İçişleri Bakanı Soylu: İmamoğlu beni aradı, yardım istedi (İBB'ye terörle iltisak raporu)

İçişleri Bakanı Süleyman Soylu belediyelerde yürütülen terör soruşturmalarına ilişkin açıklama yaptı. Bakan Soylu, İmamoğlu'nun kendisini arayarak yardım istediğini "CHP beni sevmiyor" dediğini ifade ederken, İmamoğlu Twitter'dan bu iddiayı yalanlayarak, "Bu kuyruklu bir yalan, ispat edersen istifa ederim" dedi. Soylu, açıklamaları sürerken genel açıklamaya hemen yanıt verdi ve İstanbul'da el konulan yardım paraları için İmamoğlu'nun kendisini aradığını, daha sonra bir kez daha görüştüklerini ve İmamoğılu'nun bu kez kendisini CHP'ye şikayet ettiğini ifade etti.

İçişleri Bakanı Soylu: İmamoğlu beni aradı, yardım istedi (İBB'ye terörle iltisak raporu)

İçişleri Bakanı 'nun açıklamalarından satır başları;

Bu soruşturmalar için bize yetki verilmiştir. Devlet dediğiniz bir çadır yönetimi değildir. Kimse kusura bakmasın. Kuralları yasası ve anayasası var. 127. madde bir sorumluluk ve görevle bizden önceki bakanları da donatmıştır. Yine bunun yanı sıra özellikle en önemli kanunlardan birisi de 53-93'tür. Mahalli idarelerin denetim yetkisi bakanlığa verilmiştir. Bu soruşturmaları yürütürken elimizde bir rehber olan 44-83 kanun da var. Kamuda çalışanların hangi esaslara ilişkin denetleneceğine ilişkin.

Bir bakan anayasa ve kanunların kendilerine verilmiş yetkiden dolayı yapmış oldukları işlemler nedeniyle hakarete uğrar ilk kez burada görüyorum. Siyasi değerlendirme yapılabilir. Eğer doğu ve Güneydoğudaki veya FETÖ ile bağlantılı belediyelerde görevlerimizi yerine getirmeseydik. Doğu ve Güneydoğu ne olurdu? Sadece ülkeden değil Avrupa'dan da eleştirildik. Avrupa Parlamentolarında da bu kişiler, bugün basın toplantısı yapan ve genel başkanı dahil olmak üzere... Kayyum atadığımız için eleştirildik.

"GERİ ADIM ATTIRMAYA ÇALIŞAN BAŞARILI OLAMAZ"

Onlar arzu ediyor ki 30 Ağustos'ta ziyaret ettikleri Diyarbakır'daki terör örgütü üyesi olduğu için hapiste yatan Diyarbakır eski belediye başkanı Selçuk Mızraklı'ya ve onun gibilere dokunulmasın. PKK-KCK'ya istedikleri şekilde hizmet edebilsinler. Eğer bugün ülkemizde PKK-KCK hareket edemiyorsa ortaya koyduğumuz iradedendir. Bir takım siyasi saiklerle, baskılarla Avrupa'dan geri adım attırmaya çalışanlar başarılı olamaz.

"İMAMOĞLU BENİ ARADI"

Biz hiç iki yüzlü olmadık. CHP'de kaybettiği itibarı bizlere saldırarak meseleleri demagoji ile anlatmaya çalışanlar itibarlarını tekrar kazanmaya çalışanlar boşuna çırpınış içerisindeler. Bundan belli bir süre önce İmamoğlu bizatihi saygılarını sunarak beni aramıştır. Bana belirli bir konuda CHP Genel Merkezi beni sevmiyor, bu konuda bana yardımcı olur musunuz diye bir ricası da olmuştur. Ama ben kanun neyi gerekiyorsa onu yaparız dedim ve onu yaptık. İşine geldiği zaman alttan almasını bileceksin, diğer taraftan dönüp hakaret edeceksin. Bunu kendine ait bir hak olarak göreceksin. Bu ikiyüzlülüktür. Bunu tarihin akışına bırakıyorum. Ömrümüz boyunca böyle ikiyüzlü olmadık.

"TARİHİN EN BAŞARISIZ BELEDİYE BAŞKANI"

Elbette ki belediye başkanlarının da sorumluluğu var. Kamuyu teröre alet etmeme sorumluluğu var. Başkanı'nın sabah yaptığı açıklama... Sürekli terlemiş, alnını silmek zorunda kalmış. Kaybettiği itibarı, hizmet yapamadığı için, kendi işiyle meşgul olamadığı için, tarihin en başarısız belediye başkanı olarak nitelendirilen, İETT otobüslerini çalıştırmaktan, çöp toplamaktan yoksun... Böyle bir belediye başkanı hizmet açığını kapatabilmek için geçen gün karşı karşıya kaldığı yargı kararından bulamadığı mağduriyeti buradan bulmaya çalışacak.

"'TERÖR ÖRGÜTÜ ÜYELERİ GİRMEDİ' DİYEMEDİ"

Bizim 9 Aralık 2021'de dile getirdiğimiz ve soruşturmaya başladığımız iddianın bu sabah ikrarını yapmış, kabul etmiştir. Söyledikleri çok nettir. Terör örgütü üyeleri buraya girmemiştir dememiştir. KHK ile işten çıkarılanları tekrar işe aldık, yalandır diyemedi. Dağdaki teröristleri, devlete girmesi yasak olanları biz işe almadık diyemedi. Bunların hepsi İBB'ye alındı. Bizim kabahatimiz ne? 9 Aralık 2021'de bütçe görüşmeleri esnasında hayatı yalanla malum olan Özgür Özel bir sataşmada bulundu. Siz belediyelerin terör örgütlerine teslim edildiğini söylediniz, yalan söylediniz dedi. Siz İBB'ye 557 terörle irtibatlı insan aldınız dedim. Ortalık birden sustu. Ardından istihbarat elimizde olduğu için soruşturma başladı.

"SORUŞTURMAYI SADECE İBB'DE YAPMADIK"

Biz şehit ailesi alıyoruz ya kamuya, terör örgütü PKK da elindeki belediyeler vasıtasıyla dağda eleman olanların ve etkisiz hale getirlenlerin akrabalarını belediyelere alıyor. Biz bunları biliriz. Biz bunları HDP'yi ve PKK'yı iyi takip ettiğimiz için biliriz. Biz bunları almadık diyebilirler mi? İlişkiyi kimle kurdunuz? Sabah yaptığı açıklamada bunları almadım diyemedi. AYM şunu iptal etti, kanunlar böyle oldu, onun için ben araştırmaları yapma görevi bana ait değil dedi. Biz bu soruşturmayı sadece İBB'de yapmadık, tüm belediyelerde konunun üzerine gittik. Soruşturulan dönem içerisinde 25 bin 361 kişi alındı işe. Bin 668 kişi bunların içerisinden araştırıldı. Bunun bin 163 kişisi hakkında hepsinde irtibat var. Kimisi KHK ile atılmış, kimisinin yakını dağda.

"505 KİŞİ İMAMOĞLU DÖNEMİNDE ALINDI"

Bin 163 kişi hakkında irtibat var ama belediyede işe girmeye engel olmadığı için incelemeye alınmadı. Basın toplantısında bahsettiği kendisinden öne alınanlar da var. 505 kişinin tamamı kendi döneminde alınmış ve kayıtları kamu görevi yapmasına engel kişiler. 505 kişinin tamamı terörle irtibat ve iltisaklı olduğu için kamu görevinin yapılmasına engel durum teşkil eden kişilerdir. Sabah çok yalan dinlediniz, bunları tek tek anlatacağım. Sabah bu insanları almadık diye bir cümle kurmadı. Biz ne yaptık, geçen yıl bu tarihten itibaren 1 yıl soruşturma yaptık. Bu soruşturmayı 8 kişilik bir müfettiş heyeti ile yaptık. İddia edildiği gibi ekibin sorumlusu ve ekibi yöneten biri yok. En kıdemli olan koordinasyonu sağlar. Herkesin kendi sorumluluğu vardır. 8 kişi başladı, 4.5 ay sonra bir müfettiş insani bir durumla kendi arkadaşlarıyla bir değerlendirme yaparak tedavisi için İzmir'e döndü. 7 kişi görevine devam etti. Burada da bir istismar var. Arif Yıldırım başından beri bu ekibin içerisindedir. Sonradan atanma söz konusu değildir. Arif bey 33 yıldır meslektedir.

"İŞTEN ATMA YETKİMİZ YOK"

Bu soruşturmaya itiraz ediyorsun da İETT ile milyonlarca liralık yolsuzluğu içeren soruşturmalara neden en ufak bir ses çıkarmadın. Çünkü neler yaptığınızı en iyi siz biliyorsunuz. Bizim görevimiz bu soruşturmaları yapıp yargıya havale etmektir. Bu soruşturmanın sonucunda tespitlerimiz oldu. Atma yetkimiz olsa atardık. Ancak kanunun verdiği böyle bir yetki yok. Bu kadar insan bu belediyeye girdi, siz bunları hangi saikle aldınız. Bunları siz hangi yetenekleri dolayısıyla aldınız. Bir CV bile istemediniz mi? Kendi müteahhitlik şirketine elemanları böyle mi alıyorsun? AYM kararından bahsediyorlar. Biz devletin hiçbir birimine eleman almadık mı? Her dönemin kendine ait bir mekanizması vardır. Bu süreci araştırmak bizim sorumluluğumuzdu. Benden önceki dönemde de bu vardı diyor. Bu soruşturma 3 yıl yapıldı. Bin 668 kişinin bin 427 kişisi İmamoğlu döneminde, 191'i Mevlüt Uysal, 50 kişi de geçici İstanbul Valisi'nin (Ali Yerlikaya) vekalet ettiği dönemde alındı. Uysal ve Yerlikaya döneminde alınanların işe girme engeli olmadığı görülmüş. İmamoğlu döneminde alınanların 922 kişinin istihbari kayıtları görülmüş, terör irtibatları var. Ama işe girmeye engel durumları olmadığı görülmüş. Meseleyi kendini kurtarmak için İBB'ye yasladığı 505 teröristi örtbas edebilmek için 3-5 aklıevvelin söylediği sözlere dayanak teşkil ederek benden önceliler de yaptılar demek aymazlıktır. İnsanın biraz yüzü olur ve utanır. Terinizi silersiniz ama yüzünüzün karalığını silemezsiniz. Bu 505 kişi İmamoğlu döneminde alınmış ve işe girmelerinde engel bir durum söz konusudur.

"DOSYALARINI İBB'DEN ALDIK"

Siz ihraç edilenleri kamu gömleği giydirerek işe aldınız. Bin 678 kişiden bilgimiz yok diyor. Koskoca bir yalan olduğunu söylemeliyim. İnsanın biraz yüzü kızarır. İstanbul gibi manevi iklimi de tarihi sorumluluğu da olan bir belediyenin başkanının, bu kadar insanın oyu ile koltuğa oturanın sorumluluğu vardır. Biz 505 kişinin kişisel dosyalarını kimden aldık. İBB'den aldık. Kimi soruşturduğumuz belli. 25 bin 361 kişinin hepsini soruşturmadık. 505 kişinin terörle bizatihi irtibatlarına bakıldı ve dosyaları İBB'den istendi. Ben bilmiyorum demek, bunlardan haberim yok demek yalanın kuyruklusudur. Yine daha önce bir yalan daha var. Bunlarla ilgili ne sorumluluğum olabilir diyosunuz. Daha önce 2-3 kişiyi işten attığınızı söylüyorsunuz. Bu İBB'nin iradesidir. Neden terör irtibatlılar için bunu yapmadınız?

"3 AYRI SORUŞTURMA VAR"

Bütün hepsini tespit edebilirdim diyor. 2017-2018'de işe alınanları ben ettim diyorsun. Bu kadar kişiden senin de 2-3 kişi olsa tolere edilebilir. Demek ki atma yetkin var. Sorumluluğunu örtbas edemezsin. Hukuken de kanunen de oraya ait. Biz güvenlik soruşturması istendiğinde bize veririz. Bizden istenir biz göndeririz. Sen o sorumluluğu birlikte almışsın. Bir soruşturma yok 3 soruşturma yok. DİADER soruşturması yargıda yürüyor, onunla ilgili neden konuşmuyorsun? 3 soruşturma da terörle ilgili. Belediyeye gassal olarak girmiş çıkmış.

"KOMİSYON MÜFETTİŞ İNCELEMESİNDEN SONRA KURULDU"

Biz 9 Aralık'ta bu olayı izah ettikten sonra değerlendirme komisyonu kuruldu. Baktı ki mesele farklı noktaya gidecek, kurmadıkları komisyon kuruldu. Kurduğu değerlendirme komisyonunun almamasını söylediği kişileri de almışlar. Hepsi raporda var. Değerlendirme komisyonunun kurulması müfettiş incelemesi başladıktan sonradır. Bunu da kendisi sabah söyledi. İSKİ ve İETT'de vardı, diğerlerinde de kurduk dedi. Bir önceki mahkemede olduğu gibi alenen yargıyı tehdit etti. Eğer bu terör soruşturmasını açarsanız gökkubbeyi başınıza yıkarım. Soruşturmayı açacak ben değilim. Biz dosyayı yargıya gönderdik, bundan sonraki karar yargınındır. Şöyle diyebilir daha sonra bu lafı yargıya değil Süleyman Soylu'ya söyeldim... Bunu rahat biz şekilde yüzü kızarmadan söylüyor. Burada bizim terörle mücadelemiz hoşuna gitmiyor. Ortaya koyduğumuz mücadele hoşuna gitmiyor. Bu olabilir. Bütün bunlarla ilgili bizi Cumhurbaşkanımıza şikayet ediyor. Bir tek şeyi yapmıyor, kendi işini. Bu bir güvenlik sorunu diyor.

"O KOLTUK ONU TAŞIMAYACAK"

''Evet istedin. Ufak bir namusun varsa yalan söylemezsin. İstanbul'da yardım toplarken, bu yardımın kanunlara uygun olmadığnı tespit ettikten sonra çok doğal olarak o yardım olarak toplanan paralara el konuldu. İBB Başkanı beni aradı, CHP Genel Merkezi bana karşı. Biz hemşeriyiz beni onlara karşı ezdirme dedi. Hayatı ikiyüzlülük olduğu için bunu söyleyemez. Bir telefon görüşmesi daha yaptık, onu da bana İçişleri Bakanı böyle böyle söyledi diye. İnsan hangi koltuğa gelirse gelsin o koltuk onu taşımayacak.''

İMAMOĞLU'NDAN AÇIKLAMA

Bakan Soylu'nun "İmamoğlu benden yardım istedi" açıklamasını yapması üzerine İBB Başkanı İmamoğlu, sosyal medya hesabından. "Bakan Soylu “Saygılarımla” diyerek kendisini aradığımı ve yardım istediğimi söylemiş. Bu kuyruklu bir yalan! İstihbarat sende, telefon takibi sende, tüm bilgilere erişme gücün var. Bunu ispat edersen ben, edemezsen sen istifa etmelisin. Hodri meydan" diyerek tepki gösterdi. 

SOYLU'DAN YANIT GECİKMEDİ

İmamoğlu'nun bu tweeti Soylu'nun basın toplantısı sürerken attı. Soylu açıklamaları sürerken yanıt verdi. İçişleri Bakanı, İmamoğlu'nun İstanbul'da yardım paraları konusunda kendisini aratığını belirterek şu görüşlerini aktardı:  

"Şimdi demiş ki, "Bakan Soylu 'saygılarımla' diyerek kendisini aradığımı ve yardım istediğimi söylemiş" Evet istedin. Ufak bir namusun varsa, ufak bir şerefin ve haysiyetin varsa yalan söylemezsin. İstanbul'da yardım toplarken, bu yardımın kanunlara uygun olmadığını tespit ettikten sonra; yani böyle bir yardım toplanamayacağını tespit ettikten sonra çok doğal olarak o yardım toplanan paralara el konuldu. İBB Başkanı beni aradı ve dedi ki; "CHP Genel Merkezi zaten bana karşı, biz hemşeriyiz. Ne olursun beni onlara ezdirme" Ama hayatı iki yüzlülük ve yalan olduğu için bunu elbette söyleyemez. Aramızda sonra bir telefon görüşmesi daha geçti, onu da gidip CHP Genel Merkezi'ne beni şikâyet etti. "Bana İçişleri Bakanı böyle böyle söyledi" diye. İnsan hangi koltuğa gelirse gelsin, o koltuk onu taşımayacak. O, o koltuğu taşıyacak ve yalan söylemeyecek."

Sayfa Yükleniyor...