Kadın yazarlar 'en çok satanlar'ı ele geçirdi

Aslı Erdoğan, Elif Şafak, Nermin Bezmen... Yaz aylarında en çok okunan yazarlar 'kadın yazarlar' oldu. Peki 'kadın yazarlar' bu konuda ne düşünüyor? 'Kadın yazar' sınıflandırmasına nasıl bakıyor? Yazarlar ntvmsnbc'ye yorumladı.

Kadın yazarlar 'en çok satanlar'ı ele geçirdi

Son haftalarda 'en çok satanlar' listelerinde 'kadın yazarlar'ın sayıca fazla olması dikkat çekti ve birçok köşe yazısına konu oldu. Çoğu yazar ve eleştirmen 'kadın yazar' sınıflandırmasına baştan karşı çıkarken bazı kesimler de popüler edebiyatta böyle ayrımların olabileceğini belirtti.

Geçtiğimiz haftalarda 'en çok satanlar' listelerinde yer alan Aslı Erdoğan, Nermin Bezmen ve edebiyat eleştirmeni Ömer Türkeş bu listelerde 'kadın yazarlar'ın sayısının artmasını ve 'kadın yazar' sınıflandırmasını ntvmsnbc'ye yorumladı.

Aslı Erdoğan
ÖNEMLİ BİR GÖSTERGE DEĞİL
Best seller listelerini çok takip etmiyorum. Bu tarz listeler çok değişken olabiliyor. O yüzden çok önemli bir gösterge olarak görmüyorum. Geçici ve değişken olan bu listelerden yola çıkarak, kadınların çok sattığına dair bir yorum yapamam. Böyle haftalık bir gelişmeden yola çıkarak ‘Kadınlar şu an çok okunuyor’ gibi bir yargıya varmadım.

YILLIK VERİLERLE BELKİ...
Yıllık verilerle belki bir değerlendirme yapılabilir. Öyle bir durumda kadınların çok sattığına dair bir gösterge olursa sosyolojik olarak bir analiz yapılabilir. Ama buaradan yola çıkarak kadınların yerinin çok sağlamlaştığına dair iyimser bir yoruma varmak istemem. Sonuçta yaz sezonundayız. Bu tarz listeler her an değişebiliyor.

TANITIM EDEBİYATIN ÖNÜNE GEÇİYOR
’de tanıtım edebiyatın önüne geçiyor. Listede çok iyi kitaplar da olabiliyor tam tersi de. Basının bu konuda çok etkili olduğunu düşünüyorum. Ama burada kitapların içerikleriyle alakalı bir durum yok.

BU BİR AYRIMCILIK
Her sınıflandırma gibi sonuçta burada da bir ayrımcılık var. Erkek yazarlar diye bir sınıflandırma yok ama ‘kadın yazarlar’ diye bir ayrım yapılıyor. Bu durum bazen avantaj olsa da, sonuçta bu bir ayrımcılık. Kadın olmak dışında hiçbir ortaklığımız yok.

8 ERKEK YAZAR OLSA...
Bir kadın yazar başka bir kadın yazardan çok farklı olabir. Örneğin benim bir erkek yazarla daha çok benzer özelliğim olabilir. Ama bu sınıflandırma- ayrım yüzünden birbirine hiç benzemeseler bile iki kadın yazar çok sık kıyaslanıyor. Mesela 8 erkek yazar listede olduğu zaman bu durum dikkat çekmiyor. Ama kadın oldukları zaman iş değişiyor.

YAZARIN ADI VAR
Ama bu ayrımcılık çok satamazlar anlamına gelmiyor. Bazen ‘kadın yazarlar duygusal yazabilir’ ön yargısı satışlara etki bile edebilir. Ama önemli olan bu değil. Bir listede ne kadar yerli ne kadar yabancı yazar var sorusundan önce ne kadar kadın yazar olduğu merak ediliyor. Oysa yazarın bir adı var.

Nermin Bezmen
BU LİSTELERİ ÖNEMSİYORUM

Ben bu listeleri önemsiyorum. Yazar, hiç tanışmadığı, hiçbir çıkar ilişkisinin, dostluk adına mutlu etme, adam kayırma, yarına dönük bir vaad kaygısının olmadığı bir büyük jüri, yani okur tarafından değerlendiriliyor. Jürinin iltimas geçmesi, daha evvelden derecelerin belirlenmesi, hak yenmesi gibi bir durumun azla söz konusu olmadığı bir derecelendirme bu.

CİNSİYETE GÖRE BAŞLIK...
Ama hiçbir meslek grubunu, cinsiyete gore başlık altına almayı sevmiyorum. İnsan kişiliğini, dolayısıyla şayet sanatçı ise yaratıcılığını etkileyen, cinsiyeti dışında o kadar farklı özellikler var ki, bu ayırımı kullanmak, diğer özellikleri gözardı etmek gibi geliyor.

'KADIN YAZARLAR' BAŞLIĞI
Ancak, bugünün çağdaş kadınının, gittikçe daha rahat, kendinden emin sahiplendiği ve ifade edebildiği siyasal, sosyal, ruhsal, düşünsel, tensel fikir sahibi olma ve bunları ifade hürriyeti, kadın yazarlarca yazıya dökülebildiği için, bugüne kadar olmadığı bir yeri kazanmış olmalı 'kadın yazarlar' başlığı.

Belki de erkek yazarlar, uzun müddettir listeleri sahiplendikleri ve artık yerlerinden emin oldukları için rehavete kapılmış, biraz yayılmışlardır.

'ŞİMDİ NE YAZSAM SATAR?'
Ben hiçbir kitabımda, “Şimdi ne yazsam satar?” , “Şu anda aktüel olan ne ki onu anlatsam?” gibi bir kaygı ile yola çıkmadım. Diğer taraftan, kadının doğuştan gelen üretkenlik, sahiplik, korumacılık, mücadele, zora dayanıklılık gibi özellikleri, şayet bu zenginlikleri hakkıyla kullanıyorsa, kimi yazar kadını, yaşamı algılayıp süzme ve anlatımı konusunda kimilerine gore daha güçlü kılabilir.

YAZARIN İSMİ VE DİĞER ŞEYLER...
Her yazarın ismi etrafında fanatik bir okuyucu kitlesi oluyor. Ancak, her yazar, okurunun gözünde en son kitabı kadar iyi. Dolayısıyla, okurum bana ne kadar bağlı olursa olsun, onları katiyen hayâl kırıklığına uğratmamam gerek olduğunu biliyorum.

Diğer taraftan, yazarın adını ve hikâyesini destekleyecek tanıtım, tanıtımın şekli ve zamanlaması da, arz-talep dünyasında gerekli reel bir gerçek. Onun için, yazarın kitabına yayıncının yazarına ve onun kitabına, okurun, yine yazara inanması gerek ki, o kitap çok satsın.

Ömer Türkeş
HEPSİ POPÜLER KÜLTÜR ÜRÜNLERİ

En çok satanlar listesindeki kitapların hepsi popüler kültür ürünleri. Elif Şafak da dahil olmak üzere tamamen çok satarlık kalıpları göz önüne alınarak yazılmış kitaplar.

KADINI ANLATAN KİTAPLAR
Bu kitaplara kadın kitapları, kadını anlatan kitaplar diyebiliriz. Kadın yazarların kadın duyarlılığı üzerinden anlattığı kitaplar. Frankfurt Kitap Fuarı'nda Türk romanını tanıtan yazıda böyle bir başlık da açmıştık; 'Kadını anlatan romanlar'. Bu konu, her zaman revaçta ve daha önce de üzerinde duruldu. Aslında yeni birşey de değil, Kerime Nadir romanlarını düşünün.

OKUYUCU KESİMİNİ KADINLAR OLUŞTURUYOR
Türkiye'deki roman okuyucu kesimini çoğunlukla kadınlar, hatta orta sınıf kadınlar oluşturuyor. Bu romanlar kolay okunan, orta sınıf okuyucunun beklentilerine cevap veren, üst orta sınıfların hayatları gibi kendi dingin hayatlarından onları kurtaracak olan maceraları konu alan kitaplar.

METİNLERİ TALEPLER BELİRLİYOR
Aynı zamanda bu kitaplar sınıfsal olarak da karşılıklarını buldular. Okuyucu ile yazar arasında doğrudan bir ilşki var ve anlatılan hikaye ile okuyucunun okumak sitediği hikaye aynı. Yani metinlerin talep tarafından belirlendiği bir süreç bu. Okuyucu ve yazar aynı sürecin ürünleri sonuçta.

ORTA SINIF KADININ HAYATI...
Aslında bu yeni birşey de değil. Yakın zamanda kadını en iyi kimin anlatacağı tartışılıyordu. 2000'lerden bu yana orta sınıf kadının hayatına ilgi arttı. İş güç sahibi kadın aşk yaşıyor, evliliğinde sıkıntılar yaşıyor. Bir yandan kimlik sorunu, bir yandan toplum içinde varolma sıkıntısı yaşıyor. Yani bu günümüze kadar gelen bir süreç.

DÜNYANIN HERYERİNDE BÖYLE
Popüler edebiyat okuyucusyla daha iyi buluşuyor. Özellikle yayıncılar satış krizlerinin yaşandığı dönemlerde satma şansı ağır basan kitapları yayınlamaya başlıyorlar. Okuyucu da bunu ister. Üstelik bunlar biraz yaldızlanarak da sunulur. Bu dünyanın her yerinde böyle.

ÖNEMLİ AMA SOSYOLOJİK VERİLER
Popüler kültür üzerine çok uzun saptamalar yapmak mümkün değil. Bu listeler önemli veriler ama sosyolojik verilerdir. Bu konuda edebiyat eleştirisinin çok fazla söyleceği birşey yok.

TEMATİK BİR AYRIM
'Kadın yazar' sınıflandırması ister istemez oluyor. İlgilenilen konular nedeniyle böyle bir sınıflandırma oluyor. Kadınların hayattaki yalnızlığı, evlilik, aşk gibi temaların ağırlıkta olduğunu görüyoruz. Cinsiyet ayrımı var ama aynı zamanda tematik bir ayrım da var. Bu popüler edebiyatta sık rastlanılan bir durum. 

Sayfa Yükleniyor...