Ankara'nın 'tehdidi', Rumların 'zamanlaması'

Avrupa Birliği sondaj krizi konusunda Ankara'dan gelen bazı mesajları 'tehdit' içerdiği gerekçesiyle 'kabul edilemez' olarak niteliyor. Ancak Birlik içinde Rumların gaz ve petrol aramaya neden şimdi el attığını sorgulamaya başlayanlar da var.

Ankara'nın 'tehdidi', Rumların 'zamanlaması'

Avrupa Komsiyonu'nun genişlemeden sorumlu üyesi Stefan Füle, Doğu Akdeniz'deki sondaj krizi konusunda Strasbourg'da Avrupa Parlamentosu (AP) genel kurulunda düzenlenen oturumda yaptığı açıklamada, Ankara'dan gelen bazı mesajları ima ederek, 'tehdit, komşular arasındaki sorunları çözmek için bir opsiyon değildir' dedi.

"Eğer sorumluysa kendini hissettiren bir dış politikaya karşı değilim" diyen Füle, ancak tehditler savurmak sorumsuzluktur ve kınanılacak bir davranıştır" ifadelerini kullandı.

"Tehdit yaklaşımı içeren beyanları reddettiklerini" söyleyen Füle, Avrupa Birliği'nin sadece Kıbrıs Cumhuriyeti'ni tanıdığını ve Türkiye ile Avrupa Birliği'nin gerginlik yerine diyalogdan daha fazla kazanacaklarına inandığını ifade etti.

Kıbrıs'ta ağırlığın taraflar arasında Birleşmiş Milletler bünyesinde devam eden müzakerelere verilmesi gerektiğini savunan Füle, "Önümüzde kaçırılmaması gereken bir şans var. Tüm tarafları müzakereler üzerinde yoğunlaşmaya ve olumlu bir atmosfer yaratmaya davet ediyorum" şeklinde konuştu. Füle, BM'nin müzakere masasından çekilmesi halinde kimsenin 'B Planı' bulunmadığına da işaret etti.

Oturuma katılan bazı parlamenterlerin "Türkiye'nin tehdidi altındayız, Türkiye bize saldırıyor" şeklindeki sözlerine, "Merak etmeyin buraya gelmeden önce haberleri kontrol ettim, hiç kimse saldırıya uğramamış" yanıtını veren Füle, kimsenin Kıbrıslı Rumların gaz ve petrol arama hakkını sorgulamadığını ancak arama için zamanlamanın sorun oluşturduğunu söyledi.

Sadece 30 parlamenterin katıldığı oturumda 9'u Yunan ve Kıbrıslı Rum olmak üzere 21 parlamenter söz aldı. Ankara'yı "uluslararası hukuku ihlal etmekle suçlayan" Yunan ve Kıbrıslı Rum parlamenterlerin gövde gösterisine dönüşen oturumda söz alan Yeşiller grubu üyesi Fransız parlamenter Helene Flautre, Rum Kesiminin gaz ve petrol arama çalışmalarına başlamak için seçtiği zamanlamanın kuşku verici olduğunu gündeme getirdi.

Flautre, "Şimdi kendimize sormamız gereken soru 'üye devletler adada çözüm için ne yapmaktadırlar' olmalıdır. Kıbrıs, gerektiğinde Türkiye'ye karşı kullanılmak üzere nadasa bırakılmış bir sorunmuş gibime geliyor" dedi. Bazı Liberal ve Muhafazakar grup üyelerinin de zamanlama konusunu sorgulaması Yunan ve Rum parlamenterleri çileden çıkarttı.

AB'yi Ankara'yı uyaran karar almaya çağıran Rum ve Yunan parlamenterlerin bazıları, "Avrupa'yı Türklerden korumalıyız. Eğer gaz bulursak bu gaz Avrupa pazarının çıkarına olacak, yani Avrupa gazı olacak" ifadelerini kullandılar.

Oturuma katılan AB Dış Politika Yüksek Temsilcisi Catherine Ashton ise beklenmedik biçimde sessiz kaldı. Ashton, yaptığı kısa konuşmada, AB'nin çıkarının mevcut gerilimi düşürmekten geçtiği mesajını verdi.

AP'de sondaj krizninin tartışıldığı bu ortamda AB Bakanı ve başmüzakereci Egemen Bağış da dün gece Strasbourg'a geldi. Bağış bugün AP'de ikili temaslarda bulunup, AB-Türkiye Karma Parlamento Komisyonu tarafından düzenlenecek "AB ile Türkiye Arasındaki Vize Konusu" başlıklı toplantıya katılacak. Bağış'ın perşembe akşamına kadar sürecek Strasbourg temaslarının öncelikli gündem maddesini sondaj krizinin oluşturması bekleniyor.

Sayfa Yükleniyor...