CHP: Türban bir siyasi simgedir

CHP Sözcüsü ve Genel Başkan Yardımcısı Hakkı Suha Okay, "Türban ile başörtüsünü bütünleştirmek isteyen ve sanki başörtüsüne karşı bir duruşmuş gibi ötekileştirmek isteyen bir anlayış var. CHP'nin başörtüsüyle bir sorunu yok. CHP'nin geçmişte de tartıştığı konu türbandı. Türban bir siyasi simgedir".

CHP: Türban bir siyasi simgedir

CHP'de il başkanları toplantısının ardından parti meclisi de toplandı. Gündeminde referandum değerlendirmesi ve 2011 seçimleri vardı.

CHP Sözcüsü ve Genel Başkan Yardımcısı Hakkı Suha Okay, ''Bu süreçte CHP, gerilim üzerinden siyaset üreten iktidarla tartışmak yerine pozitif ve olumlu muhalefet anlayışıyla 'nin sorunlarına çözüm önerilerini sunmaya devam edecek'' dedi.

Okay, Parti Meclisi (PM) toplantısının ardından yaptığı açıklamada, toplantıda referandum sürecine ilişkin genel değerlendirme ve tespitlerin dile getirildiğini söyledi.

Toplantıda, Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu'nun referandumun ardından gerçekleştirdiği Brüksel ve Almanya ziyaretlerine ilişkin bilgi verdiğini, ''Kürt Raporu'' gibi ekip çalışmaları konusunda PM üyelerinin bilgilendirildiğini anlatan Okay, CHP'nin siyaset anlayışına ilişkin değerlendirmelerde de
bulunulduğunu ifade etti.

Okay, ''Sayın Genel Başkanımızın seçildiği tarihten bu yana sürmekte olan pozitif muhalefet anlayışı kararlılığımızı sürdürmede bir mutabakat olduğu ortaya konuldu. Bu süreçte CHP, gerilim üzerinden siyaset üreten iktidarla tartışmak yerine pozitif ve olumlu muhalefet anlayışıyla Türkiye'nin sorunlarına çözüm önerilerini sunmaya devam edecek. Suni gerilim konuları içerisinde CHP ve yönetim kadroları yer almayacak'' diye konuştu.

Toplantıda 2011'de yapılacak genel seçime ilişkin çalışmalar hakkında da değerlendirmelerde bulunulduğunu belirten Okay, ''PM'de, CHP'nin hedefinin iktidar olduğunu, iktidara odaklandığını, seçimlerde hep birlikte tek vücut olarak, omuz omuza vererek CHP'yi iktidara taşıma kararlılığımızı ifade ettik'' dedi.

Okay, ''Seçim sürecinde aday olmayı düşünen örgüt yöneticilerinin olağan YSK takvimi sürecini beklenmeksizin daha öne çekilmiş bir tarihte kendilerinin görevden ayrılması talebinde bulunulmasının örgütlerin seçime, yeni seçecekleri kadrolarla hazırlanmasının daha doğru olduğunu paylaştıklarını'' da dile getirdi.


İKTİDAR, MUHALEFETE MUHALEFET ETMEK GİBİ YÜKÜMLÜLÜK ÜSTLENDİ
Okay, bir gazetecinin ''Bundan sonra olumlu, yapıcı muhalefet yapma kararlılığında oldukları açıklamasının, bundan önceki muhalefet anlayışı konusunda bir öz eleştiri olup olmadığı'' yönündeki sorusuna şu yanıtı verdi:

''Biz kimi konuları önerdiğimizde samimiyet sınavına tabi tutulurduk. 'Yüzde 10 barajı düşürülsün' dediğimizde 'verin bir kanun teklifi' deniyordu, verildi. İç Hizmet Kanunu'nun 35. maddesi denildiğinde 'verin bir kanun teklifi' deniyordu, verildi. Anayasa değişikliği denildiğinde 'peki nedir pozisyonunuz', 'hemen uzlaşma komisyonunu kurun biz hazırız'. Bu ve buna benzer geçmişte 'iktidar tarafından öneriler yapılsın, biz muhalefet olarak eleştirelim' değil, 'hayır biz muhalefet olarak önerelim, iktidar samimi ise muhalefet ile hareket etsin'. Şimdi iktidar, anlaşılan o ki son süreçte muhalefete muhalefet etmek gibi bir yükümlülük üstlendi. Bu anlamda, yine pozitif algılamada malumunuz, Sayın Cumhurbaşkanı Meclis Genel Kurulu'na geldiğinde CHP grubu ayağa kalkmıyordu. Biz 1 Ekim tarihinde Sayın Kılıçdaroğlu'nun genel başkanlığında ayağa kalktık. Bu
anlayışı bir magazin konusu haline getirmek, bundan siyaset üretmek yerine bu tartışmaları geride bırakan bir anlayışın egemen olduğunu ifade etmek istedik.''
         
TÜRBAN, BİR SİYASİ SİMGEDİR
''Tüzük Kurultayı konusu gündeme geldi mi?'' sorusu üzerine Okay, ''Basının bir kısmı bu olumlu gelişmeleri bir kenara bırakıp, kendine oluşturmak istediği gündemin konularına taşımak istiyor. CHP yönetiminde Sayın Genel Başkanın veya PM'nin gündeminde bir tüzük kurultayı söz konusu değil. Bu konudaki ifade Sayın Genel Başkan tarafından Brüksel'de söylendi ve ondan bu yana bu ve buna benzer söylemler olmuyor değil. Ancak CHP yönetim kadrolarının ve Sayın Genel Başkanın hedefi 2011'de yapılacak seçimlerde iktidar olmak. Yeni ve küçük ayrıntıda cephe açmak türünden bir çalışma modeli CHP yönetim kadroları tarafından düşünülmüyor'' diye konuştu.

Okay, ''Bazı basın organlarında türban tartışmasıyla ilgili olarak 'Kılıçdaroğlu'nun Benazir Butto modeli gibi bir modeli var' şeklinde değerlendirmeler yapılıyor. CHP'nin modeli Benazir Butto mu olacak?'' şeklindeki soruya, ''Türkiye'de bu söylem farklılığı gündeme geldi. Türban ile başörtüsünü bütünleştirmek isteyen ve sanki başörtüsüne karşı bir duruşmuş gibi ötekileştirmek isteyen bir anlayış var. CHP'nin başörtüsüyle bir sorunu yok. CHP'nin geçmişte de tartıştığı konu türbandı. Türban bir siyasi simgedir. Sayın Genel Başkanımızın ifade ettiği isminde İslam Cumhuriyeti yazan Pakistan'da dahi saçın bir kısmının göründüğü yolundadır. Yoksa bir tarif, bir şekil önermesi değildir, sadece bir tespitte bulunmuştur'' yanıtını verdi.
       

KILIÇDAROĞLU'NUN GÖNDERDİĞİ BAYRAM TEBRİKLERİ DAĞITILMADI
Okay, seçim çalışmalarına ne zaman başlanacağı yönündeki soru üzerine, ekim ayı sonu itibariyle yeniden aktif olarak seçim gezilerin başlayacağını bildirdi.

''Diyanet İşleri Başkanının din görevlilerinin kanaat önderi olması yönündeki önerisinin'' sorulması üzerine Okay, şunları kaydetti:

''Din görevlileri kimi zaman toplumun önderidir, topluma yön, yol veren kişilerdir. Zaten görevleri de inanç ve ibadet üzerine toplumu aydınlatmaktır. Kelimeler üzerinde takılmak doğru değildir ancak çok doğal ki din görevlileri toplumumuzda öncü olması gereken kişilerdir, yeter ki toplumu ileriye taşıma kararlılığı içerisinde misyonlarını yapsınlar, yeter ki kendi görevlerini yapsınlar, dinin siyasete alet edilmesini önlesinler ve siyaseti dinde kullanmasınlar ama maalesef kimi din adamlarımız -bu referandum sürecinde de yaşanmıştır- siyasetle iç içe olmuşlardır. Oysa din ile siyasetin ayrılması ve din adamlarının da buna çok daha dikkatle bakması gerekmektedir.

Bu arada Sayın Genel Başkanımız tüm müftülere, imamlara ve muhtarlara referandum öncesi bayram tebriği gönderdi ancak ne gariptir ki 12 Eylülden önce gönderilen bu yazı ve kartların bir kısmı dağıtılmadı, bir kısmı yeni dağıtılıyor. Bu, Türkiye'de siyasal iktidarın yarattığı korku toplumu, siyasal iktidarın baskılaması ve sonucunda insanların olağan iletişiminin nasıl engellendiğinin somut göstergesidir. Bir taraftan telefonları dinliyorlar, bir taraftan mektupları yerine ulaştırmıyorlar.''

Okay, ''Kürt Raporu''nun bu başlık altında mı hazırlanacağı sorusu üzerine de ''Terim ne olursa olsun toplumda farklı ifade ediliyor. Kimi 'Güneydoğu', kimi 'Kürt', kimi 'terör sorunu' diyor. Raporu hazırlayacak arkadaşlarımızın görev alanına müdahale edip şimdiden bir tanım ortaya koymam
bunca emeklerine yazıktır'' dedi.

Bazı gazetelerde CHP'ye yönelik haberlere değinen Okay, ''Maalesef bir kaç gazetemiz var, bunların tek işi yalan haber üretmek. Bu gazeteler gün aşırı CHP'nin kimi görevlileri arasında tartışmalar olduğu, kimi şeylerin olmayacağına dair yalan haberler üretiyorlar. En son yalan haber, Güneydoğu'ya giden arkadaşlarımızın geri çekildiği ve raporun hazırlanmayacağı yönünde. Bu yalan haberi üreten o gazetelerin ve bu yalan haberi alıp okuyucuya habermiş gibi sunan
televizyonculara şunu ifade etmek istiyorum, bu kadar ayan beyan yalan haberi
yazanlar, yayınlayanlar akşam evlerine gittiklerinde acaba çocuklarının, eşlerinin veyahut aynada kendilerinin yüzüne nasıl bakıyorlar? CHP'yi örselemek veya tartışma varmış görüntüsünü vermek kimseye yakışmıyor. Hukuki sorgulamayı biz yapacağız ancak kendi vicdanlarını da sorgulasınlar. Bu sadece bir özürle kapanacak bir konu değil, kalemin nasıl varıyor merak ediyorum? İnsanın vicdanı sızlar'' sözleriyle eleştiride bulundu.


Sayfa Yükleniyor...