“Rahim ağzı kanseri önlenebilen tek kanserdir”

Rahim ağzı kanserinin, nedeni tamamen aydınlatılmış ve önlenebilen tek kanser olduğunu söyleyen Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Prof. Dr. Erol Tavmergen, rahim ağzı kanserinin, dünyada kadınlarda meme kanseri ve kalın bağırsak kanserinden sonra üçüncü sıklıkta görüldüğünü, ülkemizde ise onuncu sırada yer aldığını belirtti.

“Rahim ağzı kanseri önlenebilen tek kanserdir”

Rahim ağzı kanserinin belirtilerine ve korunma yollarına dikkat çeken Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Erol Tavmergen, rahim ağzı kanserinde risk faktörlerini şöyle sıraladı:

• Human Papilloma Virus (HPV) enfeksiyonu.
• Erken yaşta (16 yaştan önce) ilk cinsel ilişki.
• Birden fazla cinsel partner varlığı.
• Sigara içimi.
• Beslenme alışkanlığı (meyve ve sebzeyi az tüketmek rahim ağzı kanseri riskini artırmaktadır).
• Yüksek doğurganlık sayısı.
• Düşük sosyo-ekonomik düzey.
• 5 yıldan daha uzun süreli doğum kontrol hapı kullanımı.

HPV enfeksiyonlarının çoğunluğunun belirtilere veya hastalığa neden olmadığını ve kendiliğinden düzeldiğini vurgulayan Dr. Tavmergen, bununla birlikte belirli HPV tipleri (çoğunlukla 16 ve 18) ile devam eden enfeksiyonun, kanser öncesi lezyonlara neden olabildiğini söyledi. Tedavi edilmezse, bu lezyonların rahim ağzı kanserine ilerleyebildiğini ancak bu ilerlemenin genellikle uzun yıllar aldığını kaydetti.

BU BELİRTİLERE DİKKAT!

• Düzensiz, adet dönemleri arasında veya cinsel ilişkiden sonra anormal vajinal kanama.
• Cinsel ilişki sırasında ağrı.
• Sırt, bacak veya cinsel organların olduğu bölgede ağrı.
• Yorgunluk, kilo kaybı, iştah kaybı.
• Vajinal rahatsızlık veya kokulu akıntı.
• Tek bir bacakta şişkinlik.
• İdrar yaparken ağrı.
Serviks kanserinin önlenebilir ve erken teşhiste tamamen tedavi edilebilir bir hastalık olduğunu vurgulayan Prof. Tavmergen, “Rahim ağzı kanseri erken teşhis edildiğinde %100 tedavi edilebilir ve bu hastalıktan ölüm tamamen engellenebilir. Düzenli rahim ağzı kanseri taramasından geçen bir kadının rahim ağzı kanserinden ölmeyeceği söylenebilir. Ülkemizde rahim ağzı kanseri taramaları ücretsiz olarak Kanser Erken Teşhis, Tarama ve Eğitim Merkezlerinde (KETEM) ve Aile Sağlığı Merkezlerinde (ASM) yapılmaktadır” dedi.

EN RİSKLİ DÖNEM 17-33 YAŞ ARALIĞI

Teorik olarak, hastalık taşımadığı bilinen tek partnerle birlikte olma durumunda riskin ortadan kalktığını söyleyen ve “Ancak bir kişinin HPV taşımadığını (HPV uyku döneminde ise) gösterebilmenin yolu maalesef yok” diyen Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı, şunları söyledi:

“Cinsel yaşamı aktif kişilerin yüzde 50’sinin hayatlarının bir döneminde HPV ile karşılaştığı kabul ediliyor. HPV enfeksiyonu riski en yüksek grup, enfeksiyon cinsel aktiviteye paralellik gösterdiğinden 17-33 yaş grubu. Kadın veya erkek kondomları riski bir miktar düşürse de, ciltten geçiş açıkta kalan alanlardan da söz konusu olabileceği için bulaşmaya tamamen engel olmuyor. Genital siğil yapan HPV tiplerine karşı aşılanmak ise korunmaya yardımcı oluyor.

HPV TESPİTİNDE DNA TARAMA YÖNTEMİ

Bakanlığınca, kanser saptama oranları mevcut yöntemlere göre çok daha yüksek olan rahim ağzı kanseri tarama yöntemi (HPV-DNA) ile kontrol edilen 1,5 milyon kadının yüzde 3,6'sında yüksek riskli rahim ağzı kanserine yol açan virüs (HPV) tespit edildi. Rahim ağzı kanseri taramaları için uzun yıllardır ''smear'' yöntemi kullanılıyordu ancak son yıllardaki gelişmeler, rahim ağzı kanseri taramalarında HPV virüsünün DNA'sının taranabileceğini de ortaya koydu. Türkiye, dünyada bu uygulamayı kullanan öncü ülkelerden biri oldu. HPV-DNA testlerinde klasik smear ile kıyaslandığında kanser saptama oranları daha yüksek ve tarama sonucunda kanserin negatif olması durumunda tahmin gücü de yüksek. Bilimsel verilere göre, dünyanın en iyi tarama testi.”

ÜREME ÇAĞINDAKİ HASTALARIN DOĞURGANLIĞI KORUNABİLİR

Prof. Dr. Erol Tavmergen, üreme çağındaki rahim ağzı kanseri hastalarında doğurganlığın korunabileceğini söyleyerek bu amaçla yapılan yumurta dondurma işleminin detayları hakkında şunları aktardı:

“Kadın yumurtalıklarından, vajinal ultrason sayesinde toplanan yumurtaların, laboratuar ortamında vitrifikasyon yöntemiyle dondurulması olan bu yöntem, yumurtaların uzun seneler boyunca saklanmasına yardımcı olmaktadır. Radyoterapi, kemoterapi gibi kanser tedavisi uygulayanlar ya da yumurtalıkları alınıp rahmi sağlıklı olan hastalarda bu işlemlerden önce yumurta dondurma yöntemi uygulayarak tedavileri tamamlandığında gebelik elde etme şansı olacaktır.

YUMURTA DONDURMA İŞLEMİNDE NELERE DİKKAT EDİLMELİ?

Yumurta dondurmanın kesin ve sağlıklı bir şekilde gerçekleştirilebilmesi amacıyla bu hizmeti veren kurumun, tecrübeli ve teknolojik altyapılarının, güçlü embriyoloji laboratuarlarının olması gerekir. Kurum seçilirken dikkat edilmesi gereken bir başka husus da, merkezde dondurulan yumurtaların uzun yıllar boyunca saklanıp, ilk günki gibi kalabilmesine sağlayacak alt yapının bulunmasıdır. Dondurulmuş yumurtalar için herhangi bir bekleme süresi söz konusu değildir. Yumurtalar, gerekli oldukları zaman çözdürülüp, hamileliğin gerçekleşmesi için kullanılmaktadır. Hatta dondurma işleminin uygulanması sırasında, gruplar halinde uygulama gerçekleştirilerek, farklı dönemlerde hamileliğin gerçekleşmesi için kullanılabilir.”

VİDEO: HER İKİ DAKİKADA BİR KADIN ÖLÜYOR!

Sayfa Yükleniyor...