Sanat eseri

Tüm zamanların en iyi tenisçisi, ortaya koyduğu performansla dünyayı yine kendine hayran bıraktı. Roger Federer'in korttaki süzülüşü, top hakimiyeti ve vuruşlarının estetiği Çaykovski'nin Kuğu Gölü Balesi'ni çöpe atacak cinstendi.

Sanat eseri - 1

Onun hakkında söylenmemiş bir söz, sarf edilmemiş bir sıfat, kullanılmamış bir deyim zaten kalmadı. Dolayısıyla bir yazar için belki de en zor konulardan biri Roger Federer. Avustralya Açık finalinde majestelerinin rakibi günümüz tenisinin en formda 2. ismi Andy Murray’di. Fakat rakip dünyanın en iyi 2. oyuncusu da olsa kazanılması gereken bir başka Grand Slam Federer için sıradandı. Ekselansları rakibini set vermeden Melbourne’den uğurlarken takvim Grand Slam’i için de ilk adımı atmış oldu.

Maçın kilidi her iki tenisçinin servis performansıydı. Nadal karşısında mükemmel oynayan, Cilic’i geriden gelerek yenen Murray, Federer’e karşı daha önce kazandığı altı maçın özgüveniyle korta çıktı. Ancak İskoç raketin en zayıf halkası 2. servisleriydi ve Federer bunlardan umduğundan da fazlasını çıkardı. İlk iki set ne denli tek taraflı geçse de oyununu giderek yükselten bir Murray vardı kortta. 3. sette 5-2 öne geçse de filenin diğer tarafındaki oyuncunun ismi her zaman için büyük bir tehditti.

Federer’e karşı oynamak, onun oyununun mükemmeliyetinden çok kortun karşısında olduğunu bilmek, rakipleri için her zaman en büyük handikap olmuştur. Ne kadar kötü oynasa da, setlerde geriye de düşse, onun ismi dahi maç kazanmak için yeterlidir. Futbolda “bazı maçları takımlar değil formaları kazanır” sözü kortta da onun için geçerlidir. Andy Roddick’in Wimbledon’da 6-2 önde olduğu tie-break’i kaybetmesi, Murray’nin 5-2’lik oyun üstünlüğü ve toplamda dört set puanını değerlendirememesinde FEDERER isminin tarihin en büyüğü olmasının rolü büyüktür.

Fedex’in son 6-7 aylık periyotta oyun anlamında daha da geliştiğini gözlemlemek için bilim adamı olmaya da gerek yok. Eski Federer puanları bir an önce bitirmek için o muazzam Allah vergisi yeteneğini kullanan ve daima winner üretmek için kortta olan yapısı yavaş yavaş kendini sabırlı oyuna bıraktı. Tüm zamanların en yetenekli oyuncusu riskli oyun yerine, topu oyunda tuttuğu müddetçe rakipleri karşısında basit hataların çokluğu yüzünden kaybettiği maçları da kazanabildiğini gördü. Dolayısıyla Murray karşısında da uzun rallilerden kaçmadı. Oysaki maç öncesindeki yorumlar, Murray’nin tek şansının uzun ralliler olduğu yönündeydi. Ancak bu plan da işe yaramadı.

Son dönemde Majestelerine karşı rakiplerinin aldığı galibiyetlerdeki taktiklerden biri de oyunu onun backhandine yıkmaktı. Ama Federer bu taktiği de backhand’i üzerine ekstra geliştirici antrenmanlar yaparak çürüttü. İsviçrelinin bugünkü backhandleri tarifsizdi.

Özellikle Roland Garros’u kazanmak ve koleksiyonu tamamlamak da Federer’in oyununun gelişmesinde büyük bir rol oynadı. Paris’ten sürekli olarak 2.lik şildiyle dönen yaşayan efsane, geçen sene kazandığı Silahşörler Kupası’yla birlikte zihinsel anlamda çok rahatladı. Wimbledon’da kazanılan 15. Grand Slam ve Sampras’ın rekorunu geçmek de onun adına gerçekleşen bir başka hedef oldu. Şu andaysa artık tüm rekorları kırmış ve istediği her şeye ulaşmış bir Federer görüyoruz kortta. İşte bu yüzden olsa gerek ki kaçırdığı şampiyonluk puanından sonra bile gülebiliyor ve artık abartılı sevinç gösterilerinde bulunmuyor.

Bu noktadan sonra artık “Federer tüm zamanların en büyük tenisçisi mi” sorusu yerine “Federer tüm zamanların en büyük sporcusu mu” sorusunun vakti geldi. Bu soruya verilecek farklı cevaplar ve yapılacak farklı yorumlar olabilir. Fakat onun oyununun paha biçilmez bir “sanat eseri” olduğu artık pek de tartışma götürecek cinsten değil. Eğer bazı akşamlar canınız sıkılıyorsa herhangi bir Roger Federer maç CD’si size ailece güzel bir akşam geçirtebilir.

Sayfa Yükleniyor...