"Türkiye'nin yanında olduklarını göstermeleri lazım"

Bakanlar Kurulu sonrası açıklamada bulunan Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş, "Artık yeter. Bundan sonra dostlarımızın, müttefiklerimizin teröre karşı sadece söz olarak, sadece böylesine hain terör saldırıları sonrasında birtakım kınama cümleleriyle değil, uygulamada da açıkça Türkiye'nin yanında olduklarını göstermeleri lazım" dedi.

"Türkiye'nin yanında olduklarını göstermeleri lazım"

Başbakan Yardımcısı ve Hükümet Sözcüsü Numan Kurtulmuş, Başbakan Binali Yıldırım başkanlığında Çankaya Köşkü'nde yapılan Bakanlar Kurulu toplantısı devam ederken gazetecilere açıklamada bulundu, soruları cevapladı.

Kurtulmuş, toplantıda, İstanbul'daki terör saldırılarının ardından yapılan faaliyetlerin gözden geçirildiğini, bundan sonra terörle mücadele konusunda yapılacakların ele alındığını belirtti. Kurtulmuş, "Bu hain saldırı karşısında kaybettiğimiz 37'si polis, 7'si sivil olmak üzere 44 vatandaşımıza Allah'tan rahmet diliyoruz. Allah makamlarını yüce eylesin, yüksek eylesin. Ailelerine, sevdiklerine, çevrelerine ve bütün milletimize başsağlığı diliyoruz. Yaralılarımıza da geçmiş olsun diyor, acil şifalar temenni ediyoruz." ifadesini kullandı.

Bu terör saldırısının 'nin, uluslararası terör siyasetinin muhatabı bir ülke olduğunu bir kere daha gösterdiğini dile getiren Kurtulmuş, şöyle devam etti: 

", geçtiğimiz yıl temmuz ayından bu yana özellikle çok taraflı, çok yönlü saldırı altındadır. Cumartesi akşamı saat 22.29'da yapılan bu saldırının da PKK'lı örgüt militanları tarafından yapıldığı anlaşılıyor. Sonuç itibarıyla bir terör örgütü tarafından yapılmış olan bir saldırı.

Türkiye, daha önce de hem PKK'nın hem DEAŞ'ın hem başka terör örgütlerinin bu tür saldırılarına maalesef muhatap olmuş bir ülke. Bu anlamda terör örgütleriyle boğuşuyoruz, hatta tabiri caizse terör örgütleriyle savaşıyoruz. Bu savaş sırasında karşımızda olanlar, sadece terör örgütlerinden ibaret değildir, bu terör örgütlerinin artık vekalet savaşlarının bir maşası olarak kullanıldığı, cümlenin malumudur. Dolayısıyla cumartesi akşamı orada bombayı patlatanlar belki bir terör örgütünün içerisindeki elemanlardı ama oradaki olayın bütününe baktığımız zaman bunun, vekalet savaşlarının bir parçası olarak kullanılan bir maşanın icra etmiş olduğu operasyon olduğu aşikardır. Dolayısıyla bu tür terör saldırılarının karşısında milletimizin, Türkiye'nin milli menfaatlerini korumak istikametinde ortak bir duruş sergilemesi, her şeyden önemlidir. Bir kere daha milli duruş, ortak duruş sergileyen milletimizin çok büyük bir kısmına teşekkürlerimizi ifade etmek istiyorum."

"ASLA DİZ ÇÖKMEYECEĞİZ"

Numan Kurtulmuş, bu terör saldırılarının hesabının sorulacağını belirterek, şunları ifade etti:

"Örgütlerin amacı korku, panik ve yılgınlık oluşturmaktır. Bu anlamda da halkı bu atmosfer içerisinde çaresiz, hareketsiz bırakmaktır. Öncelikle biz bu milli ortak duruşumuzu sergilemeyi sürdüğümüz sürece, herkes bilsin ki asla biz bu yılgınlık, korku siyasetine teslim olmayacağız. Millet olarak terör örgütlerinin istediği bu istikamette oluşturacakları psikolojinin içerisine hapsolmayacağız. Ayrıca, asla teröre alışmayacağız, bunu da herkesin bir kere daha bilmesini ifade etmek isteriz. Hesap soracağız. Bunların hepsinden, kimler varsa arkalarında onlar da ortaya çıkarılarak hesap soracağız. Asla millet olarak diz çökmeyeceğiz. Önünde sonunda bu mücadeleyi, teröre karşı bu savaşı, milletimiz kazanacaktır. Terör örgütlerinin tamamını bu ülkeden bertaraf ederek onları etkisiz hale getirecek, bu maşaların kullanılamaz, fonksiyon göremez hale getirecektir."

"PKK'NIN AVRUPA'DAKİ FAALİYETLERİNİ KISITLANDIRACAK YAKLAŞIM İSTİYORUZ"

Kurtulmuş, terör saldırılarından sonra, ilk andan itibaren kim dost kim düşman onu görmek istediklerini bildirdi.

Kurtulmuş, şu değerlendirmelerde bulundu: 

"Dostlarımızı da sadece böyle bir kaç tane kınama cümlesiyle değil, gerçekten samimi olarak bu teröre karşı, insanlık cephesinde ortak paydaşlarımız olarak görmek isteriz diye defaatle ifade ettik. Terör saldırısından sonra çeşitli ülkelerden gelen destek mesajlarını olumlu buluyoruz. Bazı ülkelerin devlet ve hükümet başkanları Sayın Cumhurbaşkanımızı, Sayın Başbakanımızı bizzat arayarak taziyelerini ve olaydan duydukları teessürleri paylaştılar. Ayrıca birçok ülkeden de bakan düzeyinde taziye ve teessürlerini bildiren açıklamalar gelmiş oldu.

Hatta Avrupa Parlamentosunun içinde bile bir miktar eleştirel yaklaşımlar, 'Artık teröre karşı Türkiye'nin yanında olmak mecburiyetindeyiz' şeklinde görüşler ifade edildi. Dolayısıyla ortaya konulan bu destekleri olumlu bulduğumuzu ifade ediyoruz ancak yeterli bulmadığımızın da altını çiziyoruz. Bundan sonra bu destek mesajlarını veren ülkelerdeki dostlarımızın, samimiyetle teröre karşı mücadelede Türkiye ile açık ortak bir paydaşlığı sürdürmeleri gerekir.

Örnek olsun diye ifade ediyorum, Avrupa Birliği'nden çok sayıda ülkeden, teröre karşı taziye ve bu anlamda teessür ifade eden açıklamalar yapılmış, kaygılarımız dolayısıyla, bu doğru... Ama şu anda bile hala Avrupa'da PKK'nın açıkça, birçok ülkede elini kollunu sallayarak faaliyette bulunduğu da yine herkesin malumudur. Zorla para toplamalardan tutunuz, orada PKK'ya karşı olan Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarına karşı birtakım tacizlere, baskılara kadar her türlü eylemi, Avrupa ülkelerinde yapmamaktadırlar. Dolayısıyla bu konuda da PKK'nın, Avrupa'daki faaliyetlerini kısıtlandıracak, onların bu kadar rahat bir şekilde faaliyet göstermelerini, tırnak içinde söylüyorum, siyasi faaliyet olarak algılamayacak olan bir yaklaşımı görmek istiyoruz. Dolayısıyla bu teessürlerini ifade eden ülkelerden bir adım daha atarak PKK'yı Avrupa içerisinde, zaten AB'nin terör örgütleri listesinde olan bir örgüttür, PKK'nın Avrupa uzantılarının da birtakım legal şemsiyeler altında faaliyet gösteriyor iddialarıyla görmezden gelinmemesini, onların da terör örgütleri içerisinde değerlendirilmesini temenni ediyoruz."

"ORALARDAN VERİLEN SİLAHLARIN PKK'NIN ELİNE GEÇMESİ..."

Kurtulmuş, PYD ve YPG'nin birer terör örgütünü olduğunu ancak ısrarla onların, Suriye ve Irak'ta DAEŞ'e karşı mücadele eden unsurların, koalisyonun içinde yer aldığını söyleyenler bulunduğunu anımsattı.

İstanbul'daki saldırının PYD, YPG ve PKK arasında fark olmadığını bir kez daha ortaya koyduğunu vurgulayan Kurtulmuş, şunları kaydetti: 

"Bu çerçevede belki oralardan verilen silah ve mühimmatın ciddi bir şekilde PKK'nın eline geçmesi, hatta zaman zaman bunlar yakalanıyor, bunlar seri numaralarıyla da ortaya konuluyor, herkesin malumudur. Artık yeter. Bundan sonra dostlarımızın, müttefiklerimizin teröre karşı sadece söz olarak, sadece böylesine hain terör saldırıları sonrasında birtakım kınama cümleleriyle değil, uygulamada da açıkça Türkiye'nin yanında olduklarını göstermeleri lazım. Evet, bunlar için teşekkür ederiz ama yeterli bulmayız.

Onun için özellikle PYD ve YPG başta olmak üzere PKK ile iltisaklı bütün terör örgütlerinin, onların Avrupa'daki birtakım başka görüntüler altında faaliyet gösteren yapılarının da mutlaka durdurulması, Türkiye'ye zarar veremez hale getirilmesi, dostluk ve müttefikliğin gerek şartlarından birisidir. Bu çerçevede önümüzdeki dönemin, özellikle bu son saldırı dolayısıyla Avrupa'daki bazı ülkeler bakımından ileri bir adım atmaya vesile olmasını temenni ediyoruz."

Bir F-16 uçağının, saat 19.31'de Mardin yolundan Diyarbakır'a yaklaşırken, üsse 5 kilometre kala düştüğünü hatırlatan Kurtulmuş, pilotun uçak düşmeden kendisini uçağın dışına attığını ve sağ salim üssüne döndüğünü söyledi.

Konunun bütün detaylarıyla incelendiğini ifade eden Kurtulmuş, "Uçak uçuşunu bir eğitim uçuşu olarak sürdürmekteydi. Üzerinde mühimmat yoktu ve uçuşunu tamamlamak üzereyken düştü. İlk değerlendirmeler kuvvetle muhtemel bir teknik arıza dolayısıyla bu kazanın meydana geldiği şeklindedir ancak çok detaylı araştırmalar yapılacak. Önümüzdeki saatlerde kaza kırım ekipleri de olay yerine intikal ederek bütün bu detaylar teferruatıyla incelenecek ve sonuç ortaya konulacaktır. Pilotumuza ve ülkemize geçmiş olsun." diye konuştu.

Kurtulmuş, Bakanlar Kurulu'nun Türkiye'nin gündemini yakından takip etmeye devam ettiğini, terör olaylarının herkesin moralini bozduğunu ancak bir taraftan da güçlü ve büyük Türkiye istikametinde yürüme konusundaki şevklerini de artırdığını söyledi.

Her terör saldırısından sonra millet olarak daha da kenetlenildiğini, birlik ve beraberlik içinde olunduğunu anlatan Kurtulmuş, şehit cenazelerine katıldıklarını, toplamda on binlerin, yüz binlerin şehit cenazelerine iştirak ettiğini aktardı.

Kurtulmuş, şehitlerin milletçe bir milli yas içinde defnedileceğini, ailelerin yaralarının sarılmaya çalışılacağını ifade ederek, şehitlere karşı son görevler yapılırken millete karşı görevleri de yerine getirmeye gayret ettiklerini kaydetti. 

En temel görevlerinin milli birlik ve bütünlüğü sağlamak olduğunun altını çizen Kurtulmuş, sözlerine şöyle devam etti:

"Bu memleketin, 79 milyonun tamamı teröre, terör örgütlerinin arkasındaki iradeye ve onları maşa olarak kullananlara karşı hep beraber bir araya gelmeye gayret ediyor. Bu çerçevede bugün sokaklarda, salonlarda, teröre karşı ortak duruşunu ifade için bir araya gelen sivil toplum kuruluşlarına, spor kulüplerinin değerli yöneticileri ve camialarına, iş dünyasının mensuplarına, Türkiye'nin birlik ve beraberliğini ifade eden farklı siyasi görüşlerden bütün kardeşlerimize teşekkür ediyoruz. Böylesine zor zamanları ancak milli birlik ve dayanışma içinde aşacağız. Terör bizi günlük hayatımızdan, normal yaşantımızdan koparmaya çalışıyor. Korkutarak, yıldırarak, içine kapatarak Türkiye'nin normal işlerinin işlemez hale gelmesini temin etmeye çalışıyor. Biz de tam aksine hem yasımızı tutacağız hem de Türkiye'nin daha ileriye götürülmesi için üzerimize düşen çalışmaları sürdüreceğiz."

EKK KARARLARI İÇİN TORBA YASA 

Kurtulmuş, Bakanlar Kurulu toplantısında sigorta sektöründeki gelişmeleri değerlendirdiklerini, primlerin düşürülmesine yönelik alınması gereken tedbirler konusunda çalışma ve müzakereler yaptıklarını, bu konuda Başbakan Yardımcısı Mehmet Şimşek'in Kurulu bilgilendirdiğini aktardı. 

Ayrıca Ekonomi Koordinasyon Kurulunda alınan son kararların uygulanmasına ilişkin değerlendirmeler yapıldığını dile getiren Kurtulmuş, bu kararlardan yasal mevzuat gerektiren konularla ilgili torba yasa çalışması yapılması yönünde prensip kararına varıldığını söyledi.

Merkez Bankası yetkililerinin, bankanın faaliyetleri ve para politikaları konusunda sunum yaptığını belirten Kurtulmuş, sözlerini şöyle sürdürdü: 

"Bu çerçevede her bir bakan arkadaşımız, ilgili kamu kurum ve kuruluşlarımız sorumluluklarını yerine getiriyor. Titizlikle çalışmalarını sürdürüyor. İnşallah bu milleti çok daha güçlü hale getireceğiz. Bunlarla ilgili adımlarımızı da hiçbir aksama olmaksızın sürdürmeye devam ediyoruz. Allah bizi birlik ve beraberlikten ayırmasın, terör örgütlerine karşı olan ortak mücadele azmimizi eksiltmesin. Ortak mücadele azmi içinde eninde sonunda mutlaka bu terör örgütlerini yeneceğiz ve asla bunların yapmak istediklerine fırsat vermeyeceğiz. Bunların Türkiye için çizmekte olduğu istikamete Türkiye'nin gitmesine asla müsade etmeyeceğiz. Basınımızın da terörle mücadele konusundaki ortak duruşunu sürdürmesini temenni ediyorum." 

"TERÖR ÖRGÜTLERİNİN KULLANDIĞI MALZEME ÇARŞAMBA PAZARINDA SATILMIYOR"

Kurtulmuş, İstanbul'daki terör saldırısında kullanılan patlayıcının türünü ilişkin soru üzerine, olay yerine gittiklerinde enteresan bir şekilde hem derin hem de geniş bir çukurun açıldığını gördüklerini ifade etti.

Saldırıyla ilgili en ufak bir detay atlanmadan her türlü teknik çalışmanın yapıldığının altını çizen Kurtulmuş, şunları kaydetti:

"Herhalde sıradan bir mühimmatla karşı karşıya olmadığımız anlaşılıyor. Genel olarak inceleme sona ermeden 'şöyledir' diye bir açıklama yapabilecek durumda değiliz. Araştırmalar nihayete erince açıklama yapılır. Terör örgütlerinin kullandığı hiçbir malzeme süper marketlerde ya da çarşamba pazarında satılmıyor. İster bomba düzenekleri ister kullandıkları silahlar olsun, ağır silahlara kadar birçok silah kullanıyorlar. Bu silahlar herhalde birileri tarafından bunların eline veriliyor. Bunlar gidip alışveriş merkezi ve çarşamba pazarından almıyorlar. 

Çok net bir şey söyleyeyim, sadece PKK için değil dünyadaki bütün terör örgütler için söylüyorum, bütün bu terör örgütlerinin arkasında lojistik, istihbari ve askeri destekler olmasın hiçbir örgüt 1-2 haftadan fazla dayanamaz. Böyle baktığınız zaman hiç kuşkusuz cumartesi günkü yaşanan patlamanın arkasındaki mühimmat, herhangi bir şekilde tesadüfen elde edilen bir malzeme değildir. Bu malzemenin niteliği, önceki patlamalardaki malzemelerden farklılıkları ve bunların olası menşeinin ne olduğu konusunda detaylı çalışma yapıldıktan sonra resim netleşir, bu kamuoyuyla paylaşılır."

Diyarbakır'da düşen askeri uçakla ilgili bir soru üzerine Kurtulmuş, olayın üzerinden çok kısa bir süre geçtiğini belirterek, bunların spekülasyon yapılacak konular olmadığını ifade etti.

Kurtulmuş, bu konuyla ilgili soruşturmanın başlatıldığına işaret ederek, "Şu an itibarıyla bu konuyla ilgili ilk bilgiler, uçağın düşmesinin teknik arızadan kaynaklanan bir kaza olduğu yönündedir. Bu bilgiler teyide muhtaç bilgilerdir. Bu olay kısa süre içerisinde netleştirilecektir." dedi.

Halep'e yapılan yardımlara ilişkin soruyu yanıtlarken Kurtulmuş, Türkiye'nin geçen hafta Diyanet İşleri Başkanlığı öncülüğünde, sivil toplum kuruluşlarının da katılımıyla "Halep Ölmesin" kampanyası başlattığını bildirdi.

Kurtulmuş, Halep'te büyük bir insani trajedi yaşadığına dikkati çekerek, bebek maması, ilaç ve tıbbi hiçbir ihtiyacın karşılanamadığına değindi. Halep'te hiçbir hastanenin çalışmadığını ve doktorun yok denecek kadar az olduğunu vurgulayan Kurtulmuş, uluslararası camianın Halep'in kurtarılması konusunda üzerine düşeni yerine getirmediğine işaret etti. 

"HALEP, ÜZERİNDEN SİYASET ÜRETİLECEK BİR ŞEHİR DEĞİLDİR"

Halep'e bir an önce insani yardımların ulaştırılmasını isteyen Kurtulmuş, şöyle devam etti:

"İnsani yardımın mutlaka ateşkes şartına da bağlanmasının doğru olmadığı kanaatindeyiz. Gönlümüz arzu eder ki, şu an ateşkes sağlansın. Ateşkesin sağlanması maalesef çok taraflı siyasi bir süreci gerektirdiği için, burada Suriyeli muhalifler de ateşkese hazır durumdadır, Rusya'nın da bu konuda bir takım olumlu yaklaşımları da söz konusudur. Suriye'de ateşkesin sağlanmasında geç kalınıyorsa Türkiye'nin teklifi şudur, uluslararası camia, Avrupa ülkeleri, bölge ülkeleri, Türkiye, herkes kendi bayraklarıyla gelsin, bir uluslararası yardım konvoyu düzenleyelim, bu yardım konvoyunu bir an evvel Halep'teki o ihtiyaç sahibi yüz binlerce insana ulaştıralım."

Kurtulmuş, Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu'nun bu görüşleri meslektaşlarıyla paylaştığını aktararak, Türkiye'nin böyle bir yardım faaliyeti için her zaman hazır olduğunu bildirdi.

Uluslararası camianın Halep'te ölen her çocukla insanlığın da öldüğünü fark etmediğine değinen Kurtulmuş, "Halep üzerinden siyaset üretilecek bir şehir değildir. Halep'teki insanlar o acıların üzerinden uluslararası siyasetin bir aracı olarak görülecek insanlar da değildir. Burada herkes samimi olsun. Eğer bu durum devam ederse, zaten bir müddet sonra üzerinde konuşulacak bir Halep kalmayacağı gibi, üzerinde ve geleceği konuşulacak Halepliler de kalmayabilir." ifadesini kullandı.

"TÜRKİYE'NİN DIŞINDAKİ ŞARTLARDAN KAYNAKLANAN BİR SONUÇTUR"

"Sigorta primlerinin düşürülmesine ilişkin olarak görüşmeler yapıldığını söylediniz. EKK'da alınan kararlar dışında yeni bir adım mı atıyorsunuz?" sorusunu Kurtulmuş, "EKK'da alınan kararlar çerçevesinde bu da gündeme gelmiş olan konulardan birisidir. Teferruatını netleştiği zaman kamuoyuyla paylaşacağız." diye yanıtladı. 

Kurtulmuş, "Doların ateşinin söndürülmesi için Merkez Bankası nasıl adımlar atacak?" sorusuna, "Merkez Bankası zaten Para Politikası Kurulu vasıtasıyla dövizle ilgili gelişmeleri bağımsız bir kuruluş olarak takip ediyor. Bu çerçevede de bir çok enstrümanı kullanmaya gayret ediyor. Dolayısıyla Merkez Bankası da elindeki enstrümanları kullanır, bu enstrümanlar çerçevesinde de şu anda dövizin ateşi, piyasanın tabiriyle, bunu düşürecek mekanizmaları da alır." dedi.

Türkiye'nin özellikle son iki haftadır çok önemli bir gelişme yaşadığını belirten Kurtulmuş, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın çağrısıyla hem bireysel hem de kamu kuruluşlarının yaptığı işlemlerde Türk parasına dönme eğiliminin, Türk parasının üzerindeki baskıyı kısmen hafiflettiğini bildirdi. 

Bu süreçte başka ülkelerle yapılan alışverişlerde de yerli paraların kullanılmaya başlanmasıyla Türk lirası üzerindeki baskının ortadan kalkacağını ümit ettiklerini dile getiren Kurtulmuş, Merkez Bankasının bütün bu gelişmeleri yakından takip ettiğini belirtti.

Kurtulmuş, "Türk parası üzerindeki bu baskı, Türkiye ekonomisinin yapısal sorunlarından kaynaklanan bir sonuç olmadığı için inşallah çok kısa süre içerisinde normale döneceğini ümit ediyoruz. Küresel piyasalardaki gelişmelerden ve Amerikan seçimleri vesaire diğer bütün meseleleri koyduğunuz zaman Türkiye'nin içindeki şartlardan değil ağırlıklı olarak Türkiye'nin dışındaki ve küresel piyasalardaki şartlardan kaynaklanan bir sonuçtur." dedi.

Dikkatle ve titizlikle hem Merkez Bankasının hem ilgili ekonomik kurum ve kuruluşların gerekli tedbirleri almak için gayret ettiğine değinen Kurtulmuş, Merkez Bankasının araçların hepsini bağımsız bir kurum olarak kullanabilecek yetkiye de sahip olduğunu vurguladı.

"BÜYÜME HIZINDAKİ BU DÜŞÜŞ TEKRAR BÜYÜME HIZINDA ARTIŞA DÖNECEKTİR"

"Fırat Kalkanı Harekatının sonuna mı yaklaşılıyor? El Bab'ın ele geçirilmesi için son adımlar mı atılıyor?" sorusuna Kurtulmuş, "El Bab konusunda son noktaya doğru gelinmiştir. Bu anlamda şehir çevrelenmiş, son bitirici operasyonların hazırlıkları yapılmaktadır. Ümit ederim ki en kısa süre içerisinde El Bab ile ilgili harekatın o kısmı bitirilmiş olacak." karşılığını verdi.

"Türk ekonomisi uzun süredir ilk kez yüzde 1,8 oranında daraldı. Bu konuya ilişkin değerlendirme yapıldı mı?" sorusu üzerine de Kurtulmuş, şu açıklamayı yaptı:

"Türkiye ekonomisiyle ilgili daralma meselesi... Zor süreçlerden geçiyoruz. Bölgemizde devam eden bir savaş var. Bunun Türkiye'ye etikleri var. 2015 yılının Temmuz ayından itibaren PKK, PYD ve başka terör örgütleriyle eş zamanlı olarak topyekün teröre karşı verilen mücadele var. Ayrıca 15 Temmuz'da çok ağır faturaları olması muhtemel Allah'a çok şükür milletimizin ferasetiyle, cesaretiyle, gayretiyle önlenmiş olan FETÖ'nün darbe girişimi var. Bütün bunlar Türkiye'yi yakından ilgilendiren siyasi gelişmeler." 

Öte yandan dünya ekonomisinde yapısal sorunların olduğuna dikkati çeken Kurtulmuş, Türkiye'nin çevresindeki ülkelerde ekonomik sorunlar yaşandığını ifade etti. 

Türkiye'nin ekonomik olarak irtibatlı olduğu ülkelerin de çok ciddi ekonomik sorunları bulunduğunu vurgulayan Kurtulmuş, böyle bir tablonun içerisinde Türkiye'nin hedeflerine ulaşması için her yıl ortalama yüzde 5 ve üzeri büyümesi gerektiğini aktardı.

Kurtulmuş, bunun için bütün tedbirleri aldıklarını belirterek, şunları kaydetti:

"Ama Türkiye'nin bu kadar ağır bir tablonun altında da olduğunu görmemiz lazım. İnşallah bundan en kısa zamanda Türkiye kurtulacak. Büyüme hızındaki bu düşüş tekrar büyüme hızında artışa dönecektir Allah'ın izniyle. Türkiye yoluna devam edecektir. Ülkelerin zaman zaman ekonomik olarak böylesine zor bir atmosferin içinde olması mümkün, mühim olan şu, ne üretiyorsunuz, ne satıyorsunuz, ekonomimizin reel ekonomi tarafı ne kadar güçlü? Türkiye özellikle 65. hükümet döneminde buna büyük ağırlık vermeye gayret ediyor. Ümidimiz tekrar reel sektör canlanacaktır. Reel sektörü canlandıracak her türlü tedbiri uygulamayı yapıyoruz. İstihdamı, yatırımı artıracak her türlü tedbir ve teşvikleri ortaya koyuyoruz."

  • Etiketler :
  • Haberler -
  • Türkiye
  • Adalet ve Kalkınma Partisi
  • Gündem
  • Ankara
  • Siyaset
  • Numan Kurtulmuş

Sayfa Yükleniyor...