Trakya Üniversitesi Tıp Fakültesi Adli Tıp Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ahmet Yılmaz hakkında, ''15 yaşındaki G.D'yi, rızası olmadığı için muayene etmediği'' gerekçesiyle açılan ''görevi kötüye kullanma'' davasının ilk duruşması Edirne 4. Asliye Ceza Mahkemesi'nde yapıldı.
Prof. Dr. Ahmet Yılmaz duruşmada hazır bulundu.
Yılmaz, savunmasında üzerine atılı suçlamaları kabul etmediğini belirterek, ''Cinsel istismar iddiasıyla, genital muayene için bana getirilen mağdur G.D. ve yakınları muayene yapmamı istemediler. Ben de gerekli tutanağı tuttum. Kendi el yazılarıyla buna dair beyanlarını alıp polisle geri gönderdim. Zira hekim olarak yapacak başka bir şeyimiz yoktu. Mahkemenizden beraatımı istiyorum'' dedi.
Mahkemede tanık olarak dinlenen iki doktor, olayın yaşandığı gün hastanede olduklarını, muayeneyi hasta ve hasta yakınlarının kabul etmediğini söyledi.
Sanık ve tanık ifadelerini dinleyen mahkeme, Yılmaz'ın beraatına karar verdi.
Yılmaz, duruşma sonrası gazetecilere yaptığı açıklamada, 23 yıllık meslek hayatında ilk defa böyle bir olayla karşılaştığını belirtti.
Hekimler olarak hasta haklarına büyük önem verdiklerini ifade eden Yılmaz, şunları söyledi:
''Kişinin onayı olmadıkça, rıza vermedikçe ona müdahale yapamazsınız. Eğer kişinin yaşı küçükse anne ve babası, hatta anne ve babası yoksa yasal temsilcisi onay vermedikçe bir kişiye dokunamazsın. Hekim de olsanız bu mümkün değil. Mahkeme kararı da olsa mağdura dokunma ve muayene etme şansınız yok.
Bilinci açık, kendi hakkında karar verme yeteneğine sahip birisinin, ölüm orucunda bile olsa hatta acil servise gelse kendi hakkında tedaviyi kabul etmiyorsa hekim olarak yapabileceğimiz bir şey yoktur. 23 yıllık meslek hayatımda muayeneyi reddeden ilk vaka karşısında böyle bir duruma düştüm. Mahkeme heyeti kararımızda ne kadar haklı olduğumuzu gösterdi.''
'YARGILANAN SADECE İYİ HEKİMLİK DEĞİL'
Adli Tıp Uzmanları Derneği Başkanı Prof. Dr. Ümit Biçer ise, Prof. Dr Yılmaz'ın adli tıp konusunda verdiği derslere bugün bir yenisini daha eklediğini söyledi.
Böyle bir davanın açılmasından büyük üzüntü duyduklarını dile getiren Biçer, ''Burada yargılanan sadece iyi hekimlik değil hasta haklarıydı. Ahmet hocamız adli tıp konusunda verdiği derslere bir yenisini daha eklemiş oldu. Hasta haklarını savunarak iyi hekim değerlerini hasta hakları ile birlikte yürüdüğünü hepimize anlattı. Bundan sonra bu tür davalarla karşılaşmamayı umut ediyoruz'' diye konuştu.
Türk Tabipler Birliği Merkez Konseyi 2. Başkanı Prof. Dr. Özdemir Aktan da, Yılmaz'ın sanık sıfatıyla mahkemede yer almasından büyük üzüntü duyduklarını söyledi. Aktan, hekimlik etik değerlerinin koruyucusu ve uygulayıcısı olarak Yılmaz'ın herkese örnek bir davranışta bulunduğunu ve mesleğin gereğini yerine getirdiğini vurguladı.
OLAY
Kırklareli Cumhuriyet Başsavcılığı’nca, ''çocuğun cinsel istismarı'' iddiasıyla muayenesi talep edilerek Edirne'deki Trakya Üniversitesi Tıp Fakültesi Adli Tıp Anabilim Dalı'na sevk edilen 15 yaşındaki G.D. ile yanında bulunan ailesi, hastanede muayene edilmeyi kabul etmeyince Prof. Dr. Ahmet Yılmaz, tutanak düzenleyerek muayeneyi gerçekleştirmemişti.
Bunun üzerine, savcılık tarafından Prof. Dr. Yılmaz hakkında ''görevi ihmal'' ve ''görevi kötüye kullanmak'' iddiasıyla dava açılmıştı.
Prof. Dr. Ahmet Yılmaz duruşmada hazır bulundu.
Yılmaz, savunmasında üzerine atılı suçlamaları kabul etmediğini belirterek, ''Cinsel istismar iddiasıyla, genital muayene için bana getirilen mağdur G.D. ve yakınları muayene yapmamı istemediler. Ben de gerekli tutanağı tuttum. Kendi el yazılarıyla buna dair beyanlarını alıp polisle geri gönderdim. Zira hekim olarak yapacak başka bir şeyimiz yoktu. Mahkemenizden beraatımı istiyorum'' dedi.
Mahkemede tanık olarak dinlenen iki doktor, olayın yaşandığı gün hastanede olduklarını, muayeneyi hasta ve hasta yakınlarının kabul etmediğini söyledi.
Sanık ve tanık ifadelerini dinleyen mahkeme, Yılmaz'ın beraatına karar verdi.
Yılmaz, duruşma sonrası gazetecilere yaptığı açıklamada, 23 yıllık meslek hayatında ilk defa böyle bir olayla karşılaştığını belirtti.
Hekimler olarak hasta haklarına büyük önem verdiklerini ifade eden Yılmaz, şunları söyledi:
''Kişinin onayı olmadıkça, rıza vermedikçe ona müdahale yapamazsınız. Eğer kişinin yaşı küçükse anne ve babası, hatta anne ve babası yoksa yasal temsilcisi onay vermedikçe bir kişiye dokunamazsın. Hekim de olsanız bu mümkün değil. Mahkeme kararı da olsa mağdura dokunma ve muayene etme şansınız yok.
Bilinci açık, kendi hakkında karar verme yeteneğine sahip birisinin, ölüm orucunda bile olsa hatta acil servise gelse kendi hakkında tedaviyi kabul etmiyorsa hekim olarak yapabileceğimiz bir şey yoktur. 23 yıllık meslek hayatımda muayeneyi reddeden ilk vaka karşısında böyle bir duruma düştüm. Mahkeme heyeti kararımızda ne kadar haklı olduğumuzu gösterdi.''
'YARGILANAN SADECE İYİ HEKİMLİK DEĞİL'
Adli Tıp Uzmanları Derneği Başkanı Prof. Dr. Ümit Biçer ise, Prof. Dr Yılmaz'ın adli tıp konusunda verdiği derslere bugün bir yenisini daha eklediğini söyledi.
Böyle bir davanın açılmasından büyük üzüntü duyduklarını dile getiren Biçer, ''Burada yargılanan sadece iyi hekimlik değil hasta haklarıydı. Ahmet hocamız adli tıp konusunda verdiği derslere bir yenisini daha eklemiş oldu. Hasta haklarını savunarak iyi hekim değerlerini hasta hakları ile birlikte yürüdüğünü hepimize anlattı. Bundan sonra bu tür davalarla karşılaşmamayı umut ediyoruz'' diye konuştu.
Türk Tabipler Birliği Merkez Konseyi 2. Başkanı Prof. Dr. Özdemir Aktan da, Yılmaz'ın sanık sıfatıyla mahkemede yer almasından büyük üzüntü duyduklarını söyledi. Aktan, hekimlik etik değerlerinin koruyucusu ve uygulayıcısı olarak Yılmaz'ın herkese örnek bir davranışta bulunduğunu ve mesleğin gereğini yerine getirdiğini vurguladı.
OLAY
Kırklareli Cumhuriyet Başsavcılığı’nca, ''çocuğun cinsel istismarı'' iddiasıyla muayenesi talep edilerek Edirne'deki Trakya Üniversitesi Tıp Fakültesi Adli Tıp Anabilim Dalı'na sevk edilen 15 yaşındaki G.D. ile yanında bulunan ailesi, hastanede muayene edilmeyi kabul etmeyince Prof. Dr. Ahmet Yılmaz, tutanak düzenleyerek muayeneyi gerçekleştirmemişti.
Bunun üzerine, savcılık tarafından Prof. Dr. Yılmaz hakkında ''görevi ihmal'' ve ''görevi kötüye kullanmak'' iddiasıyla dava açılmıştı.