Sağlık Bakanı 2013'ü değerlendirdi

2013 yılı değerlendirme toplantısında konuşan Sağlık Bakanı Müezzinoğlu, Tam Gün Yasası, sağlıkta şiddet, gereksiz tıbbi uygulamalar ve ilaç politikalarıyla ilgili açıklamada bulundu.

Sağlık Bakanı 2013'ü değerlendirdi

İlk yılını dolduran Bakanı Mehmet Müezzinoğlu’nun düzenlediği 2013 yılı değerlendirme ve sağlıkta gelecek vizyonu toplantısında basın mensuplarıyla bir araya geldi.

1 yılda sağlık alanında yapılan faaliyetleri özetleyen Bakan Müezzinoğlu fazla antibiyotik kullanımı, gereksiz sezeryan, ve anjiyo yapılmasının Türkiye’de yaygın olduğunu fakat bunun ödüllendirme ya da yaptırım uygulanmasıyla önüne geçilebileceğini söyledi. Müezzinoğlu, ”2014 yılı sonrasında ne kadarı normal, ne kadarı sezeryan, kaçıncı doğum, reçetelerdeki antibiyotik kullanımı ne oranda, anjüyoya çok sık başvuruluyor mu gibi konuları yıl boyu takip edeceğiz ve sene sonunda müeyyide gerektirip gerektirmediğini değerlendireceğiz” dedi.

Sağlık çalışanlarına uygulanan şiddetle ilgili, Bakan Müezzinoğlu, sağlıkta şiddet konusunda medya mensuplarından destek beklediklerini vurguladı. Konuyla alakalı olarak Bakan Müezzinoğlu şunları kaydetti:” Flaş flaş flaş şu doktor hatasından dolayı bir hasta öldü, ihmalden hastayı kaybettik gibi haberler, doktorun vatandaş gözünde saygınlığını kaybettiriyor. Doktoru katil gibi ilan eden imajı yapmayın bu konuda duyarlı olun.”

"İLACIN FİYATI FAZLA OLUNCA MI DEĞERİ ARTIYOR?"
Bakan, düşük fiyatlı ilaç politikası ve ilacın bulunamaması hakkında ise şu açıklamaları yaptı: “Bu ülkede hiçbir vatandaş tedavi olamadım, ilaç bulamadım demedi, dedirtmeyiz. Dünyada ilaç politikasında en başarılı ülkeyiz. Türkiye Eczacılar Birliği’ nin, ilaç 1 damacana sudan daha ucuz benzetmesi mantıksız. Daha kolay temin ediliyorsa, ucuz olur. Eczacı eskiden, 10 tl kar ediyordu. Şimdi 2 lira, kar düştü deyin anlayım. Türkiye’ de 4o bin dolarlık ilaç 1 hafta sonra hastanın elinde oluyor. Şu an ise, 8 ilaç piyasada yok. 7 si kanser ilacı, 1 i sinir sistemi ilacı.”

Bakan, Tam Gün Yasasıyla ilgili ise; “ Biz hukukçu milletvekillerimizle değerlendirdik. Cezai müeyyideler uygulandı. Aynı suça iki kez ceza verilmesi uygun değildir. Bizim hastanenin kapatılması konusunda hükümlerimiz yok. Bu konuda hem fikir olarak kaldırdık” dedi.

“BAZI DOKTORLARI MECBURİ HİZMETTEN MUAF TUTUYORUZ"
Yurt dışında yaşayan hekimlerin, mecburi hizmet dolayısıyla Türkiye ‘ye gelmediğini söyleyen Bakan Müezzinoğlu;”Bu, bir yasal düzenlemedir. Yurt dışında şu anda 2 bin-2 bin 500 gerek hekim gerek uzman arkadaşımızın bulunduğunu tahmin ediyoruz. O arkadaşlarımız ya ihtisasını ya eğitimini yurt dışında yapmış ya da bir vesile ile yurt dışına gitmiş ve hekimlik yapıyor, 'mecburi hizmet var' diye de Türkiye'ye gelmiyor. Türkiye'deki hekimlerimiz de mecburi hizmete muhatap. Burada iki yoldan biri seçilecek. Bu 2 bin 500 meslektaşımız, 'gelmezlerse gelmesinler, ne halleri varsa görsünler' diyeceğiz, onları bizim hekimlik listemizden çıkartacağız. 'Yurt dışından doktor gelsin' diyoruz. Hekim açığı olan bir ülkeyiz. Kendi insanımız 'yurt dışında mecburi hizmet var 'diye gelmiyorsa, onlara 6 ay süresince açık kapı araladık. Bizim göstereceğimiz kadrolara, kadrolu olarak gelmek istiyorsanız, özel sektörde çalışmak istiyorsanız 'buyrun gelin, altı ay süresince bu hakkınız var' diyoruz. Yasal düzenleme, dedikodu vesilesi olmasın diye 31 Aralık 2012 öncesinde yurt dışında hekim olmuş, uzman olmuş ya da yurt dışına gitmiş Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı hekimlerimize 3 yıl hekimlik yapmak şartıyla, mecburi hizmetten muaf tutuyoruz" diye konuştu.

PROF. ÖMER ÖZKAN AÇIKLAMASI
Tam Gün yasasından memnun olmadığını söyleyen ve yurtdışına gitme sinyali veren Prof. Dr. Ömer Özkanın açıklamalarına Bakan Müezzinoğlu şu cevabı verdi:”Biz, bu ülkenin her ferdini, hele hele bilimsel anlamda dünya çapında standartlara gelmiş hocalarımızı, olabildiğince kurumları ile yüzleştirerek, olabildiğince kurumlarıyla bütünleştirerek; kurumlarıyla bütünleştiremediklerimizi de ülkemizin dinamikleriyle bütünleştirerek, ülkemize ve insanımıza hizmet etmesini amaçladık. O nedenle, saat 17.00'den sonra istiyoruz ki hocalarımız o kurumda kariyer sahibi olurlar, o kurumda hoca olurlar. O kurum, bu ülkenin kurumu. O ülkenin kurumu, onlara sıfat verdi, doçent, profesör yaptı. Kabiliyetlerini bu ülkenin dinamikleriyle Türkiye'ye ve dünya kamuoyuna sundu. Bu kabiliyetleri, ülkesi ve milletiyle paylaşmasını isteriz. Ama, her istisnai özelliği olana bir yasal düzenleme yapma şansımız yok. Bunun ötesinde daha farklı dinamikler için belirli standartları olan ve ülkemiz için marka değeri olan hocalarımız 'istiyorlarsa vakıf üniversitisi ya da özel hastanelerle de anlaşma yapsın' istedik. Ayrıca, 'kurallar beni bir kalıba sokmak istiyor, ben bu kalıpta yapamam' diyenler için de o zaman dışarıda olur. Biz, ondan sözleşmeli hizmet satın alırız. Bunun da yolunu açtık. Yani bu ülkenin her hekiminden azami istifade edecek alternatifleri koyduk. İnşallah Ömer kardeşim, değerli hocamız da bu milletin evladı, bu millete en güzel hizmeti kurumunda sunmasını, ama en azından ülkemizde sunmasını talep ediyoruz."

"AYNI SUÇA İKİ AYRI CEZA OLMAZ"
Müezzinoğlu, Torba Yasa'da sağlığın ticari unsur haline dönüştürülmesini engelleyen maddede yapılan değişiklik ile ilgili bir soru üzerine, "Değişik hukukçularla, aynı suça iki ayrı ceza olmaz' şeklinde yoğun birşey geldi. Biz, hukukçu milletvekillerimizle, grup başkanvekillerimle değerlendirdik. Reklam ve tanıtım ile ilgili zaten cezai müeyyideler belirlenmiştir ve uygulanmaktadır. Sağlık Bakanlığı'nın aynı suça ikinci ceza verebilmesi yasal olarak hukuki anlamda doğru değildir. 'Bu madde, bu anlamda hem arzu edilen sonucu getirmez hem de iptal getirir' diyerek değerlendirme yapıldı" ifadelerini kullandı.

Hastanelerin kapatılmasına, ceza verilmesine ilişkin kanun hükmünde herhangi bir değişiklik bulunmadığını vurgulayan Müezzinoğlu, mobil cihazlardan ilaç takip sisteminin vatandaşlarca da yapılabileceğini müjdeledi. Şu anda bunun niçin tüm hazırlıkların tamamlandığını ve kurumun kendi içinde uyguladığını ifade eden Müezzinoğlu, "Ben, kendi telefonuma indirdim ve kullanıyorum. aldığım ilacın karekodunu okutarak, toplatılan ilaç olup olmadığını, son kullanma tarihinin geçip geçmediğini görebiliyorum" diye konuştu.

AİLE HEKİMLERİ İÇİN SEVK SİSTEMİ YOK
"Aile hekimleri ile ilgili bir sevk sisteminin olacağı belirtiliyor, nasıl olacak?" sorusu üzerine Müezzinoğlu, bir sevk sistemi için şu anda alt yapının uygun olmadığını söyledi. Müezzinoğlu, aile hekimi sayısının 30 binin üzerine çıkmadığı sürece, sevk sisteminin reel uygulanamayacağını dile getirerek, "Gerçekçi olmak lazım. Ama, hastane yerine Aile Sağlığı Merkezi'ne gidebilmelerini kolaylaştıracağız. Yoksa, kısa vadede sevk sistemini kurabilmemiz bu aile hekimi sayımızla mümkün değil. Aile hekimi sayısının 2 misline çıkmalı, fiziki imkanları artırılmalı. Bunun için önümüzde 5 yıllık bir projeksiyon var. Onu görebilirsek, sevk zincirini nasıl yapacağımız planlanır. Şu anda sevk zinciri kurabilme imkanımız yok, alt yapımız yeterli değil" dedi.

Müezzinoğlu, kadrolu çalışanlar dışında hizmet alımı ile çalışanlar bulunduğunu anımsatarak, hizmet alımı ile çalışan için Bakanlık olarak özlük ve ekonomik hakları anlamında da sözleşmelerinde asgari ücret bazlı bir anlayıştan meslek dağılımı bazlı bir anlayışın çalışmalarını yaptıklarını bildirdi.

Sayfa Yükleniyor...