Özdağ'dan Sinn Fein modeli önerisi

Siyaset bilimci Ümit Özdağ, Kürt sorunun çözümü sürecinde Abdullah Öcalan’ın siyasi bir aktör olmaktan çıkartılması gerektiğini söyledi. İrlanda örneğini veren Özdağ, IRA’yla görüşmeleri yürüten Sinn Fein gibi bir aracı bulunmasını istedi.

Özdağ'dan Sinn Fein modeli önerisi

Abdullah Öcalan’ın kendisini ziyaret eden avukatlara seçime kadar süreceği duyurulan eylemsizlik kararını Mart’a çekilebileceğini söylediği iddia edildi. Öcalan, mart ayına kadar 'Hakikat ve Adalet Komisyonu'nun oluşturulmasını istedi.

Öcalan'ın açıklamalarını 21. Yüzyıl Enstitüsü Başkanı Prof. Ümit Özdağ ve yazar Muhsin Kızılkaya NTV'ye değerlendirdi.

Özdağ, AKP'nin yanlış açılım politikası yüzünden bir mahkumu (Abdullah Öcalan) siyasi bir aktör haline getirdiğini belirterek, "İngilizler IRA’yla bu açılımı nasıl yaptıysa böyle bir açılımı ’de denesin" önerisinde bulundu.

Prof. Ümit Özdağ şunları söyledi:

"Öcalan’ın bir stratejisi olduğu ve ne yazık ki bunu başarıyla yürüttüğü kesin. Hükümeti kendisini muhatap almaya zorladı. Hükümet buna direndi ama referandum öncesi muhatap aldı.

Hükümetin yaklaşımı bu müzakerenin sonuçlarını seçimlerden sonra yapılacak yeni anayasaya aktarmak ve bu çerçevede Öcalan’ın İmralı’dan çıkması da dahil bütün sorunları çözecek yaklaşımı sergilemek.

Bir terör örgütünün lideri devletin elinde olduğunu düşündüğümüz hapishaneden hergün dışarıya tehdit savuruyor, insanların öldürülebileceğini söylüyor. Dünyada müzakere süreçlerini takip ettim, böyle birşey yok. Dünyanın hiçbir yerinde müzakere süreci böyle izlenmiyor. AKP müzakere sürecini de eline yüzüne bulaştırmış durumda.

‘Hakikatleri Araştırma Komisyonu’ devletin ve örgütün aynı komisyon tarafından yargılanmasını Türkiye’nin önüne getiriyor. Örgütle devleti eş seviyeye koyuyor. Bu Cumhurbaşkanımız Gül’le, terör örgütü liderini aynı noktaya koyuyor. Hiçbir hükümet bunu kabul etmez.

Benim önerim şu; Öcalan’ın bir mahkum olduğu, bir siyasi aktör olmadığı gösterilmelidir. AKP hükümeti bir mahkumu siyasi bir aktör haline getirdi. Bu da yanlış açılım politikası yüzünden. Eğer hükümet açılım politikasında ısrarlıysa otursunlar, İngilizler IRA’yla bu açılımı nasıl yaptı, nasıl şartlar ortaya kondu, nasıl bunlar kabul edildikten sonra ancak hükümet bir aracıyla o da IRA değil Sinn Fein aracılığıyla nasıl görüşmeleri sürdürdü. Böyle bir açılımı Türkiye’de denesin.

BDP, Sinn Fein’in rolünü kesinlikle üstlenemez. Zaten sorunda buradan kaynaklanıyor. Böyle bir cesareti gösteremediği, kendi iradesini bir terör örgütünün eline teslim ettiği için... Dönüp örgüt lideri kendisini tehdit ettiği zaman, “halkın iradesiyle buraya geldim” diyemediği için... derse öldürülür.

IRA’yla Sinn Fein arasında bir uzlaşma vardı. Türkiye’de sorun şu; bir BDP’li böyle bir açıklama yaparsa hayatı güvence altında değildir."

'BDP’NİN BUNDAN SONRA ROL ALMASI ZOR'
Yazar Muhsin Kızılkaya da, BDP'nin Sinn Fein gibi bir rol üslenmesinin bu aşamadan sonra zor olduğunu belirterek, inisiyatifin tamamen Abdullah Öcalan’ın elinde olduğunu vurguladı.

Kızılkaya, şöyle konuştu:

"Görüşmelerin kesintiye uğradığı noktada Öcalan bu tür mesajlar veriyor ama bizim meseleyi Öcalan’ın yaptığı açıklamalar noktasına indirgememiz doğru değil. Bu meseleyle ilgili çözüm stratejisi varsa devletin, stratejinin gizli noktalarını sıradan yurttaşlar olarak biz bilmek zorunda değiliz. Ama en azından bir sürecin devam ettiğiyle ilgili bizim rahatlatılmış olmamız gerekiyordu.

'Hakikatleri Araştırma Komisyonu' her iki tarafın ne olup bittiyse bunu ortaya çıkaracak bir komisyon. Hem örgütün hem de devletin işlediği suçları araştıracak. 30 yılda neler yaşandıysa bunu ortaya çıkaracak. Mesele demokratik bir zemine çekmek isteniyorsa bu komisyon kurulabilir.

BDP’nin bundan sonra rol alması zor. O tarafın inisiyatifi tamamen Abdullah Öcalan’ın elinde. Öcalan açıklamasında, devletin aslında meseleyi çözmek istediğini hükümetin bunun önünde engel olduğunu söylemeye çalışıyor. Hükümet ve devletle bir senkrozinasyon sorunu var."

Sayfa Yükleniyor...