YGS adaylarına tüyolar

1 milyon 700 bin aday heyecanla sınav gününü bekliyor. Sınavda başarılı olmak için neler yapılmalı?

YGS adaylarına tüyolar

Yükseköğretime Geçiş Sınavı'na sadece iki gün kaldı... Yaklaşık 1 milyon 700 bin aday son hazırlıklarını yapıyor. Bu yılki YGS'de kopyaya karşı yoğun önlemler alındı. Adaylar sınav salonuna sadece su sokabilecek, kalem ve silgi gibi ihtiyaçları ise sınav salonlarında dağıtılacak. Fotoğrafları, sınav kitapçıları ve kameralı gözlem ise diğer güvenlik önlemleri arasında...


Alınan önlemler, adayların heyecanını bir kat daha artırdı. Peki bu heyecan nasıl yenilmeli? Sınav anında endişe duymamak için neler yapılmalı?

Kültür Üniversitesi Öğretim Üyesi Özge Soysal anlattı: 

"Son günleri genel olarak dinlenmeye ayırmak ve rahatlatıcı şeyler yapmak kaygıyı bir nebze olsun azaltır. Ancak son günlerde ders çalışıp bundan rahatsız olmayanlar da var. Eğer aday kendisini daha rahat hissedecekse tabii ki çalışabilir ama biz çok fazla önermiyoruz.

SINAVDA "BİLDİKLERİMİ YA UNUTSAM!" KORKUSU
Eğer aday, sınav sırasında unutma korkusu yaşıyorsa, kendi kendini telkin etmesi gerekiyor. Çünkü o panik anında zihinsel ve ruhsal bir kilitlenme yaşanıyor ve olaylara karşı donuk kalınıyor. O yüzden "Çalıştım, çaba sarfettim, bu geçici bir süreç ve ben bunu atlatacağım" gibi kişisel telkinler oldukça önemli.

Sınavda yetiştirememe endişesini yenmek için, en emin olunan sorudan başlayıp, onları hızlıca yaptıktan sonra daha fazla zaman harcanacak sorulara geçmek daha doğru olabilir.

GEVŞEME EGZERSİZLERİ PANİĞİ YENEBİLİR
Panikle mücadele, kişisel karakterle ve ders çalışma teknikleriyle ilgili. Eğer aday hiç çalışmadıysa ve kendisini sınav için yeterli hissetmiyorsa, kaygı yaşaması doğaldır. Ancak düzenli çalıştığı ve sınav için yeterli olduğunu düşündüğü halde yine de ciddi bir kaygı içerisindeyse, işte o tehlikeli bir durumdur. O noktada rahatlamaya çalışmak ve gevşeme egzersizleri yapmak olumlu sonuçlar verecektir.

KAYGI BULAŞIR! O NEDENLE AİLELERE DE BÜYÜK GÖREV DÜŞÜYOR
Ailelerin tutumu da çok önemli. Aile bireyleri de "oldu oldu, olmadı olmadı" gibi bir panik hali içerisindeler. Bizim kaygı dediğimiz şey, bulaşıcı bir durum, yani ailenin bir bireyinde varsa, diğerlerine de çok rahat bulaşabilir. O noktada, aile bireylerinin de kendi kendini durdurabilmesi ve sınav olgusuna biraz daha mesafeli yaklaşması gerek.

ÖSYM'NİN GÜVENLİK ÖNLEMLERİ KAYGIYI ARTIRIYOR
Zaten hali hazırda bir telaş durumu var, ÖSYM'nin aldığı güvenlik önlemleri, o kaygının üzerine bir kat daha kaygı ekleyecektir. Bu biraz gençlerimizi toplumda nasıl algıladığımızla da alakalı bir şey. neden onları potansiyel bir tehlike olarak algılıyoruz ki? Alınan önlemler, kendiliğinden bu sonucu getiriyor.

SINAV SİSTEMİNDE PEK ÇOK HATA VAR!
Sınav sisteminde bir çok hata var. Biz bunu en yakınen nerede görebiliyoruz? Asıl üniversiteyi kazanıp bize geldiklerinde ve kendi çalışma sistemlerinin, üniversite mantığının ne kadar dışında olduğunu merak etmeden, sorgulamadan uzak olduğunu, sadece kes kopyala yapıştır mantığıyla geldiklerini ve daha fazla birşey bilmediklerini gördüğümüzde...

Oysa biz merak etmelerini, araştırmalarını, kaynak taramalarını, eleştirmelerini ve sorgulamalarını istiyoruz.

O nedenle, çocuklar üniversiteye iki yılda adapte olabiliyor. Ancak üçüncü sınıfa geçtiğinde başka bir dile alışılıyor ve başka şekilde düşünebiliyor.

Sayfa Yükleniyor...