Aren Selvioğlu: Hepimiz Sabri'yiz

Sadece Sabri değil, çoğu futbolcu mahallede kendi aralarında maç yapıyorlarmış gibi oynuyor

Akşamüstü gibi. Havalar ısındı ya çocuklar sokakta top oynuyorlar. Kaldırımdaki babaları kale yapmışlar, iki metreye üç metre bir alanda üçerlikten maç yapıyorlar. Tabii ben bunları sesler beni rahatsız ettikten sonra cama çıktığımda görüyorum. Çocuk tabi bunlar, sokakta top oynamak hakları, kaldı ki hepimiz de oynadık. Ama bu ses farklı. “Korner iki” diyor kaledeki ufaklık, diğer takımdaki “üüüüç!!” diye bağırıyor. Bir süre ikileşip üçleştikten sonra sıra kendisinde olan basıyor küfürü ve sonra diğeri de, üstelik hiç gizlenmeden saklanmadan. Pencereyi kapatıp içeri gidiyorum, hala karşılıklı bağrışmalar duyuyorum. Alt tarafı futbol, diyorum ne olacak ki korner üç olsa, bu oyunu sevmeme seyretmeme rağmen. Ama çok da  yabancı değil aslında bu bağırış, çağırış. Çok değil, on sene önce yazlıkta top oynarken üst katlardan su dökmediler mi üstümüze, çok ses çıkarıyoruz diye? Halı sahada ufak sürtüşmeler yaşamadık mı arkadaşımızla faul mu değil mi diye? Üstelik sırf futbolda da değil, basketbolda steps tartışmaları, voleybolda dışarda tartışmaları…

Bu, amatörlüğün getirdiği kazanma hırsı tabii ki. Hepimizde var. İnsanın doğası yani. Bazısında bolca var, bazısında yeteri kadar. Üstelik bunun yaşadığımız ülkeyle de ilgisi yok. Ama Sabri ile sokaktaki o çocuk arasındaki fark sadece aralarındaki yaş olduğu zaman tehlike başlıyor. Çünkü artık futbol senin mesleğin, sahada oynadığın futbolu baklavasına oynamıyorsun. Ama sadece Sabri değil, çoğu futbolcu mahallede kendi aralarında maç yapıyorlarmış gibi oynuyorlar. İşte problem burada. Çünkü profesyonel diye addedilen futbolcularımız aslında hala sokaktaki biziz. Buradaki problem artık bizim ülkemizle alakalı, zira herşeyimizin yüzeysel olması futbola da sirayet ediyor. Profesyonelliği doğru düzgün öğretmeyip sadece hırsla futbolcu yetiştirirsen, bu yüzeyselliğin ta kendisidir. Dolayısıyla bu adamlar sadece hırslarıyla oynadıkları için (tabi yetenekli olanları tenzih ederim ki onlarda da biraz var aslında aynı problem) meslek hayatlarında profesyonel gibi gözüken seviyeye geliyorlar.

Bu adamlar sadece hırslarıyla oynadıkları için kendi takımlarında her sene aynı performansı gösteremiyorlar. Evet, hırs sayesinde Dünya Kupası’nda, Avrupa Şampiyonası’nda üçüncü oluyoruz ama evet, sadece hırs olduğu için Dünya Kupası ve Avrupa Şampiyonası finallerine gidemiyoruz. Sırf hırs sayesinde Galatasaray UEFA kupasını kazanıyor ama sırf bu yüzden üç sene sonra üçüncü sınıf bir Norveç takımına eleniyor. Çünkü hırs ancak anlık başarılar getirir. Ama profesyonellik işini yaparken bilinç gerektirir.

Bizim sorunumuz bilinçsiz yetenekli çocukları alıp sadece gaz vererek futbolcu yapmak. 70 milyon tek yürek arkanızda demek. Amansız ol diye reklamlar yapmak. Ülkedeki bütün sorunları bir iki maçta galip gelerek halledebileceğimizi sanmak. Sonra da o adamdan hakeme, rakibine normal davranmasını beklemek. Sabri ne yapsın? O sadece sokakta çift kale maç yapıyordu.

Sayfa Yükleniyor...