‘Sen bakansın, aramızda biraz ciddiyet olsun’

Başbakan Erdoğan’ın 23 Nisan Bayramı sebebiyle koltuğunu devrettiği Enes Karabulut, kendisine “görüşürüz” diyen Milli Eğitim Bakanı Ömer Dinçer’e “Sen bakan, ben başbakanım. Aramızda ciddiyet olsun biraz” dedi.

‘Sen bakansın, aramızda biraz ciddiyet olsun’

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı sebebiyle koltuğunu Enes Karabulut isimli çocuğa bıraktı.


Başbakan Erdoğan, Anıtkabir’de düzenlenen törene katılmamasıyla ilgili bir soruyu yanıtladı.

Erdoğan, “9.5 yıldır bu katılımını gerçekleştiren bir başbakanın herhalde özel bir sebebi olmaz. Bugün de diğer programlarımızı aynı şekilde aksatmadan yürütüyoruz. Bu akşam da aynı şekilde Sayın Meclis Başkanımızın kokteyline katılacağız, herhangi bir özel anlam giydirmeye gerek yok. Olay budur” dedi.

Minik Başbakan Karabulut ise Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız ve Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu’nu çok beğendiğini söyledi.

“Herhalde Milli Eğitim Bakanı’nı sevmiyorsunuz” sözleri üzerine Milli Eğitim Bakanı Ömer Dinçer, “görüşürüz” dedi.

Bunun üzerine devreye giren Erdoğan, “Bak sana ‘görüşürüz’ diyor Milli Eğitim Bakanımız, hemen dışarı çıkarman lazım” diye konuştu.

Bu sözler üzerine Karabulut, “Evet, sen bakansın; ben başbakanım. Aramızda ciddiyet olsun biraz” dedi.

Erdoğan, ilk önce kendi çocukluğunda sabah güneşin doğmasıyla sokağa çıkarak, akşam hava kararıncaya kadar sokaklarda oynadıklarını anlatarak, şöyle konuştu:

''Korkuyorum sizler bunu yaşayamıyorsunuz, sizler apartmanın beton kalıpları arasında sıkışıp kalıyorsunuz. Sizler için yeni bir dünya tabii ki hazırlanıyor, ama bizim yaşadığımızı bu noktada sizler yaşayamadınız. Sokakta güneşin battığını, havanın karardığını annelerimiz, babalarımız bizleri çağırdığında hatırlıyorduk. Sadece okullarda değil, sokakta, mahallede arkadaşlarımız vardı. Geniş mahallelere yayılan, farklı mahallelerden arkadaşlarımız vardı. Örneğin ben okula yayan olarak yarım saatte gidip, yarım saatte geliyordum. Annem kolumdan tutup beni getirmiyordu, ama şu andaki anneler her halde 5 dakika mesafede çocuğunu elinden tutmadan, servis aracına bindirmeden götürmez. Yaya giden var mı? Yok.

Bilgisayar, televizyon, elektronik oyuncaklar belli noktadan sonra sizi eğlendiren değil, size zarar veren araçlara dönüşebilir. Onun için anne babalarınızın, öğretmenlerinizin tavsiyelerine harfiyen uymanızı sizlerden bekliyorum. Anne babalarınız kıymetini bilin ve onlara karşı saygıda asla kusur etmeyin. Onlar sizin birinci derecede varlık nedeninizdir, sebebinizdir. Onlar olmazsa siz olmazdınız, ama biliniz ki onlar da sizinle beraber güçleniyorlar, sizler başarılı olduğunuz zaman anne babanızın dünyası daha da farklı oluyor, çok daha güzel oluyor, mutlulukla dolu oluyor.''

'İmtihanlardan yavaş yavaş çocuklarımızı kurtaracağız'
Başbakan Erdoğan, iktidara gelmeleriyle birlikte okullara 1 milyona yakın bilgisayar dağıtmaya başladıklarını ve 9,5 yıldır bu çalışmanın devam ettiğini belirterek, 30 bin bilişim teknolojisi sınıfı kurduklarını, FATİH Projesi'yle sınıflara akıllı tahtalar yerleştirildiğini, öğrencilere ücretsiz tablet bilgisayarlar dağıtıldığını ve proje kapsamında okulların teknolojik olarak daha da donatılacağını anlattı.

Artık öğretmenlerin dersleri resimlerle, filmlerle öğrencilere anlatacaklarını, böylelikle eğitimin, öğretimin daha da güçlü hale geleceğini vurgulayan Başbakan Erdoğan, şöyle konuştu:

''Gelişmiş ülkelerin çocukları hangi imkanlara sahipse bizler sizlerin de aynı imkanlara hatta daha fazlasını bulmanızı istiyoruz. Hepiniz teneffüslerin derslerden daha uzun olmasını istiyorsunuz. Yeğenim bana, 'dayı, bize çok ödev veriyorlar biz bu ödevlerden bıktık. Ben buraya geldiğim zaman hafta sonu tatil yapamıyorum, devamlı, nefes almadan ödevlerimi yetiştirmeye çalışıyorum' diyor. Artık bunlardan çocuklarımızı kurtaralım, rahat rahat bayramımızı yapalım, bayramda bile ödev, hafta sonu ödev, ama bu imtihanlardan yavaş yavaş çocuklarımızı kurtaracağız, çok daha farklı sistemlere geçeceğiz, zira bu imtihanlarla başarı yakalanmıyor. Bunları farklı sistemde çözeceğiz, farklı sistemle başaracağız. Çünkü ailelerin, anne, babaların ceplerini sövüşülüyorlar. Parası olan gidiyor, olmayan neyi var, neyi yoksa satacak çocuğunu üniversite hazırlık, Anadolu, fen lisesi hazırlığa gönderecek. Böyle bir mantık olmaz, bunun değişmesi lazım. Ben siyasetçiyim benim görevim ufuk vermektir, bunun altını doldurması gereken teknokratlardır, bürokratlardır. Bunun değişmesi lazım, bunu gerçekleştirmek zorundayız. Niye okulları kuruyoruz? Okulları kurmanın anlamı yok, okullarda gerekli olanı verecek kalitede öğretmenlerimiz de olmalı, bu öğretmenleri de yetiştirmeliyiz, ve bu öğretmenlerle birlikte okullarımızda başarı serüveninin hep birlikte görmeliyiz.''

'Özel okullar da ücretsiz kitap istiyor'
Başbakan Erdoğan, özel okulların da devlet okullarında ücretsiz dağıtılan ders kitaplarından istediklerine işaret ederek, ''Hem para alıyorsunuz hem kitap istiyorsunuz, nasıl bir iş bu. Öğreneceğimiz çok şey var, ama bu atılacak adımlarla geleceği çok farklı bir noktaya taşıyacağız. 12 yıla çıkardığımız zorunlu eğitimde sizler için 4 yılda bir teneffüsler getirdik. Artık birinci sınıftan başlayıp 8 yıl boyunca aynı okulla okumak zorunda değilsiniz. 4 yılda bir sizin ya da ailenizin tercihiyle farklı okulları seçme hakkınız olacak. böylece daha çok şey öğrenecek, bilgileriniz, becerinizi, yetenekleriniz ve arzularınız doğrultusunda daha farklı okulları tercih edebileceksiniz'' diye konuştu.

Bugünün çocuklarının 'nin geleceği, umudu olduğunu ve yakın bir gelecekte yönetici konumunda bu çocukların oturacağını vurgulayan Başbakan Erdoğan, ''Yakın bir gelecekte bizim oturduğumuz bu koltuklarda artık kalkmamak üzere oturacaksınız'' dedi.

Başbakan Erdoğan'ın bu sözleri üzerine, koltuğunu devrettiği Keçiören Tarhuncu Ahmet Paşa 5. Sınıf Öğrencisi Enes Karabulut, ''artık kalkmayacağız'' karşılığını verdi. Başbakan Erdoğan, da ''Yok, öyle yok. Bak biz ne diyoruz, tüzüğe bir kayıt koyduk, 3 dönemden fazla milletvekili olamazsın. Sen de öyle ol. Kalkmamak üzere oturma, çünkü bugüne kadar kalkmamak üzere oturanlar bu ülkeye çok şeyler kaybettirdi. Biz öyle yapmayalım, devamlı hücre tazelemesi olsun. Belli bir süre biz oturuyorsak, belli bir süre de daha farklı arkadaşlarımız gelsinler, buralarda otursunlar, farklı bir havayı teneffüs ettirme fırsatımız olsun'' ifadesini kullandı.

Sayfa Yükleniyor...