'Canlı bomba'nın Türk eşi NTV'ye konuştu

Afganistan’daki intihar saldırısında 7 CIA ajanını öldüren "canlı bomba"nın Türk eşi, NTV’ye yaptığı açıklamada, eşinin böyle bir şey yapacağına inanmadığını belirterek “Kesinlikle ajan olamaz, evden bile çıkmazdı” dedi.

Afganistan'da düzenlediği intihar saldırısında 7 CIA görevlisini öldüren Ürdünlü El Balavi'nin Türk eşi Defne Bayrak, NTV’nin sorularını yanıtladı.

Bayrak, şöyle konuştu:

“Biz Türkiye gelirken eşim de gelecek diye bekledik. Olayı gazetelerden, televizyondan öğrendik. Dokuz yıldır evliydik. Türkiye’de okuyordu, Afganistan’a değil Pakistan’a gitmişti. Cerrahide yüksek eğitim almak istiyordu.

Okul işini ayarlayamayınca işe girdiğini biliyorduk. Eşim kesinlikle CIA ya da Ürdün ajanı olamaz, çünkü evden bile çıkmayan bir insandı. Eşimin öyle bir şeyi yaptığına inanmıyorum. Bana zaten hiçbir zaman söylemedi, öyle bir şey olduğunu tahmin etmiyorum.

Son telefon görüşmesini 1.5 ay önce yaptık. Buraya geleceğinden bahsetmişti, normal bir konuşmaydı. Türkiye'de uzmanlığına devam etmek istiyordu.  Biz buraya geldik, kendisi de o yüzden ‘Siz gidin, ben geleceğim’ demişti."





Ürdünlü El Balavi'nin eşi Defne Bayrak, Anadolu Ajansı'na da açıklamalarda bulundu:

"Şu an için cenazeden haberimiz yok. Evimde taziyeleri kabul ediyorum. Çok üzgünüm. Çocuklarım da babalarının şehit olduğunu bilmiyorlar.... Kimin şehit olduğunu, kimin olmadığını ancak Allah bilir. Şehitse, Allah şahadetini kabul etsin. Bunu ancak Allah bilir."

Bayrak, ''Eşim, Afganistan'a tıpta uzmanlık eğitimi için bir üniversiteye kayıt olmaya gitmişti'' dedi.

Bayrak, eşini, İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesinde eğitim gördüğü dönemde tanıdığını ve 2001 yılında evlendiklerini söyledi.

2002 yılında eşinin tıp fakültesini bitirmesinin ardından Ürdün'e taşındıklarını ifade eden Bayrak, ''Eşim Ürdün'de mesleğini yapmaya başladı. 2003 ve 2004 yıllarında da kızlarımız dünyaya geldi. Mutlu bir evliliğimiz vardı'' dedi.

2009 yılının Ekim ayında ise kesin olarak yeniden Türkiye'ye dönüş yaptıklarını belirten Bayrak, sözlerini şöyle sürdürdü:

''Ben burada bazı basın kuruluşlarına makaleler yazmaya başladım. Eşim, Afganistan'a tıpta uzmanlık eğitimi için bir üniversiteye kayıt olmaya gitmişti. Orada işlerini tamamladıktan sonra dönecekti. Kendisiyle yüz yüze en son Mart ayında görüşmüştük. Telefonda en son 10 gün önce görüştük. Afganistan'da uzmanlığını yapmaktan vazgeçtiğini, Türkiye'de eğitimini tamamlamak istediğini söylemişti. Olmadı. Çok üzgünüm.''

Bayrak, eşinin ''CIA ve El Kaide bağlantıları olduğu'' yönündeki iddiaları gazetelerden okuduğunu, ancak kendisinin böyle bir bağlantısı olduğuna asla inanmadığını kaydetti.

''Eşim CIA adına çalışsaydı neden onlara saldırdı?'' diyen Bayrak, söz konusu iddiaların tamamen asılsız olduğunu savundu.

Defne Bayrak, ''Eşinizin cenazesinden haberiniz var mı?'' sorusuna da ''Şu an için cenazeden haberimiz yok. Evimde taziyeleri kabul ediyorum. Çok üzgünüm. Çocuklarım da babalarının şehit olduğunu bilmiyorlar'' yanıtını verdi.

Bayrak, ''Eşinizin ailesiyle görüşüyor musunuz?'' sorusunu ise ''Hayır. Onlardan hiç kimse ile görüşmüyorum'' şeklinde cevapladı.




Afganistan'daki CIA üssüne saldırı düzenleyerek 8 kişinin ölümüne neden olan intihar bombacısının, ''çifte ajan olarak çalışan'' Ürdün doğumlu Humam Halil Abu Mulal El Balavi olduğu öne sürülmüştü.

Amerikan haber ajansı AP'nin haberine göre, Amerikalı üst düzey bir istihbarat görevlisi ve bir yabancı hükümet yetkilisi, saldırganın, El Kaide lideri Usame Bin Ladin'in yardımcısı hakkında bilgi sahibi olduğunu öne sürdüğü ve bu nedenle üsse davet edildiğini doğrulamıştı.

NBC televizyonu da Batılı istihbarat yetkililerine dayanarak verdiği haberde, saldırganın, El Kaide'nin öldürülen Irak'taki eski lideri Ebu Musab El Zarkavi'nin memleketi Ürdün'ün Zarka kentinden, 36 yaşındaki Humam Halil Abu Mulal El Balavi adlı bir doktor olduğunu duyurmuştu.

El Kaide sempatizanı olduğu bildirilen Balavi'nin, bir yılı aşkın süre önce Ürdün istihbaratı tarafından tutuklandığı ve daha sonra da El Kaide'ye sızarak bilgi temin etmesi için işe alındığı belirtilmişti.

Habere göre, Ürdünlüler, Balavi'yi kendi yanlarına çektiklerini düşünerek, onu bir casus olarak yetiştirdi ve El Kaide'ye sızması için Afganistan ve Pakistan'a gönderdi.

Bin Ladin'in sağ kolu Eymen El Zevahiri'yi yakalamak için çok önemli bir bilgisi olduğunu söylediği için Chapman üssüne davet edilen Balavi, üsse geldikten sonra bomba aramasından geçirilmedi ve sözlerine başladıktan kısa süre sonra da üzerindeki bombayı patlattı.

Bu arada, Taliban'ın bir sözcüsünün, Balavi'nin ABD ve Ürdün istihbarat servislerini bir yıl boyunca yanılttığını söylediği de belirtilmişti.




Afganistan'daki CIA üssüne düzenlenen saldırıda ölenlerden ikisinin, güvenlik firması Blackwater çalışanı olduğu öne sürüldü.

Saldırıda kocasını kaybeden Mindy Lou Paresi, The News Tribune of Tacoma gazetesine yaptığı açıklamada, 46 yaşındaki eşi Dane Clark Paresi'nin, önceki adıyla Blackwater olarak bilinen güvenlik firması Xe adına çalıştığını söyledi.

Öte yandan, aynı saldırıda hayatını kaybeden 35 yaşındaki Jeremy Wise'ın ölüm ilanında da, Wise'ın Xe firması için çalışan eski bir deniz komandosu olduğu bilgisine yer verildi.

Xe sözcüsü Mark Corallo, bahsi geçen iki kişinin kendi firmalarında çalıştığı bilgisini doğrulamadı.

Amerikalı istihbarat yetkilileri, Afganistan'daki CIA üssünde düzenlenen intihar saldırısında 8 kişinin öldüğünü ve bu kişiler arasında 4 CIA ajanının bulunduğunu söylemişlerdi. Diğer kişilerin ise 3 güvenlik yetkilisiyle Ürdünlü bir istihbarat yetkilisi olduğu açıklanmıştı.

Sayfa Yükleniyor...