'Güzel giden şeylerin bozulması gerek'

Ferzan Özpetek, 60. Berlin Film Festivali Berlinale'de galası yapılan son filmi 'Serseri Mayınlar'ı NTV'ye anlattı...

'Güzel giden şeylerin bozulması gerek'

60. Berlin Film Festivali başladı. Festivalde galası yapılan filmlerden 'Serseri Mayın'ın yönetmeni Ferzan Özpetek yeni filmini ve sinemasını NTV'ye anlattı:

Film 'Babam için' cümlesiyle açılıyor...
Filmin çekimleri sırasında hep Ennio Fantastichini'ye, "Şunu şöyle yap, şu şekilde bak" diyordum. Hep babam geliyordu aklıma, yani babamla olan ilişkim geliyordu aklıma. O yüzden anında film bitti, montaj bitti. Çok acayip, babamı düşünmeye başladim. Babamla olan ilişkimi düşünmeye başladım. Konuşmalarımız aklıma gelmeye başladı. Sonunda, dedim ki, babama adamak iyi olur filmi.

Filmin son dakikalari bir rüya gibi, bir hayal gibi, özlem dolu bir kutlama. Sonunda da üç arkadaşını anıyorsun..
Sondaki sahneyi çekmemin nedenlerinden biri, benim o kaybettiiğim insanlara çok özlem duymam. Ondan dolayı böyle bir şey düşündüm "Ya ne kadar güzel olurdu, böyle karşılaşsak, hep beraber dans edebilsek" diye...

Filmde Alba, "Bazı ilişkileri hiç kaybetmeyiz, önemli olanlar hep bizimle kalir, bizde parçalari kalır" diyor. Senin kaybetmediğin, tüm hayatın boyunca sana eşlik eden ilişkiler var mi?
Dolu, bir sürü. İlişkiler, yani önemli olan iliskilerimiz hep yanımızda. Hatta filmde bir şey vardı, onu kaldırdım. Çocuk, "Omuzumuzda taşıyoruz hep, buramızda bir yerde taşırız ilişkilerimizi, o insanları" diyordu. Hakikaten öyle görüyorum ben.

ANLATMAK İSTEDİĞİM BİR AŞK HİKAYESİ VAR
İlk çıkışını büyük çoğunluğu İstanbul'da geçen 'Hamam' ile yaptın. Bu filmde olduğu gibi eşcinsellik daha sonraki filmlerinde de önemli rol oynuyor. Tekrar 'de bu temaları merkeze alan bir film çekmeyi düşünür müsün?

Düşünmüyorum... Gerçi bilmiyorum da. Benim anlatmak istediğim bir aşk hikayesi var. Tabii, eşcinsellikle ilgili bir konu hep öne çıkıyor, yani filmin ana unsuru olmasa da, en öne çıkan o oluyor. Bütün başlıklar onunla ilgili oluyor. Şimdi biliyorum, Türkiye'de karşılaşacağım, yapacağım bir sürü röportajda da karşıma bu çıkacak…

'Güzel giden şeylerin bozulması gerek' - 1

GALAYI NİYE İSTANBUL'DA YAPAYIM
Türkiye'de nasil bir tepki, nasil bir reaksiyon bekliyorsun?

Valla şimdi ilk başta İtalya'yı görmek istiyorum. Film 12 Mart'ta İtalya'da, ondan sonra da 26 Mart'ta Türkiye'de gösterime çıkıyor. Galası Gaziantep'te olacak. Geçen sefer de Gaziantep'te yapmıştık. Çok şaşırma, çünkü Gaziantep, çok gelişmiş bir yer. Seyircisi çok ileri olan bir yer. 'Mükemmel Bir Gün'ün galasını yaptığımız zaman orada, hiç öyle bir tepki beklemiyordum seyirciden. Öyle konuşmalar, düşünceler beklemiyordum. Onun için çok hoşuma gitti.

Çok sıcak insanlar... Tavırları çok güzel. Yerler çok güzel. Niye Istanbul'da yapayIm o zaman? Istanbul'u biliyorum...

GÜZEL GİDEN ŞEYLERİN BOZULMASI GEREK
Filmdeki büyükanne, hoşgörüyü, toleransı, tutkuyu canlandırıyor. Filmin sonlarında da "Kaos yaratan, düzen kuran serseri mayın -filmin ismine gönderme yaparak - olarak nitelendiriliyor. Peki senin hayatındaki serseri mayınlar...

Dolu, dolu, dolu... Halen bir sürü var ve olması da gerekli. Hepimizin hayatında, olması gerekli. O yüzden kadının, filmin sonunda yaptığı jest de serseri mayınca bir şey. Hayatın güzel yanı… Böyle çok düzenli giden şeyleri bozmak güzel.

AİLEYLE İLGİLİ BİR SÜRÜ ŞEY
Otobiyografik ögeler neler?

Babamla ilgili birçok şey var. Teyzem var, teyzelerim var. Teyze dedigim, yani benim öz teyzelerim degil de annemin arkadaşları, Güzin Teyze, Mahide Teyze falan... Onların kişilikleri var. O da çok eğendiriyor beni. O teyzelerin üçünü mesela bir kişiye, halaya koydum. Ondan sonra iki arkadaşımın hikayesi var. Asıl oradan hareket ettim. O tip şeyler var, bir de yemeklerimiz var. Yani aileyle ilgili bir sürü şey çıkıyor ortaya.

İlk filmin 'Hamam' ile Berlinale'ye başvurmuştun ama kabul edilmemişti...
Evet... Ben de Cannes'a gitmiştim, ve çok şanslı olmuştu. 'Cahil Periler' ile Berlin'de yarışmadaydım. Şimdi, İtalyan gazeteleri ''Bu film niye yarışmada değil'' diye yazıyorlar. Ben de içimden ''Bir yandan iyi ki değil, çünkü yeterince heyecanlandırıyor insanı. Hiç birşey beklememek en güzeli'' diyorum. Bir de şey var, pazarlama olayından çok mutluyum. Yani, buraya gelmek, bütün bu zevkleri görmek, seyirciyle buluşmayı görmek, insanı çok mutlu ediyor.

Sayfa Yükleniyor...