Tur, Armstrong ve diğerleri

Bu yıl hiç kuşku yok ki yalnızca turun değil, tüm bisiklet dünyasının en popüler ismi Lance Armstrong’du. Üç buçuk yıllık emeklilik döneminin ardından yeniden aktif bisiklete dönen Birleşik Amerikalı sporcu ne denli önemli, karizmatik ve medyatik olduğunu bir kez daha gözler önüne serdi. Daha önce emeklilikten dönen isimler içinde, ne Michael Jordan ne Martina Hingis ne de George Foreman sporlarına Armstrong kadar katkı yapabilmişti. Tüm dünya ekonomik krizle çalkalanırken, kemerler sıkılıp sponsorlar doping skandallarıyla kirlenen bisikletten elini eteğini çekerken medya ve sponsor desteğini %30 geliştiren, gittiği her yerde ilgi odağı olan ve bisiklet sporunun seyredilirliğini daha önce rastlanmamış noktalara çeken Armstrong spor için ne denli önemli bir figür olduğunu gözler önüne serdi. İşte bu nedenle olacak ki Fransa Bisiklet Turu’nda da ne son şampiyon Carlos Sastre ne de en büyük şampiyonluk adayı Alberto Contador onun kadar ilgi gördü. Hatta medya o kadar çok Armstrong’la ilgilenir hale geldi ki, son şampiyon Sastre onları saygısızlıkla suçladı. Çünkü basın mensupları Sastre’ye kendi formuyla ilgili değil de Armstrong’un turdaki varlığıyla ilgili sorular soruyordu.

Tur içindeyse 2007 şampiyonu Alberto Contador ve Armstrong arasında bir soğuk savaş hakimdi. İki takım arkadaşı da turu kazanmak istiyordu. Ancak turda genelde takımların bir lideri olur, diğer üyeler onlar için çalışırdı. Astana takımındaysa iki lider vardı. Fakat Alberto Contador hem form durumu hem de yaşı itibariyle Armstrong’a nazaran bir adım önde görünüyordu. Turu da kazanan o oldu. 2007 yılından bu yana katıldığı etaplı yarışlarda sadece bu sezon Paris – Nice’te geçilen İspanyol bisikletçi Fransa Bisiklet Turu’nda ikinci zaferine ulaştı.

Fakat turun öne çıkan isimleri sadece Contador ve Armstrong değildi. Özellikle Britanyalıların performansı parmak ısırtan cinstendi. Bradley Wiggins’i hepimiz pist bisikletinde kazandığı başarılarla tanıyorduk. Yol bisikletindeyse ciddi bir başarısı yoktu. Pistte üç olimpiyat ve altı dünya şampiyonluğu bulunan 29 yaşındaki sporcu istenirse yola da adapte olunabileceğini bizlere gösterdi. Pistte genelde takip yarışlarında seyrettiğimiz zaman zaman da madison’da boy gösteren Wiggins, patlayıcı gücün ön planda olduğu pist yarışlarından dayanıklılığın öne çıktığı yol bisikletine çok kısa bir sürede adapte oldu. Bilinçli kaybettiği kilolarla bir anda adeta yılların tırmanıcısı gibi karşımıza çıkan Britanyalı sporcu turu dördüncü sırada bitirerek büyük bir sürprize imza attı.

Söz Britanyalılardan açılmışken birkaç kelam da Mark Cavendish hakkında sarfetmeden olmaz. Son yıllarda büyük turlardaki sprint etaplarını Robbie McEwen, Tom Boonen, Alessandro Petacchi gibi isimlerin domine etmesine alışan bisikletseverler için Cavendish yeni bir heyecan kaynağı oldu. Bu yıl altı etap kazanan 24 yaşındaki sporcu günümüzün en iyi sprinteri olduğunu tüm dünyaya ispatladı.

Bu yılki turda herhangi bir dopingli sporcuya rastlanmaması da son derece sevindiriciydi. Son dönemlerde rekabetinden çok dopingli bisikletçileriyle konuşulan Fransa Bisiklet Turu başladığı gibi tertemiz sona erdi ve önümüzdeki yıl şimdiden konuşulmaya başlandı. Lance Armstrong önümüzdeki yıl da Birleşik Devletlerde elektronik ürünler satan marketler zinciri Radioshack sponsorluğunda turda yarışacak. Kısacası Contador’la aynı takımda olmayacağı kesin. Schleck kardeşler, Contador ve Armstrong’un farklı takımlarda yarışacağı bir turun çok ama çok daha heyecanlı ve polemikli geçeceğine şüphe yok.