Merkel’in 'yeşil' devrimi

Fukuşima felaketinin ardından nükleer enerjiden vazgeçme kararı alan Almanya, bu kez çevreye verdiği zararla gündemde.

Merkel’in 'yeşil' devrimi

Japonya‘daki Fukuşima santralinde yaşanan nükleer felaket, Almanya’nın enerji politikalarında yeni bir sayfa açmasına neden oldu. Çernobil’den sonra en büyük nükleer sızıntı olarak kayıtlara geçen Fukuşima faciasından sonra Almanya, nükleer enerjiye olan bağımlılığına son verme kararı aldı. Yeşil enerji devrimi olarak bilinen bir plan hazırlandı. Angela Merkel liderliğindeki Alman hükümeti, Fukuşima’dan 3 ay sonra bu planı uygulamaya koydu.

3 AYDA 8 NÜKLEER SANTRAL KAPANDI
Almanya, plan çerçevesinde, 2022‘ye kadar tüm nükleer santrallerini kapatacağını, aşamalı olarak alternatif ve sürdürülebilir enerji kaynaklarını devreye sokacağını açıkladı. İlk olarak 17 nükleer santralden 8‘ine kilit vuruldu. Güneş ve rüzgar enerjisi teşvik edildi. Yılın büyük bölümünü güneşe hasret geçiren Almanya, 2 yılda dünyanın en çok güneş enerjisi üreten ülkelerinden biri haline geldi. 21 binden fazla rüzgar gülü ile rüzgar enerjisi, elektrik ihtiyacının yaklaşık yüzde 10’unu karşılamaya başladı. Toplamda 250 milyar euro‘ya mal olması beklenen bu dev dönüşümün yumuşak karnı, zaman içerisinde kendisini gösterdi.

YEŞİL PLANA AYKIRI ALTERNATİF
Rüzgar ve güneş enerjisini depolamada yeterli altyapıya sahip olmaması Almanya’nın belli dönemlerde enerji ihtiyacını karşılamak için farklı kaynaklara yönelmesine neden oldu. Bu noktada nükleer enerjiden sonra en ucuz kaynak olan kömürle çalışan santraller devreye girdi. 2013’ün ilk yarısında kömür tüketimi yüzde 8 arttı. Bununla birlikte Almanya’nın atmosfere salgıladığı zehirli gazlar artış gösterdi. AB ülkelerinin karbon emisyonu geçtiğimiz yıl yüzde 1,3 azalırken, Avrupa’nın lokomotif ekonomisi Almanya’da yüzde 2 arttı. Başlangıçta enerji devrimine destek veren çevreciler, şimdi bu planda bazı değişiklikler yapılmasını istiyor.

FATURA ALMAN TÜKETİCİYE
Yeşil devrimin mali boyutu da bir diğer tartışma konusu. Sürdürülebilir enerji kaynaklarına dönüşümün masrafı Alman tüketicinin cebinden çıkıyor. Enerji devrimi, Avrupa’da en yüksek elektrik faturasını ödeyen Almanlara yılda 34 euroya mal oluyor.

İngiltere ve ’nin nükleer santral kurma planları da konunun Alman kamuoyunda bir kez daha tartışmaya açılmasına neden oldu. Alman Yeşiller Partisi’nin Eşbaşkanı Claudia Roth, İngiltere’nin 19 milyar euroluk bir yatırımla nükleer santral açma planını çılgınlık olarak değerlendiriyor. Roth, Fukuşima felaketinin ardından böyle bir karar almanın sorumsuzca bir davranış olduğunu belirtiyor.

Alman nükleer sanayisine göreyse Almanya’daki santraller yeni ve güvenli. Alman Nükleer Forumu sözcüsü Nicolar Wendler bu noktada nükleer enerjiye sırt dönmenin faydacı değil duygusal bir karar olduğunu savunuyor.

MERKEL SABIR İSTİYOR
Merkel yönetimiyse uzun vadeye işaret ediyor ve sabır istiyor. Hükümet 2020’ye kadar Almanya’nın enerji ihtiyacının yüzde 35’ini yenilenebilir kaynaklarla üretmeyi hedefliyor. Bu rakamın 2050’de yüzde 80’e çıkarılması isteniyor. Çevre için olumlu etkileriyse orta vadede hissedilecek. Alman Çevre Bakanı Jürgen Trittin 7 yıl içerisinde Almanya’nın karbon gazı salınımının yüzde 40 düşeceğini belirtiyor.

Sayfa Yükleniyor...