Efes Pilsen'in Hırvat yıldızı Mario Kasun, NTV Spor ekibinden Irmak Kazuk'un sorularını yanıtladı.
Efes Pilsen'in Avrupa'nın en büyük organizasyonlarından biri olduğunu söyleyen Kasun, bu takımın bir parçası olduğu için çok mutlu olduğunu ifade etti.
Mario, dünyanın bir çok büyük şehrinde yaşadın, bulundun. İstanbul'da hayat nasıl gidiyor? gerçi muhtemelen sen de trafikten şikayetçisindir...
Şu an için gayet güzel geliyor. Çok hızlı yaşayan büyük bir şehir. Kolay değil ama sonuçta alışmam gereken bir şehir. Her geçen gün daha iyiye gidiyor. Trafik oldukça kötü. Ama etrafı öğrenirseniz işiniz kolaylaşıyor. Nereye gidip gitmeneniz gerektiğini bilmeniz gerekiyor. Büyük ve kültürü olan bir şehir. Görülmesi gereken bir çok yeri var.
Buraya İspanya'dan geldin ve burada otoriteler son iki sezondur hep Beko Basketbol Ligi ile İspanya Ligi ACB'yi kıyasladılar. Sen iki lig arasında ne gibi farklılıklar görüyorsun?
İki lig de çok zor. Rehavete kapılmamanız gerekiyor. İspanya'da ligde 18 takım var, siz rahatlamadığınız sürece güçlü takımların yenilmesi zor. Ama burada durum biraz daha farklı, oldukça üstdüzey bir rekabet var.
Peki Efes Pilsen için neler söyleyebilirsin? Daha önce bir çok kez bu formaya karşı oynadın ve şimdi burada Efes Pilsen oyuncusu olarak bu röportajı gerçekleştiriliyoruz.
Efes Pilsen'de çok iyi oyuncular ve çok iyi bir koçumuz var. Önümüzde daha çok yol bulunuyor. Bazı problemlerimiz var ama sonuçta Efes Pilsen Avrupa'nın organizasyon olarak en büyük takımlarından biri ve ben bu organizasyonun parçası olduğum için mutluyum.
Bu sezonun büyük bölümünde yaşadığın talihsiz sakatlık yüzünden takımdan ayrı kaldın. O günler nasıl geçti? Şu an nasılsın? Özellikle bir çok otorite senin yokluğunun takımın Euroleague'deki durumunu etkilediği görüşünde...
Yaklaşık 5 ay sahalardan uzak kaldım. Bu durum takımımı olduğu kadar beni de çok etkiledi. Fiziksel olarak şu an daha önceki kadar güçlü değilim ama yapılması gereken bir operasyondu. Her geçen gün daha iyiye gidiyorum. Ancak hala bazı sorunlarım, ağrılarım var. Bu da normal. Euroleague benim için oldukça sinir bozucuydu çünkü takım arkadaşlarıma yardım edemiyordum. Bazı maçlarda iyi oynadık, bazılarında kötü oynadık. Bazılarında şanssız, bazılarında şanslıydık. Euroleague çok zor bir turnuva. Biz sadece başarısız olduk, ancak ben kendimi bu başarısızlığın ana faktörlerinden biri olarak görmüyorum. Ben her maç oynamak için can atıyordum. Sonuçta iyi bitmedi fakat hepimiz için iyi bir tecrübe oldu. Böylece önümüzdeki sezona çok daha sert ve iyi hazırlanacağız.
Beko Basketbol Ligi'nde play-off'lara da her geçen gün yaklaşıyoruz. Bu takımdaki motivasyonu biraz daha arttırıyor mu?
Bazı inişlerimiz çıkışlarımız oldu. Ama oyunumuzu geliştirdiğimizi söyleyebilirim. Ben şimdiden Play-off'lar için çok heyecanlanıyorum. Çünkü sezonun en etkileyici dönemi, dört gözle bekliyoruz. Her maç çok zor olacak, çünkü Play-off'lar farklı olur. Hazır olacağız. Kolay olmayacak. Play-off'ta kolay maç olmaz. Konsantre olup, hazır duruma geleceğiz.
Kariyerinde bir dönem NBA deneyimin de oldu. Yeteneklerin ve yapabileceklerinden bahsetmek anlamsız ama ne oldu da orada tutunamadın?
Açıkçası pek sabırlı değildim. Oynamak istiyordum. Almanya'ya kendimi geliştirmem için geri gönderildim. Bu benim için evime daha yakın olmak anlamına da geliyordu. Ama işin aslı sabırlı değildim. Önümde Dwight Howard vardı -ki o bir Allstar. Koçla da bazı sıkıntılarım oldu. Hayat böyle. Bazı seçimler yapmak zorundasınız ve ben o an en iyi seçimi yaptım çünkü oynamak istiyordum. Bazen tabii kendime acaba dönmeliyim diye soruyorum ama bilmiyorum. göreceğiz.
Peki hiç "Acaba biraz daha sabretmeli miydim?" sorusunu kendine soruyor musun?
Aklımın bir ucunda var tabii. Ama şu an buradayım ve bu takıma herşeyimi vererek şampiyonluğa ulaşmak istiyorum.
Milli takım için neler söyleyebilirsin?Eurobasket 2007'de 6. oldunuz. Polonya için hedefler neler?
Çok iyi bir koç ve kadromuz var. Bizden önce milli takıma hizmet eden oyuncular bize bir çok tavsiye veriyor. Çok bir kadromuz var ve ben önümüzdeki yazı iple çekiyorum.
Sen şu anda Hırvatistan'da bir çok genç basketbolcunun kendisine örnek aldığı oyunculardan birisin. Peki senin küçüklüğünde örnek aldığın isim kimdi?
Herkes... Küçükken kendine idol seçmek çok zordur çünkü milli takımda oynayan herkes sizin için birer kahramandır. Ama Drazen Petroviç belki en iyisi. Bir de şimdi komik gelecek ama küçükken Nikola Prkaçin benim için çok etkileyiciydi. Şimdiyse en yakın arkadaşlarımdan biri. Çok güzel bir şey. İzleyerek büyüdüğümüz oyuncularla şu an milli takımda birlikte oynuyoruz, bu müthiş birşey.
Buraya gelmeden önce Prkaçin ile görüştün o zaman...
Dürüst olmak gerekirse hiç konuşmadım. Görüşücek fırsatımız olmadı. Telefon numaralarımız değişti, benim de sakatlığımdan dolayı milli takıma gidemeyişimle görüşemedik. Ama ben zaten daha önce Efes Pilsen ile ilgili güzel şeyler duymuştum.
Sen NBA'de Orlando'dayken Hidayet Türkoğlu ile birlikteydiniz. Onu nasıl tanımlarsın?
Hido çok değişik biri. Müthiş bir insan. Çok iyi bir oyuncu ve takım arkadaşı. Onunla geçirdiğim zamanlardan çok keyif aldım. Onun Orlando'da benim yanımda olması benim için büyük şanstı. Bana devamlı "Sabret, sabret" diyordu ama bir yerden sonra sabredemedim.
- Etiketler :
- Haberler
