Ceyda Ateş Çocuk dizisini anlattı: Şule'ye hak veriyorum

Evlilik sonrası ABD'de yaşamaya başlayan Ceyda Ateş Star TV'nin yeni dizisi Çocuk'ta Şule karakterine hayat veriyor. Ateş diziside karakteri hakkında, "O sahneleri çekerken ben de bir insan olarak “Bunları nasıl yapacağım” diye düşünüyorum. ‘Şule’ karakteri de bu noktada hatalı olduğunu biliyor ve sonra yaptıklarına pişman oluyor. Ama köşeye sıkışmışlığı ve üstündeki baskıya bakınca onun bu karmaşık ruh haline de hak veriyorum" ifadelerini kullandı.

Haberler 22.09.2019 - 15:44 Son Güncelleme : 22.09.2019 - 15:52

  • 1
    Çocuk dizisinin başrollerinden Ceyda Ateş hayat verdiği Şule karakterini ve özel hayatı hakkında Hürriyet'ten Hakan Gence'ye konuştu.

    Ekranda göründüğünüz andan itibaren estetik müdahale yaptırdığınız, kilo aldığınız konuşulmaya başladı. Nedir işin aslı?

    - İnsanların birlerine “Kilolusun” ya da “Zayıfsın” gibi şeyler söylerek eleştiride bulunmalarını hiç anlamıyorum. Bana doğru gelmiyor. Belki karşılarındakinin geçirdiği ciddi sağlık problemleri var. Bu gözle bakılmalı ve insanlar birbirlerini işiyle eleştirmeli, dış görünüşüyle değil. Çünkü kimin ne yaşadığını bilemezsiniz.
  • 2
    Sizin yaşadığınız bir şey mi oldu?

    - ‘Yılanların Öcü’ dizisinde ciddi bir tehlike atlattım. Burnum kırıldı. Sağlık sebebiyle belirli aralıklarla dört kez ameliyat olmak zorunda kaldım. Benim için zor bir süreçti. En son operasyonu bir sene önce geçirdim. O nedenle ifadem değişik geliyor olabilir. Bunun dışında herhangi bir işlem yaptırsaydım bunu da çekinmeden paylaşırdım.

    Tam başrollere terfi ettiğiniz o sırada evlenip ABD’ye yerleşip kariyerinize ara verdiniz. Sizce ne kadar doğru bir tercihti?

    - Aslında benim kariyerime ara verme sebebim evlilik ya da ilişkim değildi. Niyetim kendimi toparlamak, geliştirmek, biraz geri planda durmaktı.
  • 3

    Peki bunlar için ABD’deki altı senede neler yaptınız?

    - Pek çok insan beni oynadığım dizilerden biliyor ama çok iyi tanımıyor. “Evlendi yurtdışına yerleşti, orada da evinde oturuyor” diye düşünüyorlar. Ama gerçekte altyapımın ne kadar dolu olduğunu, nelerle uğraştığımı kimse bilmiyor.

    Anlatın o halde...

    - Uzun yıllardır at biniyorum, profesyonel biniciyim, yakında sertifika alıp çocuklara eğitim vereceğim. Çocuk yaşlardan beri aldığım bale eğitimim var. Yağlıboya tablo çalışmaları yapıyorum. Kendime evde bir atölye kurdum, sergi açmayı planlıyorum. Hollywood’dan bir oyuncuyla anlaştım, oyuncu koçum oldu, uzun zamandır ondan dersler alıyorum. İngilizcemi çok geliştirdim.

    O dönemde Buğra Bey’in ailesinin sizi istemediği söylendi. Olayın aslı nedir?

    - Doğrusu nedir bilmeden pek çok şey yazıldı. Ama öyle bir problem yoktu ve o haberler doğru değildi. Biz Buğra ve ailesiyle çok iyiyiz. Buğra’nın ailesi ABD’de komşumuz, görüşüyoruz. Buradaki boş vakitlerimizde de ailece birlikteyiz. Hatta en son bu yaz hep birlikte tatile gittik. Kısacası keyifli ve mutluyuz.

  • 4
    Eşinizin öpüşme, sevişme sahnelerine karşı kuralları var mı?

    - Benim işime, kararlarıma saygı duyuyor, “Senin hayatın, ben işini bilerek ve kabul ederek seninle evlendim” diyor.

    6 yaşında oyunculuğa başlamışsınız...

    - Evet, çocuk güzeli seçildikten sonra dizi teklifleri geldi. İlk işim ‘Çiçek Taksi’de 6 yaşımdaydım.

    Ailede oyuncu var mıydı?

    - Hayır. Annem ev hanımı, babam banyo dekorasyonlarıyla ilgileniyor. Karadenizli. Bizde göçmenlik var. Üç kardeşiz. 9 yaşında bir yandan dizi çekimlerine, bir yandan okula gidiyordum. ‘Küçük İbo’ dizisinde oynarken “Bu benim mesleğim olacak” dedim; Barış Manço Kültür Sanat Merkezi’nde oyunculuk eğitimi almaya başladım.
  • 5
    Yıllardır kötüyü oynuyorsunuz. Sizce bu üzerinize mi yapıştı?

    - Kötüyü iyi oynadığım ya da Avrupai bir tip olduğum için olabilir. Bizdeki algı bu. Aslında çocukluğumdan beri çok karakter canlandırdım. İçlerinde iyi olanlar da vardı ama insanların aklında hep kötü karakter kalıyor.

    Kötüler neden daha çok akla kazınıyor?

    - Çünkü her şey onun etrafında dönüyor. Mesela bir davettesin, sen sakince dururken, yanındaki elindeki bardağı yere fırlattı. Hafızalarda o kişinin yaptığı eylem kalır. Dizilerde de böyle, kötüler sürekli dikkat çeken bir eylemde bulunuyor.
  • 6
    Yeni diziniz ‘Çocuk’ başladı. Sizce neden bu diziyi izleyelim?

    - Annelerin çocuklarıyla sınandığı bir hikâye. Dört ayrı kadın ve dört farklı hayat. Herkes empati kuracak bir şey bulabilir.

    Sizi nasıl bir karakterde göreceğiz?

    - ‘Şule’ kocasına âşık bir kadın. Çocuk sahibi olmak istiyorlar, hamile kalıyor ama hep düşükle sonlanıyor. Son hamile kaldığında kocası iş seyahatindeyken yine düşük oluyor ve kayınvalidesi kucağına bir bebek veriyor. O da eşine çocuğu düşürdüğünü söyleyemiyor ve bu çocuğa yıllarca kendi çocuğu gibi bakıyor. Ne zaman ki bir gün kendi çocuğu oluyor, işler değişiyor. Lohusa döneminde duyguları altüst oluyor. Aslında derdi evlatlık çocuğuyla değil, ihmal edilmesiyle. Kayınvalidesi ve eşinden beklediği ilgiyi göremiyor. Bu mutsuzluğunu da çocuğa yansıtıyor.
  • 7
    İyi ama ‘Şule’, çocuğunu sokak ortasında terk eden, balkondan düşerken görüp yardım etmeyen bir karakter. Onu haklı mı görüyorsunuz?

    - O sahneleri çekerken ben de bir insan olarak “Bunları nasıl yapacağım” diye düşünüyorum. ‘Şule’ karakteri de bu noktada hatalı olduğunu biliyor ve sonra yaptıklarına pişman oluyor. Ama köşeye sıkışmışlığı ve üstündeki baskıya bakınca onun bu karmaşık ruh haline de hak veriyorum.

    *Hep tartışılan bir konu vardır: Emek veren mi, doğuran mı? Sizce?

    - Her kadın doğurabilir ama herkes anne olamaz. Çünkü annelik, koşulsuz sevgi demek. Önemli olan ona harcadığın emek. Yoksa herkes doğuruyor.
Ana Sayfaya Git
  • ©Copyright 2024 | Tüm Hakları Saklıdır

NTV’de canlı olarak yayınlanan tüm programlar ile ilgili bilgiler, program bölümleri ve programlarla ilgili haberler NTV Ekranı’nda. Günlük NTV yayın akışı ve program saatlerini de NTV Ekranı kategorisinden saat bazında görebilirsiniz. %100 Futbol ile son dakika spor haberlerini, Gündem Masası ile gündem haberleri ile ilgili değerlendirmeleri NTV Ekranı’nda.

Mobil Uygulamalarımız