Türkiye’nin en iyi kadın talk showcusu benim

Şu sıralar sunduğu ekonomi programı ekranlara gelen Seray Sever Türkiye’nin en iyi kadın talk showcusunun kendisinin olduğunu söylerken gençlere yönelik yeni bir program yapacağını söyledi.

Türkiye’nin en iyi kadın talk showcusu benim

Sürekli televizyonda olmanın zor bir tarafı vardır, yüzünüz eskir. Ayrıca bir zaman sonra hakkınızda o kadar haber yapılmaya başlanır ki ister istemez bazı kişiler hakkınızda olumsuz fikirler geliştirebilir.

Seray Sever yıllarca ekran önünde olmasına karşın yüzünü eskitmemeyi başaran sayılı insanlardan. Kimi zaman hakkında olumsuz haberler yapılsa da kendine olan güveni sayesinde haberlerin doğru olmadığını gösterdi. Şimdi kurduğu yapım şirketiyle bir çok başarılı projeye imza atmaya hazırlanıyor.

Haldun Dormen ile yeni bir projeniz var galiba?
Evet, Haldun Ağabey’in kafasında oluşturduğu bir projesi vardı. Birkaç hafta evvel toplantı yaptık, çok hoşuma gitti. “Dadı”da çok hoş bir ikili olmuştuk, buradaki isimlerimiz de yine Suzan ile Pertev olacak. Oradaki enerjimizi baz alabiliriz bu durumda. Bir dizi hikayesi oluşturduk, hatta senaryosunu yeni yazdırdım.

Bu projede siz de rol alacaksınız, öyle mi?
İlk yaptığım proje “Sen Harikasın”da oynamamıştım çünkü prensip olarak hem yapıp hem de her şeyde oynayan gruptan olmak istemedim. İlk işimde, çok sevdiğim bir proje olmasına rağmen kendim olmadım. Bu sefer oynamam gerekiyor çünkü Haldun Ağabey benim üstüme kurmuş hikayeyi. Ben olmazsam bu proje de olmaz gibi bir durum söz konusu. Projeyi sunacağım yerler kabul ederse oynamak isterim. Başka değerli oyuncular da var ama isimlerini vermem doğru olmaz.

Yapımcılık zor mu?
Tabii, sonuçta benim şöyle bir handikabım vardı; sanatçılıktan yapımcılığa geçince masanın tam karşı tarafına oturuyorsun. O anlamda pürüzlerle karşılaştım. İnsanlar ilk başta eleştirel davranabilir, başka yere yorabilirlerdi ama ben bu geçişi çok iyi yaptığımı düşünüyorum. Çok çalıştım. Sen Harikasın’da 40 kişilik ekip çalışıyorsa ben duruma hepsinden daha hakim durumdayım. Senaryo, çekim, montaj, oyuncu seçimi hangi aşama olursa olsun hepsinde kare kare emeğim var. Dekordan boyaya, Demet’in giyeceği kostüme kadar emek verdim.

Prodüktör olmaya nasıl karar verdiniz?
Prodüktörlük fikri çok uzak değildi aslında. Bu aklıma üç-dört sene önce geldi. Artık farklı bir şeyler yapmak istiyordum. Ben Boğaziçi Üniversitesi Ekonomi Bölümü mezunuyum. Öğrenciyken ekrana çıkacağımı, ünlü olacağımı düşünmüyordum. Kendimi tamamen tesadüfi bir şekilde ekranda buldum. Sonra bu aşk haline geldi ve oyunculuğa devam ettim. Bununla birlikte sunuculuk, tiyatro ve sinema oyunculuğu yaptım. Hepsi bir arada kendiliğinden aktı gitti. Ama hep bu işin mutfağını sevdiğim ve mutfağında olmam gerektiği hissi vardı içimde. 15-16 yıllık ekran önü tecrübesinden sonra işin diğer tarafında buldum kendimi. Ben çok doğru bir iş yaptığımı düşünüyorum. İlk iş de bunu kanıtladı. Çünkü biz normal sitcomlara oranla çok düşük maliyetle iş yaptık, daha çok stok çekim yaptık, haftada iki bölüm çektik ve tam dediğim tarihte işi bitirdik, ki bu işte en önemlisi budur.

Türkiye’nin en iyi kadın talk showcusu benim - 1

Ekosantrik isimli bir ekonomi programı yapıyorsunuz? Fikir nasıl çıktı ve ismi kim buldu?
Fikir benim değildi ama ismini ben buldum. Ekonomi programı yapma teklif bana Posta gazetesi yazarı Candaş Tolga Işık’tan geldi. Kendisi aynı zamanda TV8 İcra Kurulu’nda ve program da yapıyor. Bu fikir Candaş’ın aklına programına konuk olduğum zaman gelmiş, ama bana söylemedi. Aradan aylar geçti, sonra Candaş bir gün mesaj attı, “Seray Hanım bir konuyla alakalı görüşebilir miyiz?” diye. Size ekonomi programı yaptırmak istiyoruz dediler. Bir konuşalım yüz yüze hoşunuza gidebilir deyince, bir araya gelip konuşmakta sakınca görmedim ve programa kadar hayli toplantı yaptık. Programı hafta içi her gün yapıyoruz. Günlük kuşağa gidemeyeceğimi, vaktimin olmadığını belirttim. Ben işe bir gün diye başladım. Önce iki ardından da beşe kadar çıktı. Oradaki endişem de şuydu, şirket kurarken basında hiç haberim çıkmadı. Diziye kendi adımı yazmadım, ilk 66 bölümde adım yapımcı olarak geçmez. Bir şey daha doğmadan eleştiri yağmuruna tutulsun, önyargı olsun istemedim. Önce iş olsun, sonra insanlar Seray yapmış desinler istedim. Nitekim de öyle oldu. Ekonomi programına başlarken de yine uğraşacaklar diye düşündüm, ama diğer taraftan da bu konuda ’nin en iyi üniversitesini bitirmiştim. Bu işi yapacak biri varsa o da bendim. Partnerim Volkan Akı çok deneyimli bir ekonomi gazetecisi. Volkan ile toplantılar yaptık, ardından kısa bir süre bilgileri tazeledim. Ondan sonra da program başladı.

Ekonomi programı yapmaya karar verdiğiniz zaman amacınız neydi?
Bir sürü ekonomi programı yapılıyor ve halk hiçbir şey anlamıyor. Belli iş adamları ve borsada kağıdı olanlar dışında kimse takip bile edemiyor. Ben programı ev kadını bile anlasın istedim. Kısaca kitleyi genişletmek düşüncesindeydim. Bir ekonomi terimi geçtiği zaman bunun anlamını söyleyerek, daha yaygın bir kelimeyle tanımlayalım, anlatalım istiyorum. Halk dilinde bir ekonomi programı yapıyoruz. Krizde olmamıza karşın her şeyi güler yüzle anlatmaya çalışıyoruz.

Sizce dünya ekonomisi ikinci kez dibi görebilir mi?
Görmemesini ümit ediyoruz. Bu saatten sonra ama şunu söylemeliyim kriz çok kötü bir şey. Bütün dünya ülkelerini etkiledi ama ben kriz sonrasında ’nin çok daha parlak bir şekilde öne çıkacağını düşünüyorum. Bu kriz uzun dönemde Türkiye’ye yarayacak. İlk dağılma ABD’de oldu. Avrupa’da çok ciddi sıkıntılar var. Biz 2001’de öyle bir krize düştük ve öyle düzenlemeler yapıldı ki Türkiye biraz daha hazırlıklı yakalandı. En azından bankacılık düzenlemeleri sayesinde bizim bankalarımız sağlam. Dünya ekonomisi yön değiştiriyor. Bence artık dünya ekonomisine yön veren, canlandıran ülke Çin. Merkez Uzak Doğu’ya kayıyor. Türkiye’de krizin fırsata dönüşeceğini düşünüyorum.

Hayatımda bunu yapmam gerek diyip yaptığınız şeyler oldu mu?
Evet oldu. Boğaziçi Üniversitesi’ni kazanacağım demiştim ve kazandım. Çok ilginçtir Boğaziçi’den sonra bunu yapacağım dediğim şey Zodyak oldu, prodüksiyon şirketimin adı.

Şirketinizin adı neden Zodyak?
Şirketin adı Zodyak zira astrolojide yıldızlar, burçlar kuşağı. Yaptığım iş 12 burcu kapsıyor ve ben yıldızlarla çalışıyorum. Şifreli ve enerji dolu bir isim.

Astroloji ile aranız nasıl?
Astroloji dersleri aldım. Evde bilgisayarda astroloji programları var. Birini tanıdığımda ilk olarak astroloji haritasına bakarım. Bir-iki metre yakınıma gelecek kişilerin doğum tarihi sayfalarına mutlaka bakıyorum. Bunlar bazı kişilere tuhaf gelebilir ama astroloji çok gerçek bir şey, hayatın çok içinde bir yol haritası. Tıpkı hava durumu gibi, bazı zamanlarda hayatınızda nelere dikkat etmeniz gerektiğini söyleyebilir.

Türkiye’nin en iyi kadın talk showcusu benim - 2

’nin en iyi kadın talk show’cusuyum diyorsunuz…
Öyle olduğumu düşünüyorum. Bir sürü insan talk show yapmaya çalışıyor, röportaj yapıyor ve ’nin en iyi talk show’cu kadınıyım diyorlar. Ben ise gülüyorum, çünkü ben onların yaptıklarını çoktan yaptım. Yaptığım işte çok güzel bir şey ortaya çıkardım ve talk showla ilgili başka hazırlıklarımız da var. Hadi talk show demeyelim, gençlerle ilgili çok hoş bir projemiz var diyelim. Malum şu ara işsizlik en büyük sorunlardan biri. Gençleri umutsuzluktan kurtaracak, nerede, ne yapabiliriz dedirtecek bir program yapmak istiyorum. Ama programın içine eğlence de koymak istiyorum.

Erkek dünyasını çözdüm diyorsunuz, gerçekten çözdünüz mü?
Demiş miyim bilmiyorum. Son iki yıldır hayatım o kadar yenilendi ki, bazen konuşmalarıma bakıyorum, Allah Allah ne demişim diyorum. Başka bir insan gibi baktığım oluyor.

Ne değişti son iki senede?
Bir anda sebebini bilmediğim içsel bir dönüşüme girdim. Bir noktaya geldim ve istediğim her şeyi de yaptım. Başka bir arayıştayım. İnsan normalde her sabah kalktığında bugün nasıl geçecek diye düşünür, bense akşam yatarken bugün kendime ne kattım diye düşünüyorum. Hayatıma kattığımı sandığım şeyler, bazı denemeler benden çok şey götürmüş olabilir. Dolayısıyla biraz daha hayatı kendi kontrolüme aldım. İnsanlar Seray Sever’i güzel, hoş, iddialı bir kadın olarak görebilir. Ama Seray Sever’in çok ciddi bir eğitimi de var, çok önemli fikirleri, ticari zekası var. Gelecekte bunu da görecekler.

Nelerdi o olumsuz, sizden bir şeyler götüren denemeler?
Çok göz önünde olup olmamayı önemsemiyordum. İstediğim zaman dışarı çıkıp, istediğim zaman içeri giriyordum. Kendime çok güvendiğim için insanlar nasıl olsa anlar diyordum, fakat insanlar önyargılı. Düşüncelerinizi çok farklı algılayabiliyorlar. İster istemez belli bir çerçevede davranmanız gerekiyor. Ben onları pek önemsemedim, ama artık durum farklı. Eskiden Seray Sever’dim, şimdi temsil ettiğim bir şirket ve bana bağlı olarak çalışan bir sürü insan var. Artık sadece kendi hayatımdan değil, başkalarının hayatından da sorumluyum. Dolayısıyla üç kere düşünüp bir kere hareket edebiliyorum. Eskiden hakkımda olumsuz çıkan haberleri önemsemezdim, şimdiyse beni olduğumdan farklı tanıtacak her habere karşı tepkiliyim. Yanlış bir şey yazılırsa ya hemen dava açıyorum ya da basın bülteni geçiyorum.

Evde nasıl birisiniz?
Ben çok iyi bir ev kadınıyım. Çok güzel yemek yaparım, insanları evimde ağırlamayı, beslemeyi severim ama son iki yıldır yemek de yapmıyorum. Kendimi iş dünyasına kaptırdım. Öte yandan yemek yapmak için bir sebebim de yok. Bunun için hayatınızda en azından biri olması gerekir. 2010’da Jüpiter’de Balık’a girdi. Dolayısıyla Seray’ın kadınsı yönüne hitap edecek biri girecek hayatıma, belki çocuk yapmayı düşüneceğim. Ancak bundan önce hayata geçirmek istediğim bir-iki proje var sırada.

Umre’ye gideceğiniz doğru mu?
Doğru. Mart sonu, Nisan başı altı gün gidiyoruz. Erkek kardeşimi de alıyorum. Biliyorsunuz 40 yaşın altındaki kadınların yanında erkek akraba olması gerekiyor.

Mükemmeliyetçi bir yapınız olduğunu ve karşınızdakinde de bunu aradığınızı söylüyorsunuz. İş hayatında bu sizi zorluyor mu?
Ben bir taraftan çok kolay bir insanım, bir taraftan da çok zor. Çalışırken her şeyin en iyisini istiyorum. Bu bir garsoniçin de geçerli, bir şirketin patronu için de… İnsan işini yaparken ona bütün enerjisini vermeli. Aksi taktirde orayı meşgul etmemeli. Bu yüzden benim bir insana saygı duymam için birinci kural o insanın yaptığı işe tüm enerjisini vermesi ve saygı duymasıdır. İçinden gelerek yapmasıdır. Bu anlamda benimle çalışmak zordur. Çok yakınımda olan insanların işlerini çok iyi yapmaları lazım. Karşılığında da benim için vazgeçilmez olurlar. İkili ilişkilerde de mükemmeliyetçiyim. Gençken daha iyi niyetli bakılabiliyor insan, ama artık daha uzaktan baktığınızda bile bir sonraki hareketi görüyorsunuz. Şu an hayatımda kimse olmaması normal değil. Erkeği denediğim üç aylık flört sürelerim olurdu. Şimdi ona bile gelemiyorlar. Bu çok kötü bir durum. Benim çevremde flört etmeye değecek, onu hissettirecek tek bir adam yok.

Türkiye’nin en iyi kadın talk showcusu benim - 3

Bir erkekte ne arıyorsunuz?
Erkek bana değer katmalı. Hayatımda olumlu bir değişikliğe sebep olmalı. Değer katmayı çok para kazansın anlamında söylemiyorum. İşine bakışından, kıyafetlerini değiştirmeye, yaşam kalitesine arttırmaya kadar, bence hepsi değer katmaktır. Ben bugüne kadar hayatına girdiğim herkese değer kattığımı düşünüyorum. Benim hayatıma değer katan insan ise çok az oldu. Ben artık bu saatten sonra hayatıma değer katacak insan istiyorum. Hem maddi hem manevi dünyası yüksek bir insan isterim. Açık konuşmak gerekirse, bu dünyadaki işlerini sağlamış, kendine güvenini kazanmış zira öbür türlüsü benim yanımda ezilir, ilk günden problem yaşarız, üstelik de uğraşmak zor olur. Bir taraftan da inançlı insan seviyorum. Vicdanlı, inançlı, dürüst insan seviyorum.

21 yaşında evlendiniz. Genç yaşta evliliği onaylıyor musunuz?
Onayladığımdan değil ama çok meraklıydım. İlk birlikte olduğum insan eşimdi. Ama eşimin kumar tutkusu vardı ve yürütebileceğim durumu çok aştığı için, yoksa ben öyle kolay kolay boşanacak biri değilim. 22 aylık evlilik sürecinden sonra çok kötü bir şekilde ayrıldım. Bugün ayaklarımın üzerinde durmayı o zaman aldığım zararlarla öğrendim. Hayatta tek başıma olduğumu, kendi ayaklarımın üzerinde durup kendi başıma varolmayı o günlerde öğrendim. Yoksa şimdi kocasına bakan, çocuklu bir kadın da olabilirdim. Doğru insanı arıyorum, kendime hata yapma şansını tanımıyorum bu yüzden de pek hareket edemiyorum.

Yasemin Yalçın ile birlikte Avrupa’nın Yolları Taştan isimli bir dizi yaptınız geçmişte. O dizide bir Avrupa Birliği görevlisini canlandırıyordunuz. Sizce Avrupa Birliği’ne girmeli mi?
Şu ara girmemeli diye düşünüyorum. Ekonomik olarak bakarsanız Avrupa büyük sorunlar yaşıyor ve bu dönemde girmememizin iyi olacağını düşünüyorum. Ülkeler çok ciddi çözülmeler yaşıyor. Biz şu anda son derece iyi durumdayız. Orada bir ülkenin yaşadığı sorun diğerlerini de etkiliyor. İleriki senelerde ’nin bulunduğu konumun değerinin daha iyi anlaşılacağı inancındayım. Bir sürü dil ve dinden insanı bir arada yaşatmış bir kökten geliyoruz. Biz Araplara da, Avrupa’ya da, ABD’ye de yakınız.

Davos’ta yaşanan “one minute” krizi için ne düşünüyorsunuz?
One minute’ü çok destekliyorum. Gurur duydum. Hükümet her yaptığında haklı mı? Hayır, değil, ama bir şeyler deniyorlar. Rusya’dan kaynak bulmaya çalışıyor, başka yerlerden bir şeyler getiriyorlar. Sonuçta bir şeyler yapıyorlar.

Mevlana’yı okumaya başlamışsınız galiba…
Son iki yıldır okuyorum ve aşka düştüm, belki ihtiyacım da vardı. Hayatımın çok önemli bir yerinde artık Mevlana.

Sayfa Yükleniyor...