İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, İsrail Dışişleri Bakanı Avigdor Lieberman'ın sözlerinin İsrail'in tavrını temsil etmediğini söyledi.
Netanyahu'nun makamından yapılan yazılı açıklamada, Lieberman'ın BM'deki konuşmasına atıfta bulunularak, ''Lieberman'ın İsrail-Filistin anlaşmazlığının çözümüne ilişkin söyledikleri, İsrail hükümetinin tavrını temsil etmemektedir'' ifadesi kullanıldı.
Lieberman, İsrailliler ile Filistinliler arasında bir anlaşma imzalanmasının onyıllar alabilme riski taşıdığını bildirmişti.
Lieberman, ''Filistinliler ile kalıcı bir barış anlaşması arayışındayken anlaşmazlığın gerçek kökenlerini ele almamız gerek. Aslında öncelikle İran meselesini çözmemiz gerektiğini anlamak lazım'' demişti.
BM İnsan Hakları Konseyi'nin İsrail'in Mavi Marmara baskınını soruşturan 3 kişilik heyetinde yer alan eski savaş suçları savcısı Desmond de Silva, Uluslararası Ceza Mahkemesi'nin bu dosyayı alabileceğini, çünkü bunun için hukuki yetkisinin bulunduğunu söyledi.
Da Silva, düzenlediği basın toplantısında, ''Şiddet olaylarının çoğunluğuna sahne olan Mavi Marmara gemisi Komor bandıralıydı ve bu ülke Uluslararası Ceza Mahkemesi'nin üyesi'' dedi.
Bunun mahkemeye davayı yargılama yetkisi verdiğini savunan de Silva, heyetin raporda Uluslararası Ceza Mahkemesi'ne yönelik somut tavsiyelerde bulunmadığını, çünkü BM İnsan Hakları Konseyi'nin böyle bir talepte bulunmadığını ifade etti.
Netanyahu'nun makamından yapılan yazılı açıklamada, Lieberman'ın BM'deki konuşmasına atıfta bulunularak, ''Lieberman'ın İsrail-Filistin anlaşmazlığının çözümüne ilişkin söyledikleri, İsrail hükümetinin tavrını temsil etmemektedir'' ifadesi kullanıldı.
Lieberman, İsrailliler ile Filistinliler arasında bir anlaşma imzalanmasının onyıllar alabilme riski taşıdığını bildirmişti.
Lieberman, ''Filistinliler ile kalıcı bir barış anlaşması arayışındayken anlaşmazlığın gerçek kökenlerini ele almamız gerek. Aslında öncelikle İran meselesini çözmemiz gerektiğini anlamak lazım'' demişti.
BM İnsan Hakları Konseyi'nin İsrail'in Mavi Marmara baskınını soruşturan 3 kişilik heyetinde yer alan eski savaş suçları savcısı Desmond de Silva, Uluslararası Ceza Mahkemesi'nin bu dosyayı alabileceğini, çünkü bunun için hukuki yetkisinin bulunduğunu söyledi.
Da Silva, düzenlediği basın toplantısında, ''Şiddet olaylarının çoğunluğuna sahne olan Mavi Marmara gemisi Komor bandıralıydı ve bu ülke Uluslararası Ceza Mahkemesi'nin üyesi'' dedi.
Bunun mahkemeye davayı yargılama yetkisi verdiğini savunan de Silva, heyetin raporda Uluslararası Ceza Mahkemesi'ne yönelik somut tavsiyelerde bulunmadığını, çünkü BM İnsan Hakları Konseyi'nin böyle bir talepte bulunmadığını ifade etti.