Erdoğan: İntikam peşinde değiliz

Darbe girişimi iddialarıyla başlayan sürecin geçmişin intikamı olduğu eleştirilerine yanıt veren Başbakan Erdoğan, "Yaşananlar demokrasidan intikam almak isteyenlerin hesap vermesidir" dedi.

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, partisinin TBMM grup toplantısında konuştu.

Erdoğan, özetle şunları söyledi:

“Anayasa içerisinde Cumhurbaşkanı'na ve bizlere verilmiş olan yetkiler var. Sayın Cumhurbaşkanımız, kalkıp da bu yetkisini kullanarak, yani Başbakanı'nı, Genelkurmay Başkanı'nı kalkıp da Çankaya'ya davet ediyorsa, -biz işte söylüyorum ya birilerinin gazına gelmek diye- birilerinin gazına mı gelecektik? Biz Anamuhalefet Lideri veya diğerlerinin yaptığı gibi, bu davete icabet etmeme nezaketsizliğini mi gösterecektik? 'Demokraside bu tür şeyler olmazmış.' Demokrasilerde bunlar rahat rahat oluyor, dünyanın her yerinde de olmaktadır.

Biz attığımız adımı çok iyi biliyoruz. Burada 40 düşünüyoruz, ona göre de bir adımı atıyoruz. 5 atıyoruz, 10 atıyoruz. Bu şekilde atmaya devam edeceğiz, yola da böyle devam edeceğiz.

Partiler de medya da sivil örgütler de sorumlu ve sağduyulu olmak durumundadır. Kriz çıkarmak, krizden medet umma devri artık kapanmıştır. Kriz tellalları için artık bu kapıda ekmek yoktur.

Bu ülkede benim milletim belki bugüne kadar bazı şeyleri bilmiyor olabilir, kapıların arkasında kalan bazı gerçekler olabilir. Ama kapıların arkasında kalan bir çok gerçekler, artık kapıların önüne çıkmaya veya kapılar ardına kadar açılmaya yavaş yavaş başladı. Benim milletim bunları görecek, değerlendirmesini de ona göre yapacak.

Hak ve özgürlüklere ulufe gözüyle bakılamaz. Taksit taksit demokrasi anlayışı çağ dışıdır. Evrensel değerler, çağdaş hukuk normları parça parça gelişsin istiyor. Kusura bakmayın.

Çiftçinin oyu, profesörün oyu kadar değerli, esnafın iradesi yüksek bürokratın iradesi kadar önemli. Benim köylümün bu noktadaki oyu, bir başbakanın, bir cumhurbaşkanın oyu kadar değerlidir, aynıdır, eşit düzeydedir.

Özellikle son günlerde bir şey dikkatimi çok çekiyor. 'Efendim, seçim yaklaştığı için bir telaş, Anayasa değişikliği...' Şu anda seçime yaklaşık 1,5 yıl var. 4 yıllık periyotun 2,5 yılı geride kaldı. Bunun neresi yakın? Bu 1,5 yıl içerisinde Anayasa'nın, yasaların bize verdiği yetki neyse, biz bunu sonuna kadar işletiriz.

Dedikodular oluşturuluyor. 'Bir referanduma gidilecek olursa, referanduma sunulan metin eğer kabul görmezse, iktidarın erken seçime gitmesi gerekir.' Bazıları da bunu yazıyor. Nerden çıktı bu ya? Senin referandum kültürün oluşmamışsa ben ne yapayım?

'Cumhuriyetten daha eskiyiz' diyenler, çok partili siyasi dönemde, bir kere bu ülkede tek başınıza iktidar olabildiniz mi? Olamadınız. Sadece tek partili dönemde, cebren ve hile ile bu işin başında durdunuz. Cebren ve hile ile... Allah aşkına, bir siyasetçi, milletin oyu ile Parlamentoya gelmiş, milletin iktidarına talip bir siyasi parti için kapatma noktasında kampanya yürütür mü? Bunlar yürütür. 'Meclis karar vermesin' diyebilir mi? Bunlar der.

Siyasete, demokrasiye, milli iradeye, kedi ciğer mantığı ile bakanların, müzmin muhalifliğine... Bunu ne kadar özümsedikleri de bu anlayışla bir kez daha ortaya çıkmıştır, olay budur. 'Kediye ciğer emanet edilmez...' İşte onun için bu millet size iktidarı emanet etmiyor. Bu kafa ile devam ettiğiniz sürece de bu millet size iktidar fırsatı vermez.

Temiz yönetimin hayata geçmesinden, hukukun herkes için geçerli olmasından başka yol yoktur. Ortada asla bir gerilim söz konusu değildir. Kurumlar arası bir çatışma asla söz konusu değildir. , sadece normalleşiyor. Dere yatağında akmaya başladı, akıyor.

Biz siyasi intikam peşinde değiliz. Hukuk devletinde, hukukun üstün olduğu sistemlerde, kan davası yoktur. Şahsi ya da siyasi öç alma hırsı asla söz konusu olamaz.

Bugün yaşananlar bir siyasi intikam değil, tam tersine siyasetten, millet iradesinden, Parlamento'dan, demokratik düzenden ve hukuk sisteminden intikam almak isteyenlerin, hukuk önünde hesap vermesidir, olay budur.

İşte bakın, daha Anayasa ile ilgili ne düşündüğümüz belli olmadan, mini paket mi dersiniz, ne derseniz deyin... Daha ortaya çıkmadan, hemen 'asla görüşemeyiz...' Bu nasıl demokrasi, Parlamento. Hani uzlaşma diyordun, uzlaşmacıydın? Daha ortada bir şey yokken, ne bu kin, ne bu nefret, tavır?

Şahsi çıkarları ve ikbali için, vesayete umut bağladığı, demokratik müdahalelerden medet umduğu için bu sürecin karşısına dikilenleri tarih affetmeyecektir.”

Sayfa Yükleniyor...