Diyarbakır
Belki meydan kalabalık değildi; sokaklar afişlerle donatılmamış, şehir baştan aşağı boşanmamıştı. Ancak CHP’nin neredeyse 10 yıl aradan sonra Diyarbakır’a gelişi, hem Kemal Kılıçdaroğlu hem de Kürtler için sembolik bir anlam taşıyordu.
Diyarbakır konuşmasından hemen sonra Kılıçdaroğlu’na şehirdeki atmosferden memnun olup olmadığını soruyoruz. “En azından kimse çizmedi otobüsümüzü” diye espri yapıyor. Ardından da “Güzel bir hava vardı. CHP yükselişte, AKP de oy kaybediyor. Diyarbakır’da da durum bu” diyor.
Kente giriş ve çıkışta balkonlarından el sallayan kadınlar, otobüsün yanında koşuşan çocuklar, kahvelerden, dükkânlardan fırlayıp “Oyum BDP’ye ama sen de iyi adamsın” dercesine gülümseyerek zafer işaretiyle selam verenler CHP liderini sevindiriyor. Konuşmasında da “Hatta biz de buraya az geldik. Artık daha çok çayınızı içmeye geleceğim” diyor.
Kürtlerle barışma
Aslında CHP lideri açısından bu gezi, oy, vekil hesabı falan değil; Altı Ok’u Kürtlerle barıştırmak amacını taşıyor. Diyarbakır’da BDP destekli bağımsızların 6 vekil, Ak Parti’nin de 4 vekil çıkarması en muhtemel senaryo. Kalan bir koltuğun da CHP’nin Diyarbakır adayına gitmesi mümkün, ancak neredeyse bir mucize. Fakat yine de CHP kurmayları bu gezinin Kılıçdaroğlu’nun en önemli seçim gezilerinden olduğunu söylüyor.
2009’da burada sadece 6300 oy alan CHP açısından Diyarbakır’ın asıl önemi, “Yeni CHP” olduğunu gösterme fırsatı. Bunca yıl Kürt sorununda devlet ağzı kullanan CHP için “yeni” olmanın yolu, Diyarbakır’dan geçiyor. Bu yüzden de Kılıçdaroğlu dün İstasyon Meydanı’nda birkaç bin kişinin izlediği konuşmasında ağırlıklı olarak hak ve özgürlüklerden söz ediyor. Özel yetkili mahkemelere itiraz ediyor, faili meçhulleri hatırlatıyor, katlanarak artan tutukluluklara ve düşünce suçuna dikkat çekiyor, seçilmiş belediye başkanlarının KCK davasından tutuklanıp hapse atılmasına isyan ediyor ve Başbakan’a yükleniyor; “Ben size fabrika vaat ediyorum, Başbakan ise içinde sıcak, soğuk suyu olan yeni cezaevi diyor!”
Genel Başkan Yardımcısı Gürsel Tekin, konuşma sonrasında Kılıçdaroğlu’nun otobüsünde sohbet ederken bu konuşmanın sadece Güneydoğu değil asıl Türkiye’nin Batı’sındaki Kürt oylarına yönelik olduğunu söylüyor. “Aydın, Muğla, Mersin, İstanbul, İzmir, Adana...” diye saymaya başlıyor Türkiye’nin her yerine dağılmış Kürt seçmeni...
Kılıçdaroğlu’nun pazar günü açıkladığı Demokrasi Paketi’nden sonra iktidara “özgürlükler” konusundaki eleştiri dozunu her geçen gün yükseltmesi, Türkiye için şans. Bu ülkede kavganın laiklik ya da milliyetçilik yarışı olarak değil, “Kim daha demokrat” diye yapılması lazım. Kılıçdaroğlu bu anlamda hükümetin eksiklerini, demokrasinin gediklerini unutturmaya niyetli değil. Bu yüzden de Diyarbakır’ın asıl mesajı, Ankara’ya...
Diyarbakır’da simitçi çocuğu kurtarma operasyonu
Dönüş yolunda Diyarbakırlı çocuklar otobüsün etrafını sardığında, tam bir keşmekeş yaşandı. Kargaşada genç bir simitçinin tepsisi devrildi, simitler yere döküldü. Simitçi isyan edince, kaşla göz arasında etraftaki çevik kuvvetler üzerine çullandı. Yaka paça çocuğun ağzı kapatıldı, kıskıvrak arkaya doğru sürüklendi. Gözünün önündeki bu manzaradan rahatsız olan Kılıçdaroğlu, otobüsü durdurdu. CHP otobüsünden üst üste mikrofonla “Lütfen polis arkadaşlar, simitçi genci bırakın” diye anons yapıldı. CHP’nin ısrarıyla simitçi zar zor otobüse alındı; kim bilir belki de dayaktan kurtulmuş oldu.