HSYK: Kuvvetler ayrılığına aykırı

HSYK Başkanvekili Kadir Özbek, anayasa değişikliği tasarısının kuvvetler ayrılığı ilkesini zedelediğini söyledi.

HSYK: Kuvvetler ayrılığına aykırı

Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu (HSYK) Başkanvekili Kadir Özbek, Anayasa değişikliği paketiyle ilgili olarak kurulun seçilmiş üyeleriyle birlikte açıklama yaptı.

Adalet Bakanlığı’nın, Kurula intikal eden sorunlarla ilgili yazışmalara cevap vermekten kaçındığını ifade eden Özbek, Kurulda ciddi sorun yaratan konulardan birinin de hakim ve savcılar hakkında verilen dinleme kararlarıyla ilgili uygulamalar olduğunu, Adalet Bakanlığı Teftiş Kurulu Yönetmeliği'nin 9/ç maddesine Kanun'da olmayan bir hüküm eklenmek suretiyle hakim ve savcıların iletişiminin tespiti, kayda alınması, dinleme ve teknik takiplerinin yapılmasına imkan sağlandığını kaydetti.

Usul ve yasaya aykırı olarak yapılan bu işlemlerin önlenmesi için ilgili kararların kanun yararına bozulması için Adalet Bakanlığına Yargıtaya başvurmasının önerildiğini ancak Adalet Bakanlığının konuya ilişkin işlemleri yapmadığını savunan Özbek, şöyle konuştu:

''Yüksek Kurulun yargıdan seçimle gelen üyelerinin yargı bağımsızlığı ve tarafsızlığı önündeki engelleri kaldırarak, hakim ve savcıların güvencelerinin sağlanması yönündeki hassasiyetleri ve çabaları yargı dışındaki çevrelerin gizli ya da açık tepkilerine yol açmış, bunun devamında da Yargı Reformu Stratejisi adı altında bugünkü taslak metindeki düzenlemelerin yapılması çalışması ortaya çıkmıştır.

HSYK'nın görevlerinin tamamı yargıyla ilgilidir. Adalet Bakanı ve Müsteşarının Kuruldaki varlığı yargının tarafsızlığını ve bağımsızlığını zedeleyen en önemli unsurdur. Bu durumun yeni düzenlemeyle korunması ve buna ek olarak cumhurbaşkanına hakim ve savcı olmayan 4 üye seçme hakkı tanınması mevcut durumdan çok daha geriye gitmek anlamını taşımaktadır.''

'SEÇİM HAKKINA MÜDAHALE'
Özbek, Kurulun mevcut yapısı içerisinde HSYK başkanvekilinin asıl ve yedek üyelerin tamamının katıldığı toplantıda seçildiğini ancak taslak metinde bu durumun Adalet Bakanının kişisel tercihine bırakıldığını, Adalet Bakanının uygun göreceği yetkilerinin başkanvekiline devredileceğinin yer aldığını ifade ederek, böylelikle üyelerin seçim hakkında müdahale edildiğini iddia etti.

Taslak metinde Kurula Yargıtay ve Danıştaydan seçilecek üyeler için Yargıtay ve Danıştay genel kurullarından tek oy verilebileceği ilkesinin yer aldığını anımsatan Özbek, bu durumun da Yargıtay ve Danıştay üyelerinin seçime katılımı ve tercih iradesini sınırlandırmak anlamını taşıdığını öne sürdü.

Özbek, şöyle devam etti:

''Yargıtay'dan 3 asıl, 2 yedek üye, Danıştaydan 1 asıl, 1 yedek üye seçilecekse oy kullanan her üyenin seçilecek kişi kadar oy kullanması gerekli, buradaki amaç genel kurul iradesinin sayısal çoğunluğa yansımasını engellemektir. Yapılan düzenleme yargıyı ele geçirmeye yönelik çabaların ürünü olarak ortaya çıkmış ve Anayasa ilkeleriyle usul ve yasaya aykırıdır. Taslak metinde Kurul müfettişlerinden bahsedildiği halde, Adalet müfettişlerinin varlığının korunması da göz önünde alındığında yapacakları denetimin içeriğinin belli olmaması da dikkate değer bulunmuştur.

Yüksek yargıdan seçilecek üye sayısı ile yerel mahkemelerden seçilecek üye sayısı arasındaki orantısızlık, yüksek yargı ile yerel mahkemeler arasındaki bağın, birlik ve beraberliğin, yargısal bütünlüğün engellenmesi niteliğindedir.

Taslak metnin 20. maddesinin (e) bendinde bu Kanun uyarınca seçilen üyelerin göreve başlamasının ardından yapılacak ilk Kurul toplantısında HSYK'nın Danıştaydan gelen asıl ve yedek üyelerinden ad çekmek suretiyle belirlenen 1 asıl ve 1 yedek üyenin görevinin sona ereceğinin belirtilmesine karşı, Yargıtaydan gelen 3 yedek üyeden kalan 1 yedek üye için ne yapılacağına ilişkin düzenleme yer almamıştır. Bu da yapılan çalışmaların aceleciliğini ve ciddiyetini göstermektedir.''

'KUVVETLER AYRILIĞI İLKESİNE AYKIRI'
HSYK Başkanvekili Kadir Özbek, Anayasa'nın 140/6. maddesindeki ''hakimlerin idari görevleri yönünden Adalet Bakanlığına bağlı'' olduğuna ilişkin hükmün taslak metinde de korunmasının önemli bir eksiklik olduğunu ifade ederek, ''Taslak metindeki düzenlemenin, yargı reformuyla ilgisi olmadığı gibi kuvvetler ayrılığı ilkesine de aykırıdır. Yargı bağımsızlığını, tarafsızlığını ve güvencelerini temelinden tahrip etmeye yöneliktir'' diye konuştu.

Yargı bağımsızlığının ''yargı bağımsızdır, hakimler sadece vicdanlarına ve kanuna göre karar verir'' gibi ifadelerin yasalarda yer almasıyla olamayacağını vurgulayan Özbek, asıl bağımsızlığın yargının idari ve mali açıdan bağımsız olmasıyla gerçekleşebileceğini söyledi.

Özbek, şöyle konuştu:

''Taslak metinde yargının idari ve mali yönden bağımsızlığı dikkate alınmamıştır. Tam tersine idareye bağımlı bir Kurul yaratılmaya çalışılmıştır.

Yasaların duygulara değil, ülkemizin somut gerçeklerine, kendimize özgü yapımıza uygun olarak hazırlanması gerekir. Hukuk insanın insanla, insanın toplumla olan ilişkilerinin kaynağı ve ulusun yaşayan hak anlayışıdır. Yargı erki devletin, anayasanın ve insan onurunun koruyucusudur. Bir ülkede adalet olmazsa orada özgürlük yok demektir. Hukukun her zaman ve herkese lazım olacağı gerçeği göz ardı edilmemelidir.

Yeni Kurul, yargıda reform gerektiren asıl sorunlarla birlikte ele alınmalı, yüksek yargıdan seçilecek üye sayısı artırılmalıdır. Yargıtay, Danıştay ve yerel mahkemelerden kalan diğer kurumlardan üye seçiminden kaçınılmalıdır. Adalet Bakanı ve müsteşarı kuruldan çıkarılmalıdır, siyasallaşma engellenmeli, kurulu disipline ilişkin bütün kararlarına karşı yargı yolu açılmalıdır. Kurul'un idari ve mali yönden bağımsızlığı mutlak şekilde sağlanmalıdır.''

HSYK'nın seçilmiş üyelerinin Yargı Reformu Strateji Taslağı ile ilgili görüşlerini 2009 Ağustos ayında Adalet Bakanlığına ilettiğini ancak Bakanlığın HSYK'nın seçilmiş üyelerinin görüşlerini dikkate almadığını savunan Özbek, ''Yargı reformu adı altında yapılan stratejinin yargı reformu olmadığı, tam aksine yargıyı ele geçirme stratejisi ve taktiği olduğu her türlü kuşkudan uzak şekilde gayet net ve açıkça anlaşılmıştır'' diye konuştu.

Sayfa Yükleniyor...