Kuraklık ve açlık

Somali ve Kenya'da son altmış yılın en sıcak günleri yaşanıyor...

Kuraklık ve açlık

Deutsche Welle Türkçe'nin haberine göre Somali ve Kenya'da son 60 yılın en şiddetli kuraklığının yaşanması gıda fiyatlarının artmasına neden oldu. On binlerce insan evini terk etmek zorunda kalırken açlık çekenlerin sayısı da artıyor.

Somali ve Kenya'da on binlerce insan, kuraklık yüzünden evlerini terk etmek zorunda kalırken, temel gıda maddelerinin fiyatları da yükselişe geçti. BM Çocuklara Yardım Fonu UNICEF, Somali’nin komşusu Kenya’da da şu an 40 bin çocuğun açlık çektiğini duyurdu. Çeşitli Batılı kuruluşlar, kuraklığın ve sonuçlarının önceden bilinmesine rağmen tedbir alınmamasını eleştiriyor.

Somali'nin başkenti Mogadişu’da tüm mülteci kampları ağzına kadar dolmuş durumda. Ancak evlerini terketmek zorunda kalan binlerce insan, günlerce yol aldıktan sonra hâlâ kamplara akın ediyor. Kuraklıktan kaçan bir Somalili, “Yiyecek hiçbir şeyimiz kalmadı. Beş çocuğum var; bunların karnını doyurmam mümkün değil artık. Biz ülkenin güneyindeniz. Orada tam bir açlık durumu var" diyerek hayvanlarının da öldüğünü belirtiyor.

Somali’nin komşusu Kenya’da da kuraklık ve gıda fiyatlarının fahiş düzeye gelmesi nedeniyle başkent Nairobi'de insanlar sokaklara dökülüp protestolarını dile getiriyorlar. Mısır unu fiyatının bile üç kat arttığı Kenya’da bir gösterici şunları söylüyor: “Hayatta kalmamız için sadece yeteri kadar gıdaya ihtiyacımız var. Buradaki yoksul insanlar gerçekten acı çekiyor. Başkaları ise bürolarında otururp hiç oralı olmuyor bile.”

Kenya’daki Kızıl Haç Yardım Kuruluşu Başkanı Abbas Gullet ise yetkilileri daha önceden uyardıklarını dile getirerek şunları söyledi: “Daha geçen ocak ayında bir çağrı yayınladık. Kenya hükümetinden ulusal felaket alarmı vermesini istedik. Ama hükümet bunun gerekli olmadığını söyledi. İki bakan, Kenya’da açlık çıkabileceği konusunda hiçbir geçerli gerekçe bulunmadığını belirtmişlerdi.”

Somali ve Kenya’da kuraklığın açlığa neden olacağı tahmin ediliyordu. Peki neden önlem alınmadı? Alman Kalkınma Politikaları Enstitüsü’nden Profesör Dirk Messner şu değerlendirmeyi yapıyor:

“Aslında hepimiz ön tedbir almada, yani iş başa düşmeden, kriz kapımızı çalmadan çözüm aramada geç kalıyoruz. İnsani yardım kuruluşları söz konusu bölgelerde çadır kentler kurayım derken, bölgeye helikopterler, malzemeler gönderirken, bir de bakıyorsunuz kriz çoktan başgöstermiş. Yani kriz kapıya dayanıncaya kadar bekliyoruz. Medya için de aynı şey geçerli. Medya da krize ancak, gözle görülmeye başladığı anda tepki gösteriyor.”

Sayfa Yükleniyor...