Salgına karşı İtalya'yı uyaran Doktor NTV'nin sorularını yanıtladı

İtalya'da ilk vakanın görülmesinden hemen önce, ülkeyi bir salgın tehlikesi konusunda sürekli uyaran ve gerekli önlemlerin alınması konusunda sürekli röportajlar veren bilim insanı Prof. Capua'nın düşüncelerinde ne kadar haklı olduğu kısa sürede görüldü. Artık İtalya'da sözüne en fazla değer verilen bilim insanlarından biri olan, dünyaca ünlü virolog Profesör Ilaria Capua, NTV Dış Haberler Müdürü Ahmet Yeşiltepe’nin sorularını yanıtladı.  

Haberler NTV, ntv.com.tr 14.04.2020 - 16:40 Son Güncelleme : 14.04.2020 - 17:57

  • 1

    Yeni tip corona virüs, Covid-19 ile ortaya çıkan salgını önleme konusunda ilk hedef olarak izolasyon ve hijyen uygulamalarına başvuruldu. Ardından, aşı geliştirme çalışmaları başladı. Sizce bu ve benzer tip virüslerle başa çıkmanın yolu sadece bunlar mı? Sorunun kökenine gimek gerekirse, örneğin; virüslerin türler arası sıçramasını önlemek için neler yapılmalı?

    CEVAP: Birçok katmanı olan bir soru ve parça parça yanıtlamaya çalışacağım. Sorunun ilk kısmı izolasyon, sosyal mesafe, el yıkama gibi hijyen uygulamaları salgının yayılmasını yavaşlatıyor mu? Bunun yanıtı, evet. Her birimizin bunlara uyması şart.

    Kendimizi izole ederek diğer insanlardan uzak durmamız ve sadece alışveriş gibi mecburi hallerde dışarı çıkmamız gerekiyor. Grafikte yükselen eğriyi yumuşatmamız gerekiyor. Virüs kapan insan sayısını muhakkak düşük tutmamız gerekiyor. Çünkü eğer çok fazla kişi aynı anda enfekte olursa hastaneler ve sağlık sistemleri çökecektir. Normale dönmek mümkün olmaz. Yani , ilk sorunuzun yanıtı, “evet”. Sosyal mesafe ve hijyen önlemleri son derece önemli.

    Aşı çalışmalarına gelirsek... Aşı, sorunun olası çözümlerinden biri. Bu konuda çalışma yapan birçok ekip var. Tabi aşıya gerçekten ihtiyaç olup olmayacağını zaman gösterecek. Çünkü bu aşının sadecede yüksek risk grupları için önerilmesi de olası. Ya da tüm insanlarda kullanılacak bir aşı geliştirilebilir.

    Üçüncü olarak, bu salgın insan davranışlarıyla küresel bir pandemi haline gelmiş durumda. Ancak bu, virüsün bir laboratuvarda üretildiği anlamına gelmez. Bu virüs doğanın bir ürünüdür. Virüsün pandemik bir hale gelmesine yol açan şeyse virüsün ormandan çıkarak Wuhan gibi dev bir kente girmesidir. Buradan da tüm dünyaya yayılmıştır. Yani, özetle, insanın doğanın dengesini bozan aktiviteleri küresel bir salgına yol açmıştır.

  • 2

     Profesör Capua, daha önce yaptığınız ve dünya çapında ses getiren bir açıklamanızı detaylandırmanızı isteyeceğim.  İtalyan basınına verdiğiniz bir röportajınızda COVID-19 salgınının insanlığın doğada yol açtığı tahribatın bir sonucu olduğunu söylemiştiniz. Bu konuda biraz daha detay verebilir misiniz?

    CEVAP:  Mensubu olduğumuz Homo Sapiens türü dünyadaki birçok canlı türünden biri. Ve birçok ekosistemi şimdiye kadar dramatik bir şekilde etkilemiş durumda. Aslında yaşadığımız dünya aynı bir akvaryum gibi kapalı bir sistem. Eğer çok agresifseniz ve doğal alanları yok ederseniz, bunun gibi sorunlara yol açabilecek dengesizlikler yaratabilirsiniz. Bence doğa ananın verdiği mesaj; “bu acil durum bittiğinde, normalleşme sonrasında, doğaya daha saygı duyulan bir bakışa sahip olunması gerektiğidir”. Bunu yapmazsak, doğanın sınırlarına saygı göstermezsek daha çok sayıda salgınla karşı karşıya geleceğiz.

  • 3

    Bu görüşlerinizi biraz daha açarsak, yeni corona virüs salgınıyla, yaptığımız hataları ve bunları düzeltme yolunu keşfetme şansına sahip olduğumuz söylenebilir mi? Eğer öyleyse, bundan sonra izlenecek yol ne olmalı?

    CEVAP:   Bence hepimiz bu küresel salgının verdiği sinyallere kulak vermeliyiz. Aslında tek sinyal bu salgından ibaret değil, 2019 iklim konusundaki endişelerin seslendirildiği bir yıl oldu. İklim herşeyde olduğu gibi virüslerin yayılımını da etkileyen bir faktör. Gezegenin sağlığını etkileyen her şeyin tamamı, birden çok iticisi olan tek bir sorun gibi görülmeli. Yani doğada bir sorunu tetiklerseniz bunun sonu, yıkıcı-öldürücü olabilir. Karmaşık bir sistemin içinde yaşıyoruz ama sağlığın nasıl da dairesel bir sistem olduğunu anlamamız gerekiyor. Sağlık daireseldir ve insanlar, hayvanlar, bitkiler ve çevrenin sağlığının bir bütünüdür. Bunu, sağlığı yok ya da var edebilen tekil bir sistem olarak görmemiz gerekiyor. 

  • 4

    Bu tip corona virüsün tıpkı SARS gibi çeşitli nedenlerden, örneğin iklim koşullarından ötürü etkisini yitireceği yönünde görüşler var. Virüsün mutasyon geçirme ihtimalini de gözönüne alırsak, bizi yakın gelecekte neler bekliyor? Salgın bundan sonra nasıl bir seyir izleyecek? Ne zaman normale dönebiliriz sizce?

    CEVAP:  Ben şahsen, virüsün yok olacağını düşünmüyorum. Yani, SARS gibi davranacağını düşünmüyorum. SARS, o dönemin Hong Konglu ve Çinli yetkililerinin yanı sıra etkilenen  diğer ülkelerin çok sert tedbirleriyle durdurulabilmişti. COVID-19 ise o noktayı çoktan geçmiş durumda. Birçok ülkede dolaşım halinde. Yok olmayacak.  Eğer virüs yaz aylarında yok olursa, inanın bu bir ilk olacaktır.  Biz bu virüsü sadece dört aydır tanıyoruz. Birçok sürprizi olabilir. Ancak tecrübelerime göre, virüsün yok olması son derece zor. Etrafta dolaşmaya ve sorun çıkartmaya devam edecek. Ancak ve sadece; kuralları uygulayabilirsek ve hastaneler donanımlı şekilde her hastaya yetecek kadar iyi çalışırsa işte o zaman bu virüs diğer influenza virüsleri gibi, tedavi edilebilen bir hale gelebilecektir.  Yani birkaç yıl süreyle tehlikeli olsalar da alınan önlemler sayesinde süre kazanılacak ve daha etkin tedavi yöntemleri bulunacaktır.

  • 5

    Gerçekten çok enteresan. Peki, salgının tekrarlama riskini, “özellikle küresel altyapıların sağladığı kolaylaştırıcı etkenlere bakarak” nasıl görüyorsunuz?

    CEVAP: COVID-19 insanlara bulaşan en yeni virüs. Daha önce iki Coronavirüs’ü biliyoruz. MERS ve SARS . Ebola virüsü de yine hayvanlardan bulaşarak Afrika’da çok ciddi bir salgına yol açmıştı. Influenza ve yine hayvanlardan geçen kuş gribini gördük. Neyse ki bu virüs pandemi haline gelmedi. Domuz gribini gördük.. 2009’da H1N1 pandemisi de birçok ölüme yol açmıştı. Hayvanlardan insanlara bulaşan virüsler de doğal olaylar. Tabii insanların ve ürünlerin ülkeler arasındaki devinimi nedeniyle salgının bulaşıcı etkisi ve yarattığı tahribat artıyor.

  • 6

    ''SON ALARM ÇANI''

    Şimdiki sorumuz biraz politika ile ilgili... Özellikle Avrupa ülkeleri ile ABD’nde siyasi iktidarların sürekli tereddüt içerisinde olduklarını ve sürekli strateji değişikliklerini görüyoruz. Bu değişkenliği nasıl açıklıyorsunuz?

    CEVAP: Şu kadarını söyleyeyim, çevresel endişeleri yönetme konusunda politikacılar ile tıp insanları arasında farklılık var. Bu, bir bakış açısı sorunu. Bana göre, COVID-19 görüp görebileceğimiz “son alarm çanı” olacaktır. Hükümetlerin bilimi ve bilim insanlarını desteklemenin ve onlara güç vermenin ne kadar önemli olduğunu anlamalarını umuyorum.  Gördüğümüz fenomenlerin ne kadar karmaşık olduğunu anlamalarını istiyorum. Çünkü artık elimizde tüm bu verileri farklı işleyecek, çıktıları anlamamıza yardımcı olacak araçlar mevcut. 

    Hükümetler bilimsel sınamalarla karşı karşıya kalacağımızı anlamalı. Böylesine sınamalar “acil durum ilanlarıyla” değil, ancak ve ancak doğru şekilde “hazırlıkla” aşılabilir.  Artık bilim insanlarının ya da bilimsel grupların karar verme sürecinde daha fazla yer almasının vaktidir.

    Eğer mümkünse sizden bir iyilik rica edeceğim. Bizim grubumuz bilimin güzelliğiyle ilgili ilham verici bir klip hazırladı. Andrea Bocelli ve Giorga tarafından dünyadaki en ünlü şarkıcılardan ikisi tarafından seslendirildi.  Eğer bunu da yayınınızda ve internet sitenizde paylaşırsanız çok mutlu oluruz. Çünkü amacımız yılda bir milyon izlenme sayısına ulaşmak.

  • 7

    Profesör Capua, size son bir sorum daha olacak.. Türk halkına salgını önlemek konusunda vermek istediğiniz özel bir mesajınız var mı?

    CEVAP: Evet var.. Bu yaşadığımız salgın, ortaya çıkan kıyamet görüntüsü, ortak sorumlulukla ilgili bir şey. Hepimizin üzerine düşen şeyler var. Çok zor bir şey ama... Hem toplum hem de bireyler olarak sorunun değil çözümün parçası olmamız gerekiyor. Maalesef virüslerin ne yapacağını kestirmek çok güç. Ancak neyse ki katil bir virüsle uğraşmıyoruz.  Ölümlere yol açtığı doğru ama Ebola gibi virüslerle kıyaslanamaz bile. 

    Bu virüs bir stres testi gibi. Hem demografi hem de sağlık hizmetleri için bir stres testi olarak görebiliriz. Bu enfeksiyonla savaşmak için hepimizi tek vücut olması gerekiyor. Koruma önlemlerine gerekçe göstermeden lütfen kesinlikle uyalım.  Unutmamalıyız ki, “zincirin gücü” en zayıf halkasıyla sınırlıdır. O yüzden herkes bu virüsle savaşta elinden gelenin en iyisini yapmalı.

Ana Sayfaya Git
  • ©Copyright 2024 | Tüm Hakları Saklıdır

NTV’de canlı olarak yayınlanan tüm programlar ile ilgili bilgiler, program bölümleri ve programlarla ilgili haberler NTV Ekranı’nda. Günlük NTV yayın akışı ve program saatlerini de NTV Ekranı kategorisinden saat bazında görebilirsiniz. %100 Futbol ile son dakika spor haberlerini, Gündem Masası ile gündem haberleri ile ilgili değerlendirmeleri NTV Ekranı’nda.

Mobil Uygulamalarımız