden, mafyadan, karanlık örgütlerden mi?

Hani siz dokunulmazlığın kaldırılmasını istiyordunuz? 8,5 yıl boyunca, dokunulmazlıktan başka muhalefet adına tek bir cümle kurmayan siz değil miydiniz? Biraz tutarlı olun tutarlı... Lütfen, bir kere de sözünüzün arkasında durun. Alıştık size. Bol çark ediyorsunuz. Ne olur bir kere de çark etmeyin. Biz, 8,5 yıl boyunca, hiçbir tehdide boyun eğmedik. 8,5 yıl boyunca çetelere, mafyaya, karanlık suç örgütlerine asla ve asla boyun eğmedik. Çetelerin karşısında boynunu bükenlerden, hazırola geçenlerden, ruhunu çetelere satanlardan olmadık.

Kampanyamızı 22 Nisan'da CHP'nin hışmına uğradığı Bayburt'tan saat 14.00'de başlatıyoruz, CHP 2 milletvekilini çok gördü Bayburt'a. Hemen arkasından, aynı gün Gümüşhane'ye geçiyor, orada ikinci mitingimizi  yapıyoruz. Ulaşabildiğim illere bizzat ben gideceğim. Ulaşamadıklarımıza, programımızın imkan vermediği şehirlere bakan arkadaşlarımız, genel başkan yardımcılarımız gidecekler.

İTALYA ÖRNEĞİ VERDİ
Bir bedel ödeniyor değerli arkadaşlarım... Şu anda bir fatura ödeniyor. Biz, gücümüzü milletten alır, yetkiyi milletten alır, hesabımızı da millete veririz. Tek hesap mercimiz, aziz milletimizdir. Gücünü, yetkisini, iradesini milletten almayanlar ise hesabı başka yerlere öder, başka yerlere bedel verirler. 8,5 yıl boyunca olduğu gibi, bundan sonra da çeteler karşısında geri adım atmayacağız. Çeteler karşısında boynumuzu bükmeyecek, mücadeleyi sonuna kadar sürdüreceğiz. Çeteler, mafya, suç örgütleri tekrar üreme şansı bulamayacağı gibi, kesinlikle bundan sonra bu ülkede aynen İtalya'da olduğu gibi temizeller operasyonuna da ihtiyaç kalmasın.

'yi hep birlikte, sizlerle birlikte yeniden inşa ediyoruz. Şunu da burada özellikle ifade etmek durumundayım; bu kadro, bir kez daha, tüm 'yi temsil eden, tüm Türkiye'yi yansıtan bir kadrodur. Bu kadro, bir Türkiye fotoğrafıdır. Burada tek etnik köken, tek bölge, tek inanç grubu yok. Burada her etnik köken, her bölge, her inanç grubu, her düşünce, her sosyal grup, bizim 550  kişilik listemizde hakkaniyetle temsil edilmektedir. Hiç kimse dışarıda bırakılmamıştır, hiç kimse ötelenmemiş, dışlanmamıştır.

8,5 yıl boyunca olduğu gibi, bu listeyle de Türkiye bir kez daha samimiyetle kucaklanmıştır. Listemize bakıp da AK Parti'nin bazı bölgelerden çekildiğini, bazı bölgelerde iddiasını kaybettiğini söyleyenler, açık söylüyorum, çok büyük bir yanılgı, çok büyük bir cehli siyaset içindedir. Bunu söyleyenler, bunu yazıp çizenler, adaylarımızı tanımadıkları kadar, AK Parti'nin çözüm için ortaya koyduğu iradeyi, samimiyeti, kararlılığı da görmüyorlar, görmek istemiyorlar. Bunu söyleyenler, değişimden, dönüşümden, tazelenmekten korkuyor, çekiniyorlar.

AK Parti, hiçbir yol arkadaşını yolda bırakmaz. Yapılan sadece bir nöbet değişimidir. AK Parti hiçbir bölgeden çekilmiyor, çekilmez. Bir Azeri atasözü şunu söylüyor; 'Dertsizler, yeryüzüne yüktür'. Bizim derdimiz var, bizi dert bu yollara düşürdü. Bizim derdimiz, Türkiye sevdasıdır. Türkiye davamız var. Biz Türkiye'nin sorunlarına, dertlerine çözüm getirecek isimleri adeta bir mücevherci kimliği ile cevherleri maden ocaklarından ayırarak, çıkararak, işleyerek kuyumcu dükkanına sunuyoruz. Bizim özelliğimiz bu. Diğerleri öyle değil, onlar hazıra konuyor, biz işliyoruz. Farkımız bu.''

BUNLAR İSTANBUL'A FRANSIZ
'Bizim arkadaşımız Hamzaçebi, Sayın Başbakanın İstanbul ile ilgili 2 yeni şehir projesini o çok önce açıklamıştı' diyor. 4 sene önce bunu Meclis'teki bütçe müzakerelerinde açıkladığını söylüyor. Ben İstanbul gibi bir büyük şehrin belediye başkanlığını yaptım. Ben maliye memuru değilim. Ben belediye başkanlığından geliyorum. İstanbul'un neresinde ne var gayet iyi bilirim. Akif Hamzaçebi, önce İstanbul'u tanısın, ama önce genel başkanı tanısın. Çünkü genel başkanı İstanbul'a büyükşehir belediye başkan adayı oldu, adres olarak gösterdiği Kağıthane'yi tanımadı 'Kağıttepe' dedi.

Akif Hamzaçebi, 13 Kasım 2007'de Ulaştırma Bakanlığının bütçesiyle ilgili komisyonda konuşuyor. Bunu iyi bilelim ve öğrenelim ki gittiğiniz her yerde bunları kullanmanız lazım. Hamzaçebi, İstanbul'da iki kent kurulmasından değil, İstanbul'un doğusu ve batısına 2 kent kurulmasından bahsediyor. 'Bunlardan biri Sakarya'nı Karasu ilçesi civarına, diğeri de Saroz Körfezi'ne kurulsun' diyor.  Bunu o söylüyor. Bunu İstanbul ile alakası var mı? Bu projesinin bizim projemizle yakından uzaktan alakası yoktur. Dedim ya bunlar İstanbul'un neresi olduğunu bilmiyorlar. Genel başkanı da o da aynen öyle... Bunlar İstanbul'a Fransız...

Ben ise İstanbul sınırları içinde mevcut İstanbul sınırları içinde kentsel değişim, dönüşüm anlayışı içinde 2 yeni şehirden söz ediyorum. Biz onlar gibi başlık atmıyoruz. Örneğin bunlardan bir tanesinin mimari çalışmasını bile yaptık. Haftaya çarşamba bunu açıklayacağız. Hiç heyecanlanmayın. Orada, neresi olduğunu, nasıl olduğunu o çılgın proje ile beraber açıklayacağız.

'Bizim çılgın projeyle işimiz yok' diyor Genel Başkan ve 'biz millete hizmet ile ilgileniyoruz' diyor. Bu projeler vatana, millete hizmet değil de nedir? İşte bunların siyaset anlayışı, mantığı bu... Bunları açıkladığımız zaten hepsi görülecek. Ve burada binlerce insan istihdam edilecek. Bu proje üzerinde... Belki on binlerce insan istihdam edilecek. Bizim attığımız adımlar bu...

Bunların bugüne kadar dikili ağacı yok. Şimdi kendileri bir açıklamayı yaparken Kadıköy'den bir ses yükseliyor. Kadıköy Belediye Başkanı, 'İstanbul'a yeni şehir gerekmez' diyor. 'Gecekondular var bunları yenileyelim' diyor. O da kendi belediye başkanı. Biz, bunların minyatür denemelerini yaptık. Nasıl yaptık? İstanbul'un Avrupa yakasında, belediye başkanlığım döneminde bir Başakşehir  kurduk. Biz bunları yaptık. Şimdi aynı yerde bir Kayabaşı inşa ediliyor. Onun daha büyüğü. Aynı şekilde şu anda CHP'li bir belediye başkanının, belediye başkanı olduğu Ataşehir'i biz kurduk, biz inşa ettik. Bunlar bizim çıraklık ve kalfalık dönemimizin ürünleri, şimdi ustalık döneminin ürünlerine geçiyoruz. Onun için İstanbul'a iki büyük şehir diyoruz, Ankara'da da aynı şekilde yapacağız, bunları İzmir'de de yapacağız.''

İZMİR BÜYÜKŞEHİR BELEDİYE BAŞKANI'NA YANIT
İzmir Büyükşehir Belediye Başkanının da ''bizim projelerimize sahip çıkıyor'' dediğini ifade eden Erdoğan, ''Yahu sen önce kendi şehrindeki gecekondularına sahip çık, raylı sistemini yapamadın, bizden yardım istedin, geldik raylı sistemini biz yaptık. Aynı şekilde binlerce konutu biz yaptık, şimdi kalkıyor sıkılmadan teşekkür edeceği yerde 'böyle böyle bizim projelerimize Başbakan sahip çıkıyor' diyor. Bizim proje kadrolarımız sürekli çalışıyor. Bu noktada kapasiteniz zaten buna el vermez. Bugüne kadar bu noktada yaptığınız herhangi bir şey yok, icraatınız yok. Ama biz yoğun bir şekilde burada devam ediyoruz'' dedi.

BAHÇELİ BIRAKIP KAÇTI
Erdoğan, MHP lideri Devlet Bahçeli'ye de yüklendi: "Önceki gün, beyannamemizi açıklarken ilk sloganımızı orada seslendirmiştik; 'Türkiye Hazır; Hedef 2023' demiştik. Şimdi MHP'nin Genel Başkanı çıkmış diyor ki; 'bu bana aittir, bunun patenti bana aittir'. Ben de diyorum ki; 'Sayın Genel Başkan, sen böyle 2023'lere kadar hedefler koyabilir misin? Yani 2023'e kadar hedefler koyabiliyordun da bu millet sana 5 yıllığına iktidar verdi, 5 yıllığına iktidar verdiği zaman 3.5 yıl kalabildin bırakıp kaçtın gittin. Nasıl olacak da sen 2023'ün hesabını yapacaksın. Böyle bir ufuk bunlarda yok, böyle bir kapasite yok. Şimdi diyor ki 'onu ben söylemiştim'. 3.5 yıl kalabildin, daha fazla kalamadın. 8.5 yıl önce hayal gibi görünen, ulaşılamaz gibi görünen birçok hedefi, biz gerçeğe dönüştürdük, rekor seviyelere, tarihi seviyelere ulaştık. Şimdi daha büyük hayaller kuruyor, daha büyük hedefler belirledik, buna doğru yürüyoruz. İstikrarı olan Türkiye, itibarı ve istikbali olan bir Türkiye'dir...''

'...İZMİR BİZİMDİR'
Konuşması sık sık alkışlarla ve sevgi gösterileriyle kesilen Başbakan Erdoğan, İzmir'den gelen partililerin sloganları üzerine de şöyle seslendi:

''Bu iradeyi önce siz koyacaksınız, siz görevi vereceksiniz ve evelallah İzmir çok daha farklı bir şekilde gelişecek. Şu anda Egeray'ı yaptık mı? Yaptık. Aynı zamanda susuz olan İzmir'e suyu getirdik mi? Getirdik. Beydağı Projesi durmuştu, Beydağı Projesi'ni yaptık mı? Yaptık. Okullar devam ediyor mu? Ediyor. Üniversite ise üniversite getirdik mi? Getirdik. Durmuş olan çevre yollarını yaptık mı? Yaptık. Sevgili İzmirliler, biz sizi hiçbir zaman unutmadık, unutmuyoruz.

Üniversiade adeta kalmıştı. Üniversiade'ı kim halletti? Bunu özel kanunla biz hallettik. Hiçbir zaman unutmadık, unutmuyoruz, unutmayacağız, bunu böyle biliniz. İzmir, İzmirli bize oy verse de oy vermese de İzmir bizimdir. Yani 780 bin kilometrekarenin Ege'de bir incisidir. Biz, hiçbir zaman ihmal etmeyiz, bir kenara koymayız.

Tarih, 11 Nisan 2010. İzmir'in Kiraz ilçesinde, 73 yaşındaki bir çoban amcamız Mehmet Kurt, dağ başında kalp krizi geçiriyor. Hemen, 112 aranıyor. Bir ambulans helikopter derhal olay yerine geliyor, Mehmet amcamızı alıyor ve hastaneye yetiştiriyor... İzmirle nasıl ilgileniyoruz görüyorsunuz değil mi?

İkinci olay, Diyarbakır'da yaşanıyor; Güneydoğu'da, kış boyunca yolları kapalı kalan bir köyümüz. Köyde yaşayan, 40 yaşlarında bir vatandaşımız, sabah namazını kılıp evine dönerken, kalp krizi geçiriyor ve köy meydanına yığılıp kalıyor. Köy muhtarı, hemen 112 Acil'i arıyor. Dikkatinizi çekiyorum, telefondan hemen 20 dakika, yarım saat sonra, köyün semalarında ambulans helikopter  görünüyor. Köye, tarihinde ilk kez bir helikopter iniyor. Hastamız, derhal, doktorlar tarafından sedyeye alınıyor, helikopter havalanıyor.

Hasta kardeşimiz, o anı şöyle anlatıyor: 'herhalde öldüm de uçuyorum' diye düşündüm... Burası çok önemli. 'O sırada kalbimdeki ağrı arttı ve sonrasını hatırlamıyorum' diyor... Evet, hastanın kalbi, gerçekten helikopterdeyken duruyor. Ambulans helikopterdeki elektroşokla hastanın kalbi çalıştırılıyor. Kalbinde hiç hasar oluşmadan, hasta hemen Diyarbakır Devlet Hastanesinde tedaviye  alınıyor. Kalp krizi geçirdikten sonra, 35 dakika içinde anjiyo yapılıyor ve ardından üç damarı değiştiriliyor.

Devamını söylüyorum; 'Bizim köyde 1500 kişi yaşıyor, hepsi beni kenara çekip uçmak nasıl?' diye soruyor. 'Ben havada öldüm, sonra yeniden dünyaya geldim. Gökyüzünde doğdum'' diye anlatıyor... Demek ki latifeyi de başarabilen bir vatandaşımız. İşte mesele bu, işte AK Parti iktidarı bu... İşte, hayallerin gerçeğe dönüşmesi; ''Hayaldi, gerçek oldu'' tablosu bu... ''

Başbakan Erdoğan, daha sonra illere göre anons edilerek kürsüye çıkan adaylarla fotoğraf çektirdi.

Sayfa Yükleniyor...