İşte demokratikleşme paketi

Başbakan Erdoğan, beklenen demokratikleşme paketini açıkladı. Kamuda başörtüsü yasağının kaldırılması, farklı dilde eğitim ve seçim barajında değişiklik gibi düzenlemeler dikkat çekti. Pakette eski köy isimlerinin verilmesi, öğrenci andının kaldırılması, Hacı Bektaş Üniversitesi, “x, w ve q” harflerinin kullanılabilmesi ve Roman Enstitüsü gibi birçok yenilik de var.

İşte demokratikleşme paketi

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, merakla beklenen demokratikleşme paketini bu sabah saat 11.00'de açıkladı.


Başbakanlık Yeni Bina'da düzenlenen basın toplantısı yaklaşık 1 saat sürdü.

Bakanların takip ettiği toplantıda, yazılı ve görsel basından genel yayın yönetmenleri ve temsilcileri de hazır bulundu.

Başbakan Erdoğan'ın açıklaması simultane olarak İngilizce ve Arapça'ya çevrildi.

Konuşmasına millete teşekkür ederek başlayan Başbakan Erdoğan, paketin hayırlara vesile olmasını diledi.

Paketin 11 yıllık bir sürecin sonucunda hazırlandığını vurgulayan Erdoğan, “Paketle şehitlerimizin arzularını bir kez daha yerine getiriyoruz. Terörün son bulması, akan kanın durması, gözyaşlarının dinmesi öncelikli olarak şehit ailelerinin, şehit yakınlarının arzu ve temennisidir” dedi.

‘İLK VE SON DEĞİL’
Paketin ilk ve son olmayacağının altını çizen Erdoğan, şöyle konuştu: “İnsanoğlu var oldukça değişim ve tekamül devam edecek, şartlar değiştikçe yeni ihtiyaçlar ortaya çıkacaktır. Açıklayacağımız paket, elbette 'yi bütün prangalarından kurtaracak, bütün tortuları temizleyecek bir paket değildir; ancak, bu istikamette, bu hedef doğrultusunda çok önemli bir aşamadır, nihai hedefe ulaşmak için de çok önemli bir eşik noktasıdır.”

‘DARBECİLERİN UYKUSUNU KAÇIRIR’
"Çetelere rağmen cesaretle reform süreçlerine sahip çıktık" diyen Erdoğan sözlerini şöyle sürdürdü: "Darbe senaryolarına, tertiplere rağmen kararımızdan vazgeçmedik. Partimizi kapatma tehditlerine rağmen yolumuzdan dönmedik. Demokratikleşme paketleri milletimizin yüzünü güldürür, darbecilerin ise uykusunu kaçırır.”

Paketin bir son olmadığını tekrarlayan Erdoğan, ", artık geri döndürülemez biçimde demokrasi istikametinde ilerlemektedir. Bu paket, işte bu ilerleyişin çok mühim, tarihi bir aşamasıdır. Esas olan, hak ve özgürlük taleplerinin, şiddetin, silahın dışlandığı bir ortamda, siyasetin meşru araçlarıyla dillendirilmesi ve mücadelenin de siyasi zeminde verilmesidir" diye konuştu.

‘DEVLET ÖZÜNE DÖNDÜ’
Devletin özüne döndüğün dile getiren Erdoğan, şu ifadeleri kullandı: “Son 11 yılda hukuk ve demokrasi alanında yaşadığımız sessiz devrimle ceberrut, kibirli devlet anlayışı tarihin çöp sepetinde yerini almıştır. Bütün vatandaşlarına eşit seviyede duran bir devlet var. Milletine efendi değil, hizmetkar olmak için yola çıkmış bir devlet var.”

İşte demokratikleşme paketi - 1

1960 DARBESİ ZEMBEREĞİ KIRDI’
Türkiye'nin demokrasiye, çok partili sisteme, sancılı bir sürecin sonunda, 1950'de geçtiğini hatırlatan Erdoğan, "Bu dönemde Türkiye, her bakımdan adeta tıkır tıkır işleyen bir saat iken 1960 müdahalesiyle bu saatin zembereği kırılmış, bu saat durdurulmuştur" şeklinde konuştu.

Erdoğan, “27 Mayıs'ın bugün bile çeşitli kesimlerce yaşatılan zihniyetidir. Elime o dönemlerin gazete arşivlerinden gelen bazı örneklerini gördüğümde atılan başlıkların bile aynı olduğunu görüyorum. Bu çok garip bir tesadüftür” diye konuştu.

Bölünme iddiasına tepki gösteren Erdoğan, “11 yıl boyunca, her reformla birlikte 'Türkiye bölünüyor, parçalanıyor, dağılıyor' iddiasını dile getirdiler, göreceksiniz bunları bugün de aynı şekilde söyleyeceklerdir" dedi.

‘DAĞ FARE DOĞURDU’ İDDİASINA YANIT
Bazı kesimlerin “Dağ fare doğurdu” eleştirisi getireceğini belirten Erdoğan, "Paketten, insanoğluna ölümsüzlük iksiri isteyenler veyahut da ölümsüzlük iksiri bekleyenler, irrasyonel bir beklentinin içindedirler, abartılı bir bekleyişin içindedirler. Kuşkusuz hayal kırıklığına uğrayacaklardır" dedi.

‘KORKAKLAR ZAFER ANITI DİKEMEZ’
Korkanların ilerlemeyeceğinin altını çizen Erdoğan, “Unutmayın; İstiklal Marşı'mızın ilk kelimesi, 'Korkma' diyor. Korkaklar, zafer anıtı dikemezler. Değişimden, yeniliklerden, ileri standartlardan korkanlar, bir milim dahi ilerleme kaydedemezler. Siyasetlerini korku üzerine, korkutmak üzerine kuranlar, değişimin karşısında ayakta duramaz, varlıklarını idame ettiremezler. Türkiye'nin bölünme, parçalanma, gerileme diye bir meselesi asla yoktur ama Türkiye'nin muhalefet diye bir sorunu vardır” şeklinde konuştu.

‘PAKET KAPIYI ARALADI’
Paketin bir kapı araladığını belirten Erdoğan, “Bu paket özlenen hak ve özgürleri getiren bir pakettir. Bu paket bir aşamadır. Bu paket -birilerinin dediği gibi- dayatmanın, pazarlığın eseri değildir. 11 yıldır yapılan reformları dayatma, baskı ve pazarlıkla yapmadık. Milletimiz için hayırlı olanı yaptık, yapıyoruz” diye konuştu.

İşte demokratikleşme paketi - 2

‘MESELE İPE UN SERMEK’
Konuşmasında yeni anayasa çalışmalarına da değinen Başbakan Erdoğan, “Madem 59 maddede uzlaştınız… Şu anda bu 59 maddeyi hemen 15 gün içerisinde Meclis'ten geçirelim, komisyon çalışmalarına devam etsin. Buna da yaklaşmadılar. Mesele ipe un sermektir. Böyle bir muhalefetle yeni bir anayasa mümkün olmadı” dedi.

‘HİÇBİR ŞEYİ MİLLETTEN SAKLAMADIK’
"Evrensel hak ve özgürlükler, altına imza attığımız uluslararası anlaşma ve şartlar bizim referansımızdır” diyen Erdoğan, sözlerine şöyle devam etti: “Paket, 2001'de, partimizi kurduğumuz andan itibaren başlayan uzun soluklu yürüyüşün, verdiğimiz sözlerin, milletimize açıkladığımız plan, proje ve hedeflerin yerine getirilmesidir. Pakette, milletimizden gizlenen, saklanan, referanslar anlamında yeni hiçbir şey yoktur. Her bir maddenin sözü geçmişte verilmiştir. Her bir madde, geçmişte hedef olarak ortaya konulmuştur.”

‘VATANDAŞLARIN ENDİŞESİ DE ÖNEMLİ’
Türkiye’de yaşayan 76 milyonun kardeş olduğunu vurgulayan Erdoğan, “Nasıl ki her bir vatandaşın talep, arzu, istek ve ihtiyaçları bizim için önemliyse, her bir vatandaşın, korkusu, endişesi, tereddüdü de bizim için son derece önemlidir” dedi.

‘AYNI GEMİNİN İÇİNDEYİZ’
Yaşam tarzlarına saygılı olduklarını söyleyen Erdoğan, şöyle konuştu: “Siyasi görüşler farklı olabilir. İdeolojiler, diller, inançlar, mezhepler, yaşam tarzları farklı olabilir. Sorunlar, sıkıntılar, kaygılar, çözüm önerileri farklı olabilir. Ama ortak olan bir şey var, aynı geminin içindeyiz ve aynı istikamete, aynı limana, aynı büyük Türkiye hedefine birlikte gidiyoruz. Birbirlerine müdahale etmedikleri sürece, her yaşam tarzına saygılıyız, bizim teminatımız, güvencemiz altındadır onlar. Bugüne kadar bunu yaptık, bundan sonra da bunu muhafaza edeceğiz.

BAZILARI İÇİN YASAL DÜZENLEME GEREK
Düzenlemelerin bazılarının yasal değişiklikle, bazılarının da genelgeyle yürürlüğe gireceğini söyleyen Başbakan Erdoğan, “Demokratikleşme paketimizdeki maddelerin bir kısmı yasal düzenleme gerektiriyor, bir kısmı da Bakanlar Kurulu kararı, yönetmelik değişikliği, genelgeyle hayata geçebilecek" dedi.

İşte demokratikleşme paketi - 3

Erdoğan, yasal düzenleme gerektiren reformları şöyle açıkladı:

SEÇİM BARAJ İÇİN ÜÇ SEÇENEK
Öncelikle seçim sistemini tartışmaya açıyoruz. Mevcut seçim sisteminin her zaman tartışma ve eleştiri konusu olduğunu biliyoruz. Mevcut seçim sistemi yüzde 10 barajı, AK Parti’nin getirdiği bir sistem değildir. Biz 2002 seçimlerine girerken bu sistem uygulanıyordu. Daha partimizi kurarken seçim sisteminin değişmesi gerektiğini bizde ifade etmiştik. Tüm öneri tavsiye eleştirileri gözden geçirdik. Biz bir tek seçenek sunmuyoruz; üç farklı alternatifi tartışmaya açıyoruz. Mevcut sistemle devam edebiliriz, yani yüzde 10 barajıyla. Barajı yüzde 5’e çekip, 5’li gruplandırma ile ‘Daraltılmış Bölge Seçim Sistemi’ni uygulayabiliriz. Üçüncü seçenek olarak da ülke barajını tamamen kaldırarak, ‘Dar Bölge Seçim Sistemi’ni getirebiliriz.

YÜZDE ÜÇ’Ü AŞANLARA YARDIM
Siyasi haklar alanında siyasi partilere devlet yardımının kapsamını genişletiyoruz. Siyasi Partiler Kanunu’nun ek birinci maddesini değiştiriyor, devlet yardımı için yüzde 7 olan mevcut oranı yüzde 3’e çekiyoruz. Yani seçime katılan partilerden yüzde 3’ü aşanlara toplam kaynak içinden devlet yardımı yapılacaktır.

BELDEDE TEŞKİLAT KURMA ZORUNLULUĞU YOK
Siyasi partilerin teşkilatlanmalarına da kolaylık getiriyoruz. Siyasi Partiler Kanunu’nun 20. Maddesi'ni değiştiriyoruz. İlçede teşkilatlanma için beldelerde teşkilat kurma zorunluluğunu kaldırıyoruz. Mevcut durumda bir ilçede teşkilatlanmak için ilçe sınırları içindeki beldelerin en az yarısında teşkilat kurma zorunluluğu vardı. Bunu kaldırıyoruz.

EŞ GENEL BAŞKANLIK
Siyasi partilerde eş genel başkanlığın önünü açıyoruz. Seçim Kanunu’nun 15. Maddesi’ne bir ek yapıyor tüzüklerinde yer almak ve iki kişiden fazla olmamak kaydıyla partilere eş genel başkanı sistemini uygulama imkanını getiriyoruz.

PARTİLERE ÜYE OLMAK KOLAYLAŞIYOR
Siyasi Partiler Kanunu’nun 11. Maddesi’nde yapacağımız değişiklikle siyasi partilere üye olmayı kısıtlayan bazı engelleri ortadan kaldırıyoruz. Seçim Kanunu hükümlerine göre oy verme hakkına sahip olan herkesin siyasi partilere de üye olabilmesinin önünü açıyoruz. Bu amaçla 11. Madde’nin B bendindeki 6 kısıtlayıcı engeli ortadan kaldırıyoruz.

FARKLI DİLDE PROPAGANDA
Farklı dil ve lehçelerde siyasi propaganda imkanını getiriyoruz. 298 Sayılı Kanun’un ilgili maddesini değiştirerek siyasi parti ve adaylar tarafından yapılacak her türlü propaganda da Türkçenin yanında farklı dil ve lehçelerinde kullanılabilmesini mümkün hale getiriyoruz. Önseçimlerde farklı dil ve lehçelerde propaganda imkanını getiriyoruz. Siyasi Partiler Kanunu’nun 43. maddesindeki kısıtlayıcı hükmü kaldırıyoruz.

NEFRET SUÇUNA ÜÇ YILA KADAR CEZA
Nefret saikıyla işlenmesi durumunda belirli suçların cezalarını daha da artırıyoruz. Belirli suçlar; kişinin dili, ırkı, milliyeti, rengi, cinsiyeti, engelliliği, siyasi düşüncesi, felsefi inancı, dini veya mezhebi nedeniyle işlenirse cezası daha da ağırlaşacak. Kişinin inançlarının gereğini yerine getirmesi dolayısıyla belli haklarını kullanmasını engelleyenleri ceza kapsamına alıyoruz. Bu sebeple işlene suçun cezasını da 1 yıldan 3 yıla kadar arttırıyoruz.

AYRIMCILIKLA MÜCADELE VE EŞİTLİK KURULU
Ayrımcılıkla Mücadele ve Eşitlik Kurulu kuruyoruz. Ayrımcılık yasağının ihlali halinde konuya ilişkin görev yetkisi bulunan kamu makamları ihlali sona erdirmek, sonuçlarını gidermek, tekrarlanmasını önlemek üzere gerekli tedbirleri almakla yükümlü kılınacak.

İBADETE ENGEL OLANA HAPİS
TCK’da yapacağımız değişiklikle dini inancın gereğinin yerine getirilmesinin engellenmesini de ceza kapsamına alıyoruz. Dini ibadet ve ayinlerin bireysel olarak yapılmasının engellenmesini aynı şekilde bu kapsama alıyoruz. Cebir veya tehdit kullanarak ya da hukuka aykırı başka bir davranışla bir kimsenin inanç düşünce veya kanaatlerinden kaynaklanan yaşam tarzına ilişkin tercihine müdahale edenlere ya da bunları değiştirmeye zorlayanlara 1 yıldan 3 yıla kadar hapis cezası getiriyoruz.

‘KLAVYELERE ÖZGÜRLÜK GETİRİYORUZ’
TCK’da belirli harflerin kullanılmasından dolayı var olan cezai müeyyideyi kaldırıyoruz. Böylece fiili uygulama alanı kalmayan ihlalleri ceza kanunumuzdan çıkarıyor, bir nevi klavyelere özgürlük getiriyoruz.

GÖSTERİ SÜRESİ UZATILDI
2911 Sayılı Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Hakkındaki Kanun’da önemli değişiklikler yapıyoruz. Bu kapsamda toplantı yer ve güzergahının belirlenmesinde katılımcılığı sağlıyoruz. Mülki amir, ilgili sivil toplum örgütlerinin görüşlerini almak suretiyle nihai kararını verecek.

Toplantı ve gösteri yürüyüşlerinin sürelerini de bu arada uzatıyoruz. Açık yerlerde güneşin batışından bir saat önceye kadar süren toplantılar güneş batmadan dağılacak şekilde, kapalı yerlerde saat 23.00’e kadar süren toplantılarda saat 24.00’e kadar yapılabilecek.

‘HÜKÜMET KOMİSERİ’NE SON
Toplantı ve gösteri yürüyüşlerinde hükümet komiseri uygulamasına son veriyoruz. Mevcut durumda hükümet komiser tarafından üstlenen yükümlülükle artık düzenleme kurulları tarafından yerine getirilecek. Kurul, toplantının amacının dışına çıktığı veya düzen içinde gerçekleşmesinin imkansız olduğunu gördüğü durumda dağılma kararı alacak ve durumu kolluk amirine bildirecek.

Gösteri ve yürüyüş kanuna aykırı hale gelirse düzenleme kurulu gösteri ve yürüyüşün sona erdiğini ilan edecek ve bunu kolluk amirine bildirecek. Düzenleme kurulu bu görevi yerine getirmezse o mahallin en büyük mülki amiri toplantıyla ilgili kararını verecektir.

FARLI DİLDE EĞİTİM
Yasal değişikliklerle özel okullarda farklı dil ve lehçelerde eğitimin önünü açıyoruz. Ülkemizde Türkçe dışındaki dillerde eğitim ve öğretim konusu 2923 Sayılı Kanun ile düzenlenmiştir. Bu kanuna yapacağımız ekle, Özel Eğitim Kurumları Kanunu hükümlerine tabi olmak üzere farklı dil ve lehçelerde özel öğretim kurumu açılabilecek.

Bu kurumlarda eğitim ve öğretimin yapılacağı dil ve lehçeler Bakanlar Kurulu’nca tespit edilecek. Milli Eğitim Bakanlığımız bu tür kurumların açılmasına ve denetimine ilişkin esasları çıkaracağı bir yönetmelikle düzenleyecek. Programlar Milli Eğitim Bakanlığı tarafından belirlenecek ve yine bu okullarda da belli dersler Türkçe olarak okutulacaktır.

ESKİ KÖY İSİMLERİNE DÖNÜŞ
Köy isimlerinin değiştirilmesinin önündeki yasal engeli kaldırıyoruz. 1949 tarihli il idaresi Kanunu’nun 2. Maddesi’nde yer alan ve dayatma içeren ibareyi kaldırarak, köylerin 1980’lere kadar kullandıkları tarihi isimlerini yeniden almasını mümkün hale getiriyoruz. Köy isimlerinin değiştirilmesi İçişleri Bakanlığımızın tasvibiyle olacak.

İl ve ilçe isimlerinin değiştirilmesi için mevcut kanun hükmünce yasal düzenleme gerekiyor. İl ve ilçe isimlerinin değiştirilmesi yönündeki talepleri hükümet olarak her zaman dikkate alacağımızı burada belirtmek isterim.

HACI BEKTAŞ ÜNİVERSİTESİ
Nevşehir Üniversitesi’nin ismini Hacı Bektaş-ı Veli Üniversitesi olarak değiştiriyoruz. Böylece tarihimizin bir büyük şahsiyetinin, bir gönül dostunun ismini kabrinin bulunduğu Nevşehir’deki üniversitemize veriyoruz.

KİŞİSEL BİLGİYE GÜVENCE
Kişisel verilerin korunmasına yasal güvence getiriyoruz. 12 Eylül 2010’da yaptığımız anayasa değişikliği ile kişisel verilere anayasal güvence getirmiştik. Şimdi bu anayasa maddesinin uygulamasını sağlamak için taslağı hazır olan kanunu Meclisimize gönderiyoruz. Kişilerin özel bilgileri ilgisiz kişiler tarafından kullanılamayacak, ilgisiz kişilerle paylaşılamayacak.

KURBAN DERİSİ İSTENEN YERE VERİLECEK
Yardım toplamadaki kısıtlamaları kaldırıyoruz. Yadım toplama konusunda zaman zaman özgürlükler sınırlama altına alınmıştı. Kurban derisi, fitre ve zekat toplama konusunda THK’na yetki verilmiş, aslında anayasa ve yasalara tamamen aykırı, insan hak ve hürriyetlerine ters bir durum oluşturulmuştur. Bununla ilgili yönetmelik geçtiğimiz hafta yayınlanmıştı. Şimdi yasal olarak bu yanlış uygulamaya son veriyor, ilgili kanunun 8. maddesindeki söz konusu hükmü kaldırıyoruz. Vatandaşımız bundan sonra yardımlarını hür iradesiyle istediği yere verebilecektir."

Erdoğan, konuşmasında idari düzenleme yapılacak reformlar ise şu sözlerle anlattı:

KAMUDA BAŞÖRTÜSÜ YASAĞI KALKTI
"Kılık-kıyafet yönetmeliğini değiştirerek kamu kurumlarında başörtüsü yasağını kaldırıyoruz. Kamu kurum ve kuruluşlarında çalışan personelin kılık ve kıyafetlerine dair yönetmelik, kadın ve erkekler için kısıtlayıcı hükümler içeriyor. Bu kısıtlamalar çalışma hakkını din ve vicdan özgürlüğünü ihlal ediyor ayrımcılık içeriyor. Yönetmeliğin 5. Maddesi’nde değişiklik yaparak kadın çalışanların giyimleri üzerindeki ayrımcı ihlalleri kaldırıyoruz. Resmi elbise giymek zorunda olan TSK mensuplarını, emniyet mensuplarını, hakim ve savcıları bunun dışında tutuyoruz.

ÖĞRENCİ ANDI
İlkokullardaki öğrenci andı uygulamasını kaldırıyoruz. 1933 yılında Milli Eğitim Bakanlığı tarafından bir genelge yayınlanmış, ilk ve orta dereceli okullarda andımız uygulaması başlatılmıştı. Bu uygulama zaman zaman kaldırıldı, metin değişikliğe uğradı. 12 Mart ve 12 Eylül’de bireysel girişimler neticesinde bu uygulama devam etti. Bu uygulamayı geçen yıl ortaokullarda kaldırmıştık, şimdi de ilkokullarda kaldırıyoruz.

MOR GABRIEL ARAZİSİNE İADE
Mor Gabriel Manastırı arazisi, manastır vakfına iade ediliyor. Böylece bir haksızlığı gideriyor Süryani vatandaşlarımıza önemli bir haklarını teslim ediyoruz. Cumhuriyet tarihimiz boyunca bu konuda en büyük hassasiyeti hükümetimiz göstermiştir. Hakların iadesi konusunda ciddi bir çalışma sergiledik. Şu anda kadar bu kapsamda 250’den fazla iade yaptık. Toplam tutarı yaklaşık 2.5 milyar liralık mülkü hak sahiplerine teslim ettik.

ROMANLARA ENSTİTÜ
Roman Dil ve Kültür Enstitüsü kuruyoruz. Roman vatandaşlarımızın dil ve kültürleriyle karşılaştıkları sorunlarla bunlara yönelik olarak araştırmalar yapmak çözüm önerileri üretmek amacıyla bir ilimiz üniversitesi bünyesinde Roman Enstitüsü kuracağız.

İlgili bakanlık ve kurumlarımız çalışmalarını hızla tamamlayacaklar özellikle barınma noktasında Roman vatandaşlarımız için TOKİ eliyle Roman konutları üretmeye başladık. Edirne, Çanakkale, Sakarya, Bursa ve diğer birçok il ve ilçemizde bu çalışmalar devam ediyor."

Başbakan Erdoğan, konuşmasını "En kapsamlı reform sürecini başlatıyoruz. İnanıyorum ki, Türkiye ekonomisi, demokrasisi ve toplumsal kardeşliği güç kazanacak" sözleriyle tamamladı.

Sayfa Yükleniyor...