F16'ın ucundaki Kartal

ABD’nin en popüler dergilerinden “New Yorker” Beşiktaş taraftarlarının takımlarına olan bağlılığını ve sevgisini anlatan 10 sayfalık bir makale yayınladı.

Harvard mezunu Elif Batuman tarafından kaleme alınan yazıda, Çarşı mensupları için, “İflah olmaz isyancı bir ruh, siyah ve beyazın felsefesi, bir ölüm şekli, bir nükte ve F-16’nın burnundaki bir kartal” tanımlaması yapılıyor.

Hürriyet gazetesinin haberine göre, ABD’nin en popüler dergilerinden “New Yorker” Beşiktaş taraftarlarının takımlarına olan bağlılığını ve sevgisini anlatan 10 sayfalık bir makale yayınladı. Derginin internet sitesinde, makalenin yazarı Elif Batuman ile ses kayıtlı yapılan söyleşide ise, siyah beyazlı taraftarların argo dolu taraftar şarkısı yer aldı.

ABD’de yaşayan Harvard mezunu ve Koç Üniversitesi’nde de dersler veren Elif Batuman’ın kaleme aldığı makalede, Beşiktaş taraftarlığı analize edildi. Batuman, yazısında sezon başında oynanan Beşiktaş-Bursaspor ve Beşiktaş-Rapid Wien maçlarındaki izlenimlerini anlatırken, Çarşı grubu üyeleri ve takımın amigosu Alen Markaryan ile sohbetine yer verdi. Türk futbolunun kısa tarihini de anlatan Batuman, Beşiktaşlıları, Fenerbahçe ve G.Saraylılar’dan farklı kılan öğeleri de tespit ederek, Çarşı grubuna ve sansasyonel pankartlarına geniş yer ayırdı.

Elif Batuman’ın analizleri şöyle:

3 İstanbul takımının da ayrı klişesi var... Galatasaray, Lise’den dolayı elit ve Osmanlıcı; F.Bahçe, büyük bütçeli, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ve Nobel ödülü sahibi Orhan Pamuk gibi şöhretli taraftarlarıyla bireyci; Beşiktaş ise çalışan kesimin, Marksist ve halkçı.

Bir araştırmaya göre, Beşiktaş’ın her galibiyetinde İstanbul Menkul Kıymetler Borsası yükselişe geçiyor. Bu da taraftarlarının fanatizminin bir işareti olarak kabul ediliyor.

Çarşı, bir grup değil paylaşılan bir ruhtur

BEŞİKTAŞ’ın taraftar grubu Çarşı hakkında da ilginç tespitlerde kullanan Elif Batuman, şu ifadeleri kullandı:
Çarşı grubunun ne kadar büyük olduğunu, nasıl üye olunduğunu, nasıl lider olunduğunu, ya da gücünü nereden aldığını hatta ne olduğunu kimse anlatamaz.

Çarşı; Zonguldak madenindeki grizu patlaması sonrasında göçükten kurtarılan madencinin ilk olarak “Maçın skoru ne?” diye sorması olarak anlatılabilir. Bazen de tribündeki doktor, işçi, işadamı, okumamış sokak çocuğu, profesör, solcu, sağcı, ateist, hacı, Müslüman, Ermeni ve Yahudilerin hep birlikte omuz omuza, nefeslerinin sonuna kadar “Beşiktaşım benim, biricik sevgilim” diye şarkılar söylemesidir.

Çarşı tribünündeki insanlar bir grup insan değil; iflah olmaz isyancı bir ruh, siyah ve beyazın felsefesi, bir ölüm şekli, bir nükte, ve F-16’nın burnundaki bir kartaldır. Elif Batuman, Beşiktaş’ın amigosu Alen Markaryan’ın da Çarşı ile ilgili görüşlerine şöyle yer veriyor: “Hiyerarşi yok, lider yok, seçimler ve resmi toplantılar bile yok. Bir dernek ya da bir organizasyon bile değiliz. Bir başımız yok. Çarşı bir grup değil, paylaşılan bir ruhtur.”

Beşiktaş: Karşılıksız aşk

ELİF BATUMAN, New Yorker Dergisi’nin internet sitesinde yayınlanan sesli röportajında ise Beşiktaş’ın; hasret, limiti aşan küfürlerle dolu, deli divane, insanı ölüme sürükleyen karşılıksız aşk şiirleri ile karakterize edilebileceğini söylüyor. Bunlara örnek olarak; “Yağmurlu bir günde görmüştüm seni, üstünde çubuklu formalar vardı” Bursa” marşlarını gösteriyor. New Yorker, Beşiktaş’ın “Fener Operası” olarak bilinen küfürlü marşını da internet sitesinde sesli olarak yayınladı.

Münasebetsiz ama aslında insancıl

ELİF Batuman, film yönetmeni Zeki Demirkubuz’un Beşiktaş ile ilgili tespitlerine de şu şekilde yer veriyor;
“Beşiktaş dünyanın en sürreal takımıdır. Fenerbahçe ve Galatasaray, sadece kazanmayı umursarlar. Ancak, Beşiktaş esasında münasebetsizdir. Bu yüzden de aslında insancıldır.”



Sayfa Yükleniyor...