Atatürk Üniversitesi Kariyer Topluluğu üyeleri, Kazım Karabekir Eğitim Fakültesindeki topluluk odasında, basın açıklaması yaptı.
Eczacılık Fakültesi öğrencisi Süleyman Gökçe, topluluk adına okuduğu açıklamada, son günlerde üniversitelerde kaynağı belirsiz ve sevimsiz bir tiyatro sergilendiğini ifade etti.
Üniversitelerin bilim yuvası olma sürecinden rahatsız, ülkedeki olumlu havayı bozmak isteyen mihrakların geçmişte ellerine silah verdikleri gençleri, bugün yumurtayla aynı oyunun figüranları yapmaya çalıştıklarını ifade eden Gökçe, şunları kaydetti:
''Bizler, geleceğin aydınlık Türkiyesi olarak bir elimizde kalem, diğer elimizde dizüstü bilgisayarlarımızla yolumuza kararlılıkla devam ediyoruz ve edeceğiz. Her ikisi de profesör kimliğine sahip iki akademisyenin, üniversite ortamında sözlü sataşmalarla yumurtalarla susturulması üniversitelere özgürlük iddialarında bulunan provokatörlerin gerçek yüzünü ortaya koyması açısından oldukça anlamlıdır. Talimatla hareket eden, bu kadrolu provokatörlerin yüzde 1'lik bir kesimi bile temsil etmediğini hepimiz çok iyi biliyoruz. İçlerinde, öğrenci olanlara tavsiyemiz 'kolektif yumurta şirketi' kurmak yerine 'kolektif-ortak-akıl' bilinci oluşturmalarıdır. Çok iyi bilmeliler ki oyun bitince şah da piyon da aynı torbaya atılır. Son olarak üniversite ortamına ve öğrencisine yakışmayan, bu çirkin eylemleri kınıyor, sayın Batum ve sayın Kuzu'yu özgürce konuşmak üzere en kısa zamanda Atatürk Üniversitesi'ne davet ediyoruz.''
Eczacılık Fakültesi öğrencisi Süleyman Gökçe, topluluk adına okuduğu açıklamada, son günlerde üniversitelerde kaynağı belirsiz ve sevimsiz bir tiyatro sergilendiğini ifade etti.
Üniversitelerin bilim yuvası olma sürecinden rahatsız, ülkedeki olumlu havayı bozmak isteyen mihrakların geçmişte ellerine silah verdikleri gençleri, bugün yumurtayla aynı oyunun figüranları yapmaya çalıştıklarını ifade eden Gökçe, şunları kaydetti:
''Bizler, geleceğin aydınlık Türkiyesi olarak bir elimizde kalem, diğer elimizde dizüstü bilgisayarlarımızla yolumuza kararlılıkla devam ediyoruz ve edeceğiz. Her ikisi de profesör kimliğine sahip iki akademisyenin, üniversite ortamında sözlü sataşmalarla yumurtalarla susturulması üniversitelere özgürlük iddialarında bulunan provokatörlerin gerçek yüzünü ortaya koyması açısından oldukça anlamlıdır. Talimatla hareket eden, bu kadrolu provokatörlerin yüzde 1'lik bir kesimi bile temsil etmediğini hepimiz çok iyi biliyoruz. İçlerinde, öğrenci olanlara tavsiyemiz 'kolektif yumurta şirketi' kurmak yerine 'kolektif-ortak-akıl' bilinci oluşturmalarıdır. Çok iyi bilmeliler ki oyun bitince şah da piyon da aynı torbaya atılır. Son olarak üniversite ortamına ve öğrencisine yakışmayan, bu çirkin eylemleri kınıyor, sayın Batum ve sayın Kuzu'yu özgürce konuşmak üzere en kısa zamanda Atatürk Üniversitesi'ne davet ediyoruz.''