Bahçeli: Hükümet kurumları baskı altına alıyor

MHP lideri Bahçeli, hükümetin devletin tüm kurumlarını baskı altına aldığını söyledi.

Bahçeli: Hükümet kurumları baskı altına alıyor

Konya Hükümet Meydanı'nda halka hitap eden MHP genel başkanı Devlet Bahçeli, vatandaşlardan 12 Eylül'de mutlaka sandığa gitmelerini istedi.

Cumhuriyetin ilanından bugüne kadar 4 Anayasa uygulandığını, 1982 Anayasasında da bugüne kadar 15 defa değişikliğe gidildiğini ifade eden Bahçeli, ''Şimdi karşımıza yeniden anayasa değişikliği gelmektedir. Bu nasıl geliyor iyi bilmek lazım'' dedi.

Devlet Bahçeli, mevcut siyasi partilerin hepsinin yürürlükte olan anayasanın değiştirilmesi gerektiğine inandığını vurgulayarak, şunları kaydetti:

''Her siyasi parti 21. yüzyılı daha iyi değerlendirebilmek, toplumsal dinamikleri harekete geçirebilmek, toplumun beklentilerine karşılık bulabilecek bir anayasa değişikliğinden yanadır. Böyle bir uzlaşma zemini mevcuttur. Şimdi siyasi iktidar uzlaşma zemininin bulunduğu ortamda değişikliği düşünüyorsa neden siyasi partilerin görüşlerine başvurmak, onlarla diyalog kurmak istemezler. Bunu iyi değerlendirmek lazım.'' AK Parti iktidarının 7 bilim adamını davet ederek anayasa değişikliği çalışmalarını başlattığını, ancak hiçbir sivil toplum kuruluş ve siyasi partiyle bir diyalog içine girmeden bu taslağı hazırladığını savunan Bahçeli, ''Mart ayı içinde Meclise alaca karanlıkta bir değişiklik paketi sunulmuştur. Ben kendi milletvekillerinin en az yüzde 80'ininin bu değişikliğin içeriğiyle ilgili bilgisi olmadığına inanıyorum. Ama böyle bir değişiklik Erdoğan ve küçük bir kurmay heyetiyle TBMM'ye dayatılmış, AKP milletvekilleri ve Meclis baskı altına alınmak suretiyle gece gündüz aceleci yaklaşımlarla bu paketi meclisten çıkarma gayreti içine girmişlerdir'' diye konuştu.

MHP Genel Başkanı Bahçeli, değişikliğin meclisteki oylanması sırasında milletvekillerinin iradelerinin baskı altına alındığını ileri sürerek, şöyle devam etti:

''Milletvekillerinin iradesi Recep Tayyip Erdoğan'ın prangası altına alınıyor. Sonra da 'Anayasa değişikliklerini yaptık ama yeterli olmadı halk oyuna gideceğiz' diyor. İşte halk oyuna gidiyoruz ama halk oyuna giderken yine eski yöntemler başladı. Devletin tüm imkanları kullanılıyor. Devlet memurları, emniyet güçleri, öğretmenler, kamu çalışanları, işçiler herkes baskı altında. Mitingler zorlamalarla bir araya getiriliyor. TOKİ veya yatırımcı kuruluşlar bahanesiyle devletin imkanlarıyla kürsüler hazırlanıyor kırmızı halılar döşeniyor ve devletin uçağıyla o ile geliyor. Geldiği yerde Başbakanlık otobüsü makam araçlarıyla bir gürültü tantana bir görkemle şehre giriyor. Kim geliyor; Recep Tayyip sultan geliyor. Kürsüye çıkıyor hemen hakaret üzerine hakaret ediyor. Ramazan ayı olmasına rağmen oruçlu ağızla her türlü yalanı iftirayı ve saldırıyı acımasızca söylüyor.'' Bahçeli, Başbakanın, 'evet' oyunu çoğaltabilmek için her kuruluşu baskı altına almaya çalıştığını ileri sürdü.

'ERDOĞAN'IN 2 GİZLİ GÜNDEMİ VE NİYETİ VAR'
Bahçeli, 29 madde içinde 2 madde dışındakilerin hep süsleme maddesi olduğunu savundu. Anayasa değişikliği içinde milletin geleceğini karatabileceği kaygısı taşıdıkları 2 tuzak olduğunu dile getiren Bahçeli, şunları söyledi:

''Bu değişiklikte Recep Tayyip Erdoğan'ın 2 gizli gündemi ve niyeti vardır. Bunu iyi anlamak lazım. Çünkü Recep Tayyip Erdoğan bu Anayasa değişikliği sırasında 17 Nisan 2010'da bir televizyon kanalında, 'Doğrusu bu Anayasa değişikliği sürecini aynı zamanda bizim milli birlik ve kardeşlik projesiyle alakalı' diyor. 'Bunu önemli bir adım olarak değerlendiriyoruz. İşin bir de bu boyutu vardır. Bununla orada uzun vadede atacağımız adımların önü açılıyor' diyor. Bunu bir şifre olarak kime mesaj gönderiyor. PKK ile işbirlik içinde bulunduklarıyla bu mesajlaşmayı yapıyor. Yani diyor ki, 'Acele etmeyin, bir açılım projesini uygulamaya koyduk. Muhalefete karşı her şeyi yapabilme kudretim kendimde yok. Onun zaman içinde bazı adımlarla sizin hedeflerinizle, AKP'nin hedeflerini buluşturmaya çalışıyorum' diyor. İşte gizli gündemle iki tuzakla bu anayasa değişikliğiyle milletin huzuruna çıkıyor.''

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın Anayasa değişikliğini, yargıyı ele geçirmek, böylece gelecekte yargılanmaktan kaçmak için hazırlattırdığını iddia eden Bahçeli, hükümetin gerçek niyetinin 'nin bölünmesin yol açan terör örgütü PKK'nın siyasallaşmasıyla ona yeni yol haritaları çizen, ''bağımsız Kürdistan'' devletinin kuruluşuna hukuki zemin hazırlayan bir Anayasa hazırlamak olduğunu savundu.

Bahçeli, Erdoğan'ın her gittiği yerde bir ismi istismar ettiğini ileri sürerek, ''Sivas'a gidiyor Muhsin Yazıcıoğlu'nu, Diyarbakır'a gidiyor Ahmet Kaya'yı istismar ediyor. Meclis'e geliyor 12 Eylül döneminde idam edilerek şehit olmuş bir kardeşimizin son mektubunu okuyarak ağlıyor. Karşısında yağmur yağsa gözü yaşlanan bir başbakan yardımcısı var o da ağlamaya başlıyor. Sonra AKP'li vekiller bakıyor ki başbakan ağlıyor, sulu gözlü başbakan yardımcısı var o da ağlıyor. 'Biz geri kalır mıyız' diyorlar başlıyorlar hep beraber ağlıyorlar. Güya milliyetçi hareketi içinden vurmaya çalışacaklar. Bu idamlar gerçekleştirilirken siz neredeydiniz Recep Tayyip Erdoğan. Bizim tespitimize göre idamlar yapılırken sen İETT Spor'da top oynuyordun, Kasımpaşa'da omuzu düşük, sözde delikanlı gibi dolaşmaya başlıyordun. Şimdi kalkmışsın ülkücelere zaman zaman geliyor 'Bunlar kafatasçı, bunlar kanla besleniyor' diyor ama Konya'da da 'ülkücü kardeşlerim' diyor. Hangisine inanacağız.''

Bahçeli, Erdoğan'ın 36 etnik gruptan bahsedip, bu grupları tahrik ettiğini ileri sürerek, şöyle devam etti:

''Kendisinden de örnek veriyor. 'Benim eşim Arap'tır, ben de Batum'dan gelen bir Gürcüyüm' diyor. Sonra 36 etnik unsuru tahrik ediyor. Yapma sayın Başbakan bu doğru değil. Bu millet kardeşçe yaşıyor. Osmanlı'nın çöküşüyle de Balkanlardan Kafkaslardan gelen dalga dalga insanlarımız var. Cumhuriyet döneminde kaynaşmışlar, yuva kurmuşlar, komşu olmuşlar. Bunları niye böyle 36 etnik grupla tahrik edip bölmeye çalışıyorsun? Bunun ne faydası var? Sen kendinden niye örnek veriyorsun? O zaman sorarlar; oğlun Bilal'e gelecekte ne diyeceğiz? Anası Arap, babası Gürcü peki Bilal ne?''

Başbakanın Alparslan Türkeş'in yaşasaydı referandumda 'evet' oyu kullanacağını yönünde söylemlerde bulunduğunu anımsatan Bahçeli, ''Yani rahmetli başbuğumuz yaşasaydı bu ihaneti farkedemeyecek, gizli gündemi anlayamayacak, kurduğun tuzakların farkında olmayacak öyle mi? Recep Tayyip Erdoğan'ın arkasına takılan bazıları gibi o da 'evet' mi diyecek zannediyorsun?'' diye konuştu.

Sayfa Yükleniyor...