Nesnelere sevgiyle yaklaşan ressam: Nedim Günsür anılıyor

Figüratif bir anlayışla gerçekleştirdiği toplumsal içerikli yapıtlarıyla tanınan ressam Nedim Günsür, vefatının 26. yılında yad ediliyor.

Nesnelere sevgiyle yaklaşan ressam: Nedim Günsür anılıyor

Tüm nesnelere sevgiyle yaklaşan ressam olarak nitelenen ve naif özellikler de taşıyan figüratif bir anlayışla gerçekleştirdiği toplumsal içerikli yapıtlarıyla tanınan ressam Nedim Günsür, vefatının 26. yılında anılıyor.

İLK BİLGİLERİ BABASINDAN ALDI

Abdurrahman İzzet Bey ve Fatma Nigar Hanım'ın oğlu olarak 1924'te Ayvalık'ta doğan Günsür, 1931'de İstanbul Kadıköy'deki Cevizli İlkokulu'nda eğitim hayatına başladı.

Nesnelere sevgiyle yaklaşan ressam: Nedim Günsür anılıyor - 1

 RESSAM OLMA HAYALİ İÇİN LİSEYİ TERK ETTİ

Günsür, ilk resim bilgilerini edindiği, amatör bir ressam olan babasının 1937'de vefat etmesinin ardından, ablası Mevhibe ve eniştesiyle birlikte gittiği İzmir'de Namık Kemal Lisesi'ne devam etti. Lise ikinci sınıftayken okuldan ayrılarak ressam olma hayaliyle İstanbul'a dönen sanatçı, 1942’de Istanbul Güzel Sanatlar Akademisi’ne girdi. Akademide Bedri Rahmi Eyüboğlu'nun öğrencisi olan sanatçı, 1948'de birincilikle eğitimini tamamladı.

1951'DE İLK SERGİSİNİ AÇTI

Akademideki arkadaşlarıyla Onlar Grubu'nun kurulmasına katkıda bulunan Günsür, 1948'de Fransız hükümetinden aldığı bursla Paris'e gitti. Başarılı sanatçı, Paris'te geçirdiği 4 yılda Fernand Leger ve Andre Lhote atölyelerine izleyici olarak katıldı. Büyük müzelerde yer alan yapıtları yakından inceleyen ve bir süre kopyalar yapan, siyah-beyaz krokiler oluşturan sanatçı, 1951'de Paris’ten gönderdiği resimlerle, İstanbul Maya Galerisi’nde ilk kişisel sergisini düzenlendi.

RESİM ÖĞRETMENLİĞİ YAPTI

Nedim Günsür, 1952'de Türkiye'ye dönerek, öncelikle Izmit’te askerlik hizmetini tamamladı. Zonguldak'ta resim öğretmeni olarak 1954'te göreve başlayan sanatçı, kömür işçilerini konu alan resimler yaptı. Günsür, bu eserlere yer verdiği ikinci kişisel sergisini, 1957'de Istanbul'da Türk-Alman Kültür Merkezi'nde açtı. Öğretmenlik görevinden 1958'de ayrılan usta ressam, İstanbul'a döndü.

Günsür, 1961'de tamamladığı Gökyüzü adlı yapıtıyla 1963'teki 24. Devlet Resim ve Heykel Sergisi'nde birincilik ödülünü aldı, aynı yıl İstanbul Manifaturacılar Çarşısı için bir mozaik pano yaptı.

1972'DE YILIN RESİM SANATÇISI SEÇİLDİ

Yeniden öğretmenlik mesleğine devam eden usta ressam, 1972'de Milliyet dergisi tarafından "Yılın Resim Sanatçısı" seçilirken 1973'te düzenlenen Cumhuriyet'in 50. Yılı Resim-Heykel Yarışması'nda, "Atatürk ve Cumhuriyet Ödülü"nü kazandı.

Yurt dışında gerçekleşen Çağdaş Türk Sanatı sergilerine resimleriyle katılan usta sanatçı, 1983 ve 1988'de İstanbul'da, 1984'te ise Ankara'da kişisel sergi açtı ve karma sergilere katıldı.

Resim öğretmenliği görevinden emekliye ayrılan Nedim Günsür'ün başlıca resimleri Ankara ve İstanbul Resim ve Heykel müzelerinde, bazı taşra galerilerinde, resmi ve özel koleksiyonlarda, çeşitli kurum ve kuruluşlarda bulunmaktadır.

"FİLM GİBİDİR"

Şair ve yazar Turgay Gönenç, bir açıklamasında, Günsür'ün resmini şöyle anlatmıştı "Nedim Günsür'ün resim macerası, siyah beyaz başlayıp, renkli sona eren bir film gibidir. Ressamlığının ilk yıllarında, o zaman da tutucu olan bu adam, Cezayir Savaşı, kıyımlar, patlayan maden ocaklarını çizip boyadı; renkli siyahlar ve grinin bin bir tonunu kullanarak… Çok cesur, o zamanın Türkiye resmi için çok yenilikçi bir kompozisyon ve kadraj anlayışıyla resimler yapmıştır."

1994'TE HAYATINI KAYBETTİ
 

Sanatçı, 13 Kasım 1994'te İzmir'de yaşama veda etti.

EN ÇOK BİLİNEN ESERLERİ

Sanatçının eserlerinden bazıları şunlar: Petnahor’da Kamp (1947), Yoğurtçu Parkı (1947), Kahve (1946), Nalbant (1947), Bahçe (1947), Korkan Adam (1949), Kostüm Giyenler (1951), Madenci (1960), Savaş Canavarı (1960), Onuncu Köy (1963), Cezayir Savaşı (1960), Dalyan (1968), Gecekondu Yıkımı (1970), Gurbetçiler (1978), Baloncu (1987), Kızamık (1970)

Sol Yanım’ın ikinci tanıtımı

Sayfa Yükleniyor...