Aile hekimlerinden "Ehliyet Raporu Klibi"

Ehliyet için gereken sağlık raporlarının aile sağlığı merkezlerinden verilmemesi gerektiğini düşünen aile hekimleri, bunun gerekçesini hazırladıkları video ile anlattı.

Aile hekimlerinden "Ehliyet Raporu Klibi"

Videoyu hazırlayan AHEF Strateji Grubu üyelerinden Uz. Dr. Levent Tuna Şengöz, " raporları aile hekimlerince değil; aile hekimlerinin kontrolünde verilmelidir" dedi.

Dr. Şengöz, sadece 2014 yılında Türkiye’de yaklaşık bir milyon 200 bin trafik kazası meydana geldiğini, bu kazalarda 3 bin 500 vatandaşımızın hayatını kaybettiğini, 285 bin kişinin de yaralandığını hatırlattı.

Şengöz açıklamasını şöyle sürdürdü: "Bu beklenmeyen ölümler sonrasında, ölenlerin yakınlarında görülen ciddi psikolojik bozuklukların gelişimi; yaralıların ailelerinin yaşadığı psikolojik, sosyal ve ekonomik problemler de düşünülürse, ülkemizde her yıl yaklaşık 10 milyon kişi birebir; yaşananlardan medya yoluyla haberdar olan 70 milyon kişi ise dolaylı olarak trafik kazalarından olumsuz etkileniyor.

Araştırmalar, kazaların büyük çoğunluğunun temelinde, kaza yapan kişinin hastalığının etken olduğu görüşünde hemfikir. Bu nedenle biz aile hekimleri, araç kullanımı için yeterli olmayan sürücülerin, direksiyon başına geçmemesi gerektiğini; bunun için de ehliyet sağlık raporlarının, hastanelerde oluşturulmuş kurullar tarafından, kapsamlı tetkikler sonucunda verilmesinin şart olduğunu düşünüyoruz. Ehliyet raporunun, yönetmelikte yazdığı gibi, aile hekimlerince verilmesi, sadece bizim ülkemizde değil; dünyanın hiç bir ülkesinde mümkün olamayacak bir talep.

"BİRDEN FAZLA UZMANLIK GEREKTİREN RAPORU TEK HEKİM VERMEMELİ"

Birden fazla uzmanlık konusu içeren bu rapor onayını bir hekimin vermesi mümkün mü? Bu soruya örneklerle yanıt verelim. Ehliyet sağlık raporu alabilmek için sürücü adayının göz muayenesinden geçmesi gerekiyor. Snellen Eşeli ile yapılan göz muayenesinde oda uzaklığının 6 metre olması gerekiyor. Daha kısa mesafeden yapılan muayenelerede, glokom başta olmak üzere göz problemlerinin büyük bir kısmı fark edilemeyebiliyor. Ülkemizde birçok aile sağlığı merkezinin 6 metreyi bulan bir odasının bulunmadığı gerçeğini hesaba kattığımızda, göz muayenelerinin aile hekimlerince yapılmasının ne denli zor olduğu bir kez daha görülüyor.

Nörolojik muayeneye gelince... Aile hekimlerinin epilepsi hastasını teşhis etmesi neredeyse olanaksızdır. Aile hekiminin bu teşhisi koyabilmesinin tek yolu, sistem üzerinden, hastanın kullandığı ilaçları görmesidir. Ancak internette problem olması halinde, hekim bu verilere ulaşamaz. Ayrıca, hasta e-nabız uygulamasında, "aile hekimim bilgilerimi görmesin" şıkkını işaretlerse, yine hekimin bu verilere erişimi engellenmiş olmaktadır. Kazaların büyük bir kısmına, öfke kontrolü yapamayan sürücülerin neden olduğu hesaba katılırsa, ehliyet alacak kişiye psikiyatrik konsültasyon uygulanmasının önemi de anlaşılacaktır.

Biz aile hekimleri olarak, mevcut koşullarda, zeka düşüklüğü, sara, görme, kardiyak, işitme gibi problemleri tespit edemeyiz ancak sevk ve sevki takip ederek bu rahatsızlığı bulunan kişilerin, trafikte potansiyel birer azrail gibi dolaşmasını önleyebiliriz. Unutmayın; kural tanınmadan verilen bir rapor, ailenizden birinin kazaya karışmasına neden olabilir."

"AHEF TEK HAKİMDEN ALINACAK RAPORLAR KONUSUNDA UYARDI"

Aile Hekimleri Dernekleri Federasyonu Genel Sekreteri Uzman Dr. Erkut Coşkun da AHEF'in yeni Karayolları Trafik Yönetmeliğini desteklediğini söyledi. Coşkun, bu sayede ehliyet alımının Avrupa Birliği normlarına göre şekilleneceğini ve rapor için gereken sağlık tetkikleri sayesinde, trafik kazalarının önlenmesi için önemli bir adım atılmış olacağını belirtti.

Coşkun açıklamasını şu şekilde sürdürdü: "TÜİK'in 2014 yılı verilerine göre, kazaya neden olan kusurlar içinde, sürücü kaynaklı kusurların %88,6 ile ilk sırada olduğunu görüyoruz. Yönetmelikte yer alan tüm muayene ve laboratuvar testlerinin yapılması, sadece vicdani değil aynı zamanda hukuki bir sorumluluktur. Biz AHEF olarak hem aile hekimlerini hem de Bakanlık yetkililerini, tek hekimden alınacak raporlar konusunda uyardık; fakat yeterli duyarlılığın oluşmadığını gördük. Unutulmamalıdır ki, yeterli tetkik yapılmadan sağlık raporu alan bir sürücünün kazaya neden olması halinde, raporu tanzim eden aile hekimi malpraktis suçlamalarla karşı karşıya kalabilir ve yüz binlerce liralık tazminatlara mahkum edilebilir; daha da acısı, ömrü boyunca, olayın vicdani sorumluluğunu yüklenmek durumunda kalacaktır."

Sayfa Yükleniyor...