Günde 8 bardak için

Dermatologlar, kış mevsiminde cilt sağlığının korunması için günde 8 bardak su içilmesini öneriyor.

Günde 8 bardak için

Kış aylarında sağlıklı bir tene sahip olmak, cildi soğuktan korumak ve yaşlanma etkilerini geciktirmek için birkaç önlemin etkili olabileceğini söyleyen Dermatoloji Uzmanı Dr. Hacı Ali Telbisoğlu, derinin, epidermis ve dermis adlı 2 temel tabakadan oluştuğunu söyledi.

Yenilenen hücrelerin alt tabakadan üste doğru çıktığını bildiren Telbisoğlu, ''Sürekli yenilenen bu hücrelerin en alttaki tabakadan üste çıkmasına kadar 3-4 haftalık bir süre geçiyor. Kollajen doku, en yoğun dermiste bulunmak üzere tüm deriyi bir ağ gibi sarıyor. Zamanla zayıflayan kollajen doku özelliğini, cilt de elastikiyetini kaybediyor ve yaşlanma süreci başlıyor'' dedi.

Cildin, vücudun en geniş organı ve dışa açılan penceresi olduğunu, bu nedenle de dış etmenlerden de çok çabuk etkilendiğini dile getiren Telbisoğlu, cildi kış şartlarında korumak için su ihtiyacının karşılanması, beslenmeye dikkat edilmesi, güneşten korunulması psikolojik dengenin sağlanması ve uygun krem kullanılması gerektiğini kaydetti.

DERİNİN DE YAŞAM KAYNAĞI...
Cilt sağlığında suyun çok önemli bir yer tuttuğunu vurgulayan Telbisoğlu, şu uyarılarda bulundu:

''Su, hayatın temel kaynağını ve aynı zamanda vücudumuzun yüzde 70'ini oluşturuyor. Su, tüm canlıların yaşam kaynağı olduğu gibi, derinin de genç kalabilmesindeki en temel unsurdur. Bu nedenle vücudun su ihtiyacının karşılanması gerekiyor. Kışın da su tüketiminin gerektiği ölçüde yapılması ve günde en az sekiz bardak su içilmesi öneriliyor. Su, vücuttaki toksinlerin atılmasını sağlayarak, cildin güzelleşmesine de yardımcı oluyor. Sağlıklı ve güzel bir cilt için, beslenmeye de önem vermek gerekiyor. Mevsimi olmayan, üretim sürecinde genetiği değiştirilmiş organizmaların, doğal olmayan güneş ışını ya da vitamin takviyeleri yapılan meyvelerin fazla tüketilmemesi gerekiyor. Meyveler en zengin antioksidan ve vitamin kaynağını oluşturuyorlar. Antioksidanlar, hücrenin enerji santralleri olan mitokondrileri aktif hale getirerek, daha etkin çalışmalarını sağlıyorlar. Mitokondrilerin aktif hale gelmesi de, yaşlanma sürecini yavaşlatıyor.''

Su gibi, güneşin de hayatın en temel unsurlarından biri olduğunu, ancak ölçülü olmayan güneş ışınlarının da cildin düşmanı haline gelebildiğini dile getiren Telbisoğlu, güneş ışığında bulunan ultraviyole ışınların cildin yaşlanmasına neden olduğunu belirterek, kış aylarında da fazla güneş ışınlarından korunulması gerektiğini ifade etti.

PSİKOLOJİK YAPI DA ÖNEMLİ
Güzel bir cilt için, ruhsal dengenin yerinde olmasının da önemli bir rol oynadığına dikkati çeken Telbisoğlu, şöyle devam etti:

''Cilt hastalıklarının birçoğu psikolojik dengesizliklerde, depresyonda ve streste daha yoğun biçimde ortaya çıkıyor. Psikolojiniz bozulduğunda, depresyona girdiğinizde bazı mekanizmalar harekete geçiyor. Bunun sonucunda alerjik reaksiyonlar, sedef hastalıkları ve saç dökülmeleri gibi birçok akut ve kronik deri hastalıkları tetiklenip, aktive olabiliyor.

SİGARA, ALKOL VE KAFEİN OLUMSUZ ETKİ YAPIYOR
Cildinizin güzelliği, ona gösterdiğiniz ilgiyle doğru orantılıdır. Sigara, alkol ve kafeinden uzak durulması, cilt tipine uygun bakım kremleri kullanılması, peeling ile cildin ölü hücrelerden arındırılması ve kollajen uygulamalarla da hidrasyon artırılarak cilde daha taze ve genç bir görünüm kazandırılabiliyor. Bu yöntemler aynı zamanda kollajen doku sentezinin uyarılmasına ve cildin yenilenmesine de yardımcı oluyor.''

Sayfa Yükleniyor...