Erdoğan: İslam ile terör bir araya gelemez

Merkel'le görüşmesi sonrası ortak açıklama yapan Cumhurbaşkanı Erdoğan, "İslamist terör ifadesi biz Müslümanları ciddi manada üzmektedir. Böyle bir ifade kullanılamaz, doğru değildir. Çünkü İslam ile terör bir araya gelemez" dedi. Anayasa referandumuyla ilgili bir soruya da yanıt veren Erdoğan, muhalefetin güçler ayrılığının ortadan kalkacağı yönündeki eleştirilerinin gerçek dışı olduğunu söyledi.

Erdoğan: İslam ile terör bir araya gelemez

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Beştepe'de Almanya Başbakanı Angela Merkel'i kabul etti. İki lider görüşme sonrası ortak basın açıklaması yaptı.

Erdoğan'ın makamında gerçekleştirilen ortak açıklamada Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerine "Sayın Şansölye'yi başkentimizde ağırlamaktan duyduğum memnuniyeti özellikle ifade etmek istiyorum" diyerek başladı.

Erdoğan, Merkel ile ikili ve heyetler arası görüşme gerçekleştirdiklerini belirterek, askeri, siyasi, ekonomik, ticari tüm ilişkilerle, ulusal ve bölgesel bütün terör olaylarını ele alma, bunları değerlendirme fırsatını bulduklarını aktardı.

Türkiye-Almanya arasındaki ilişkileri değerlendirme imkanı bulduklarını ifade eden Erdoğan, savunma sanayine yönelik birlikte neler yapabileceklerine ilişkin kısa ve özet şekilde görüştüklerini ifade etti.

Erdoğan, siyasi ilişkileri de gerek Avrupa Birliği (AB) süreci gerekse NATO bağlamında görüştüklerini aktararak, "Ekonomik ilişkilerde de ticaret hacmimiz şu an itibarıyla 35 milyar dolar ve bunu daha ileri nasıl taşırız, bunları görüşme imkanımız oldu. Ege'deki gelişmeleri değerlendirme fırsatımız oldu" diye konuştu.

"ALMANYA'NIN BİZLERLE DAYANIŞMASI BÜYÜK ÖNEM ARZ EDİYOR"

Görüşmede bölgesel konuları ve ağırlıklı olarak Suriye ve Irak'taki gelişmeleri ele aldıklarına dikkati çeken Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti:

"Suriye'de ne gibi adımlar bundan sonraki süreçte atabiliriz, bunları konuştuk. Mülteci sorununu ele alma imkanımız oldu, bunları ayrıca konuştuk. Tabii terörle mücadelede birlikte neler yapabiliriz, bunları da yine konuşma imkanımız oldu. Özellikle de bu konudaki kararlılığımız zaten Türkiye olarak bellidir, buradan taviz vermemiz mümkün değil. Ama uluslararası terörizmle mücadele sadece bir ülkenin halledebileceği değil, burada uluslararası bir dayanışmanın ve mutabakatın olması kesinlikle söz konusudur.

Kaldı ki şu anda Almanya, 3 milyona yakın soydaşımızın yaşadığı bir ülke. Bizim dayanışmamız çok büyük önem arz ediyor. Bu dayanışmayla özellike bölgedeki terörizme, iki NATO ülkesi olmak hasebiyle de koalisyon güçleri içerisindeki Almanya'nın burada bizlerle dayanışması büyük önem arz ediyor. Bu dayanışmamızı, gerek buralarda gerek Ukrayna'da yine bugüne kadar nasıl örneğini verdiysek, bundan sonraki süreçte de vererek devam ettirmemizin gereğine inanıyorum."

Merkel'in, Başbakan Binali Yıldırım ile yapacağı görüşmeye de değinen Cumhurbaşkanı Erdoğan, "İnanıyorum ki bu seyahatin Türkiye-Almanya arasında önemli bir yeri olacaktır" dedi.

"EN UFAK BİR HAKİKAT DAHİ YOK"

Cumhurbaşkanı Erdoğan, açıklamalarının ardından gazetecilerin sorularını yanıtladı.

Bir Alman gazetecinin, Türkiye'deki anayasa değişikliği sürecine ilişkin muhalefetin "Güçlerin dağılımının zarar göreceği" yönünde endişeleri olduğunu hatırlatması üzerine Erdoğan, "Bir defa muhalefetin özellikle güçler ayrılığıyla alakalı ileri sürmüş olduğu tezi, şu anda yapılmakta olan başkanlık sistemine yönelik veya cumhurbaşkanlığı sistemine yönelik ki bugün yarın parlamentodan bu metin bana ulaşacak, ama ben tartışmalardan hareketle bunu söylüyorum, en ufak bir hakikat dahi yok" diye konuştu.

''ÖYLE ZANNEDİYORUM Kİ NİSAN AYINDA SANDIK MİLLETİN ÖNÜNE GELECEKTİR''

Cumhurbaşkanı Erdoğan, yasama, yeni sistemde yürütme ve yargının yine olduğunu vurgulayarak, şunları söyledi:

"Yani burada güçler ayrılığı noktasında bunların 'yok edilmesi' diye bir şey söz konusu değil. Burada bütün mesele şudur. Bir defa yürütmenin çok daha seri çalışmasını sağlayacak imkanlar verilmiş. Yasama organının çok daha seri karar alma imkanına kavuşmasının yolları aynı şekilde açılmış. Tabii ki yargı aynı şekilde yine burada varlığını koruyor, o da işlevini aynı şekilde sürdürecektir. Muhalefetin, şu anda bu konuyla ilgili hedef saptırmaya yönelik attığı adımlardan başka bir şey söz konusu değildir. Zaten yapılan müzakereler neticesinde de biliyorsunuz, Türkiye Cumhuriyeti parlamentosu, referandumla ilgili kararını verdi. Şimdi de nihai kararı verecek olan yer millettir. Millet nasıl bir karar verirse, buna herkes de uymak durumundadır. Şu anda kampanya süreci başlayacaktır. Bu kampanya ile birlikte de öyle zannediyorum ki nisan ayında sandık milletin önüne gelecektir. Nihai karar merci de orasıdır."

"BÖYLE BİR İFADE KULLANILAMAZ, DOĞRU DEĞİLDİR"

Bir gazetecinin Almanya Başbakanı Merkel'e yönelik, ülkesindeki FETÖ üyelerinin iadesine ilişkin sorusunun ardından konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Özellikle bir şeyi vurgulamam lazım çünkü halkım da bu konuyu yanlış anlamış olabilir. Bir, 'İslamist terör' ifadesi ki bunu aslında ben Sayın Şansölye'ye de anlattım, bakın 'İslamist terör' ifadesi biz Müslümanları ciddi manada üzmektedir. Böyle bir ifade kullanılamaz, doğru değildir" değerlendirmesinde bulundu.

"MÜSLÜMAN CUMHURBAŞKANI OLARAK KABUL EDEMEM"

İslam ile terörün bir araya gelemeyeceğini vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasına şöyle devam etti:

"İslam'ın kelime anlamı barıştır. Dolayısıyla kelime anlamı barış olan bir ifadeyi eğer biz terörle yan yana getirirsek bu o dinin mensuplarını üzer. Burada biz DEAŞ terör örgütünden dolayı kalkıp 'İslamist terör'ü kullanırsak, bu üzücü olur. Bunu lütfen kullanmayalım, çünkü kullanıldığı sürece biz bunun karşısında durmak durumundayız. Sessiz kalırsak bunu kabul olur, ben şahsen bir Müslüman olarak, bir Müslüman cumhurbaşkanı olarak bunu asla kabul edemem. Şu anda dünyada DEAŞ'a karşı bizim verdiğimiz mücadeleyi veren bir ikinci ülke yok. Herkes işin lafında ama biz ise mücadelede kararlılığımızı sürdürüyoruz, sürdüreceğiz."

''ABD'YE 85 KOLİ BELGE GÖNDERDİK''

Fetullahçı Terör Örgütü'ne değinen Erdoğan, "PKK, PYD,YPG neyse Fetullahçı Terör Örgütü odur. Yani benim ülkemde devlete darbe yapacak ve bu darbe yapan eğer kalkıp Almanya'ya kaçıyorsa, Almanya'da barınıyorsa ve bunlara karşı Alman yönetiminin de haklısınız Adalet Bakanları birbirleriyle ilişki kurmak suretiyle belge, bilgi bunlar gönderilebilir. Ama biz ABD'ye de 85 koli belge, bilgi gönderdik hala yargıdan çıkacak kararlar bekleniliyor. Biz aynı zamanda NATO'da beraberiz, iki dost, müttefik ülkeyiz bu konularda çok daha seri kararlar almak suretiyle inanıyorum ki 'geciken adalet, adalet değildir' anlayışını biz ters yüz edip bir an önce neticeye varırsak, isabetli olur diye düşünüyorum" diye konuştu.

MERKEL'İN AÇIKLAMALARI

Merkel ise konuşmasında, 15 Temmuz darbe girişiminin ardından Türkiye’ye ilk ziyaretini yaptığını belirtti.

Görüşmede, FETÖ yapılanmasını da ele aldıklarını dile getiren Merkel, bu çerçevede terörle mücadele konusunun çok önemli olduğunu ve bu teşebbüse neden olanların da cezalandırılması gerektiğini ama aynı zamanda suçun bireysel olarak tespit edilmesi gerektiğini ifade ettiğini aktardı.

Darbe girişimi sırasında Türk halkının demokrasi için kendini nasıl ortaya koyduğunu gördüklerini belirten Merkel, bu önemli süreçte ifade özgürlüğüne saygı duyulmasının çok önemli olduğunu dile getirdiğini söyledi. Merkel, medya özgürlüğüne de işaret ettiğini vurgulayarak, “Alman gazetecilerin akreditasyonlarını burada çalışmak için almalarının çok önemli olduğunu belirttim” diye konuştu.

Görüşmede ikili ekonomik ilişkiler, aşırılık yanlısı terör, PKK da dahil terörün her türlüsüyle mücadelede yakın iş birliği içinde olunması gerektiğini de konuştuklarını anlatan Merkel, "Yeni yılda İstanbul'da yaşanan saldırı ve yanı sıra diğer saldırılar nedeniyle Türkiye'nin çok büyük zarara uğradığını konuştuk. Bundan hepimiz etkileniyoruz. Bu konuda birbirimize daha yakın iş birliği içinde olma sözü verdik" ifadesini kullandı.

Konuk Başbakan, iki ülke arasındaki ilişkilerin iyi olduğunu ancak daha da iyi olabileceğini dile getirdi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan ile iki tarafın da önemsediği Suriye, Irak ve mülteci meselesi gibi bölgesel konulara değindiklerinin altını çizen Merkel, mülteci konusunun Türkiye olduğu kadar hem Almanya hem de Avrupa Birliği (AB) için önemli olduğuna işaret etti.

Türkiye'nin mültecileri entegre etme konusunda olağanüstü çabalar harcadığını Erdoğan'a belirttiğini aktaran Merkel, şöyle devam etti:

"AB'nin vadetmiş olduğu finans desteğinin en kısa zamanda akması gerektiğini ifade ettim. 2,2 milyon avro verildi. Tabii ki somut projelere bu finans katkısının akması gerektiğini ifade ettik. Burada uluslararası düzeyde de Suriye konusunda sorumluluk üstlenmemiz gerektiğini ifade ettik. Halep'te yaşanan üzücü olayların tekrarlanmaması için siyasi görüşmelerin, örneğin Cenevre'de devam etmesini arzu ediyoruz. AB-Türkiye anlaşması her iki tarafın çıkarına sonuçlar getirdi."

Cumhurbaşkanı Erdoğan’a kabul nedeniyle teşekkürlerini sunan Merkel, çağdaş dünyada karşılaşılan sorunları tek başına çözmenin mümkün olmadığını ve bu nedenle kendisi için önemli olan şeyin görüşmeleri sürdürmek ve çözümler bulmak olduğunu kaydetti.

"MUHALEFET HER DEMOKRASİ İÇİN ÖNEMLİ"

Almanya Başbakanı Merkel'e, bir gazeteci, Türkiye'de yapılacak referanduma ilişkin tartışmaları hatırlatarak, güçlerin dağılımına dair endişelerin bulunduğu iddiası hakkında görüşünü sordu.

Merkel, şunları kaydetti:

"Bu kadar derin bir siyasi dönüşüm sürecinde güçlerin dağılımı ve toplumun çeşitliliğini teminat altına almak için çabaların sarf edilmesi gerektiğini ifade ettim. Referandum sırasında Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı (AGİT) temsilcilerinin hazır bulunmasının iyi olacağını söyledim. Türk halkının temmuz ayında savunduğu demokratik ilkelerin sağlanması gerektiğinin siyasi sistemde de önemli olduğunu ifade ettim. Muhalefet her demokrasi için önemli. Biz bunu her gün demokrasilerde yaşıyoruz.”

Merkel'e, FETÖ'nün bazı yandaşlarının Almanya'da bulunduğu anımsatılarak, bu kişilerin iadesine ilişkin adım atıp atmayacakları sorusu da yöneltildi.

Terörle mücadele konusunda kararlı olduklarını ifade eden Merkel, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Bizim adım ve önlem almamız için elimizde kanıtların olması gerekiyor. Mahkemeler bu kanıtları değerlendiriyor. Bazı koşullarda iadenin yapılamayacağı şeklinde Almanya'da bazı mahkeme kararları var. Adalet bakanlarımız bundan sonra da bu konularda görüşmeler yapacak. Fakat bağımsız mahkemelerin sonucuna tabii ki saygı duymalıyız. Bizim için özellikle şimdi yanlış gelişmeler olmamalı. Örneğin Diyanet İşleri Türk-İslam Birliği (DİTİB) çalışan imamlar... Demokratik sistem nezdinde, bu imamların bazı insanlar hakkında bilgi toplaması gibi Alman hukuk devletine aykırı bir şey olmamalı."

Başbakan Angela Merkel, Almanya'da Müslümanların özgürce inançlarını yaşayabilmeleri için ellerinden geleni yaptıklarını dile getirerek, "Bizdeki Müslüman dernekleri de her türlü teröre karşı seslerini yükselttiler. İslami ile İslamist terimi arasında bir fark var. İnsanların Müslümanlara çok büyük takdir duyduklarını ve iş birliği içinde bu teröre karşı mücadele etmemiz gerektiğine inanıyorum" değerlendirmesinde bulundu.

Bu arada Cumhurbaşkanlığı kaynaklarından edinilen bilgiye göre, Erdoğan'ın, Türkiye'ye çalışma ziyaretinde bulunan Almanya Başbakanı Merkel'i Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'ndeki kabulünde, terör örgütlerinin Almanya'daki faaliyetlerine dikkat çekildi.

Kabulde, PKK, FETÖ ve DHKP-C terör örgütlerinin Almanya'daki faaliyetleri ve yapılanmaları hakkındaki endişeler paylaşılırken, örgüt faaliyetlerine göz yumulmasının müttefiklik ilişkisi ile bağdaşmadığı ifade edildi.

Özellikle Alman medyasında Diyanet İşleri Türk İslam Birliği (DİTİB) ile ilgili gündeme gelen ajanlık ithamının asılsız olduğuvurgulanarak, DİTİB'in Alman kanunlarına göre faaliyet gösteren bir kuruluş olduğu hatırlatıldı.

Türk-Alman ekonomik ilişkilerinde 2016 yılının ikinci yarısında başlayan iyileşmenin sürdürülmesi amacıyla atılacak adımların ele alınan konular arasında yer aldığı görüşmede, Almanya'da yaşayan Türk vatandaşlarının anayasa referandumunda oy verebilmeleri için gerekli kolaylığın sağlanması talebi de dile getirildi.

Görüşmede, Türkiye'de basın özgürlüğü konusunda Alman makamları tarafından zaman zaman yanlış, eksik ve yanlı bilgilere dayanan açıklamalar yapıldığına işaret edildi.

Geri kabul anlaşması neticesinde Ege Denizi'ndeki ölümlerin sona ermesinde Merkel'in katkılarının önemli bulunduğuna vurgu yapılarak, Avrupa Birliği'nin bu konuda üzerine düşen sorumluluğu yerine getirmediği kaydedildi.

Sayfa Yükleniyor...