'Onun eserleri kütüphaneleri çoktan aşmıştır'

Yaşayan en büyük Osmanlı tarihçisi, Bilkent Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Halil İnalcık'ın 70. akademik yılı, Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu'nun da katıldığı bir etkinlikle kutlandı.

İstanbul Büyükşehir Belediyesi Kültür A.Ş tarafından Cemal Reşit Rey Konser Salonu'nda düzenlenen etkinlikte konuşan Dışişleri Bakanı Davutoğlu, öncü bilim adamları ve eserlerin, onları diğerlerinden ayıran ve zamana karşı koruyan hususiyetleri olduğunu söyledi.

Bunların başında onların zaman ve mekanın ruhuna nüfuz etmesinin geldiğini ifade eden Davutoğlu, bunu başaranların zaman ve mekanı aşarak gelecek nesillere ulaşabildiklerini kaydetti.

Davutoğlu, zamanın ve mekanın ruhuna nüfuz etmenin bir keşif hareketi olduğunu, İnalcık'ın da yaşamı boyunca bunu yaptığını dile getirdi.

İnalcık'ın doğduğu 1916'dan bugüne dünyada birçok şeyin değiştiğini, savaşların yaşandığını, büyük ideolojik akımların ortaya çıktığını anlatan Davutoğlu, yaşamı boyunca tam bir tutarlılık ve tam bir araştırma ruhuyla çalışmalarını sürdürdüğünü belirtti.

Davutoğlu, ''Bütün bu değişimler hocamızın bilim hayatında rüzgar olarak gelip giderler. İstikrarlı olan şey, o araştırmacı ruhun ideolojik bağnazlıktan uzak bir şekilde Osmanlı'yı anlama çabasıdır'' dedi.

İnalcık'ın onu 20. yüzyıldan 21. yüzyıla aktaran ve 21. yüzyılda kalmayacak bir birikime sahip olduğunu anlatan Davutoğlu, ''Zaman onun eserlerini aşındıramayacaktır. Çünkü bu eserler o zamanların ruhunu kavramıştır. Mekan ya da bulunduğu arşiv veya kütüphaneler bu eserleri aşındıramayacaktır. Çünkü bu eserler o kütüphaneleri çoktan aşmıştır'' diye konuştu,

Davutoğlu, Halil İnalcık'ın tarih ilmine usul ve yöntem olarak yaptığı katkıların birçok tarihçi için kilometre taşı olduğunu vurguladı.

'KÜLTÜR HAVZASININ YÜRÜYEN TEMSİLCİSİ'
Halil İnalcık'ın bir başka misyonu daha bulunduğunu dile getiren Davutoğlu, şöyle devam etti: ''O, kendi kültür havzasının da yürüyen bir temsilcisidir. Üniversiteler sadece evrensel akademisyen yetiştirmekle yetinemez. Her üniversitenin kendi kültür havzasının yürüyen aydınını yetiştirmesi gerekir. Oxford bunun için hem evrensel anlamda bir akademisyen hem de bir İngiliz yetiştirir. Bizim üniversitelerimizin de böyle bir misyonu benimsemesi lazım.''

Dışişleri Bakanı Davutoğlu, İnalcık'ın eserlerinde tarih ile iktisatı, sosyolojiyi, siyaset bilimini de birleştirdiğini ifade ederek, şunları kaydetti: ''İki yarım zihin tek zihin etmez. Tarih altyapısına sahip olmayan bir siyaset bilimci, bir iktisatçı, bir sosyal bilimci yarım zihni ifade eder. Ama sosyal bilim metodolojisini etkin biçimde kullanamayan bir tarihçi de nihayet ciddi bir muhakeme stili oluşturur ama o muhakemeyi sistematik bir çerçeveye oturtma ile ilgili ciddi metodolojik problemlerle karşı karşıya kalır. Hocamız, sosyal bilim ile tarih arasında yapılan kategorik ayrımcılığı öylesine kurgulaştırmış ve bu bilim dallarına iç içe geçen bir nitelik kazandırmıştır ki eserleri sadece tarih bilimi alanında değil, iktisat, sosyoloji ve siyaset bilimi alanlarında da tartışılmaz referans eserler haline dönüşmüştür.''

Ahmet Davutoğlu, İnalcık'ın eserlerinin ''külliyat'' kelimesiyle izah edilebileceğine dikkati çekerek, bu külliyatın içerisinde sosyal ve ekonomik tarih, şehircilik tarihi, kurumlar tarihi, karşılaştırmalı tarih gibi birçok boyut bulunduğunu aktardı.

'YÜRÜYEN KİTAPLARI DA VAR'
İnalcık'ın akademik katkıları ve gelecek nesillere aktarılacak kitaplarının yanı sıra bir de ''yürüyen kitapları'' olduğunu ifade eden Davutoğlu, talebelerinin, ilim adamlarının yürüyen kitapları olduğunu söyledi. Bütün çığır açan ilim adamlarının sadece kitaplarıyla değil, talebeleriyle de anıldığını vurgulayan Davutoğlu, konuşmasına şöyle devam etti: ''Türk tarihçiliği, Halil İnalcık'ın şahsında gerçek bir hocayı bulmuş ve onun arkasında gerek onu bizzat tanıma şansı ve sınıfında ders dinleme şansını bulan doğrudan talebeleri, gerekse kitapları üzerinden dolaylı talebeleri Türk tarihinde yeni bir çığır açmışlardır. Hocamıza hepimiz çok şey borçluyuz. Bu toplantı da bu borcun bir ifadesi anlamındadır. Dışişleri Bakanı olarak bir hususu daha vurgulamak istiyorum. Onun ilgilendiği her mekanda, her coğrafyada bir diplomasimiz olacak. 1943'ten 2008'e ilk eserinden son eserine kadar 65 yıl içinde hocamızın ilgilendiği her coğrafyada Türk diplomasisi varlığını etkin olarak gösterecek. Bunu kendisine bir taahhüt olarak ifade etmek isterim. Büyükelçilerimiz, diplomatlarımız,hangi düzeyde olursa olsun Dışişleri Bakanlığı temsilcilerimiz, onun kurmaya çalıştığı tarih bilincini yaşayarak ve bunu diplomasilerine yansıtarak görevlerini ifa edeceklerdir. Tarih bilinci olmayanın diplomatik geleneği de olmaz. Biz bu tarih bilincinin inşasında hocamızın yaptığı katkılardan dolayı ona teşekkür borçluyuz. İlim adamı, akademisyen ve Dışişleri Bakanı olarak bütün Türk Milleti adına ona şükranlarımı bir kez daha ifade etmek istiyorum. Size çok şey borçluyuz hocam...''

Konuşmasının ardından Dışişleri Bakanı Davutoğlu, Prof. Dr. Halil İnalcık'a günün anısına şükran plaketi verdi. ''Asıl büyük hediye sizin konuşmanız'' diyen İnalcık, ''Türk diplomasisinin başında olan bu genç adam beni nasıl okumuş. Bunu hayretle gördüm. Tarihini bilmeyen bir millet geleceğini kuramaz'' diye konuştu.

Sayfa Yükleniyor...