Özak: Trabzonsporluların kafası karıştı

Spordan Sorumlu Devlet Bakanı Faruk Özak, Trabzon’da futbolun din gibi olduğunu belirterek, “İkinci olan Trabzonsporluların kafaları karıştı, moralleri bozuldu” dedi.

Spordan Sorumlu Devlet Bakanı Faruk Özak, Artvin’in Hopa ilçesindeki olaylar ile Trabzonspor’un ikinci olmasıyla ilgili tartışmaları NTV'nin canlı yayında değerlendirdi.

Faruk Özak, Ahmet Ergen’in sorularını yanıtladı.

Özak, kısaca şunları söyledi:

“Demokrasi son derece erdemli insanların ulaşabileceği bir rejimdir, demokraside tahammül sabır olması lazımdır. Bir başbakan gelip miting yapıyorsa burada gidip siz burada eleştiri yapabilirsiniz bir takım seslerle veya hareketlerle ama taş atmak insanları yaralamak insan hayatına mal olacak sonuçlara vardırmak son derece yanlıştır.

Aslında 'de demokrasinin erdeminden herkes faydalanabiliyor. Çok sayıda siyasi parti var her etnik kökenden her anlayıştan, her ideolojiden, her dinden, her dilden insan meclise gelebiliyor siyaset yapabiliyor. Bu özgürlüğün kıymetini bilmek lazım. Bakın Libya’da yok, Mısır’da yok, Suriye’de yok.

Eğer bu iş anarşi, kalkışma ise bütün bunların diğer partiler tarafından lanetlenmesi ve hoşgörü karşılanmaması lazım. Medyamızın da bu konuda çok duyarlı olması lazım.

Daha sonra Trabzon’a gelindiğinde inanılmaz bir kalabalık vardı ama burada 300 kişilik gençler protesto ettiler. Protesto edenlere saygı duymak lazım. Ama protesto edenler yarın polisin parmağını kırmış, arabaları parçalamışsa veya gidip bir partinin binasının camlarını kırmışsa bu da doğru değil.

Burada olayın iki boyutu var; birincisi işi yapanlar, ikincisi ise yaptıranlar. Eğer yaptıranlar siyasilerse -öyle demiyorum ama- bu son derece saygısız bir iştir. Böyle siyaset yapılmaz.

Sayın Başbakanımızın ifadelerine dayanarak güvenlik zafiyeti vardı diyebilirim. Ona göre olduğuna göre bize göre de var.

Ben 1967’de Trabzonspor futbolcusuydum . Daha sonra her kademede bulundum, başkanlık yaptım, şimdi de spor bankalığını adaletli bir şekilde yapmaya çalışıyoruz.

İkinci yarıda birtakım maçlardaki hakem uygulamaları nedeniyle gazetelerde bir takım demeçler beyanlar nedeniyle Trabzonlu kendini mağdur hissetti. Doğru olabilir ama bunun tabii tarzı, tavrı farklıdır. Burada kulüp başkanı, antrenör, futbol federasyonundaki temsilcileri ve medya vardır. Demokratik bir şekilde hakkını istersin, alabilirsin.

Ben Trabzonspor’u üç defa ziyaret ettiğim zaman bana diğer kulüpler niye ziyaret ettin demedi. Eğer ben o kadar güçlüysem; Rizespor yenilmezdi, Kasımpaşa küme düşmezdi. Bizi suçlamaya başladılar. Ben de onlara ‘Trabzonspor’la ilgili ne yaptınız ve ne yapmayı düşünüyorsunuz?’ diye sordum. Bu kulüp üzerinden siyaset yapmayın.

Burada Trabzonspor dışında çok sayıda başka kulübü tutan insan bulamazsınız. Burada futbol bir din gibidir. İnsanlar böyle biraz değişik duygularla kafaları karıştı, moralleri bozuldu.

Belki bazı gençlerin duygularını istismar ederek onları yürütmeye, taş attırmaya çalıştılar. Ben kulüp başkanıydın 1996’da bize 82 puanla kaybettik Fenerbahçe’ye karşı.

Trabzon çok olgun bir şehirdir. Bana göre kanaat önderlerinin, yönetimin konuşması ve medyanın bu işi iyileştirmesi lazım.

Trabzon tarihinin en büyük mitingini yaptık. 45-50 bin kişi kadar bir rakam vardı. Başbakanımız çok açık ve net konuştu. ‘Hiç kimse Trabzonla ve Trabzonsporla benim arama bir şey sokamaz’ dedi.

Trabzonlu akıllıdır. Trabzonspor’a kimin hizmet ettiğini iyi bilir. Bakın bugün 14 stadyum yapıyoruz biri de Trabzon’da. Trabzon ilk defa elinde hidroelektrik santrali lisansı olan bir kulüp. Bütün bunları kimin yaptığını herkes biliyor.”

Sayfa Yükleniyor...