Oynanmasa daha iyiydi

Her iki takım futbolcuları yenilgiye bile razı olabilirlerdi, bu önemli maçın, koca 90 dakikanın hiçbir şey olmadan bitmesine razı olamazlardı.

Oynanmasa daha iyiydi - 1

İSTANBUL - Derbinin marifeti, kendi içinde hiçbir şey üretmeyip, muhtemelen bunun tatminsizliğinden, o son dakika olaylarını yaratması. Son dakika rezaletine yolu açan oyunun kendisi için, medyanın “bir ağız” eleştirisini büsbütün paylaşmadığımı söylemeliyim. Mesele, futbolcular ve taraftarların taşıdığı kazanma arzusunu baş aktörlerin paylaşmamasıydı. Her iki takım futbolcuları yenilgiye bile razı olabilirlerdi, bu önemli maçın, koca 90 dakikanın hiçbir şey olmadan bitmesine razı olamazlardı. Fakat teknik direktörler ve hakem hiçbir şeye izin vermedi. Gerginliğin belki bir sebebi de buydu.

Galatasaray özellikle ilk yarıda Fenerbahçe’yi top çıkartamaz hale getirirken, her kaptığı topla pozisyona girerek aldığı eleştirilerin çok üstünde işler yaptı aslında. İyi niyet, oynama isteği, gol atma arzusu, futbola dair ne saysanız vardı. Böyle bir baskının 90 dakika sürmesi zaten söz konusu değildir, ilk yarıda Galatasaray adına gol çıkmaması da bir çeşit mucizeden başka şey değildi. Çıkmayınca, ikinci yarıda başka bir şey düşünülmeliydi. Lincoln’ü sokmanın bedeli ille ikinci forveti çıkarmak, yeniden ikinci forveti ancak 90’da oyuna sokmanın bedeli de Kewell’ı çıkarmak olmamalıydı misal... 0-0’ı bozmak üzre biraz daha risk alınabilirdi.

Aragones’in de vaziyeti korumaktan başka bir düşüncesi olduğunu görmedik. İlk yarıda biri mecburi, biri kırmızı kart endişesinden kaynaklanan iki değişiklik yaptı. Son tercihinde o da Korkmaz gibi Kazım’ı oyuna sürerken risk almayı tercih etmedi, Deivid’i çıkardı. Ve bütün bunları, yerinden kıpırdayamayan takımını izlerken yaptı.

Aydınus da adaleti değil dengeyi gözeterek bu risksiz temaya eklemlenince, baş aktörlerin kendi çıkarlarını gözettiği, buna karşılık futbolcu ve taraftarın aç kaldığı bir derbi çıktı ortaya. Bunun da acısı son dakikada çıktı.

Aydınus’un o kargaşada herhalde yine denge gözetiminden başka hiçbir şeyle açıklanamayacak dört kırmızı kart tercihinin Sabri ve Emre Belözoğlu’nu kapsamaması da, maçın genelini düşününce, adalet duygusuyla ilgili bir sıkıntı yaratabilir.

Bu arada, peşinen Kocaeli galibiyetiyle derbiye dikkat kesilen Beşiktaş, Antalya galibiyetiyle Sivas Şampiyonlar Ligi yolunda iki önemli rakibi alt etmenin keyfini sürdüler.

İkisi de son dakikalara denk düşürdükleri gollerle bu önemli haftayı kayıpsız geçtiler. Sivas 10 kişilik Antalya’yı 87’de Sezer Badur’un golüyle geçti. Sezer’in bu sezon golü az ama, her biri altın değerinde: Daha önce 88’de attığı golle Fenerbahçe maçını 2-1 kazandırmış, 2-0 biten Galatasaray maçında da 66’da ikinci golü atmıştı. Yine son dakikalara denk düşen bu üçüncü gol de üç puan getirdi Sivas’a.

Beşiktaş, Galatasaray ve Fenerbahçe’nin canını yakan Kocaelispor’un karşısına ne kadar bilinçli ve dikkatli çıksa da, Taner’in pasından olma erken bir golle geri düşmekten kurtulamadı. Taner’in erkenden sakatlanması ve 75’teki talihsiz penaltı olmasa, belki de Kocaeli bu kritik maçı kazanıp önceki hafta Ankaragücü’ne kaybettikleri üç puanı telafi edebilecekti. Ama penaltıyla gelen beraberlik golüyle dağıldılar, Beşiktaş galibiyete 85 ve 89’daki gollerle ulaştı. Üç puanı deplasmandan çıkarmak vesilesiyle de şampiyonluk yarışının en kârlı takımı oldu.

Bu iki galibiyetle Sivas ve Beşiktaş, kendi aralarındaki şampiyonluk yarışı bir yana, Şampiyonlar Ligi için de artık mutlak favori haline geldiler. Takipçileri Trabzon, bu haftaki 4-1’lik Hacettepe gelibiyetine rağmen hem oyun sıkıntıları hem de açık puan farkı nedeniyle, mücadelesini UEFA için Galatasaray ve Fenerbahçe’yle sürdürecek gibi görünüyor.

Bu hafta Ankaragücü’nü 2-0 yenen Bursaspor’un da yavaş yavaş, UEFA adayları arasında ismi sayılabilir. Dört haftayı dört galibiyetle geçip Fenerbahçe’yle Galatasaray’ın dört puan arkasına geldiler. Beş hafta evvelki talihsiz Galatasaray yenilgisinin anlamı şimdi çıkıyor ortaya. Fakat şimdi de, önlerinde İnönü’de bir Beşiktaş maçı var. Hem başlarındaki Ertuğrul Sağlam’ın, hem de Bursaspor’un malûm, Beşiktaş’la bir hesabı var. Gelecek haftanın en heyecanlı maçlarından biri olmaya aday Beşiktaş-Bursaspor.

Kayserispor Tolunay Hoca’nın dediğine göre, yeni stadındaki zeminin de yeşermesiyle, bir problemini daha geride bıraktı. Ve haftayı da 2-0’lık Denizlispor galibiyetiyle geçirdi. Son üç haftada aldığı iki galibiyetle de, başaşağı gidişin yolunu biraz kesmiş oldu. Bu hafta ikileme yapan golcülerden biri de, Sivas maçından sabıkalı genç Furkan: 19 yaşındaki oyuncu iki şık golle hem galibiyete imza attı, hem de Kayserispor’un geleceğiyle ilgili iyimser düşünenleri memnun etti. Fakat karşılaşma daha ziyade iki puan aralıkla düşme potasının hemen üstünde duran Denizlispor’u ilgilendiriyordu. Mesut Bakkal’ı görevlendirip üst üste alınan dört galibiyetten sonra, son dört maçta sıfır galibiyet dikkat çekiyor. Belli ki hoca değişikliği tam anlamıyla kısa vadeli çözüm olmuş, gidişat yine aşağıya doğru. Bu mantığa göre Mesut Bakkal’ın da görevine derhal son vermek lazım.

Orta sıraların gamsız takımlarından Gaziantep, yeni teknik direktörüyle İstanbul Belediyesi’nden puanı 1-1’le kaptı. Barbaros’un kendi kalesine attığı golü İskender 77’de telafi etti ve düşme adaylarından Belediye de haftayı puansız geçmedi. Diğer taraftan Ankaraspor, düşme adaylarından Eskişehir’e 2-0 yenilerek, artık gamsız günlerini arayacak hale geldi. Bitim 7 hafta kala, Ankaraspor’la Ankaragücü’nün arası 9 puana indi. Son 10 haftayı Ankaraspor’un 3, Ankaragücü’nün 12 puanla geçirdiğini düşünürsek, vaziyetin sürmesi halinde fark hızla kapanır. Aykut Hoca da tehlikenin farkında; artık rahat olmadıklarını vurguluyor ve rahat konumlarına bakarak karar veren hakemleri de özellikle uyarıyor.

Maçın galibi Eskişehir ise düşme çizgisine koyduğu mesafeyle rahatladı, yukarıya doğru da Ankaraspor’u menziline aldı.

Haftanın en kritik maçlarından birinde Konyaspor’u tek golle geçen Gençlerbirliği de, haftanın en mutlu ve kârlı takımlarından. Bu hafta Trabzon deplasmanına bu krediyle gidecekler. Yine zor bir fikstürün eşiğinde duran mağlup Konya’nın işi ise çok zor.

Sayfa Yükleniyor...