Balcı, Tütün ve Alkol Piyasası Düzenleme Kurumu'nun (TAPDK), 7 Ocak tarihli Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren ''Tütün Mamulleri ve Alkollü İçkilerin Satışına ve Sunumuna İlişkin Usul ve Esaslar Hakkında Yönetmelik''in yayınlanması ile bir rapor hazırladıklarını anımsattı.
Balcı, bu raporda, yönetmeliğin Dünya Sağlık Örgütü Avrupa Bölge Ofisi uygulamaları ve Avrupa Konferansı ile karşılaştırıldığında, alkolün zararlı etkileri ile mücadelede etkili düzenlemeler getirmediğini belirttiklerini ifade etti.
Yönetmeliğin ''çocukları ve gençleri hedef alan veya bu kişilerin ilgi alanına giren etkinliklerde alkollü içki satılamayacağına'' ilişkin maddesinin insafsızca eleştirildiğini açıkladıklarını dile getiren Balcı, zira bu hükmün gençliğin sağlığını korumaya yönelik en etkili hükümlerden birini içermekte olduğunu anlattı.
Danıştay 13. Dairesinin, ilgili yönetmeliğin, ''Hacmi 20 cl ve altında bulunan ambalajlardaki alkollü içkilerin bakkal ve marketlerde satılamayacağı'' ve ''çocukları ve gençleri hedef alan veya bu kişilerin ilgi alanına giren etkinliklerde alkollü içki satılamayacağına'' dair hükümlerin yürütmesini durdurduğunu kaydeden Balcı, ''Kararın gerekçesinde 18 yaşını doldurmuş gençlerin alkollü içki içme özgürlüğünün korunduğu belirtilmiştir. Ancak, Anayasa'mızın 58. maddesi devleti, gençleri 'alkol düşkünlüğünden' koruma yükümlülüğü ile görevlendirmiştir'' dedi.
Balcı, 18 yaşını doldurmuş gençlerin alkollü içki içme özgürlüğünden önce, onların sağlığının korunması gerekmekte olduğunu ifade ederek, ''İnsan sağlığı ve yaşam hakkı sadece insanın kendi özgürlük alanına terk edilemeyecek kadar önemlidir. Yasalar çerçevesinde devletin ve bireylerin müdahale ve sınırlama hakları vardır'' diye konuştu.
'İNSANLIĞA KARŞI SUÇ OLDUĞUNU DÜŞÜNÜYORUZ'
Gerek hukukta, gerekse dini inançlarda kişinin kendisine zarar verme özgürlüğünün olmadığını söyleyen Balcı, şunları kaydetti:
''Kişi alkollü içkiler, uyuşturucu madde kullanımı, tütün mamulleri kullanımı tercihi ile kendisine istediği gibi zarar veremez. Bunu yaptığı takdirde, devletin müdahale etme zorunluluğu doğar. Öyle ki, bundan zarar görecek olan vatandaşlar ve kamu da buna müdahale edebilmektedir. Yaşama, maddi ve manevi varlığını koruma ve geliştirme hakkı, dokunulamaz ve devredilemez bir haktır. O halde, devletin bu hakları ihlal etmemesi ve yaşamı korumak için zorunlu önlemleri alması zorunluluğu vardır. Bu yükümlülüğün yerine getirilmemesi, alkol, sigara ve diğer uyuşturucu maddelerin satış ve üretimine kontrolsüzce devam edilmesinin insan haklarının ihlali ve insanlığa karşı suç olduğunu düşünüyoruz.''
Balcı, korkunç trafik kazalarına, boşanmalara, her türlü taciz ve tecavüz, cinnet ve cinayete neden olan alkol kullanımının engellenmesi için, kişilerin ciddi bir eğitimden geçmesi gerektiğini vurgulayarak, akaryakıt istasyonlarında alkollü içecek satılmasını tehlikeli bulduklarını ve istasyondan akaryakıt alıp yoluna devam etmesi gereken yolcunun, alkol teminini kolaylaştıracak bu durumun düzenlenmesi gerektiğini kaydetti.
- Etiketler :
- Haberler
