Cumhurbaşkanı Erdoğan: Tarihi fırsat heba edilmemelidir

Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Suriye'de akan kanın durması, ihtilafın siyasi çözümle sona erdirilmesi fırsatıyla şu anda karşı karşıyayız. Bu fırsatı, asla kaybetmemek gerekiyor. Bu tarihi imkan, açılan bu fırsat penceresi heba edilmemelidir." dedi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan: Tarihi fırsat heba edilmemelidir

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "FETÖ, PKK, YPG, DHKP-C ve DEAŞ gibi katil sürülerinin bizim nazarımızda hiçbir farkı yoktur. Bunlarla mücadeleyi hem yurt içinde hem yurt dışında kararlılıkla sürdürüyoruz, sürdüreceğiz. Cinayetlerin, dökülen masum kanların hesabını hukuk içinde mutlaka soracağız. Dünyanın neresine kaçarlarsa kaçsınlar terör örgütlerinin elebaşılarının, militanlarının peşlerini asla bırakmayacağız. Çünkü hain her yerde haindir, terörist her yerde teröristtir." dedi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Kosova Cumhurbaşkanı Haşim Taçi, Beştepe'de gerçekleştirdikleri baş başa ve heyetler arası görüşme sonrasında ortak basın toplantısı düzenledi.

Erdoğan, Cumhurbaşkanı Taçi ve heyetini 'de misafir etmekten büyük memnuniyet duyduğunu dile getirdi.

Köklü tarih, kültürel ve beşeri bağlar bulunan Kosova'nın milletin gönlünde müstesna bir yeri olduğunu belirten Erdoğan, bağımsızlığını kazanmasının ardından Kosova'yı her alanda destekleyen ve meselelerini kendi meselesi gibi gören yegane ülkenin olduğunu vurguladı. 

Erdoğan, TİKA, Yurtdışı Türkler ve Akraba Topluluklar Başkanlığı, Yunus Emre Enstitüsü, belediyeler, üniversiteler ve sivil toplum kuruluşları aracılığıyla Kosovalıların her zaman yanında olduklarını anımsatarak, NATO gücü bünyesindeki askerlerle de Kosova'nın güvenliğine destek verdiklerini ve vermeye devam edeceklerini anlattı. 

"KOSOVA'NIN BAĞIMSIZLIĞI VE TOPRAK BÜTÜNLÜĞÜ TARTIŞILMAZDIR"

Ortak gayretler neticesinde bugün Kosova'nın uluslararası toplumun güvenilir ortağı ve bölgesinde istikrarın teminatı olduğuna işaret eden Erdoğan, "Kosova'nın bağımsızlığı, toprak bütünlüğü ve egemenliği bizim için tartışılmazdır." diye konuştu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Kosova'nın hali hazırda 113 ülke tarafından tanındığını hatırlatarak, bu sayının artması için ilgili ülkeler nezdinde çabalarının sürdüğünü söyledi. 

"FETÖ FAALİYET GÖSTERDİĞİ TÜM ÜLKELER İÇİN BÜYÜK TEHDİTTİR"

Konuk Cumhurbaşkanı Taçi ile baş başa ve heyetler arası görüşmelerde iki ülke arasındaki siyasi, askeri, ticari, ekonomik noktada neler yapılabileceğini görüşme fırsatı bulduklarını dile getiren Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Hain darbe girişimini, FETO ile mücadelemizi ve bu mücadelede dost ülkelerden beklentilerimizi konuştuk. Bildiğiniz gibi Balkanlar'da FETÖ terör örgütünün en yoğun örgütlenme ağına sahip olduğu yer ne yazık ki Kosova. Tabii şunun altını bir kez daha çizmek isterim FETÖ, PKK, YPG, DHKP-C ve DEAŞ gibi katil sürülerinin bizim nazarımızda hiçbir farkı yoktur. Bunlarla mücadeleyi hem yurt içinde hem yurt dışında kararlılıkla sürdürüyoruz, sürdüreceğiz. Cinayetlerin, dökülen masum kanların hesabını hukuk içinde mutlaka soracağız. Dünyanın neresine kaçarlarsa kaçsınlar terör örgütlerinin elebaşılarının, militanlarının peşlerini asla bırakmayacağız. Çünkü hain her yerde haindir, terörist her yerde teröristtir. FETÖ sadece Türkiye için değil faaliyet gösterdiği tüm ülkeler için büyük bir tehdittir. 15 Temmuz gecesi ve sonrasında yaşananlar bu korkunç gerçeği açık ve net ortaya koymuştur."

"KOSOVALI KARDEŞLERİMİZ HİÇ ENDİŞEYE KAPILMASINLAR"

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye Maarif Vakfının kuruluşundan bu yana geçen kısa sürede Afrika'dan Asya'ya kadar birçok bölgede çalışmalar yürüttüğüne işaret ederek, "FETO'nun gerçek niyetinin farkına varan ülkeler de evlatlarını, genç nesillerini bu yapının elinden çekip almaya başladılar. İnşallah bu süreç artarak devam edecektir. Bu konuda Kosovalı kardeşlerimizin gerekli hassasiyeti göstereceğine inanıyorum. Şundan bir defa Kosovalı kardeşlerimiz hiç endişeye kapılmasınlar, şu andaki mevcut müfredat, mevcut eğitim öğretim anlayışından çok daha kaliteli eğitim öğretim anlayışını Maarif Vakfımız vasıtasıyla ve Kosova'daki muadilleriyle birlikte el ele vererek yapabileceklerdir." değerlendirmesinde bulundu. 

Kosova'nın Avrupa Atlantik kurumlarıyla bütünleşme yolunda attığı adımlardan memnuniyet duyduklarını ve Priştine-Belgrad diyalog sürecini desteklediklerini anlatan Erdoğan, bugüne kadar Kosova'nın kalkınması için ellerinden gelen çabayı gösterdiklerini kaydetti.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, iş adamlarının Kosova'ya yatırım yapmasını her zaman teşvik ettiklerini, Türkiye'nin Kosova'daki toplam yatırımlarının miktarının 350 milyon dolara ulaştığını bildirdi.

Türk müteşebbislerin bankacılık, sigorta, sağlık, gıda, üretim, inşaat, ulaşım ve tekstil gibi pek çok alanda faaliyet gösterdiğine dikkati çeken Erdoğan, bu firmaların 10 bin Kosovalıyı istihdam ettiğini belirtti.

İkili ticaret hacminin 2016 yılının ilk 10 ayında 221 milyon dolar olduğunu dile getiren Erdoğan, "Yeterli görmediğimiz bu rakamı çok daha yukarılara taşımakta kararlıyız. 2013 yılında imzaladığımız serbest ticaret anlaşmasının iç onay süreci geçen yıl Türkiye'de tamamlandı. Kosova'daki onay sürecinin de bir an önce tamamlanması konusunu değerli mevkidaşımla görüştük, mutabık kaldık. Ticari hedeflerimiz açısından bir dönüm noktası olacak bu anlaşmaya ikili görüşmelerimizde özellikle değinmiş bulunuyoruz. Kısa zamanda netice alacağımızı ümit ediyorum." şeklinde konuştu.

Kosova'daki Türk toplumunun ve Türkiye'deki Kosova kökenli vatandaşların iki ülke arasında insani köprü vazifesi gördüğünü aktaran Erdoğan, "Aynı şekilde Kosova'daki Arnavut kardeşlerimizle Türkiye'deki Arnavut kardeşlerimiz yine bir köprü vazifesi görüyor. Dolayısıyla çift dikiş bir dayanışma burada söz konusu, bunu çok daha güçlendirerek devam ettirmemiz lazım." ifadelerini kullandı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, 2016'nın Yurtdışı Türkler ve Akraba Topluluklar Başkanlığınca Kosova yılı ilan edildiğini anımsatarak, "Başkanlığımızın öncülüğünde bu yıl boyunca iki toplum arasındaki muhabbeti, dayanışmayı kaynaşmayı artıran bir çok kültürel etkinlikler düzenlendi. Şimdi Sayın Başkanın ziyaretiyle bu süreci taçlandıracağımıza inanıyorum ve ben bu resmi ziyaretin, yaptığımız görüşmelerin iki ülke kardeşliğini daha da perçinlediğini düşünüyorum." şeklindeki görüşlerini paylaştı. 

Ziyareti için Taçi ve heyetine teşekkürlerini ileten Erdoğan, ziyaretin iki ülke için hayırlara vesile olması dileğinde bulundu.

Kosovalı bir gazetecinin, Arnavutluk Cumhurbaşkanı Bujar Nishani'nin ziyaretinde anlattığı hatırasını anımsatması üzerine Erdoğan, hatırasının Arnavut kapı komşularıyla ilgili olduğunu söyledi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Suat teyzenin çocukları annemde, biz ise onun evinde ve onların elinde büyüdük. Yani o Arnavut'muş, ben Rizeliymişim böyle bir ayrım yok, birbirimizi o denli seviyorduk." ifadesini kullandı.

Şu anda böyle bir anlayışın bulunduğunu söyleyemeyeceğini dile getiren Erdoğan, "Geçmişteki o komşuluk hukuku çok daha farklıydı, çok daha güzeldi." dedi.

Erdoğan, aynı gazetecinin "Fetullah Gülen'in okullarının kapatılmasında niye ısrar ediyorsunuz?" şeklindeki sorusu üzerine, okulların terörist ve ülkesine ihanet eden gençler yetiştiremeyeceğine dikkati çekti.

"Eğer bir okulda, ülkesine ihanet eden gençler yetişiyorsa o okul, kendi asli görevini yerine getirmiyor demektir." diyen Erdoğan, darbe girişimi sırasında Türkiye'nin 248 şehit verdiğini ve bir bedel ödediğini anımsattı. 

Cumhurbaşkanı Erdoğan, şehit verilmesine neden olanların yargı tarafından belirlendiğine işaret ederek, Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'ni, TBMM'yi bombalayan zihniyetin FETÖ'cü bir zihniyet olduğunu vurguladı. 

"MAARİF VAKFI İLE KOSOVA'NIN MİLLİ EĞİTİMİ EL ELE VERSİN"

Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti:

"Bugün Türkiye'de, bilesiniz yarın Kosova'da o okullardan yetişenler aynı şeyi yapar. Oraların okullarını işgal ederler. O okullardan sonra gelirler oranın devlet dairelerinde yetkiyi, parlamentoyu ellerine alırlar. Çünkü orada Kosova vatandaşları okumuyor mu, Kosova'nın ileri gelenlerinin çocukları oralarda okumuyor mu? Siz hesabı şu an itibarıyla yapıyorsunuz. Sevgili kardeşim, hesabını şu an için yapma, hesabını 10 yıl, 20 yıl sonrası için yap. Bunlar 40 yıl önce Türkiye'de bu adımı attılar ve şu anda da neticesini almaya başladılar. Şimdi biz de bu mücadeleyi veriyoruz. Bu mücadeleyi verirken 'Biz yandık Kosova yanmasın.' diyoruz. Onun için de kurduğumuz Maarif Vakfı ile Kosova'nın Milli Eğitimi el ele versin, oralarda Kosova'nın gençliğini, biz idealist milli, vatansever gençleri olarak yetiştirelim. Hiç burada aksama, şu, bu falan olmaz endişe etmeyin ama hain çıkmaz. Bunlar hain." 

Türkiye'nin bir bedel ödediğini, Kosova'nın bedel ödemesini istemediklerini dile getiren Erdoğan, Türkiye'nin bir dayanma gücü olduğu için buna dayandığını ancak Kosova'nın bunu kaldıramayacağını söyledi.

Bir başka gazetecinin, "Suriye'de ateşkesle ilgili varılan mutabakat çerçevesinde bugün gece yarısından itibaren ateşkes sağlanacağı belirtildi. Sizin de Putin'le görüşmeniz oldu. Önümüzdeki süreçte, özellikle uzun vadede ateşkesin kalıcı olması mümk�n olur mu?" şeklindeki sorusu üzerine Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye'nin Halep'te ağırlaşan insani kriz üzerine aralık ayı başından beri çatışmaların durması noktasında elinden gelen her türlü desteği verdiğini ve vermeye devam ettiğini belirtti.

Erdoğan, bunun için yoğun mesai sarf edildiğini vurgulayarak, şöyle konuştu:

"İlk etapta ülkemizin diplomatik gayretleri neticesinde Doğu Halep'teki sivillerin tahliyesine gayret ettik ve yaklaşık 46 bin kişiyi doğu Halep'ten çıkarttık ve İdlib'e onları yerleştirdik ve 'gerekirse bunları kendi ülkemize de kabul ederiz' dedik ve kendi ülkemizde de onlar için kamplar oluşturduk. Bir süredir de Suriyeli muhalifler ve Rusya Federasyonu temsilcileri, ülkemizin bu gayretleriyle Ankara'da görüşmeler yürüttüler. Bu görüşmeler, an ve an sürekli devam etti ve sürekli ben de bilgiler edindim. Bu görüşmeler neticesinde rejimle muhalefet arasında bir mutabakata varıldı.

Mutabakata göre, inşallah bu gece yarısından itibaren, 24.00 itibarıyla diyeyim, Suriye genelinde ateşkes ilan ediliyor. Konuyla ilgili olarak, Sayın Putin açıklamayı yaptı. Açıklamasının ardından, biz kendisiyle telefon görüşmemizi yaptık. Bu arada, Dışişleri Bakanlığı aynı şekilde açıklamayı yaptı. Taraflar, hava bombardımanı dahil silahlı saldırıları durdurmayı, kontrolleri altındaki bölgeleri birbirleri aleyhine genişletmemeyi taahhüt ettiler."

"DEAŞ BAŞTA OLMAK ÜZERE, MÜCADELE DEVAM EDECEK"

Mutabakat çerçevesinde, terör örgütü olarak ilan edilen gruplarla mücadelenin devam edileceğine yönelik açıklamaları da değerlendirmesi istenen Erdoğan, "BM Güvenlik Konseyi tarafından terör örgütü olarak kabul edilen gruplar, tabii ki bu ateşkesin dışındadır. Türkiye vatandaşlarının can güvenliğini tamamen garanti altına alana kadar DEAŞ başta olmak üzere, mücadelesine aynı kararlılıkla devam edecektir. Buradan taviz vermemiz söz konusu değil." değerlendirmesini yaptı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti:

"Az önce ifade ettiğiniz örgütler, buna dahil değil. Türkiye vatandaşlarının can güvenliğini tamamen garanti altına alına kadar, DEAŞ başta olmak üzere mücadelesine aynı kararlılıkla devam edecektir. Buradan, taviz vermemiz söz konusu değil. Bir taraftan ateşkes sürdürülürken diğer taraftan da siyasi sürecin canlandırılması için garantör ülkelerin nezaretinde rejim ile muhalefet arasında Astana'da bir toplantı yapılması planlandı ve Astana'da bu garantör ülkeler nezaretinde muhalif gruplar bir araya gelecek. 

Astana Toplantısı, Cenevre sürecini ikame edici değil, tamamlayıcı ve destekleyici nitelikte olacaktır. Ateşkese, tüm tarafların riayet etmesi gereklidir, elzemdir. Türkiye ve Rusya, garantörler olarak, çatışmasızlık durumunun takibini birlikte yapacaklardır. Bunun yanında sahadaki gruplar üzerinde nüfuzu olan diğer ülkeler de ateşkesin idamesi yolunda gerekli hassasiyeti göstereceklerdir. Suriye'de akan kanın durması, ihtilafın siyasi çözümle sona erdirilmesi fırsatıyla şu anda karşı karşıyayız. Bu fırsatı, asla kaybetmemek gerekiyor. Bu tarihi imkan, açılan bu fırsat penceresi heba edilmemelidir. Zira, tabi 600 bin rakamlarını hep zikrediyoruz ama aslında bu rakam 600 binin üstündedir. Bir milyon diyorum ben."

Cumhurbaşkanı Erdoğan, birkaç saat önce Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ile yaptığı telefon görüşmesinde tüm bu hususları samimiyetle ele aldıklarını bildirerek, "Başta kıymetli dostum Sayın Putin olmak üzere ateşkes sürecine destek veren tüm kesimlere teşekkür ediyorum. Biz Türkiye olarak Suriye'nin ve bölgemizin barışı, huzuru, istikrarı için elimizden gelen her türlü çabayı göstermeye devam edeceğiz. Ateşkesin Suriyeli kardeşlerimiz için, daha ileri gidiyorum, tüm insanlık için hayırlara vesile olmasını Rabbimden niyaz ediyorum." ifadelerini kullandı. 

  • Etiketler :
  • Haberler -
  • Türkiye
  • Recep Tayyip Erdoğan

Sayfa Yükleniyor...