Ermenek davasında gerginlik

Karaman’ın Ermenek ilçesindeki maden ocağındaki faciada 18 işçinin yaşamını yitirmesiyle ilgili dava başladı.

Haberler Anadolu Ajansı, DHA 15.06.2015 - 10:20

  • 1

    Karaman’ın Ermenek ilçesindeki maden faciasında 18 işçinin yaşamını yitirmesiyle ilgili davanın görülmesine başlandı. İlk duruşmada gerginlik yaşandı.

  • 2

    Çevik kuvvet ekipleri, duruşmanın görüleceği Ermenek Adliyesi önünde bariyer kurdu. Adliyeye gelen madenci yakınları, güvenlik noktasından geçirilerek duruşma salonuna alındı.

  • 3

    Tutuklu sanıklar Saffet Uyar, Abdullah Özbey ve Ali Kurt adliyeye getirildi. Tutuksuz yargılanan 5 sanığın bulundukları illerde talimatla ifadelerinin alındığı öğrenildi.

  • 4

    Sanıkların salona alındığı sırada madenci yakınları, "oğlum nerede?", "katiller çocuklarımıza nasıl kıydınız?" diyerek tepki gösterdi.

    Bazı kadınların ellerindeki çantaları, sanıklara attığı görüldü.

  • 5

    Bunun üzerine jandarma ekipleri ile avukatlar, madenci yakınlarını sakinleştirmeye çalıştı. Bu sırada bir müşteki baygınlık geçirince Adliyeye sağlık ekipleri çağrıldı.

    Kazada oğulları Ali ve Kerim'i kaybeden Şükrü Haznedar, "Katiller" diyerek sanıkların üzerine yürüyünce salondan çıkarıldı.
  • 6

    Olayların büyümesi üzerine sanıklar da duruşma salonundan çıkarıldı.

    Sakinleştirilmek için koridora alınan bazı madenci yakınları, "Utanmadan bize davadan vazgeçmek için para teklif ediyorsunuz" diye bağırdı


    Avukatlar ve jandarma ekiplerinin çabalarıyla madenci yakınlarının yatıştırılması üzerine, sanıklar tekrar salona alındı.

  • 7

    Madenci yakınları, "Bir kara kömüre evlatlarımızı değiştiniz?", "Nasıl aldınız kuzularımızı?” , "Benim iki yavrum gitmiş, nasıl sakin olabilirim?", "Bunlar yargılanmasın, o maden ocağına, mezara gitsinler", "Yavrum toprağın altında çürüdü, bunlar da hapislerde çürüsün", "Sekiz aydır sıkıntı yaşıyoruz", "Bir tas çorbayı ocakçılardan kıskandınız", "Biz yandık, siz de yanın" diyerek sanıklara tepki gösterdi.

  • 8

    Bunun üzerine Mahkeme Başkanı Mustafa Başarı, ailelerin acısını anladığını ancak sanıkların yargılanmaları gerektiğini belirterek, madenci yakınlarını sükunete davet etti.

    Hakim, “Bu yargılamanın sonunda herkes hak ettiğini bulacak. Herkesin hak ettiğini bulması için de bu yargılamanın olması lazım” diye konuştu.

  • 9

    İddianamenin okunmasıyla 3'ü tutuklu 16 sanığın yargılandığı dava başladı. Bazı madenci yakınları, okunanları duyamadıklarından yakındı. Bunun üzerine iddianame, mikrofonla okundu.

    İddianame okunurken evlatlarının isimlerini duyan bazı aileler gözyaşlarını tutamadı.

  • 10

    Sanıklardan birinin iddianamedeki,  "Madendeki suyu tadarak kontrol ettik" şeklindeki ifadesi okunduğu sırada, bir madenci eşi, "Su ağızla tadarak kontrol mü edilirmiş? Hiç aklınız fikriniz yok mu?" diyerek tepki gösterdi.

    Daha sonra madenci yakınlarının sanıklara yönelik sözlü tepkileri devam etti.

    Bu sırada sanıklara su şişesi fırlatıldı. Bazı madenci yakınları, tutuksuz yargılanan Ahmet Dağdeviren'e bastonla vurarak, yumruk attı.

  • 11

    Güvenlik güçlerinin müdahalesine rağmen madenci yakınları sakinleştirilemedi.

    Yaşanan arbedenin ardından hakim, duruşmaya 15 dakika ara verdiğini duyurdu.

    Ailelerin tepkileri, salon dışında da devam etti. Baygınlık geçiren bir madenci yakınına sağlık ekipleri müdahale etti.

  • 12

    Faciada yaşamını yitiren işçilerden Ali ve Kerim Haznedar'ın babası Şükrü Haznedar, çocuklarının ihmaller yüzünden hayatını kaybettiğini savunarak, "Bile bile katliam yaptılar. Burada üç vardiya 30-40 kişi çalışırken, yanlarında bir çavuş, bir mühendis bulunmuyor. Bundan büyük katliam olmaz ki " dedi.

    Merhum işçilerden İsmail Gürses'in annesi Ayşe Gürses de "Para verelim davadan vazgeçin' diyorlar. Bizimkiler nasıl suyun içinde can verdi, bunları da su kuyusuna atsınlar. Parada pulda gözüm yok, evladım yanımda olsa yeterdi. Benim en değerli varlığımdı" ifadesini kullandı

  • 13

    Müşteki avukatlarından Mehmet Kasap, "O kadar göz göre göre bir iş katliamı gerçekleşmiş ki... Adeta 'Geliyorum' diye bağırarak, gelen iş cinayetiyle karşı karşıyayız" dedi.

    Kasap, şunları kaydetti: "301 şehit verildikten sonra burada yine bir kazanın yaşanmaması için tedbirler alınması gerekirken, maalesef bir felaketin önüne geçilememiş. Madenden sağ kurtulan 9 kişinin ifadeleri var.

    Çıplak gözleriyle, elleriyle orada tahkimatta yıkılmalar olduğunu, su sızmaya başladığını, böyle bir kazanın olabileceğini amirlerine iletiyorlar. Buna rağmen tedbir alınmıyor. Burada insan hayatına değer verme adına gerçekten çok dramatik tablo var."

  • 14
    Müşteki avukatlarından Caner Durak da “Dosyanın özeti: 20 bin dolara 18 işçinin hayatı tercih edilmiştir. Sondaj yapabilecek makineyi almayı, 18 işçinin canına tercih etmişler. Burada belirli kişiler üzerinden ihmal ve olası kastın söz konusu olduğunu düşünüyoruz” dedi.
  • 15

    Tutuklu yargılanan Saffet Uyar'ın avukatı Şeref Han ise “Bu kazanın bütün tarafları buradaysa bu işin asıl sorumlusu, çocuklarımızın ölümünden asıl sorumlu nerede? Maden işletmeleri her yıl nerede ne kadar üretim yapacaklar, bunları MİGEM'e bildirirler. ‘Eski imalatı dikkate alarak üretim yapın' şeklinde bildirim yapma yükümlülüğü var" diye konuştu.

  • 16

    "Gidin cezaevinde ziyaretçi defterine bakın. Saffet Uyar'ın, neredeyse bütün madenci yakınları tarafından ziyaret edildiğini göreceksiniz. Biz de ölen ve öldürülen taraftayız” diyen Şeref Han’a madenci yakınları tepki gösterdi.

  • 17

    Tutuklu yargılanan maden ocağının sahibi Saffet Uyar, iddianamede yer alan savunmasında, "Maden üstünde sondaj yapıldı ancak maden içerisinde kontrol sondajı yapılması gerektiğini bilmiyordum. Ekonomik durumum elvermediği için sondaj makinesi alamadım. Olay öncesi ocakta suyun aktığını ya da kömürün ıslak olduğunu, kayma meydana geldiğini, bu nedenle tahkimat yapılamadığını bilmiyorum" dedi.

  • 18

    Daimi nezaretçi maden mühendisi Yavuz Özsoy, şu ifadeleri kullandı:  “Olay ihmalkarlıktan kaynaklanmaktadır. Bu saha bana teslim edilirken ruhsatta gösterilen alanın içini belirten imalat haritası da ekli bir şekilde verilmiş olsaydı ya da çalışma sırasında bu harita elimizde bulunsaydı bu olay meydana gelmeyebilirdi. Sondaj makinesi olsa bile bu olay olacaktı. Çünkü elimizdeki verilere göre eski ocak içerisinde çalıştığımızı bilmiyorduk. Bu olaydan dolayı üzüntü içerisindeyim. Oğlum bana 'baba sen katil misin ' diye soruyor. Ben katil değilim. Ruhsatı verirken imalat haritaları vermeyen ya da bu çalışma esnasında 5 yıllık süre içerisinde bu haritaları temin etmeyen kişiler sorumludur. 2012'de çıkarılan haritada da eski ocaklar gözükmemekteydi."

  • 19

    Ocakta puantör olarak çalıştığını zannettiği kişinin kendilerine, 'Sakın hiç kimseye haber vermeyin, bekleyin. Ben önce Saffet Uyar'ı arayacağım, ondan sonra bakarız' dediğini öne süren işçilerden Mesut Öner "Ocaktan çıkışımla ilk ambulansın olay yerine geliş anına kadar 45-50 dakika geçti. Olay çok büyümesin, resmi kurumlara intikal edip başları ağrımasın diye olayı çok geç haber verdiklerini zannediyorum. Zaten içeride işçiler mahsur kalmasaydı, zannediyorum haber dahi vermezlerdi" dedi.

  • 20

    Madende pasacı olarak çalışan tanık Abdülazim Yaman da ifadesinde, puantör olarak çalışan Mustafa A'nın, "Durun şu anda aramayın, önce ben ağalarla bir görüşeyim, daha sonra bakarız" dediğini ve kimsenin aramasına müsaade etmediğini öne sürdü.

  • 21

    Ocağın belli kısımlarının kapatılarak, müfettişlerin gezmesinin engellendiğini iddia eden maden ocağında çavuş olarak çalışan tanık Mustafa Elibol "Her denetim döneminde işçilerin bir kısmı ücretsiz izne gönderiliyordu. Bundaki amaç, müfettişlerin işçi sayısını görerek ocağın büyüklüğünü anlamamalarıydı" ifadelerini kullandı.

  • 22

    Ocakta usta olarak çalışan tanık Abdullah Deveci, şöyle konuştu: "Şef Recep bana 'ne olursa olsun, bu bacaya devam edeceğimizi, bunun formülünün, çözümünün olduğunu, bacanın sürekli kaymanın olduğu sol tarafına önce bağ atmamı, sonra buraya domuz damı yapmamı, bu sayede kaymayı engelleyeceğimizi' söyledi. (Müfettişlerin talimatı üzerine) Şef Recep ve mühendisler Nuray ve Cemile haritada dördüncü baraj olarak işaretli kısma çamurdan bir duvar örmemi ve duvarın ortasına bir su tahliye vanası monte etmemi söylediler. Duvarı örünce mühendis Cemile bana 'Bu iş sadece bir formalite. Bu şekilde birkaç fotoğraf çekip müfettişlere göndereceğim' dedi. Fotoğrafları çekti ve aynı anda bana 'duvarı tekrar açmamı, burayı eski haline getirmemi söyledi."

  • 23

    İddianamede, tutuklu yargılanan Ali Kurt'un teknik nezaretçi defterini, Naci Özsoy'un ise barutçu defterini olaydan sonra doldurduğu bilgisine yer verildi.

    İddianamede Özsoy'un, "Defterin kazadan sonra bizden isteneceğini tahmin ettiğimden dolayı 'defter son güne kadar doldurulmuş görünsün, başımız ağrımasın' düşüncesiyle geriye dönük olarak doldurdum ve ilgili şahısların adına imzaları attım" ifadeleri yer aldı.

  • 24

    Oğlu Hüseyin Gültekin ile damadı Tezcan Gökçe'yi kazada kaybeden Hasan Gültekin (60), "Onlar yalan söylüyor. Sabahtan bu yana koyun gibi dinliyoruz. Niye benim sorularıma cevap vermiyorsunuz?" diyerek tepki gösterdi.

    Hasan Gültekin, duruşma salonundan çıkarıldı.

  • 25

    Bu arada, bir sanık avukatının adliyeye yazı tahtasıyla girdiği görüldü.

  • 26

    62 müştekinin katıldığı davada, 3'ü tutuklu 16 sanık bulunuyor.

    Maden ocağının sahibi Saffet Uyar, maden sahasının ruhsat sahibi Abdullah Özbey, daimi nezaretçi maden mühendisi Yavuz Özsoy, Mehmet Zeybek, daimi nezaretçi maden mühendisi Cemile Karaca, maden mühendisi Nuray Yetiş, iş güvenliği uzmanları Engin Yetim ve Cemal Demircioğlu, bir süre ocakta çalışan Hayrettin Kirazcı, firma yöneticisi Hüseyin Hüsnü Özbey, bir firmada yönetici Şerafettin Zeybek, teknik nezaretçiler Öjen Ünlü ve Ahmet Dağdeviren, "Bilinçli taksirle birden fazla kişinin ölümüne neden olma" suçlamasıyla yargılanacak.

  • 27
    Teknik nezaretçi Ali Kurt, "Bilinçli taksirle birden fazla kişinin ölümüne neden olma" ve "özel belgede sahtecilik", ocakta çalışan Naci Özsoy, "özel belgede sahtecilik", puantör Mustafa Ayan, "bildirim yükümlülüğünün ihlali"nden hakim karşısına çıktı.

    Ermenek'teki özel linyit kömürü madeninde 28 Ekim 2014'te su baskınının ardından mahsur kalan 18 işçinin cesetlerine faciadan 38 gün sonra ulaşılmıştı.
Ana Sayfaya Git
  • ©Copyright 2024 | Tüm Hakları Saklıdır

NTV’de canlı olarak yayınlanan tüm programlar ile ilgili bilgiler, program bölümleri ve programlarla ilgili haberler NTV Ekranı’nda. Günlük NTV yayın akışı ve program saatlerini de NTV Ekranı kategorisinden saat bazında görebilirsiniz. %100 Futbol ile son dakika spor haberlerini, Gündem Masası ile gündem haberleri ile ilgili değerlendirmeleri NTV Ekranı’nda.

Mobil Uygulamalarımız