Kılıçdaroğlu: Atalay açıklamayı niye yaptı?

CHP Grup Başkanvekili Kemal Kılıçdaroğlu, İçişleri Bakanı Beşir Atalay'ın bugün yaptığı açıklamada, daha önce söylediklerini tekrarladığını belirterek "Toplantıyı neden yaptığını anlayamadım" dedi.

CHP Grup Başkanvekili Kemal Kılıçdaroğlu, İçişleri Bakanı Beşir Atalay'ın demokratik açılımla ilgili yaptığı basın toplantısını değerlendirdi.

Bakan Atalay'ın daha önceki açıklamalarını tekrarladığını söyleyen Kılıçdaroğlu, ''yaratılan beklentiler nedeniyle sorunun, kendi içinde çözümsüzlüğe mahkum bir sorun haline geldiğini'' öne sürdü.        

Kılıçdaroğlu, ''Açıklamalar sizi tatmin etti mi?'' sorusu üzerine, Atalay'ın basın toplantısını niye yaptığını anlamadığını belirterek, ''En başta söylediklerini, bugün yine tekrarladı'' dedi.

Atalay'ın, ''Anaların gözyaşı dinsin, kan akmasın'' dediğini anımsatan Kılıçdaroğlu, ''Sayın Bakan bunu yeni mi keşfediyor? Terörün sonlandırılmasını herkes istiyor. Sorun şu: Biz bu sorunu nasıl çözeceğiz? Sayın Bakan muhalefeti eleştiriyor, 'hiçbir şey söylemiyor' diye. İyi de siz bir şey söyleyin. Basın toplantısında 'şu konuda şu öneri var' diye bir şey yok. Sadece gelen önerileri değerlendireceklerini söyledi'' diye konuştu.

Atalay'ın ''kurumlar arası değerlendirmelerin sürdüğünü'' söylediğini kaydeden Kılıçdaoğlu, ''Ülkenin Cumhurbaşkanı, kurumlar arası mutabakatın sağlandığını söylemişti. Demek ki kurumlar arası mutabakat da sağlanmamış'' dedi.

Atalay'ın, mutabakat sağlanan konularda dahi bilgi vermediğini kaydeden Kılıçdaroğlu, ''Daha önce yaptığı açıklamaların başka türü olarak gördüm'' diye konuştu.

Kılıçdaroğlu, bir gazetecinin, ''Adres olarak Meclisi gösteriyor'' sözleri üzerine ise ''Bu gayet doğal, eğer yasal düzenlemeler yapılacaksa...'' dedi.

'SAMİMİYET YOK'
'nin 30 yıldır bir terör olgusu ile karşı karşıya bulunduğunu, terör örgütünün temel hedefinin, Türkiye'den ayrılmak olduğunu belirten Kılıçdaroğlu, şunları söyledi:

''Peki ne sendromundan bahsediyoruz biz. Yani bir gerçek yok mu ortada? Bütün bunlara rağmen biz CHP olarak bütün tarafların, ama bütün tarafların çok sorumlu davranmalarını, sağduyulu hareket etmelerini, demeçlerine dikkat etmelerini, sert tutum takınmamalarını söyledik. Şu ana kadar CHP dışında hiçbir partinin açık, seçik öneri ve tutum sergilediğini de görmüş değiliz. Bizim 1989 raporumuz var, 1999 raporumuz var, 2001 raporumuz var. Bana söyler misiniz Adalet ve Kalkınma Partisinin görüşü nedir? Diğer partilerin görüşü nedir? Kimse 'bizim görüşümüz şudur' demiyor.

Sayın Bakan, 'Kürtçe eğitim dili olmayacaktır' diyor. Peki Hayati Yazıcı başka bir ülkenin bakanı mı? Kendisi söyledi. Eleştireceklerse önce iğneyi kendilerine çuvaldızı başkalarına batırsınlar. Samimiyet yok. Samimiyet olsa, bu soruna daha farklı yaklaşılırdı. Önce kurumsal altyapı oluşturulur, kurumsal olarak bakılır, araştırmalar yapılır. Ondan sonra diğer partilere gidilir, öneriler götürülür. Partilerin bakışı öğrenilir.

Kamuoyunun önüne çıkılıp öyle bir beklenti yaratıldı ki bu soruna bundan sonra nasıl bir çözüm getirilirse getirilsin artık kendi içinde çözümsüzlüğe mahkum hale gelen bir sorun haline geldi. Herkesin beklentisi çok farklı. Kimisinin beklentisi anayasanın değişmesiydi. Sayın Bakan 'yok' dedi. Kimisinin beklentisi eğitimdi. Sayın Bakan 'eğitim dili Türkçedir' dedi. Kimisinin beklentisi toprak reformuydu. Sayın Bakan toprak reformu ile ilgili hiçbir çalışmalarının olmadığını söyledi. Nedir peki bu çalışmalar? Biz de merak ediyoruz. Türkiye, bir süredir bu soruna kilitlenmiş gidiyor. Yaklaşım tarzı yanlış. Bir sorun böyle yönetilirse, sorunun kendisi bizatihi sorun olmaya devam eder. Sayın Bakanın ve AKP hükümetinin yaptığı da bu.”

Sayfa Yükleniyor...