Şimşek: 10 bankaya inceleme iddiası uydurma

Jeopolitik gerginliğin hat safhada olduğuna dikkat çeken Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, bu yılın zorlu geçeceğini söyledi. Şimşek, BDDK'nın 10 bankayı takibe aldığı iddiaları için ''Kasıtlı, uydurma haberler'' dedi.

Şimşek: 10 bankaya inceleme iddiası uydurma

Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, NTV Ankara İstihbarat Şefi Ahmet Ergen'in sorularını yanıtladı.

Bu yılın zor olacağını belirten Şimşek, jeopolitik gerginliklerin en üst düzeyde olduğunu, bütün bunların Türkiye'ye yansımaları olduğunu söyledi.

Geçen yıl Orta Vadeli Program yapılırken AB ile ilgili beklentilerin çok yükseldiğini ancak AB'nin performansının olumsuz seyretmeye devam ettiğini ifade eden Şimşek, Türkiye'de yaşanan iki seçim öncesi ortaya çıkan siyasi belirsizliğin de olumsuz etkiler oluşturduğunu kaydetti.

Tüm bu gelişmelere rağmen Türkiye'nin yılın ilk yarısında yüzde 3,3'lük büyüme yakaladığını ifade eden Şimşek, "İkinci çeyrekte büyümede bir miktar yavaşlama olsa da büyümeye ilişkin  en sihirli sözcük; daha dengeli büyüme. Büyüme ılımlı, mütevazi ama daha dengeli, daha sürdürülebilir bir büyüme. Bu çok önemli. Net ihracat kanalıyla bir büyüme söz konusu, bu olumlu" diye konuştu.

Bakan Şimşek, bu yıl için yüzde 4'lük bir büyüme öngördüklerini ancak son rakamlar ışığında büyümenin yüzde 3 ile 4 arasında gerçekleşmesi ihtimalinin arttığını vurguladı. Jeopolitik riskler, AB'deki gelişmeler, yılın başında zorunlu yapılan parasal sıkılaştırma gibi olumsuz etkiler göz önünde bulundurulduğunda, yılın ilk yarısındaki yüzde 3,3'lük büyümenin, yılın tamamında da yüzde 3-4 arasındaki bir büyümenin önemli olduğunu söyledi.

'ENFLASYON CİDDİ BİR SORUN'
Enflasyonun ciddi bir sorun olarak karşılarına çıktığını dile getiren Şimşek, Türkiye'nin  ciddi bir enflasyon geçmişi bulunduğunu hatırlattı. Geçmişte en 3 haneli rakamlara kadar çıktığına işaret eden Bakan Şimşek, AK Parti hükümetleri döneminde enflasyonu tek haneli rakamlara indirdiklerini belirtti. Şimşek, "Düşük tek haneye indirmek hedefimiz, o hedeften uzağız" dedi.

Son dönemde özelikle gıda fiyatları ve kur etkisiyle enflasyonda ciddi bir çıkış yaşandığını ve yüzde 9'ları aştığını anımsatan Şimşek, şunları kaydetti.

"Biz bunu çok önemsiyoruz. Enflasyonun kontrol altına alınması noktasında ne gerekiyorsa  yapılmasında en ufak bir tereddüt yok. Son alınan  tedbirler özellikle çekirdek enflasyonun kontrol altına alınmasında yardımcı oldu. Beklentilerin bozulmaması çok önemli. Son yılların en kurak yılını yaşıyoruz, bunun etkisi var. Irak'taki gelişmeler, Rusya ile batı arasındaki gerginlik bizdeki gıda fiyatlarını etkiliyor. Çünkü gıda talebini artırıyor, bu da fiyatları artırıyor. Tüm bunlar göz önüne alındığında  gıda fiyatları ve kur kaynaklı bir enflasyon artışı söz konusu. Burada bahane üretemeyiz. Bizim enflasyon beklentilerinin kötüleşmesine izin vermememiz lazım . Enflasyonu çok hızlı bir şekilde yüzde 5-7 aralığına, uzun vadede de yüzde 57'nin altına çekmemiz lazım.

Sadece parasal sıkılaştırmayla bu sonucu elde etmek mümkün değil. Parasal sıkılaştırma tabii ki önemli Merkez Bankası üzerine düşeni yaptı, ciddi bir parasal sıkılaştırmaya gitti. Bunun sonucunda Türkiye'deki enflasyon tekrar kontrol altına alınacak ve aşağı yönlü bir trende girecek. Ama şunu da görmemiz lazım gıda fiyatlarına ilişkin son 10 yıllık deneyime bakıldığında Türkiye'deki gıda fiyatlarının çok daha oynak olduğunu, çok daha yüksek seyrettiğini göreceksiniz. Burada mikro reformların yapılması lazım. O nedenle yakında özellikle bu hususu yakından takip edecek bir komitenin kurulacağını ve buna yönelik tedbirlerin, adımların, reformların yapılmasına yönelik çalışmalar yapılacağını söyleyebilirim."

'DENGELENME SÜRECİ TESADÜFEN ORTAYA ÇIKMADI'
Bakan Şimşek, ekonomiye ilişkin, 2011 sonrasında çok ciddi tedbirler aldıklarını belirterek, yeniden dengelenme sürecinin tesadüfen ortaya çıkmadığını söyledi. Türkiye'nin büyümesi için yatırıma, yüksek iç tasarruf oranına ihtiyacı olduğunun altını çizen Şimşek, iş ortamını iyileştirmek için ilave adımlar gerektiğini kaydetti.

Şimşek, kurumların kalitesinin de  çok önemli olduğunu vurgulayarak, "Bu konuda son yıllarda bazı soru işaretleri oluştu  bunları gidermemiz lazım" dedi.

Kamu tasarruflarında önemli artış sağladıklarını belirten Şimşek, 2000'li yılların başında yüzde eksi 4-5'ler seviyesinde bulunan kamu tasarruflarının milli gelire oranının yüzde 2-3 aralığına çıktığını ifade etti.

Şimşek, bu noktada mali disiplinin çok önemli olduğunu, yeni dönemde tasarrufları daha verimli, üretken ve dış ticarete konu olabilecek alanlara yönlendirmek için ilave tedbirler alacaklarını kaydetti.

TBMM'ye sunulan gelir vergisi reformunun yanında birtakım düzenlemelerle kaynak tahsisini etkileyebileceklerini dile getiren Şimşek, "Teşvik iyi bir enstrüman ama tek başına yeterli değil. Bazen ilave tedbirlerle caydırmak lazım. Kamu olarak biz kimseyi hangi alanda nerede yatırım yapacağı konusunda zorlayamayız" diye konuştu.

Başbakan Yardımcısı Ali Babacan'ın ekonomide önceliğin inşaattan sanayiye kaydırılması gerektiği yönündeki açıklamalarını değerlendiren Şimşek, şöyle konuştu:

"Herhangi bir alanda rant varsa ve vergilendirilmiyorsa, aşırı bir getiri söz konusuysa tabii ki kaynaklar oraya kayar. Bizim bu hususlarda gerekirse ilave tedbir almamız lazım. Sabit fiyatlarla bakıldığında sanayinin milli gelir içindeki payında büyük bir kötüleşme yok. Sanayide rekabet daha yoğun. Asya'da cari fiyatlarla baktığınızda trend aşağı. Katma değer zincirinde daha yukarılara çıkmamız lazım."

Şimşek, imalat sanayi alanındaki yatırımlar olmadan hizmet sektörünün sağlıklı şekilde sürdürülemeyeceğine dikkati çekerek, iki sektörün birlikte düşünülmesi ve tarımda verimliliğin artırılması gerektiğini ifade etti.

'KAYITDIŞILIKLA MÜCADELE DAHA ETKİN OLACAK'
Sürekli konut satışı yaptığı halde vergilerini düzgün ödemeyenleri yakın markaja aldıklarını belirten Şimşek, 2009-2012 dönemine ilişkin 1 yıl içerisinde 10'dan fazla gayrimenkul satışı gerçekleştirenleri tespit ettiklerini söyledi. Söz konusu satışların kayıtdışı olma ihtimalinin yüksek olduğunu ifade eden Şimşek, daha önce jet yakıtından lüks otomobillere kadar birçok noktada bu tür çalışmalar yaptıklarını ve risk alanlarını belirlediklerini dile getirdi.

Şimşek, kayıtdışılıkla mücadele eylem planını yenilediklerini de belirterek, "Çok somut, sonuç odaklı birtakım tedbirler olacak. Sayın Başbakanımıza sunduktan sonra yıl sonundan önce bunu kamuoyuyla paylaşmayı hedefliyoruz" dedi.

Vergi yükünün yüksek olduğu alanlarda verilen kamu teşviklerinin istismar edilebildiğine de dikkati çeken Şimşek, "Bu konuda hiçbir şekilde 77 milyonun hakkını, hukukunu zamanında ve tam olarak ödemeyenlerin ensesinde olacağız. Bu konuda en ufak bir tereddüt olmasın. Zamanında işini iyi ve doğru yapan, hakkıyla vergisini ödeyenlerin de önünü açmak için kaynak noktasında tereddüt göstermeyeceğiz" ifadelerini kullandı.

Şimşek, birkaç yıl önce 4 bin olan vergi müfettiş sayısını da yaklaşık 10 bine çıkardıklarını, denetimde ciddi ilerleme kaydedileceğini bildirdi.

'VERGİ AFFI SÖZ KONUSU DEĞİL'
Torba yasaya ilişkin soruları da yanıtlayan Şimşek, Maliye Bakanlığı olarak vadesi geçmiş, tahsil edilmemiş alacakların tutarının 67 milyar lira olduğunu, bu miktarın faizi, gecikme cezası gibi hususlara ilişkin birtakım düzenlemeler yapıldığını anımsattı.

Vergi alacaklarının affa dönüşmesinin söz konusu olmadığını vurgulayan Şimşek, şöyle devam etti:

"Kamuoyunda af olarak biliniyor ama biz asla bir alacaktan vazgeçmiyoruz. Ben kendim gittim komisyonda oturdum ve Maliye'nin vergi alacaklarının affa dönüşmemesi için ne gerekiyorsa o duruşu sergiledik, ona göre değişiklik önergesi verdik, ona göre de Yüce Meclisimiz tasarıyı kabul etti. Vergi alacaklarıyla ilgili af niteliğinde bir husus yoktur. Aslını da alacağız, cezasını da alacağız, hatta enflasyon farkını da alacağız."

'MERKEZ BANKASI BAĞIMSIZDIR'
"Merkez Bankası Başkanı Erdem Başçı, dün faiz indirimi sinyali vermedi. yönetiminden, 'faizi indirin, hesabını biz üstleniriz' şeklinde açıklamalar var. Bu iki değerlendirme ekseninde bakarsak, siz nasıl bir değerlendirme yaparsınız?'' sorusu üzerine Şimşek, doğru bildiğini tekrarlayacağını söyledi.

Prensip olarak para politikası ve faizlere ilişkin yorumda bulunmak istemediğini, Merkez Bankasının bağımsız olduğunu dile getiren Şimşek, şunları kaydetti:

"Enflasyonda başarı için Merkez Bankasının itibarının korunması, kredibilitesinin artırılması, Türkiye için olmazsa olmazdır. Eğer biz gerçekten yüksek sürdürülebilir bir büyümeyi yakalamak istiyorsak, enflasyonu düşük tek haneye indirmemiz lazım. Çünkü düşük tek hane enflasyon demek, kalıcı şekilde düşük faiz demek. O da özellikle sanayicimizin, girişimcimizin, yatırımcılarımızın finansmana erişim noktasında imkanlarını artırmış olacağız. Ölçek büyütmelerinin, dünya ile rekabet etmelerinin önünü açacağız."

Enflasyonun yüzde 9'lar seviyesinde bulunduğuna işaret eden Şimşek, "Şu andaki en önemli sorunumuz enflasyondaki yükselmedir. Enflasyonun mutlaka ve mutlaka kontrol altına alınması ve hızlı şekilde aşağıya çekilmesi lazım" dedi.

'ENFLASYONLA MÜCADELE İÇİN BEKLENTİLER BOZULMAMALI'
Şimşek, enflasyonla mücadele için beklentilerin bozulmamasının önemine işaret ederek, şunları kaydetti:

"Merkez Bankasına ilişkin tartışmaları çok faydalı bulmuyorum. Merkez Bankamızın kredibilitesinin, itibarının gözetilmesi gerektiğine inanıyorum. Merkez Bankamızın da inanıyorum ki en öncelikli hedefi enflasyonu düşük tek haneye çekmektir ama bu arada siz makro finansal istikrarı düşünmek zorundasınız. Çünkü ondan bağımsız o hedefi gerçekleştiremiyorsunuz. Yani cari açığa umursamaz yaklaşım içine giremezsiniz. Yüksek cari açık, eninde sonunda kurda oynaklığı, riski artırıyor. Dolayısıyla aslında Merkez Bankamızın diğer hususları da dikkate aldığı kanısındayım. Bunu görmemiz lazım. Burada enflasyon çok temel sorundur. Cari açık da önemli bir sorun ama cari açıkta göreceli bir iyileşme var. Bu sene muhtemelen milli gelire oran olarak yüzde 6'ın altına düşmüş olacak. OVP hedefinden daha iyi."

Aldıkları tedbirlerin önemli olduğunu ama uzun dönemde cari açığın çözümü için makro ihtiyati tedbirlerin bile yetmeyeceğini ifade eden Şimşek, "Bizim mutlaka yapısal dönüşümü başarmamız lazım. Yapısal dönüşüm yıllar alıyor. Uzun yıllardır yapısal dönüşümü sağlamak için gerekli tedbirleri aldık, çalışıyoruz, bunu başaracağız. Enflasyonda da aynı şekilde" diye konuştu.

Enflasyonun uzun vadede aşağıya çekilmesi için sadece para politikasını fonksiyon olarak görmemek gerektiğini belirten Şimşek, bu anlamda verimliliği artıracak yapısal düzenlemelerin önemine dikkati çekti.

'ÖYLE GÖRÜNÜYOR Kİ KASITLI, UYDURMA HABERLER'
"BDDK'nın 10 bankayı takibe aldığı yönünde haberler var. Bu haberler gerçeği ne ölçüde yansıtıyor?" sorusu üzerine de Şimşek, "Öyle görünüyor ki bunlar kasıtlı, uydurma, birtakım spekülasyonlar, haberler" dedi.

Bakan Şimşek, Dünya Bankasına ve diğer tüm uluslararası tarafsız gözlemcilere bakıldığı zaman da Türk bankacılık sektörünün, gerek sermaye yeterliliği, gerek likidite gerekse de aktif kalitesi açısından sadece Avrupa'nın değil, aslında dünyanın en güçlü bankacılık sektörlerinden birisi olduğunu söyledi.

Büyümedeki yavaşlamaya, tüm jeopolitik gerginliklere ve Avrupa'daki sorunlara rağmen sektörün tamamına bakıldığında, tahsili gecikmiş alacakların toplam krediler içindeki payının yüzde 3 civarında olduğunu anlatan Şimşek, sermaye yeterlilik oranının ise yasal gereklilik olan yüzde 8'in 2 katından daha fazla olduğunu ifade etti.

Şimşek, sektörün sermaye yapısı ve aktif kalitesinin güçlü olduğunu vurgulayarak, şunları kaydetti:

"Dolayısıyla hiçbir şekilde bu türden uydurma haberlere, spekülasyonlara rağbet edilmemesi lazım. Bu tamamen muhtemelen kasıtlı üretilen bir haberdir. Bunlar dönem dönem ortaya çıkabiliyor ama bunların cezası da ağırdır. Bankacılık sektörünün, bankaların itibarı çok önemlidir ve bu itibarın korunması için gereken tabii ki yapılacak. Şunun altını tekrar çizmek istiyorum, Türkiye'nin büyük resmine baktığınız zaman eğer sağlam bir boyutu kamu maliyesi ise bir diğer alanı bankacılık sektörüdür. Bir diğer alanı da son yıllarda istihdamda yakaladığımız başarıdır ve bunun hanehalkı bilançosuna yansımasıdır. Bunlar çok önemli. Zayıf taraflarımız var mı  Var. Cari açık önemli bir kırılganlık noktası."

'BÜTÇE HEDEFLERİNİ TUTTURACAĞIZ'
Kredi derecelendirme kuruluşu Fitch'in Türkiye hakkındaki değerlendirmelerinin sorulması üzerine Şimşek, bu yıla nasıl bir ortamda başlanıldığını herkesin bildiğini söyledi.

Bu dönemde siyasi motivasyonlarla yapılan operasyonların, Türkiye'de kaos yaratmaya yönelik çabaların görüldüğünü hatırlatan Şimşek, bunların üstüne bir de seçimlerin olduğunu ifade etti. Bunlara rağmen yılın başında, "Bütçe hedeflerini tutturmak için ne gerekiyorsa yapacağız" dediğini anımsatan Şimşek, "Tekrar söylüyorum, biz bu yıl bütçe hedeflerini tutturacağız" dedi.

AK Parti hükümetleri döneminde çok sayıda seçim yapıldığını ve bunların hiçbirinde mali disiplinin bozulmadığını ve popülizme izin vermediklerini anlatan Şimşek, mali disiplin konusunda son derece kararlı olduklarını kaydetti. Şimşek, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Çünkü bu ülkenin ikiz açığı kaldıracak lüksü yok. Biz ikiz açığı tolere edemeyiz. Bir yandan cari açık var, onu kontrol altına alıyoruz, daha yönetilebilir seviyelere çekiyoruz. Bunu yaparken de kamu maliyesinde açığı kabul edemeyiz. Dolayısıyla açığı düşük düzeyde tutucağız. Borcun milli gelire oranını aşağı doğru trendte tutacağız. Bunlar riskleri yönetmek açısından çok önemli ama bu arada yapısal dönüşümle aslında orta uzun vadede yeniden dengelenmeyi kararlı bir şekilde sağlayacağız."

Sayfa Yükleniyor...