Hayaller ve gerçekler

2007 Avrupa şampiyonasının bronz madalyalı takımı Belarus karşısında yaşadığımız olay ne yazık ki buydu.

Maçın başında istatistiklere baktığımızda iki takımın hemen hemen her kategoride birbirine çok yakın olduğunu gördük ancak maç içinde yapılması gerekenlerin tümünü Belarus gerçekleştirdi. Bir ara sanki 5 e 3 oynuyor gibiydik. Hiç savunma yapmadığımızı söylemek çokda abartılı olmaz sanırım. Kapıları ardına kadar açarsanız birileride o kapıdan muhakkak girecektir. Belarus bizi bataklığın kıyısına kadar çekti bayanlarımız da bu tuzağa düşmek için çaba sarfetti açıkcası.Neydi o tuzak söyleyelim; özellikle yaptığımız alan savunmasında çok geride kaldılar, milli takım da savunmayı aynı şekilde ilerde kurunca bütün topları arka tarafa yani boyalı alana kaçan ve kendini unutturan oyunculara indirdiler.alan savunmasını neden yaparsınız? İçeriye bu topları almamak için ama biz ne zaman bu savunma şeklini yaptıysak onlarda çok rahat bir şekilde çember altından basket attılar..tabiki üç sayı çizgisinin gerisinden bulduklarıda cabası. Belarus turnuvada bu ana dek ilk kez bir maçta 11 isabet kaydetti üç sayılık atışlardan. Rakibin ribaurdlardaki 42 -28 lik üstünlük bir başka açıdan maçı kaybetmemizi anlatıyor olsa gerek. Kadromuzda yeterli uzun oyuncumuzun olmaması ve yasemin’in de gününde olmaması nevlin’i orda tek başına bıraktı.Kenar yönetimin de biraz çaresiz kaldığını söylemek lazım. Ceyhun Yıldızoğlu, Buyalski’nin ni hücum setlerine ne de savunmadaki oyununa çare bulamadı. Sadece 2.çeyrekte aldığımız moladan sonra arka arkaya iki hücumda basket bulduk o kadar. Zaten karşı taraf bu iki basketin ardından aldığı molayla ritmimizi hemen düşürdü.

Mental anlamda sıkıntılardan da konuşmak gerekir. Bir örceki maçı hatırlayın Fransa karşısında biraz inancımız olsaydı o maçı kazanır bugünde sonraki turda oynayacağımız karşılaşmayı düşünürdük. Ama galiba

Fransa ile daha önce oynadığımız beş maçın dört’ünü kaybetmiş olmak psikolojik bir baskı yarattı milli takımda. Kimbilir, belkide Belarus’a karşı da “7 sayının altında yenilsek bile çeyrek finale çıkarız” düşüncesinin konsantrasyon bozukluğunu yaşadık.

Doğruyu söylemek gerekirse Belarus galibiyeti sonuna kadar haketti. Oyuna giren her oyuncu aldığı her saniyenin hakkını verdi. Yani bizim milli takımdan beklediğimiz oyunu Belarus ortaya koydu ve doğal olarak gruptan çıkan takımda onlar oldu. Çok ciddi eksiklerle gittiğimiz letonya’dan hedefimize ulaşamadan dönüyoruz. Sakatlık ve eksiklere rağmen ellerinden geleni yapmaya çalışan potanın perilerini tebrik etmemiz gerekiyor. Yazının başlığı aynı zamanda sonu olsun. Hayaller ve gerçekler. Neydi hayallerimiz; ilk 5’e girerek Dünya Şampiyonasına katılma hakkını elde etmek. Peki, gerçek ne ; elendik.

Sayfa Yükleniyor...