Kılıçdaroğlu: AKP diktatörlüğü bitmeli

Politikalarını eleştirdiği hükümeti “topal ördek”e benzeten CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu, “AKP diktatörlüğünden kurtulmalıyız” dedi.

Kılıçdaroğlu: AKP diktatörlüğü bitmeli

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Parti Meclisi'nin Alsancak'taki Tarihi Havagazı Fabrikası'ndaki toplantısının basına açık bölümünde konuştu.

Kemal Kılıçdaroğlu, AK Parti'nin yüzde 49.9 oy oranıyla tekrar iktidar olduğunu ancak seçimlerden sonra 'nin ''pelte gibi yığılıp kaldığını'' ileri sürdü.

''Nasıl oluyor da seçimden böyle bir sonuçla çıkan bir başbakan, metal gibi dağılmış, zihni bulanık, ipini ucunu kaçırmış bir profil verebiliyor?'' ifadelerini kullanan Kılıçdaroğlu, hükümetin yarattığı algı ile yaşattığı gerçek arasındaki çelişkinin artık sürdürülemez noktaya geldiğini söyledi.

Kılıçdaroğlu, şöyle devam etti:

''Sayın Başbakan'ın yeni vizyonlar yapacak takati kalmamıştır. Acı gerçekler baskın bir şekilde 'nin gündemine oturmaya başlamıştır. Hiçbir iktidara nasip olmayan bir şans, bilgisiz, liyakatsiz ellerde, ehliyetsiz ellerde heba olmuş, basit bir rövanş uğruna çarçur edilmiştir. İktidarda oldukları 9 yıl boyunca sayın Başbakan'dan olgunlaşma bekleyenler hayal kırıklığına uğramıştır. Sayın Recep Tayyip Erdoğan, partisinde birazcık pişen, akilbaliğ olan kadroları partinin dışında bırakmış, siyaset koltuklarını henüz hiçbir profesyonel yetkinliğe ulaşmamış isimlerle doldurarak zaten dayanılamaz hale gelmiş kahdı ricali büsbütün derinleştirmiştir. AKP iktidarında geçen 9 yıl boyunca Türkiye, bütün ulusal davalarda ve projelerinde kaybeden taraf olmuştur.''

'100 YIL GEÇSE ANCAK ÜYE OLURUZ'
AB ile müzakere sürecinde gün ortasında ''AB'ye katıldık diye'' görkemli törenler düzenlediğini, buna karşın daha açılması gereken fasılların 10'da 1'inin açılmadığını, bu hızla gidilirse sürecin tamamlanmasının bir asra ulaşacağını ileri süren Kılıçdaroğlu, ''Bir 100 yıl geçerse ancak AB'ye üyelik sürecini tamamlayacağız AKP'nin izlediği politika böyle devam ederse'' diye konuştu.

Başbakan Erdoğan'ın ''Siz bizi alamazsanız Kopenhag kriterleri yerine Ankara kriterlerini koyup yolumuza devam ederiz'' dediğini belirten Kılıçdaroğlu, ''Bu bir itiraftır. Başbakan'ın ve hükümetin artık Avrupa vizyonu diye bir sorunu yoktur ve böyle bir vizyon da kalmamıştır'' dedi.

'TEHLİKELİ SULAR'
Türkiye'nin, Avrupa'dan da Avrupa'nın ortak evi AB'den de hızla uzaklaştığını, halkın açıkça aldatıldığını ileri süren Kılıçdaroğlu, şöyle konuştu:

''Halkın beklentilerine ihanet edilmiştir. Kaplumbağa hızıyla ve isteksiz bir şekilde yürütülen müzakerelerin halkı oyalamaktan ve 'dostlar alışverişte görsün'den başka bir amacı kalmamıştır. Avrupa'dan hızla uzaklaşan Türkiye'nin nerelere, hangi tehlikeli sulara savrulduğu herkesçe görülmektedir. Türk dış politikası artık doğu-batı ekseninde şekillenen ve bu yönüyle de hem doğuda hem batıda işlevsiz olan, saygı gören niteliğini kaybetmiştir. Türk dış işlerinin engin deneyimi, bilgi birikimi, dünya ölçüsündeki saygınlığı, sağduyusu ve ciddiyeti terk edilmiş, dış işlerinin altın değerindeki kadroları 'monşerler' diye aşağılanmış, neticede Türk dış politikası Başbakan'ın üslubuna ve tarzına uygun olarak holiganlaşmıştır.”

Kemal Kılıçdaroğlu, AK Parti hükümetinin, ''Kıbrıs davasında da geri dönüş yaptığını'' söyledi. Kemal Kılıçdaroğlu, ''Denktaş'ı reddeden ve harcayan çizgiden tekrar Denktaş çizgisine gelindiğini'', Başbakan Erdoğan'ın söylemleriyle ''şiddet temsilcisi'' haline geldiğini ileri sürdü.

Kılıçdaroğlu, şöyle konuştu: ''Daha düne kadar 'Kürt açılımı, demokratik açılım' gibi kavramlarla halkı oyalayan Başbakan, bugün ağzından kan damlayan bir şiddet temsilcisine dönüşmüş durumdadır. 'Ermeni açılımı' dediler, hem Ermenistan'la daha da uzaklaştık hem de dost ve kardeş Azerbaycan'ı kaybettik. Türk dünyasının artık esamesi bile okunmuyor. Yıllardır Nabucco'nun N'sinden eser yok. Enerji terminali dediler, kendilerinden önce yapılanların dışında hiçbir ilaveleri olmadı. 9 yılda 9 santimetre dahi boru döşemediler. Suriye ile gümrük birliğine gidenler ne olduysa 3 ay sonra Suriye'yi savaşla tehdit edecek noktaya geldiler. 'Libya'ya dış müdahaleye karşıyız' dediler. 'NATO'nun orada ne işi var?' dediler. Bir hafta sonra tükürdüklerini yaladılar.''

'DENİZ FENERİ İÇİN ETEKLERİ TUTUŞUYOR'
Hükümetin ''dış politikada yaptığı hataların listesinin istenildiği kadar uzatılmasının mümkün olduğunu'' iddia eden Kılıçdaroğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:

''Sadece son iki ayda yaşanan skandalların her biri bir iktidarın sonunu getirmeye yeterlidir. Ülke kan gölüne dönmüş, iktidarın umurunda değil. Bugünkü güvenlik bürokrasinin en gizli toplantıları dinlenmiş, iktidarın, hükümetin umurunda değil. Türkiye her hafta bir başka ülkeyle savaş noktasına geliyor, hükümetin umurunda değil. Ancak iş Deniz Feneri davasına gelince her ne hikmetse hükümetin etekleri tutuşuyor. Davaya bakan hakim ve savcıların görev yerini değiştirerek davanın seyrine müdahale yöntemini bunlar icat etti. Hiçbir demokratik ülkede, kendisine saygısı olan hiçbir ülkede böyle bir olay zaten yaşanmaz, yaşanırsa bedeli ağır olur.''

'HÜKÜMET ARTIK BİR TOPAL ÖRDEK’
Hükümetin bu politikaları ve uygulamaları nedeniyle Türkiye'nin önünde artık ''Bu baş bu yastıktan kalkar mı kalkmaz mı?'' sorusunun bulunduğunu ifade eden Kılıçdaroğlu, şöyle konuştu:

''Bize göre kalkmaz. Bu hükümet süre olarak değilse bile işlevsel olarak artık bir topal ördektir. Önümüzdeki yerel seçimler AKP'nin gidiş biletinin kesileceği, CHP'ye iktidar yolunun açılabileceği bir süreç olabilir. Türkiye'nin bu AKP marjinalitesini taşıyacak gücü kalmamıştır. Türkiye AKP'ye mahkum değildir. Onlar her ne kadar Türk milletini kendine mahkum edecek tertipler peşinde olsalar da milletin tecrübesi, sağduyusu, irfanı bu tertipleri boşa çıkaracaktır. Türkiye asla tek parti rejimine razı olmayacaktır, Türkiye asla tek parti hegemonyasına razı olmayacaktır, Türkiye asla tek parti diktatörlüğüne boyun eğmeyecektir. Halkımıza bu açıdan güveniyoruz.''

Halka duydukları güveninin pekişmesinin parti olarak çalışmalarına bağlı olduğunu ifade eden Kılıçdaroğlu, ''Mücadele edeceğiz, çalışacağız. Bütün gerçekleri Türkiye coğrafyasının bütün noktalarına taşıyacağız. Bu, CHP olarak bizim tarihi görevlerimizden birisidir. Türkiye Cumhuriyeti AKP diktatörlüğünden kurtulmak zorundadır. Demokrasiyi, özgürlüğü Türkiye'ye yeniden getirmek Cumhuriyet Halk Partisi'nin temel görevlerinden birisidir'' dedi.

'BAŞBAKAN MADALYAYI İADE EDECEK Mİ?'
CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu, konuşmasının ardından gazetecilerin sorularını cevaplandırdı.

Bir gazetecinin, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın kendisi için ''İsrail'in avukatlığını yaptığını'' ifade ettiğini belirtmesi üzerine Kılıçdaroğlu, halk dışında hiç kimsenin avukatlığını üstlenmediklerini söyledi.

CHP'nin adında halkın olduğunu kaydeden Kılıçdaroğlu, ''Avukatlığını yapacaksak, yapacağımız tek birim vardır, tek grup vardır, o da Türkiye Cumhuriyeti halkıdır. Bundan da şeref duyarız'' diye konuştu.

Kılıçdaroğlu, sözlerini şöyle sürdürdü: ''İsrail'in avukatlığını yapan kim? Amerika'da Yahudi lobisinden üstün hizmet madalyası alan kim? Ben miyim Recep Tayyip Erdoğan mı? Şimdi size soruyorum, Recep Tayyip Erdoğan, siz o üstün hizmet madalyasını iade edecek misiniz etmeyecek misiniz? Etmezseniz avukatlığa soyunmuşsunuzdur. Hiçbir zaman, hiçbir yerde papaz elbisesi giymedim. 'Papaz elbisesi gerekirse giyerim' diyen Recep Tayyip Erdoğan'dır. Bunu diyen insan yeri geldiğinde herkesin avukatlığını yapabilir, Türkiye'nin çıkarlarını da göz ardı ederek. ''

Kendisinin ''Büyük Ortadoğu Projesi'nin eş başkanı olmadığını, bunu da savunmadığını'' belirten Kılıçdaroğlu, şunları kaydetti:

''Irak'ta binlerce Müslüman kadına tecavüz edilirken Amerikan askerlerine başarılar dilemedim. Açık ve net söylüyorum, yapılan 'cambaza bak' olayıdır. Hem İsrail'in karşıtıymış gibi bir politika güdeceksiniz hem de füze kalkanını getirip Türkiye'ye konuşlandıracaksınız. Füze kalkanının avukatı kimdir? Hani Türkiye'ye gelmeyecekti bu? Kim için geldi füze kalkanı, Türkiye'yi korumak için değil herhalde. Kimi korumak için, İran'a karşı İsrail'i korumak için. O zaman İsrail'in avukatı kim? Halkı kandırıyorlar. Her yerde, her ortamda bunları söylemeye devam edeceğiz. Recep Tayyip Erdoğan kendi halkına doğru bilgi vermiyor. Doğru bilgi vermemekte de kararlı görünüyor ama onun maskesini indirmek de bizim görevimiz.''

Kılıçdaroğlu, CHP Parti Meclisi toplantısının İzmir'de başlatıldığını ve sürdürüleceğini belirterek, kendisinden sonra sunum yapacak İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu'na ''İzmir'de yaratılmaya çalışılan sanal algıya rağmen gerçekleri Aziz Bey'den öğreneceğiz'' diyerek söz verdi.

Sayfa Yükleniyor...