Tekrar sınavda sorulara dikkat!

Uzmanlara göre YGS'de 150 adayın sınavının tekrarlanması sonucu etkilemez ancak kamuoyunda soru işaretleri bitmeyecek. Gözler tekrar sınavlarda gelecek sorulara çevrildi, LYS başarısı ise düşecek.

Tekrar sınavda sorulara dikkat!

2010'da KPSS, 2011'de YGS ve ALES... Art arda gelen kopya ve kitapçık krizleri büyüyor.


ÖSYM, 8 ildeki cezaevinde gerçekleştirilen Yükseköğretime Geçiş Sınavı (YGS) için iptal kararı aldı. Hatalı kitapçık yüzünden Fen Bilimleri testi iptal edilen 150 adayın sınavı 30 Nisan'da tekrarlanacak.

Bununla beraber, hatalı soru kitapçığı nedeniyle Akademik Personel ve Lisansüstü Eğitimi Giriş Sınavı'na giremeyen 278 aday da 15 Mayıs'ta tekrar sınava girecek.

Şimdi ise gözler ÖSYM'nin 1 milyon 700 bin aday için vereceği kararda... Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, adaylara ait cevap anahtarları ile tam puan yapanlara ait soru kitapçıklarının incelemesini tamamladı. Artık YGS için son sözü ÖSYM Başkanı Prof. Dr. Ali Demir söyleyecek.

Uğur Dershaneleri Genel Müdür Yardımcısı Turgay Polat, YGS'de gelinen son noktayı değerlendirdi.

İşte Polat'ın sorularımıza verdiği cevaplar...

"KARAR YASAL OLARAK DOĞRU AMA VİCDANİ OLARAK DEĞİL"
YGS'nin kısmi iptal kararını nasıl değerlendiriyorsunuz?
ÖSYM'nin yeni yasasına göre; kurum eşdeğer sınav yapma hakkına sahip. Yani yasal olarak sınavın bir kısmını veya bir kısım adayın sınavını yasal olarak yenileyebilir. Ancak toplum vicdanı konusunda değerlendirdiğimizda; bu dönemde doğru bir uygulama olarak görülmüyor.

Sonuçta ÖSYM şu anda fazlasıyla kararsız ve sorunlu olduğu için bu karar, diğer sorunlara tuz biber ekiyor.

Karar yasal olarak doğru ama vicdani olarak değil; zaten hangi karar alınsa sorun olacaktı!

Cezaevlerinde sınavın tekrarlanması, genel değerlendirmeye nasıl yansır?
Cezaevindeki sınav 150 kişiye yapılacak. Dolayısıyla bu sayı 1.7 milyonda çok fazla bir anlam ifade etmiyor.

Yerleştirme puanları Temmuz ayında açıklandığı için bu adaylara ayrı sınav yapılması sorun oluşturmaz. Ancak toplumsal vicdan açısından yansıması farklı olacaktır.

YGS sonuçlarında bu durum genel değerlendirmeye alınmaz, bu adayların sonuçları yerleştirme puanında sıralamaya dahil edilir. Bu durumda ne yaparsanız yapın eleştiri alırsınız. Bir tarafta mağdur olan adaylar var; diğer yanda ise hassasiyetler...

Sonuçta bir karar verilmesi lazım ama bu ne olursa olsun tartışılacak.

"150 ADAYIN SINAVININ TEKRARLANMASI BİR SORUN OLUŞTURMAZ"
Bu durum bir sorun oluşturur mu?
Burada sorun adaya özgü kitapçık uygulanmasından kaynaklanıyor.

Hayır, çünkü farklı sorularla yapılıyor ve sınavın sadece 4'te 1'i tekrar ediliyor. Dolayısıyla herhangi bir sorun oluşturmayacak.

"BİRDEN FAZLA SINAV YAPILMALI; EN YÜKSEK PUAN DEĞERLENDİRİLMELİ"
Ancak dünyada yaygın olan ama bizde olmayan bir durum var. Örneğin; Yunanistan'da öğrenci sınava farklı günlerde girebiliyor. ABD'de yılda birden fazla sınav yapılabiliyor. Burada sorulan soruların eşdeğer olması önemli. Bu bir adaletsizlik değil... Bizde de sınavlar birden fazla yapılmalı ve adaylar en yüksek puan aldığı sınavı kullanmalı. Bence doğrusu budur.

"SORULAR, DAHA ZOR VEYA KOLAYSA İŞTE O ZAMAN EŞİTLİK BOZULUR"
Sınav tekrarının adaylar arasındaki eşitliği bozabileceği ve yeni bir dava konusu olabileceği iddia ediliyor...
Yasaya göre; ÖSYM aynı sınavı eşdeğer olarak farklı zamanlarda uygulama hakkına sahip. Burada sınavdan sonra sorulan sorular incelenir ve önceki sınavdan daha zor veya daha kolaysa o zaman eşdeğerlik bozulmuş olur. O durumda da haksızlık, hukuki bir boyut kazanabilir.

"BU YIL BAŞARI ORTALAMASI YÜZDE 10 DÜŞECEK"  
LYS'ye çok az bir süre kala, YGS aşamasında henüz karara ulaşılmamış olması geç kalındığının işareti mi? Bu durumdan öğrenciler nasıl etkilenir?
Geçtiğimiz yıl LYS başvuruları 13-18 Mayıs'ta alınmıştı, LYS'ler de yine Haziran ayının 3. ve 4. haftası yapılmıştı. Takvim olarak bir gecikme yok, ancak öğrencilerin psikolojisini bozan bir takvim var. Bu süreç, öğrencilerin başarısını olumsuz etkiliyor.

Bu yıl başarı ortalamasının yüzde 10 düşeceğini söylemek abartı olmayacaktır...

Bir kriz de ALES'te yaşandı ve sorun yine kitapçık oldu...
Sorun; adaya özgü kitapçık uygulamasından kaynaklanıyor. Eğer, bu uygulama olmasaydı, böyle sorunlar yaşanmazdı.

Örneğin; İzmir'de ALES'te sınava girmeyenlerin kitapçıkları kullanılabilse hiç sorun olmayacaktı ama sınava girmeyenlerin kitapçığında resim ve isim olduğu için oradan buradan kitap arandı. Eskiden olsaydı sınava girmeyenlerin kitabı kullanılarak sorun çözülürdü.

"LYS BAŞARISI DÜŞER; ÖSYM GÜVEN KAYBEDER"
Durum bundan sonra nasıl gelişebilir?
YGS sonuçları açıklanır ama kamuoyunda soru işaretleri hiç bitmez. Öğrencilerin LYS başarısı düşer. ÖSYM güven liyakatı yitirmiş olur. Bundan daha büyük kayıp olmaz.

ÖSYM, bundan sonra nasıl hareket etmeli?
Bence ÖSYM, geçmişte ÖSYM'de görev yapanları toplayarak yeni bir güven tesisine gitmelidir.

"BU KADAR ÇOK HATA; SEÇİM ÖNCESİNDE FARKLI ÇABALARIN OLABİLECEĞİNİ DÜŞÜNDÜRÜYOR"
Görüşlerine başvurduğumuz Sınav Dergisi Dershaneleri İstanbul Bölge Koordinatörü Necdet Özcan da konuya ilişkin şu açıklamada bulundu:

"YGS'nin kısmi iptal kararı şimdiye kadar görülmemiş bir karar olsa da çok sakıncalı bir karar değil. Diğer şaibeleri yok farzedersek; sınavın iptal edilmesi yerine kısmi iptalle durumun kurtarılması daha doğru bir karar. Diğer bir ifade ile sınava bu kadar gölge düşmüş olmasa idi bu cezaevi krizi çok daha hafif atlatılabilirdi. Zira -çok da başarılı olması beklenmeyen- 160/170 adayın yüzünden 1.7 milyon öğrenciyi yeniden sınava sokmak doğru değil. Bir eğitim kurumunda da benzer şeyler yaşanabilir. Aynı zorlukta muadil sorularla yeniden sınav yapılması bir haksızlığa yol açmaz. Nitekim bu konu yargıya intikal edecektir ve tahkik esnasında eğitimcilerden oluşan bağımsız bilirkişi heyeti önceki ve sonraki soruların tek tek karşılaştırmasını yapıp içerik, belirleyicilik, zorluk ve kolaylık açısından değerlendirmesini yapar ve şayet farklılık varsa o zaman diğer adaylar için bir haksızlık meydana gelmiştir ve sınavın tümünün iptali söz konusu olur veya olmalıdır.

Bu kadar çok şaibenin olması, olayın arkasında başka hesapların olabileceğini düşündürüyor. Bir kurumun üzerine tüm projeksiyonlar çevrilmişken bu kadar hata yapması ya da yaptırılması seçim öncesinde farklı çabaların olabileceğini düşündürüyor. Bu kadar köklü bir kurumun tepesindeki bir kişinin değişmesiyle böyle ciddi hatalar yapıyor olması kabul edileez."



Sayfa Yükleniyor...