Birleştiler ama kolay olmadı

Doğu ve Batı Almanya'nın birleşmesi, ekonomik açıdan çok zorlu ve sorunlarla dolu bir süreç oldu. İşte birleşmenin öyküsü..

Federal Almanya ve Demokratik Almanya resmen 3 Ekim 1990'da birleşse de, ekonomik birleşme 1 Temmuz 1990'da başladı.

İki Almanya, 18 Mayıs 1990'da, parasal, ekonomik ve sosyal birleşmenin 1 Temmuz'dan itibaren gerçekleşmesi konusunda anlaşmıştı. Bunun sonucunda, Federal Almanya'nın para birimi Deutsche Mark, demokratik Almanya'nın da resmi para birimi haline geldi. Böylece tarihte ilk kez kapitalist bir ekonomiyle sosyalist bir ekonomi birleşmiş oldu.

Bu ilkin gerçekleşmesi kolay olmadı. Ekonomik birleşme, çok zorlu ve sorunlarla dolu bir süreç oldu. Federal Almanya, ekonomik birleşme başlamadan bile önce, Demokratik Almanya'daki şirketleri özelleştirmeye başladı.

4 yıl süren özelleştirme döneminde birçok zorluk yaşandı. Nazi, sovyet ve demokratik Almanya döneminde kamulaştırılan varlıkların eski sahiplerine geri verilmesi, potansiyel yatırımcıları kaçıran etkenlerden biriydi. Çünkü varlıklar üzerinde hak iddia edenler, davaları genelde kazanıyordu. Doğu Almanya'daki yüksek üretim maliyetleri ve altyapı sorunları, özel yatırımı engelleyen diğer sorunlardı.

Öte yandan, Doğu Almanya'nın kapitalizme geçişini kolaylaştırmak için atılacak adımların hepsinin, uzun vadede büyümeyi baltalayacağı hesaplanıyordu. Bunların sonucunda, birleşmenin hemen ardından Doğu Alman ekonomisinde derin bir durgunluk başladı. Doğu Almanya'ya özel kaynak girişi yetersiz kaldığı için, yatırımları federal hükümet yapıyordu.

Federal hükümet ve özel yatırımcılar, ekonomik birleşmenin başlamasından itibaren geçen beş yılda, Doğu Almanya'ya 750 ila 850 milyar Alman Markı harcadı. Bu, Doğu Almanya'da yaşayan her vatandaş için, dışardan 50 bin Alman Markı kaynak geldiği anlamına geliyor. Hiçbir doğu bloku ülkesinin bu kadar büyük dış yardım almadığı dikkate alındığında, Almanya'nın, Doğu Almanya'nın dönüşümü için ne kadar büyük bir kararlılık gösterdiği anlaşılıyor.

Doğu Almanya'nın Batı'ya ekonomik entegrasyonu, orta ve uzun vadede Alman ekonomisinde büyümenin yavaşlamasına yol açtı. Doğu Almanya, üretime katkı yapmaktan çok, işsizliğin artmasına neden oldu.

AVRUPA'NIN EN YAVAŞ BÜYÜYEN ÜLKESİ
1993'te yüzde 1.2 daralan Alman ekonomisi, Merkez Bankası'nın faiz indirimleri sayesinde 1994'te yüzde 2.4 büyüdü. Büyümenin, 1995'e kadar, işsiz sayısının azalmasını sağlayacağı umuluyordu. Böylece Almanya, İkinci Dünya Savaşı sonrasında elde ettiği refaha yeniden dönebilecekti. Ancak Almanya, birleşmenin ağır faturasını 2000'li yıllarda bile ödemeye devam etti. Alman ekonomisi, bu dönemde, çoğu zaman Euro Bölgesi'nin en yavaş büyüyen ekonomisi oldu.

EPM Mali Hizmetler Grubu Ortağı Errwin Grandinger, Almanya'nın Berlin duvarının yıkılmasından bu yana sürekli birilerini kurtarmak zorunda kaldığına dikkat çekti.

Grandinger “Alman ekonomisi üç önemli darbe aldı. Öncelikle birleşme süreci, ki burada Batı Almanya Doğu Almanya’Yı kurtarıyordu. İkinci olarak son yaşadığımız krizde Almanya bir bankayı kurtarmaya çalıştı. Bugün ise Almanya’nın Yunanistan ve başka bazı AB ülkelerini kurtarmaya çalışması söz konusu. Bu tür politikaları devam ettirip ettirmeyeceğimiz konusunda iyi düşünmeliyiz.”

Sayfa Yükleniyor...