Dünya Bankası'nın, gelecek hafta yapılacak maliye bakanları ve merkez bankaları yöneticileri için hazırladığı rapora göre, küresel kriz, yoksul ve gelişmekte olan ülkelerin finans ihtiyaçlarını gidermelerini güçleştirecek.
Ekonomik güçlükler bütün dünyayı etkilediği için ticaretin bu yıl 80 yıldaki en düşük seviyesine düşeceğinin tahmin edildiği raporda, en güçlü ticari gerilemenin, büyümenin güçlü olduğu Doğu Asya'da olmasının beklendiği ifade edildi.
Krizin yoksul ülkeler üzerinde etkisinin ciddi olacağı, 129 ülkenin 270 ile 700 milyar dolar kadar dış açıkla karşı karşıya kalabileceği belirtilen rapora göre, gelişmekte olan ülkeler için düşük faizli krediler öneren Dünya Bankası, uluslararası finansal kurumların bu açık tahmini en düşük seviyede bile olsa bu açığı karşılayamayacağı uyarısında bulundu.
Güç durumdaki bu ülkelerin dörtte birinin istihdam yaratma ya da sosyal güvenlik programlarıyla ekonomik gerilemenin etkilerini azaltabileceği kaydedilen raporda, küresel finansal krizin, dünyanın en yoksul ülkelerindeki etkisinin muhtemelen bir süre devam edeceğine işaret edildi.
Gelişmekte olan ülkelerin yüksek borçlanma maliyetleriyle ve düşük nakit akışıyla karşı karşıya kalacağı, bunun da düşük yatırım ve büyümeye sebep olacağı belirtilen raporda, gelişmekte olan ülkelerin üzerindeki yükü azaltmak için gelişmiş ülkeler, küresel kurumlar ve özel sektöre işbirliği çağrısında bulunuldu.
ZOELLICK: ZAMANINDA MÜDAHALE ETMELİYİZ
Dünya Bankası Başkanı Robert B. Zoellick, ''Gelişmekte olan ülkelerde insanlara zarar veren bu büyüyen krize zamanında müdahale etmeliyiz. Bu küresel kriz küresel çözüm gerektiriyor'' dedi.
Gelişmekte olan ülkelerde ekonomik karmaşayı önlemenin krizin üstesinden gelmeyi amaçlayan küresel çabalar için önemli olduğuna değinen Zoellick, ''sosyal ve siyasi ayaklanmaları önlemek ve istihdam yaratmak için sosyal güvenlik programlarına, alt yapı ile küçük ve orta ölçekli işletmelere yatırım yapmalıyız'' diye konuştu.
Dünya Bankası Baş Ekonomisti ve Başkan Yardımcısı Justin Lin de yoksul ülkelerin üzerindeki yükün hafifletilmesi amacıyla gelişmiş ülkelerin teşvik fonlarındaki kaynakların bir kısmını bu ülkelere harcaması gerektiğini söyledi.
Ekonomik güçlükler bütün dünyayı etkilediği için ticaretin bu yıl 80 yıldaki en düşük seviyesine düşeceğinin tahmin edildiği raporda, en güçlü ticari gerilemenin, büyümenin güçlü olduğu Doğu Asya'da olmasının beklendiği ifade edildi.
Krizin yoksul ülkeler üzerinde etkisinin ciddi olacağı, 129 ülkenin 270 ile 700 milyar dolar kadar dış açıkla karşı karşıya kalabileceği belirtilen rapora göre, gelişmekte olan ülkeler için düşük faizli krediler öneren Dünya Bankası, uluslararası finansal kurumların bu açık tahmini en düşük seviyede bile olsa bu açığı karşılayamayacağı uyarısında bulundu.
Güç durumdaki bu ülkelerin dörtte birinin istihdam yaratma ya da sosyal güvenlik programlarıyla ekonomik gerilemenin etkilerini azaltabileceği kaydedilen raporda, küresel finansal krizin, dünyanın en yoksul ülkelerindeki etkisinin muhtemelen bir süre devam edeceğine işaret edildi.
Gelişmekte olan ülkelerin yüksek borçlanma maliyetleriyle ve düşük nakit akışıyla karşı karşıya kalacağı, bunun da düşük yatırım ve büyümeye sebep olacağı belirtilen raporda, gelişmekte olan ülkelerin üzerindeki yükü azaltmak için gelişmiş ülkeler, küresel kurumlar ve özel sektöre işbirliği çağrısında bulunuldu.
ZOELLICK: ZAMANINDA MÜDAHALE ETMELİYİZ
Dünya Bankası Başkanı Robert B. Zoellick, ''Gelişmekte olan ülkelerde insanlara zarar veren bu büyüyen krize zamanında müdahale etmeliyiz. Bu küresel kriz küresel çözüm gerektiriyor'' dedi.
Gelişmekte olan ülkelerde ekonomik karmaşayı önlemenin krizin üstesinden gelmeyi amaçlayan küresel çabalar için önemli olduğuna değinen Zoellick, ''sosyal ve siyasi ayaklanmaları önlemek ve istihdam yaratmak için sosyal güvenlik programlarına, alt yapı ile küçük ve orta ölçekli işletmelere yatırım yapmalıyız'' diye konuştu.
Dünya Bankası Baş Ekonomisti ve Başkan Yardımcısı Justin Lin de yoksul ülkelerin üzerindeki yükün hafifletilmesi amacıyla gelişmiş ülkelerin teşvik fonlarındaki kaynakların bir kısmını bu ülkelere harcaması gerektiğini söyledi.